بســـم الله الرحمن الرحيم

 

Nefsin Şerefi

 

Şakik b. İbrahim der ki:

"Şu altı husustan dolayı muvaffakiyetin kapıları kula kapalı olur:

1 - Nimetle meşgul olup, ona şükretmemesi.

2 -  İlime rağbet edip, amel etmeyi terk etmesi.

3 -  Hızlı günah işleyip tevbeyi geciktirmesi.

4 -  Salihlerin sohbetinden gafil olması ve onların fiillerine uymayı terk etmesi.

5 -  Salihler dünyaya bağlanmadıkları hâlde kendisinin dünyaya bağlanması.

6 -  Salihler âhirete yöneldikleri hâlde kendisinin âhiretten yüz çevirmesi."

Ben derim ki, bunun aslı;

- Rağbet ve korkunun olmamasıdır.

- Yakinin zayıflamış olması,

- Basiretin zayıflamış olması ve

- Nefsin de düşük ve bayağı olmasıdır.

Bu, iyi olanları kötülerle değiştirmek demektir. Aksi hâlde bu şerefli ve yüce olsaydı, zelilliğe razı olmazdı.

Kuşkusuz bütün hayrın aslı, Allah'ın (c.c.) muvaffak kılması ve dilemesiyledir. Nefsin ahlâklı, yüce ve şerefli olması, hayrın aslı kapsamındadır. Şerrin aslı da nefsin düşük, çirkin ve küçük olmasıdır.

Yüce Allah şöyle buyurmuştur:

"Elbette nefsini temizleyip parlatan kurtulmuştur. Onu kirletip gömen de ziyan etmiştir." (Şems, 9-10)

Yani Allah'a itaat ederek nefsi büyük gören, çok gören ve artmış olduğunu gören kurtulmuştur. Allah'a isyan ederek nefsi küçük ve hakir gören de helak olmuştur.

Şüphesiz ki şerefli olan nefisler, ancak yüce olan, üstün olan ve sonuç bakımından övgülü olan şeylerden razı ve hoşnut olurlar.

Düşük olan nefisler ise, düşük ve bayağılıklar etrafında dönüp dolaşırlar ve içine düşerler. Tıpkı sineğin pisliklerin içine düştüğü gibi.

Şerefli ve yüce nefis, zulümden, fuhşiyattan, hırsızlıktan ve hıyanetten alsa razı olmaz. Çünkü bu nefis, bundan daha yüce ve daha değerlidir.

Ancak düşük ve alçak olan nefis ise, bunun tersinedir.

Dolayısıyla her nefis, münasip olana ve şekline göre / uygunluğuna göre meyillenir. Yüce Allah'ın buyurduğu şu ayetin mânası da bu yöndedir:

"De ki herkes münasip olduğu üzere amel işler."

Yani kendisinin münasip ve uygun olduğu şeye göre amel eder. Bu kimse tabiatına ve ahlâkın uygun bir yolla amel işler. Kul, yolu gidişatı ve huy edindiği âdeti üzere amel etmektedir.

Zalim nefis, nimetleri verenden yüz çevirmekle ve günahlar işlemekle, nimetlere mukabil olan yoluna benzer şeylerle amel eder.

Mü'min nefis ise; nimetleri verene şükrederek, O'nu severek, O'na övgü ve sevinç belirterek, O'na karşı haya ederek, O'nu yücelterek ve büyükleyerek, münasip olarak yolunu izleyip amel işler.

 

İÇİNDEKİLER