|
Cüz : 28 |
104 / 63 MÜNÂFIKÛN (1-4) |
553 |
|
اِذَا جَآءَ كَ الْمُنَافِقُونَ قَالُوا نَشْهَدُ اِنَّكَ لَرَسُولُ اللهِ وَاللهُ يَعْلَمُ اِنَّكَ لَرَسُولُهُ وَاللهُ يَشْهَدُ اِنَّ الْمُنَافِقِينَ لَكَاذِبُونَ -1, اِتَّخَذُوآ اَيْمَانَهُمْ جُنَّةً فَصَدُّوا عَنْ سَبِيلِ اللهِ اِنَّهُمْ سَآءَ مَا كَانُوا يَعْمَلُونَ -2, ذَلِكَ بِاَنَّهُمْ اَمَنُوا ثُمَّ كَفَرُوا فَطُبِعَ عَلَى قُلُوبِهِمْ فَهُمْ لاَ يَفْقَهُونَ -3, وَاِذَا رَاَيْتَهُمْ تُعْجِبُكَ اَجْسَامُهُمْ وَاِنْ يَقُولُوا تَسْمَعْ لِقَوْلِهِمْ كَاَنَّهُمْ خُشُبٌ مُسَنَّدَةٌ يَحْسَبُونَ كُلَّ صَيْحَةٍ عَلَيْهِمْ هُمُ الْعَدُوُّ فَاحْذَرْهُمْ قَاتَلَهُمُ اللهُ اَنَّى يُؤْفَكُونَ -4,
Münafıkların münafıklıklarını en belirgin şekliyle açıklığa kavuşturan sûre onları duvara dayandı-rılmış kütüklere benzetir. Benî Mustalik gazvesinden dönüşte müslümanları Medine’den çıkaracaklarına ye-min eden bu münafıklar; tüm gücün ve kuvvetin Allah, Rasûlü ve mü’minlere ait olduğu gerçeğini unutuyor-lardı. Ayrıca sûre, müslümanlara da dünya malı ve eğlencesiyle meşgul olup Allah’a itaat ve ibadetten dün-yanın alıkoymamasını öğütler ve O’nun rızasını kazanmak için o yolda harcamayı emrederek son bulur.
Dünyada herkesi, ahirette sadece mü’minleri rahmetine alan Allah adına.
/ 1 Münafıklar sana geldikleri zaman: “Şahitlik ederiz ki, sen muhakkak Allah’ın elçisisin” derler. Allah senin gerçekten O’nun elçisi olduğunu çok iyi bilir ve Allah münafıkların yalancı olduklarına şahitlik eder. 2 Münafıklar yeminlerini öldürül-mekten korunabilecekleri bir kalkan edindiler ve böylece insanları cihaddan ve Mu-hammed’e iman etmekten uzaklaştırmaya çalışıyorlar. Şüphesiz onların yaptıkları ne kötü şeydir. 3 İşte böyledir, çünkü onlar iman ettiklerini iddia ederler halbuki kendi ne-fislerinde hakikatleri inkâr edip kâfir olmuşlar ve böylece kalplerine bir mühür vurul-muştur ve artık neyin doğru neyin yanlış olduğunu anlayamazlar. 4 Şimdi sen onları gördüğünde dış görüntüleri hoşuna gider. Söz söylerlerse, sözleri yaldızlı ve etkileyici oluşundan söylediklerini dinlemek istersin. Sanki onlar ruhsuz kalıplar, akılsız bedenler gibi duvara dayandırılmış kütüklere benzerler, korkaklık ve içlerindeki hainlikleri sebe-biyle duydukları her haykırışı, sesi, gürültüyü kendilerine yönelik sanırlar. Onlar müs-lüman görünseler de, hem sana hem mü’minlere tam anlamıyla düşmandırlar. On-lardan sakın, Allah onların belalarını versin, doğru yoldan sapıklığa nasıl da döndürü-lüyorlar. 8
|
554 |
104 / 63 MÜNÂFIKÛN (5-11) |
Cüz : 28 |
|
وَاِذَا قِيلَ لَهُمْ تَعَالَوْا يَسْتَغْفِرْ لَكُمْ رَسُولُ اللهِ لَوَّوْا رُؤُسَهُمْ وَرَاَيْتَهُمْ يَصُدُّونَ وَهُمْ مُسْتَكْبِرُونَ -5, سَوَآءٌ عَلَيْهِمُ اسْتَغْفَرْتَ لَهُمْ اَمْ لَمْ تَسْتَغْفِرْ لَهُمْ لَنْ يَغْفِرَ اللهُ لَهُمْ اِنَّ اللهَ لاَ يَهْدِى الْقَوْمَ الْفَاسِقِينَ -6, هُمُ الَّذِينَ يَقُولُونَ لاَ تُنْفِقُوا عَلَى مَنْ عِنْدَ رَسُولِ اللهِ حَتَّى يَنْفَضُّوا وَلِلَّهِ خَزَآئِنُ السَّمَوَاتِ وَاْلاَرْضِ وَلَكِنَّ الْمُنَافِقِينَ لاَ يَفْقَهُونَ -7, يَقُولُونَ لَئِنْ رَجَعْنَآ اِلَى الْمَدِينَةِ لَيُخْرِجَنَّ اْلاَعَزُّ مِنْهَا اْلاَذَلَّ وَلِلَّهِ الْعِزَّةُ وَلِرَسُولِهِ وَلِلْمُؤْمِنِينَ وَلَكِنَّ الْمُنَافِقِينَ لاَ يَعْلَمُونَ -8, يَآاَيُّهَا الَّذِينَ اَمَنُوا لاَ تُلْهِكُمْ اَمْوَالُكُمْ وَلآ اَوْلاَدُكُمْ عَنْ ذِكْرِ اللهِ وَمَنْ يَفْعَلْ ذَلِكَ فَاُولَئِكَ هُمُ الْخَاسِرُونَ -9, وَاَنْفِقُوا مِنْ مَا رَزَقْنَاكُمْ مِنْ قَبْلِ اَنْ يَأْتِىَ اَحَدَكُمُ الْمَوْتُ فَيَقُولَ رَبِّ لَوْلآ اَخَّرْتَنِى اِلَى اَجَلٍ قَرِيبٍ فَاَصَّدَّقَ وَاَكُنْ مِنَ الصَّالِحِينَ -10, وَلَنْ يُؤَخِّرَ اللهُ نَفْسًا اِذَا جَآءَ اَجَلُهَا وَاللهُ خَبِيرٌ بِمَا تَعْمَلُونَ -11,
7 5 Onlara “Gelin de, Allah’ın peygamberi sizin için bağışlanma dile-sin!” denilince, başlarını çevirirler ve sen onların büyük bir kibirle nasıl çekip gittiklerini görürsün. 6 Onlar için bağışlanma dilesen de, dilemesen de aynıdır. Allah onları asla bağışlamayacaktır. Çünkü Allah kendi yolundan çıkmış toplu-luğa rehberliğini ulaştırmaz. 7 Bunlar o kimselerdir ki; “Allah’ın peygamberinin yanında bulunanlara hiçbir şey vermeyin ki, O’nun etrafından dağılıp gitsinler” derler. Göklerin ve yerin hazineleri Allah’ındır ama bu gerçeği münafıklar anla-yamazlar, kavrayamazlar. 8 Derler ki: “Eğer Benî Müstalik savaşından Medi-ne’ye dönersek biz üstün olanlar, Rasülullah ve beraberindeki aşağılık kimse-leri Medine’den çıkaracağız.” Ama asıl şeref, üstünlük Allah’a O’nun elçisine ve inananlara aittir, fakat münafıklar bu gerçeği bilmezler.
/ 9 Ey iman edenler! Mallarınız ve çocuklarınız sizi Allah’ı anmak-tan meşgul edip alıkoymasın. Kim böyle yaparsa yani dünya ve şeytan kimi Allah’a ibadet ve itaatten alıkoyarsa, ziyana uğrayanlar onlardır. 10 Birinize ö-lüm gelip de “Rabbim ne olur beni yakın bir süreye kadar erteleseydin de sa-daka verip iyilerden olsaydım!” demesinden önce, size verdiğimiz rızıktan he-men şimdi O’nun yolunda harcayın. 11 Oysa Allah ölüm vakti geldiği zaman, hiçbir insana mühlet tanımaz ve Allah bütün yaptıklarınızı tam olarak bilir.