104/HÜMEZE

Geleneksel başlığını ilk ayetinde geçen bir isimden alan bu sure, Muhammed (s)'in peygamberliğinin üçüncü yılının sonuna doğru -muhtemelen 75. sureden (Kıyâmet) sonra- nazil olmuştur.

1 VAY haline iftira atanın ve ayıp-kusur arayanın!1

2 [Vay haline o kişinin]2 ki, serveti biriktirir ve onu bir kalkan sayar, 3 zanneder ki serveti onu sonsuza dek yaşatacak!3

4 Hayır, tersine, [öteki dünyada] çökerten bir azaba4 terk edilecektir o!

5 Bilir misin nedir o çökerten azap?

6 Allah tarafından tutuşturulan bir ateş, 7 [günahkar] kalplerin üstünde yükselen:5

8 üzerlerine salınacak (bir ateş), 9 sonsuz sütunlar arasında!6

DİPNOTLAR

1 Yani, kötü niyetle başkalarında gerçek veya hayalî kusurlar aramaya çalışan herkes.

2 Bu tekrarlayıcı parantez zorunludur, çünkü 2-3. ayetlerde anlatılan olumsuz davranışlar, 1. ayette zikredilen iki gruptan tamamen farklı bir kategoriye aittir.

3 Bu, maddî servetleri ve imkanları elde etmeye ve onlara sahip olmaya neredeyse “dinî” bir değer atfetme eğiliminin kinâyeli bir anlatımıdır -insanı ruhî endişelere gerçekten önem vermekten alıkoyan bir eğilim (karş. 102:1, not 1). Önceki ayetteki ‘addedehû fiilini “onu bir kalkan sayar” şeklinde çevirmem, Cevherî'nin bu terim ile ilgili açıklamasına dayanmaktadır.

4 Hutame -“cehennem” kavramında mündemiç bulunan öteki dünya azabının muhtelif mecazlarından biridir (bkz. 15:43-44, not 33).

5 Yani, onların kalplerinden çıkarak -günahkarların suçlarını geç fark etmelerinde “ateş”in ruhî niteliğine bir işaret vardır.

6 Lafzen, “geniş sütunlar arasında”, yani ümitsizlik ile kuşatılmış halde.