Mekke Döneminde
İndirildi
Ayet Sayısı: 7
Cüz 1, Sûre 1
1-
Affeden ve bağışlayan Allah'ın adıyla.
2- Övgü ve
ibadet, her şeyi yaratan
ve idare eden Allah'a
aittir.
3-
Affeden ve bağışlayandır.
4- Hesap
sorma gününün sahibidir.
5- Rabbimiz!
Yalnız sana ibadet
eder, yalnız senden yardım isteriz.
6- Bizleri
doğru yola ilet.
7- Nimet
verdiklerinin yoluna, gazaba uğrayanların ve sapıkların yoluna
değil.[1]
Sözlükte, açıklama ve
izah etme anlamındadır.[2]
İslâmı kullanımında; Allah'ın sözünden kastettiği şeyin anlaşılması için
yapılan açıklamaya denir. Böylece emir ve yasaklarına uyulmuş olur. O
ayetlerini[3]
gösterdiği doğru yol tutulmuş ve orada geçen olaylardan dersler alınmış
olur. Sûre, Allah'ın kitabının
bölümlerinden her birine verilen isimdir. En küçük sûre üç ayetlidir.
Diğerleri ise üç ayetten fazladır. Kur'an-ı Kerim'in sûreleri yüzondört
tanedir. Bakara sûresi en uzun, Kevser sûresi ise en kısa sûredir.
Fatiha. Her şeyin
başlangıcı için onun fatihası denir. Kur'an-ı Kerim'in başlangıcı da:
"Elhamdülillahi Rabbilalemin" diye başlayan sûredir. Onun için bu
sûreye Fatiha sûresi denilmiştir. Fatiha sûresinin pek çok ismi vardır."[4] Bunlardan
bazıları: Ümmül Kur'an (Kur'an'm anası) Sebül Mesani[5] (Sürekli
tekrarlanan yedi) Ümmül Kitap (Kitabın anası)[6] ve
Üm-müs Salat (Namazın anası)dır.
Mekki. Sûrelerden
Mekke'de inmiş olanlar. Medeni ise, Medine'de inmiş olan sûrelere denir.
Mekke'de inmiş olan sûreler genel olarak inanç esaslarının açıklanmasından,
bunları delillerle ortaya koymaktan ve bu esasları zihinlerde iyice
yerleştirmek için çeşitli örneklerle açıklamalar yapmaktan bahseder. İnanç
esaslarının en büyüğü ise: İbadet konularında Allah'ı birlemek, yalnız ona
ibadet etmek, Allah Rasûlü'nün s
peygamberliğine inanmak, öldükten sonra dirilmeyi ve ahiret hayatının varlığını
kabul etmektir. Medine'de inen sûreler ise, çoğunlukla, kanunları ve helâl-haram
ölçülerini açıklar.
Ayetler. Ayet
kelimesinin çoğuludur. Alâmet ve işaret manalarına gelir. Bu sözlük manasıdır.
Kur'andaki özel manası: Allah kelâmından olan her bir cümleye ayet denir.
Bunlar insanlar için doğru yolu gösterirler. Cenab-ı Hakk'ın kudretine, varlığına
ve ilmine dair nişanlar taşırlar. Muhammed (s.a.v.)'in peygamberliğini isbat
ederler. Kur'an-ı Kerim'deki ayetlerin sayısına gelince, bunlar altıbin
ikiyüzden fazladır.[7] Fatiha sûresi, besmele
hariç, yedi ayettir.[8]
Allah'a sığınmak.[9]
Kovulmuş şeytandan
Allah'a sığınırım.[10]
Sığınmak. Uzaklaşma
sözü. Kulun, "kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım", demesidir.
Allah'a sığınmak manasına gelir.
Sığınırım ve
korunurum.
Allah'a. Her şeyin
Rabbine, her şeye gücü yetene, her şeyi bilene ve öncekilerin ve sonrakilerin ilâhına.
İblis; şeytan.
(Allah'ın laneti onun üzerine olsun!)
Kovulmuş. Her türlü rahmetten ve hayırdan kovulmuş, uzaklaştırılmış.
Allah'a sığınmanın
manası: Kovulmuş şeytanın beni saptırmasından veya Kur'an okurken beni şüpheye
düşürüp Rabbime isyan ettirmesinden beni yaratan Aüah'a sığınırım ve onunla
korunurum, demektir.
Allah'a Sığınmanın
Hükmü: Kur'an okumak isteyenler için Allah'a sığınmak sünnettir.[11] Bu
da genellikle şu şekilde olur: "Eûzubillahimineşşeytanirracim"
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım; önce Allah'a sığınır, sonra da okurum...
Yine kendisine kızgınlık gelenin veya aklına kötü şeyler gelen kimsenin de
Allah'a sığınması çok güzel bir şeydir.
Bısmıllahırrahmanırrahım.
[12]
Besmele, Kulun,
Bismillahirrahmanirrahim, demesidir.
İsim. Kendisini
başkalarından ayırmak ve tanınmak için alâmet olarak konan sözcüktür.
Allah. Cenab-i Hakk'ın
zatı İçin (Özel) isimdir. O ençok bu isimle bilinir.[13]
Rahman. Allah'ın sıfat-isİmlerİnden biridir.
Rahmet kelimesin-mh den türemedir.
Cenab-ı Hakk'ın çok merhametli olduğunu gösterir.
er-Rahiymu: Rahim. Allah'ın sıfat-isimlerinden
biri de budurl ve rahmet kelimesinden türemedir. Manası, dünya ve ahirette
kullarına çok merhamet eden, demektir.[14]
Besmelenin manası:
Kur'an okurken, affeden ve bağışlayan Allah'ın ismiyle bereketlenerek ve ondan
yardım alarak okumağa başlarım, demektir.
Besmelenin hükmü:
Kur'an-ı Kerim'deki her sûreyi okumaya başlarken kulun besmele çekmesi
kendisinden istenir. Ancak Tevbe sûresi okunurken besmele çekilmez. Cemaatle
kılınırken Fatiha'nm açıktan (sesli olarak) okunduğu farz namazlarında da
besmele içten, sessizce söylenir.
Yeme ve içme esnasmda,[15]
elbise giydiğinde, camiye girerken ve çıkarken, bir şeye binerken ve insanın
aklına gelen her güzel işte kulun besmele çekmesi sünnettir.[16] Yine
hayvan kesme anında da besmele çekilmesi gerekmektedir, farzdir.[17]
1- Övgü
ve ibadet, herşeyi yaratan vet idare
eden Allah'a aittir. [18]
Övmek. En güzel
özelliklerle anmak. Verdiği nimetlere karşı şükretmek.
Allah içindir. Bütün
övgü ve ibadet yalnız O'na aittir.
Rab. Kainatın
yaratıcısı. Terbiye edicisi ve sahibi.
Alemler. Allah'tan
başka her şey. Bütün bir kainat. İnsanlar, cinler, melekler, hayvanlar,
bitkiler ve diğer cansız varlıkların hepsi. [19]
Allah-u Teâlâ, her
türlü övgü ve medhetmenin, ibadet ve şükretmenin sadece kendisine ait olduğunu
haber vermekte, en mükemmel ve her türlü noksanlıklardan uzak olma özelliğine
sahib olmanın ancak kendisine ait olduğunu bildirmektedir. Çünkü her şeyin
yaratıcısı ve sahibinin kendisi olduğu gerçeğini haber vermektedir.
Dolayısıyla bize düşen, sadece Allah'a ibadet etmek ve onu övgüyle anmaktır.
(3) Fatiha Sûresi
Kur'an'daki en faziletli sûrelerdendir. Buhari'nin hadis kitabında Peygamber
Efendimiz şöyle buyurmaktadır: "Sana Kur'an'daki sûrelerin en faziletlisini
öğreteyim. Bunun benzeri Tevrat'da da, İncil'de de indirilmedi. Bu,
el-hamdülillahi, diye başlayan sûredir."
2- Affeden
ve bağışlayandır.
Bu iki kelimenin izahı
besmele konusunda geçmişti. Bunlar Cenab-ı Hakk'ın isimlerindendir ve onun iki
özelliğidir. "Elhamdülillahirabbilalemîn. Errahmanirrahiym" ayet-i
kerimelerinde bu açıkça gösterilmiştir. Allah'a karşı övgü ifadesi içermekte ve
her türlü ibadet ve şükrün sadece O'na ait olduğunu bildirmektedir. O'nun
merhameti ve bağışlayan olduğunu göstermektedir.
3- Ahiret
gününün sahibidir. [20]
Mülk sahibi. Dilediği
şekilde yaratan ve yarattıklarını idare eden.
Emir sahibi. Yasaklar
koyan, kendisine tâbi olunan. Tartışmasız olarak her konuda kesin hüküm
sahibi.
Din günü, hesap günü.
Mükâfaat ve ceza günü. Bu, kıyamet günüdür. O gün Allah herkesin yaptığı
şeylere göre ceza ve mükafaatım verir. [21]
Allah-u Teâiâ
övülmektedir. Çünkü kıyamet günü herkesin ceza ve mü-kâfaatını o verecektir.
Kıyamet günü Allah'tan başka hesap sormağa, mükâfaat veya ceza vermeğe hiç
kimse yetkili değildir. [22]
1- Cenab-ı
Hak övgüye en lâyık olandır. Onun için hem kendini övmekte
ve hem de kullarının
kendisini övmeleri gerektiğini bildirmektedir.
2- Övgü bir
gerekliliğin sonucudur. Eğer ortada övgüyü gerektirmeyen bir şey yoksa, övgü de
manasız ve boştur. 3- O övgü temelde
yalan olur. İşte bunun için Allah kendisini överken ve bizlere onu sevmeyi
emrederken bunun sebebini de izah etmektedir. O sebeb: Cenab-ı Hakk'ın şu
âlemin yaratıcısı olduğu, affediciliği ve bağışlayıcılığı ve hesap gününün
sahibi bulunduğu, gerçeğidir.
4- Yalnız
sana ibadet eder, yalnız senden yardım isteriz. [23]
Sadece sana, demektir.
İbadet ederiz. Severek
ve isteyerek sana ibadet ve itaat ederiz.
Yardım isteriz. Senden
yardım isteriz. Sana ibadet etmek için senin yardımını taleb ederiz. [24]
Allah-u Teâlâ burada,
dualarımızda nasıl davranacağımızı ve neleri vasıta ederek O'ndan
isteyeceğimizi bizlere öğretmektedir. Bunları da şu kelâmıyla ortaya
koymaktadır: Allah'a hamdedin, O'na şükredin, O'na itaat edin ve sadece O'na
ibadet edin. O'na asla ortak koşmayın. Sadece Allah'tan yardım isteyin ve
O'ndan başkasından kaüyyen yardım İstemeyin! [25]
1- Dua âdabı
öğretilmiştir. Duayı yapacak olan, önce Allah'a hamd ve şükreder. Bu sıraya bir
de Peygamberimize salât ve selâm sünnet olarak ilâve edilmiştir. Bundan sonra
kişi ihtiyacını Cenab-ı Hakk'tan ister.
2- Allah'tan başkasına ibadet edilmez. O'ndan
başkasından yardım istenmez.[26]
5- Bizleri
doğru yola ilet. [27]
Bizi ilet. Bizi doğru
yola ilet ve bizleri o yolda sürekli sabit tut.
Yol. Allah'a ve O'nun
rızasına, cennetine ve nimetlerine varılan yoldur. Bu da İslâm'dır. Allah'a
teslim olarak ona kavuşma yoludur.
Dosdoğru. Hakikat'den
en ufak bir şekilde ayrılmamak. Doğruluktan sapmamak. [28]
Bu ayet-i kerime
Cenab-ı Hakk'm öğretmesiyle kulun, kendisi ve kardeşleri için istekleri
hakkındadır. Kul, Allah'a hamd ve şükrettikten sonra, ibadetin sadece O'nun
için olduğunu, Allah'ın burada bildirdiği şekilde, dile getirecektir. Ayet,
doğru yola iletilmeyi Cenab-ı Hakk'dan istemek gerektiğim ve yardımın ancak
O'ndan taleb edileceğini ve ondan başkasından asla isten-miyeeeğini öğretmekte,
İslâm yolunda devamlı olmayı ve ondan ayrılmamayı taleb etmektedir. [29]
Allah'a dua teşvik
edilmekte. O'na tam teslimiyet anlatılmakta ve ibadetin sadece O'na ait olduğu
ortaya konmaktadır. Bir hadis-i şerifte Peygamber Efendimiz: "Dua
ibadettir."[30] buyuruyor.
6-
Nimet verdiklerinin yoluna ilet. [31]
Nimet verdiklerin.
Bunlar: Peygamberler, sadıklar, şehitler ve
Kur'an ve Sünnet yolunda doğru hareket edenlerdir. Kısaca kendilerine
iman ve doğru amel bahşedilen herkesi kapsamaktadır. [32]
Allah'a inanmış kul,
önceki ayet-i kerimede kendisi ve kardeşleri için doğru yolu istemişti. Ayette
doğru yol genel olarak zikredilmiştir. Bu ayette de doğru yolun özellikleri
açıklanmaktadır. Kendilerine iman ve salih amel bahşedilmişlerin yolu olduğu
anlatılmaktadır. Gazaba uğrayanların ve sapıkların yolundan koruması Allah'tan
istenmekte ve sürekli doğru yolda ilerleme taleb edilmektedir. Bu yolun da iman
ve doğru amel üzerine oturtulmuş olan İslâm olduğu haber verilmektedir.
İnkârdan, şirkten ve isyandan uzak tutması Cenab-ı Hakk'tan dua ile
istenmektedir.[33]
1- Nimetleri
itiraf etmek gerektiği vurgulanmaktadır.
2- Güzel olan örneğin arzu edilmesinin yerinde
bir şey olduğu anlaşılmaktadır.
7- Gazaba
uğrayanların ve sapıkların yoluna değil. [34]
Başkası, başka, bir
şeyi diğerlerinden ayıran edat sözcüğü.
Gazaba uğrayanlar.
Küfründen ve yeryüzünde fesat çıkarmasından dolayı Allah'ın gazabına
uğrayanlar. Örneğin yahudiler.
Sapıklar, hak yoldan
ayrılıp da Allah'dan başkasına ibadet edenler. Allah'ın koyduğu ölçülerden
ayrılanlar.[35] Hıristiyanlar gibi. [36]
Ayet-i kerimede,
inanmış kul Rabbinden doğru yolu istemektedir. Arka» sından bu yolun
özellikleri açıklanarak kendilerine nimet verilenlerin yolu olduğu
söylenmektedir. İman, ilim ve salih amel nimeti, diye yolun vasfı ortaya
konmaktadır. Daha sonra hak yolda sürekli kalma ve o yolda ilerleme taleb
edilmekte, sapıklardan ve gazaba uğrayanlardan olma korkusuyla bunlardan uzak
tutması Allah'tan istenmektedir. [37]
Doğru yolda gidenlerin
yoluna girmek teşvik edilmiştir. Sapıkların yolundan sakındırılmış ve kötü
olduğu bildirilmiştir. [38]
[1] Ebu Bekir Cabir el-Cezâiri, En Kolay Tefsir, Mektup
Yayınları: 1/25.
[2] Tefsir: Bir şeyin manasım açığa çıkartmaya denir.
[3] Ayet: Sözlükte alâmet işaretve delil manalarına gelir.
[4] İtkan kitabının yazarı, Fatiha süresinin yirmiden
fazla ismi olduğunu yazmıştır. Ancak Hadislerde bu saydığımız (Fatihatül
Kitab, Ümmül Kur'an, Sebül Mesani ve Ümmül Kitab) isimlerinden başkası
zikredilmemiştir.
[5] Namazda her rekatte tekrarlandığı için bu isimle
anılmıştır.
[6] Kur'an'm içermiş olduğu inanç, ibadet, kanun ve
haberlerin özünü kapsadığı için bu isim verilmiştir.
[7] Buradaki sayı kıraat imamlarının ayet duraklarında farklılık
göstermelerinden ileri gelmektedir. Yani sûrelerdeki cümle sayılarındaki
farklılıklardan kaynaklanmaktadır. Buna göre altıbin altıyüz altmışaltı ile
daha az sayılı olduğunu söyleyenlerin arasında hiç bir fark yoktur. Bir harf
dahi eksik veya fazla değildir. Sadece cümle sayılan artmakta veya
eksilmektedir.
[8] Bazıları demişlerdir ki, yedinci ayet Besmeledir.
İmam-ı Şafii bu görüştedir. Onun için Besmelenin de namazda okunmasının farz
olduğunu söyler. Tercih edilen görüş ise, Besmelenin Fatiha sûresinin
ayetlerinden olmayışıdır. Fatiha sûresinin yedinci ayet-i kerimesi "Gayril
mağdubi aleyhim ve leddallin"dir. "Sıratellezİne en'âmte
aleyhim" de altıncı ayettir.
[9] Kötü şeylerden Allah'a sığınmak için yapılır. Güzel
şeyleri Allah'tan istemek için de yapılabilir.
[10] Ebu Bekir Cabir el-Cezâiri, En Kolay Tefsir, Mektup
Yayınları: 1/25-27.
[11] Çünkü Allah-u Teâlâ buyuruyor ki: "Kur'an
okuyacağın zaman kovulmuş şeytandan Allah'a sığın" (Nemil sûresi).
[12] Ebu Bekir Cabir el-Cezâiri, En Kolay Tefsir, Mektup
Yayınları: 1/27-28.
[13] Allah ismi, Cenab-ı Hakk'tan başkası için kullanılmaz.
[14] İsa (a.s.)'ın: Rahman dünya için, Rahim de ahiret
içindir, dediği nakledilir. Peygamber Efendimiz: "Allah dünya ve ahiretin
rahmanıdır, dünya ve ahiretin ra-himidir." buyurmaktadır. Bu daha
geneldir.
[15] Efendimiz buyuruyor ki: "Besmele çek ve sağ
elinle ye."
[16] Hadis-i şerifte: "Akla gelen her hayırlı işe
besmele ile başlanmaz ise o iş noksan olur" buyuruluyor.
[17] (Besmele konusunda alimler farklı görüşler ileri
sürmüşlerdir. Bazı alimler, her konuda besmele çekmek farzdır, derken bazıları,
sünnet olduğu yerler de vardır farz olduğu yerler de vardır, demişlerdir. Bazı
alimlere göre de her ne olursa olsun besmele çekmek farz değil sadece
sünnettir. Yaptığımız araştırmaya göre bu son görüş delil açısından daha
ağırlıklıdır.) Yayın danışmanı.
[18] Ebu Bekir Cabir el-Cezâiri, En Kolay Tefsir, Mektup
Yayınları: 1/28-29.
[19] Ebu Bekir Cabir el-Cezâiri, En Kolay Tefsir, Mektup
Yayınları: 1/29.
[20] Ebu Bekir Cabir el-Cezâiri, En Kolay Tefsir, Mektup
Yayınları: 1/29-30.
[21] Ebu Bekir Cabir el-Cezâiri, En Kolay Tefsir, Mektup
Yayınları: 1/30.
[22] Ebu Bekir Cabir el-Cezâiri, En Kolay Tefsir, Mektup
Yayınları: 1/30.
[23] Ebu Bekir Cabir el-Cezâiri, En Kolay Tefsir, Mektup
Yayınları: 1/30-31.
[24] Ebu Bekir Cabir el-Cezâiri, En Kolay Tefsir, Mektup
Yayınları: 1/31.
[25] Ebu Bekir Cabir el-Cezâiri, En Kolay Tefsir, Mektup
Yayınları: 1/31.
[26] (Allah'tan başkasından yardım istenmez, ifadesinden,
ancak yaratıcıya ait olan özellikler kasdedilmektedir. Örneğin, hiç kimse
Allah'tan başkasından nzık isteyemez. Hayat vermesini, yaratmayı isteyemez.
Çünkü bu Özellikler sadece Allah'a aittir. Fakat yaratılmışlar da kendi güçleri
ve özellikleri çerçevesinde birbirlerine yardım edebilirler, birbirlerinden
kendi güçleri dahilindeki konularda yardım isteyebilirler. Böyle bir
yardımlaşmayı zaten Allah emretmektedir. Bu iki çeşit yardım istemeyi
birbirine karıştırmamak gerekir. Allah'tan istenmesi gereken şeyler, kullardan
istendiği zaman Allah'a şirk koşulmuş, ona ortak edinilmiş olur. Allah
korusun!) Ziya Eryılmaz
[27] Ebu Bekir Cabir el-Cezâiri, En Kolay Tefsir, Mektup
Yayınları: 1/31-32.
[28] Ebu Bekir Cabir el-Cezâiri, En Kolay Tefsir, Mektup
Yayınları: 1/32.
[29] Ebu Bekir Cabir el-Cezâiri, En Kolay Tefsir, Mektup
Yayınları: 1/32.
[30] Bu hadis Tirmizi, İbn-i Mace, Ebu Davut ve Nesai
tarafından rivayet edilmiştir.
Yine Tirmizi bunun sahih bir hadis olduğunu söylemiştir.
[31] Ebu Bekir Cabir el-Cezâiri, En Kolay Tefsir, Mektup
Yayınları: 1/32-33.
[32] Ebu Bekir Cabir el-Cezâiri, En Kolay Tefsir, Mektup Yayınları:
1/33.
[33] Şirk: Allah'tan başkasına veya Allah ile birlikte
başkasına da ibadet etmektir. Allah'tan başka yaratıcının varlığına inanmak da
yine şirktir. Bu Allah'tan başkası
kim olursa olsun
birdir. Sonuçta bir
yaratılmış, fiillerde ve özelliklerde yaratana ortak koşulmuştur.
Şirki ortaya koyan asıl nokta burasıdır.
Ebu Bekir Cabir
el-Cezâiri, En Kolay Tefsir, Mektup Yayınları: 1/33
[34] Ebu Bekir Cabir el-Cezâiri, En Kolay Tefsir, Mektup
Yayınları: 1/33-34.
[35] Sapıklık hem inançda olabilir hem de hareketlerde.
Allah'ın indirdiği Ölçülere göre inanılmıyorsa bu, inançta sapıklıktır. Onun
koyduğu kanunlara göre hareket etmemek de amelde olan sapıklıktır. Yahudi ve
hıristiyan örnekleri verilmesi bunların haktan ayrılmış olduklarındandır. Ayet
sadece bunları değil, doğru inançtan ve salih amelden ayrılmış herkesi
kapsamaktadır.
[36]Ebu Bekir Cabir el-Cezâiri, En Kolay Tefsir, Mektup
Yayınları: 1/34.
[37] Ebu Bekir Cabir el-Cezâiri, En Kolay Tefsir, Mektup
Yayınları: 1/34.
[38] Açıklama:
Fatiha sûresinden sonra söylenen "Amin" kelimesi sûreden değildir.
Fatihayı okuduktan sonra imamın ve cemaatin amin demesi sünnettir. Tek başına
okurken de yine amin denir. Peygamber Efendimizin şu hadisleri bunu
göstermektedir. "İmam amin deyince siz de amin deyin." Amin sözcüğünün
anlamı: "Ey Rabbimiz, bizim dualarımızı kabul et!" demektir.
Ebu Bekir Cabir el-Cezâiri, En Kolay Tefsir, Mektup Yayınları: 1/34.