62- CUM'A SÛRESİ

 

Medine'de ve Saff Sûresinden sonra nazil olmuştur. İbn Yesâr Sûrenin mekkî olduğunu söylemiş ve bu görüş tbn Abbâs ve Mücâhid'den de nakledil­mişse de sahih olan medenî oluşudur ve bu, cumhurun görüşüdür.[1]

 

3. Onlardan başkalarına da. Ki henüz onlara katılmamışlardır. Ve O Azîz'dir, Hakîm'dir.

Abdulaziz ibn Abdullah kanalıyla Ebu Hüreyre'den rivayette o şöyle anla­tıyor: Hz. Peygamber (sa)'in yanında oturuyorduk. O'na Cum'a Sûresi nazil oldu da bize okudu. "Onlardan başkalarına da ki henüz onlara katılmamışlar­dır." âyet-i kerimesine gelince ben: Ey Allah'ın elçisi, onlar kimlerdir?" diye sordum, cevap vermediler, üçüncü kere sorulunca -ki Selmân da içimizdeydi-Rasûlullah (sa) elini Selman'ın üzerine koydu ve: "Şayet iman Süreyya'nın ya­nında olsa bundan (bunun kavminden) adamlar -veya bir adam- onu alır, elde ederdi." Buyurdular.[2]

 

6. De ki: "Ey yahudiler, bütün insanları bir yana bırakarak yalnız kendini­zin mi Allah 'in dostları olduğunuzu iddia ediyorsunuz? Öyleyse bunda samimi iseniz ölümü temenni edin.

7. Yaptıklarından dolayı ölümü kat 'iyyen temenni edemezler. Alah, zâlimle­ri Alîm 'dir.

8. De ki: "Gerçekten sizin kaçıp durduğunuz ölüme mutlaka yakalanacak­sınız. Sonra da görüleni ve görülmeyeni Bilen'e döndürüleceksiniz. O, size yapmakta olduklarınızı haber verecektir.

Hz. Peygamber (sa), peygamber olarak ortaya çıkınca Medine Yahudileri, Hayber yahudilerine: "Eğer siz Muhammed'e tabi olursanız biz de ona itaat edeceğiz; siz muhalefet ederseniz biz de ona muhalefet edeceğiz." diye yazmış­lardı. Hayber Yahudileri: "Bizler Halîlu'r-Rahmân'in oğullarıyız, Allah'ın oğlu Uzeyr ve diğer peygamberler bizdendir, peygamberlik ne zaman Arapların oldu ki? Elbette biz peygamberliğe Muhammed'den daha lâyıkız ve ona tâbi olma­mızın imkânı yoktur." dediler ve işte bu âyet-i kerimeler bunun üzerine nazil oldu.[3]

 

9. Ey iman edenler, Cuma günü namaz için nida olunduğu vakit hemen Al­lah 'in zikrine koşun ve alış-verişi bırakın. Bilirseniz bu, sizin için en hayırlı olandır.

Taberî'nin Mihrân kanalıyla Ebu Mâlik'ten rivayet ettiği bir habere göre Bakîu'z-Zübeyr denilen mahalde bir topluluk alış-veriş yaparlar, Cuma günü cuma ezanı okunmuş olmasına rağmen alış-verişe devam eder, kalkıp namaza gitmezlermiş. İşte bunun üzerine "Ey iman edenler, Cuma günü namaz için nida olunduğunda..." âyet-i kerimesi nazil olmuş.[4]

 

11. Onlar, bir ticaret veya bir eğlence gördüklari zaman seni (hutbede iken) ayakta bırakarak oraya yöneldiler. De ki: "Allah katında olan eğlenceden de ticaretten de daha hayırlıdır ve Allah, rızık verenlerin en hayırlısıdır.

a) Hafs ibn Ömer kanalıyla Câbir ibn Abdullah'tan rivayette o şöyle anlatı­yor: Bir Cuma günü biz, Hz. Peygamber (sa)'le birlikte iken bir kervan geldi ve İçlerinde Ebu Bekr ve Ömer'in bulunduğu on iki kişi dışında bütün insanlar kervana koştular da bunun üzerine Allah Tealâ: "Onlar, bir ticaret veya bir eğ­lence gördüklari zaman seni (hutbede iken) ayakta bırakarak oraya yöneldiler..." âyet-i kerimesini indirdi.[5]

Vâhıdî'nin zikrettiğine göre bir sene Medine'de açlık olmuş ve buna bağlı olarak fiyatlar fahiş bir şekilde artmış. Bir cuma günü Hz. Peygamber (sa) hut­bede iken Dihye ibn Halîfe'nin yiyecek yüklü kervanı Şam'dan Medine-i Münevvere'ye gelmiş ve Dihye bir tellâl çıkararak insanlara bu kervanın geldiğini ilân etmiş. İçlerinde Ebu Bekr ve Ömer'in de bulunduğu 12 kişi dışında herkes Hz. Peygamber (sa)'i hutbede bırakıp mescid-i nebevîden çıkmışlar ve işte bu­nun üzerine bu âyet-i kerime nazil olmuş.[6] Ebu Mâlik'ten gelen bir rivayette bu ticaret kervanının zeytin yağı yüklü olduğu ayrıntısı vardır.[7] Câbir ibn Abdullah'tan gelen bir rivayette Hz. Peygamber (sa)'le birlikte sadece 12 kişi ve bir kadının kaldığı; Hz. Peygamber (sa)'in: "Şayet sonuncularınız ilklerinize katılsaydılar vadi ateşle dolacaktı." buyurduğu ve bu âyet-i kerimenin bunun üzerine nazil olduğu ayrıntılarına yer verilmekte­dir.[8] Katâde'den rivayete göre ashabın, Hz. Peygamber (sa)'i bu şekilde minberde iken kervan geldi haberiyle dışarı çıkmaları ve Efendimiz (sa)'i hutbede ayakta bırakmaları üç kere vukubulmuştur.[9]

b) Yine Câbir ibn Abdullah'tan gelen bir rivayete göre bir kız evlendirilmiş ve onun çalgıcılar eşliğindeki düğün alayı Mescid-i Nebevî'nin yanından geçerken orada bulunanlar, Hz. Peygamber (sa)'i minberde iken terkedip düğün alayına yönelmişler de bunun üzerine Allah Tealâ: "Onlar, bir ticaret veya bir oyun gördüklerinde seni ayakta bırakarak oraya yöneldiler..." âyet-i kerimesini indirmiş.[10] Suyûtî, her iki rivayeti verdikten sonra ticaret kervanının gelmesi ile Mescid-i Nebevî'nin yanından düğün alayının geçmesi olaylarının aynı zamanda olduğunu ve dolayısıyla her iki olayın birden bu âyetin nüzul sebebi olduğu görüşünü tercih eder.[11]


 

[1] Alûsî, age. XXVm,92.

Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/879.

[2] Buhârî, Tefsîru'l-Kur'ân, Cum'a, 62/1; Müslim, Fedâilii's-Sahâbe, 231; Tirmizî, Tefsîru'l-Kur'ân, Cum'a, 62/1, hadis no: 3310.

Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/879.

[3] Alûsî, age. XXVHI,96.

Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/879-880.

[4] Taberî, age. xxvm,66.

Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/880.

[5] Buhârî, Tefsîru'l-Kur'ân, Cum'a, 62/2; Cum'a, 38; Müslim, Cum'a, 36; Tirmizî, Tefsîru'l-Kur'ân, Cum'a, 62/2, hadis no: 3311.

[6] Vahidî, age. s 306.

[7] Taberî, age. xxvııı,67.

[8] Taberî, age. xxvm,68.

[9] Râzî, age. xxx,ı i.

[10] Taberî, age. xxvffl,68.

[11] Suyûtî, uibâbun-Nukai, n,i68.

Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/880-881.