İNTİFÂR SÛRESİ
Mekke-i
Mükerreme de inmiştir. On dokuz âyettir. Yüce Allah
şöyle buyurmuştur:
"Gök yarıldığı zaman, yıldızlar dağılıp
döküldüğü zaman, denizler fışkırtıldıği zaman,
kabirler alt-üst edildiği zaman, (her) nefs, önden ne
yolladı, geriye ne bırakttysa bilecektir."
Denizler
aasi-tatlisı, büyüğü-küçüğü
birbirine karıştığı zaman... İsrafil Ca.s) Sûr'a
birinci defa üflediğinde, onun heybetîyle bunlar olacak. Öyle bir karışıklık
ki, önüne çıkan herşeyi alıp götürecek. O gün can
taşıyanlar kabirlerinden üstü-başlan toztoprak olduğu
halde kalkacaklar ve öylece dehşetten bir ikinci emre kadar durakalacaklar!...
Yer altında gizli nesnelerin hepsi ortaya çıkacak... Bu zikredilen şeyler
olunca her nefis yaptığı ve öldükten sonra da yaptığı hayır-şer neyse onları
karşısında hazır bulacak. Kişi hem kendi yaptıklarını bilecek. Hem de açtığı
iyi veya kötü çığırın yolcularının yaptıklarından "o kişi iyiyse sevapdan, kötü ise günahdan bir
pay sahibi" olacak. Nitekim Ebu Hureyre (r.a) Rasûlullah (s.a.v)
Efendimizden şöyle dediğini rivayet etmektedir: "Her kim halkı Hak yola irşâd ederse ve onun gösterdiği gibi amel
edîlirse-yaşanırsa o kimselerin kazandıkları sevap o kimseye de yazılır.
Onların sevaplanndan bir eksilme de olmaz. Ve yine
her kim ki halkı sapık bir yola sokar, kılavuz olursa onlar da o yolun gereği
olan günahları işlerlerse, o kimseye de aynı günahlar yazılır. Hem de eksiksiz
olarak...1'
■
(Cüz:
30 Âyet; 6-12) İntifar Sûresi 385
Yüce
Allah şöyle buyurmuştur:
"Ey İnsan, O keremi bol Rabbine karşı seni aldatan
ne? Seni yaratan, sana salim uzuvlar veren sana şu nizâm ve itidali bahşeden-dir O."
Hak
Teâlâ kâfirlere hitap ederek buyuruyor ki: Ey
kâfirler, sîzi Rabbi-nize karşı inkâra sevkeden sizi serkeşliğe götüren saik acaba nedir? Ona
küfürden tevbe edersiniz O sizi bağışlar.
Yaratıldığınız "bir damla bulanık, pis su"ya
bakın. Siz âcizlersiniz. O sizi ana rahminde şekillendirdi. Düzgün organlar
verdi. Hem de birbiriyle uyumlu uzuvlar... Hiçbir organ diğer bir uzva aksi
değil. El bir şeyi tutarken ayak ona müdâhele
etmiyor, Gözün biri büyük diğeri küçük değil. Kulağın biri başta, öbürü göğüsün
üstünde değil. İkisi de anten gibi başta. Her organın bağlı olduğu beyin,
"çok sağlam bir kafa tasında" korunuyor. Ayak parmaklarının yürümede,
el parmaklarının kavramada rolü büyüktür. İnsan mütenâsip yaratılmıştır. Kâfir
insaf etsin de bunu o mu yaptı yoksa keremi, lûtfu
bol Rabbi mi? Bunu iyi ve mantıklı düşünse küfürden ve inkardan kurtulur.
Müslüman da buna ibretle bakmalıdır:
Yüce
Allah şöyle buyurmuştur:
"Seni dilediği herhangi bir surette terkîp
edendir O"
Allah
seni nasıl yaratmak dilediyse ezelî ilmiyle bildiği için onu takdir etti.
Takdiri gibi de yarattı. Seni ya atan-baban, ya amcan veya annen sûretyıde
yarattı. Seni onlara benzetti. Sen onlara benzedin.
Veya
nasıl öldüyse öyle yarattı. Uzunsa uzun, kısa ise kısa... Esmerse esmer,
beyazsa beyaz yarattı. Yâni hem ilk yaratılışta hem de öldükten sonra tekrar
diriltmede sizi dilediği surette o kudretli Rabbiniz yarattı ve yaratacak.
Yüce
Allah şöyle buyurmuştur:
-L
İL
"Hayır. Bilâkis dini yalan sayıyorsunuz. Halbuki sizin üstünüzde
386 Inöfar Sûresi (Cûr. 30 Ayet: 13-19)
hakikî
bekçiler, çok şerefli yazıcılar vardır. Kİ onlar ne yapıyorsanız
bilirler."
Hayır!
Bu kafirlerin bu tutumu îmana ters düşer.
Şüphesiz
bizim şerefli meleklerimiz vardır. Onlar sizin istediğiniz amelleri bilirler,
kaydederler. Melekler-ruvâlete çıkma ve cinsel
ilişkide bulunma dışında insandan ayrılmazlar. Hayır-şer ne işlenirse yazarlar.
Siz cünüpken de yanınızda durmazlar. Bu bakımdan yıkanmayı ertelememek gerek.
Şayet sonra yıkanılacaksa o zaman namaz abdesti gibi abdest almak ve öylece uyumak en asgarî tutumdur. Gerisi
melekleri taciz eder.
Yüce
Allah şöyle buyurmuştur:
"İyiler,
hiç şüphesiz Naîm (cennetin) dedir. Kötüler İse muhakkak
alevli ateşdedlrler."
Tam
tasdik eden, şirkten günahlardan uzak duran mü'minler
cennette bir çok "nimetleri dererler. Hz. Ebubekir, Hz. Ömer ve diğer Ashâb-ı Kiram gibi... îslâmdan
çıkmış fasıklar, tacirler o cehennem içinde azâbolunurlar.
Yüce
Allah şöyle buyurmuştur:
"Din
(ceza) günü oraya gireceklerdir. Ve onlar bundan ayrılanlar da değildir."
Yüce
Allah şöyle buyurmuştur:
"O
din günü nedir? (Bunu) sana hangi şey öğretti? O din günü nedir? Tekrar (bunu)
sana hangi şey öğretti?"
Yâ
Muhammedi Kıyamet gününün ne zaman olacağını, biz bildirmediğimize göre,
nereden öğreneceksiniz? O ulu gündür. O gün hiçbir kişi, diğer bir kişiyi
kurtarmaya gücü yetmez.
Yüce
Allah şöyle buyurmuştun
(Cüz:
30 Âyet: 19) Intifar Süresi 387
"O, öyle bîr gündür ki hiçbir kimse kimseye,
hiçbir şeyle fayda vermeye muktedir olamayacaktır. O gün emir (yalınız)
Allah'ındır."
O
gün bir mü'min bir kâfire şefaat dilese de bu kabul
edilmez. Çünkü şefaat imanlı olanlara faydalıdır. İnanmayana hiçbir yararı
olamaz. Çünkü bütün hüküm ve hükümranlık yüce Allah'ındır.