Mekkîdir. 19 ayettir, öiüm sonrası
dirilişten söz eder. Kıyamet gününü hatırlatır. însan nefsinin, dünyada yapmış
olduğu işler hususunda kendi aleyhinde tanıklık edeceğini bildirir. Sonra da
Rabbine muhalefet etmesi, günahkârlığında devam etmesi hususunda insanla
münakaşa etmektedir. Halbuki Rabbi, kendisi üzerinde büyük nimetler sahibidir.
Ona sonsuz nimetler bahsetmiştir. O'nun için, yaptığı amelleri kayda geçiren
şerefli tanıklar yaratmıştır. Sonra her insanın bîr nihayeti vardır. Sonuçta ya Cennete ya da ateşe girecektir..
Kıyamet gününde de emir yalnız Allah'a aittir.
Rahman ye Rahim olan
Allah adıyla.
1- Gök yanldığı zaman
2- Yıldızlar
dağılıp döküldüğü zaman,
3- Denizler
kaynaştığı zaman,
4-
Kabirlerin içi dışa çıktığı zaman,
5-
İnsanoğlu, ne yaptığını ve ne yapmadığını görür.
6-8- Ey
İnsanoğlu! Seni yaratıp sonra şekil veren, düzenleyen, mütenasip kılan,
istediği şekilde seni terkib eden, çok cömert olan
Rabbine karşı seni aldatan nedir?
9- Hayır,
Hayır; doğrusu siz dini yalanlıyorsunuz.
10-12- Oysa,
yaptıklarınızı bilen, değerli yazıcılar sizi gözetlemektedirler.
13- İyiler,
şüphesiz, nimet içindedirler.
14- Allah'ın
buyruğundan çıkanlar cehennemdedirler.
15- Ceza
günü oraya girerler.
16- Oradan
bir daha ayrılmazlar.
17- Ceza
günün ne olduğunu sen nerden bilirsin?
18- Evet,
ceza gününün ne olduğunu nereden bileceksin?
19- O gün,
kimsenin kimseye hiçbir fayda sağlamayacağı bir gündür. O gün buyruk, yalnız
Allah'ındır. [1]
Yerlerinden kopup
etrafa saçıldılar. Yarıldı.Açıldı ve yarıldı. Aradaki engel kalktı. Toprağı alt
üst oldu.Seni şerefli ve kerem sahibi Rabbine karşı aldatan nedir ve O'na
karşı isyan ettiren nedir? Şeni düzgün ve kamil biçimde yarattı.
Facirler, günahkârlar ve ölçüyü aşanlar. tyi
kimseler. Oraya girer ve sıcaklığına maruz kalırlar.Hesap ve ceza günü. Sana
bildiren nedir? Sen ne biliyorsun? [2]
Kur'an-ı Kerim bize kıyamet gününü çok hatırlatıyor. İnsanın
o günde, daha önce dünyada işlemiş olduğu amelleri müşahade
edeceğini bildiriyor. Hayır İşlemişse hayır görecek, şer işlemişse şer
görecektir. Evet bunları hatır-latmazdan önce,
dinleyicinin kalbini öğüt ve ibret almak dairesine çekmek için kıyamet gününün
bazı korkulu manzaralarını gözler önüne sergiliyor. Bu korku verici İfadelen
dinleyen kimsenin nefesi kesiliyor. Gök varıldığı zaman. Dünyayı aydınlatmakta
olan birer süs mesabesindeki yıldızlar yörüngelerinden çıkıp düzensiz hale
gelerek etrafa saçıldıkları zaman.. Gökteki yıldızlarla gezegenlerin,
gerdanlıktaki mücevher taneleri gibi kopup etrafa saçıldıkları ve sahibine
birer birer, taneler halinde, düştükleri zaman... Unutmaki o zaman yer de şiddetli bir sarsıntıya maruz kalıp
harekete geçecek, yerinden oynatılıp yürütülecek, yer
kürenin cüzleri ve parçaları arasında düzensizlik ve kopukluk meydana
gelecektir. Denizlerin sularının birbirine karışıp kaynadıklarını ve yarıklar
halinde boşluklar meydana geldiğim göreceksin. Denizlerin tatlı suları İle acı
sulan birbirine karışarak her taraf su İle dolacaktır. Sonra çok geçmeden bu sular buharlaşacak, suların yerini alevli
dumanlar alacaktır. O esnada yer küreyi görmelisin! Kabirlerin topraklarının
alt üst olup savrulduğunu ve içindeki cesetlerin diriltilerek sorguya çekilmek
üzere dışarıya çıkarıldığını görmelisin. O esnada amel defterleri açılıp
yayılacak, herkes dünyada iken işlemiş olduğu iyi veya kötü amelleri, yaptığı
veya yapmadığı işleri bakıp bakıp okuyacaktır!
Ey akıllı ve düşünceli
insan, şaşıyorum senin haline! Seni aldatan ve Rabbine karşı İsyan etme
hususunda cüretlendiren şey nedir?! Halbuki kıyamet
gününde meydana gelecek korkulu halleri ve karşılaşacağın manzaraları, karşında
zuhur edecek amelleri pek iyi bilmektesin. Ey insanlar! Seni, münezzeh ve yüce
olan, noksanlıklardan uzak olup bütün kemal sıfatlarla muttasıf
olan, seni ilk olarak yarattığı gibi sonra İkinci kez diriltmeye muktedir olan,
seni yoktan var edip güzel bir bedene, surete sahip kılan Rabbine karşı aldatan
ve isyan ettiren nedir?! Sen diğer canlılara benzemezsin. Senin suretin ve
şeklin mükemmeldir. Azaların yerli yerince yaratılmıştır. Bileşimin
eksiksizdir. En sağlam ve muhkem bir görünüme sahipsin. "Kendi
canlarınızda da (Allah'ın varlığını ve kudretini gösteren) işaretleri görmüyor
musunuz?"[3]
Hayır, ey insan mevlâna güvenme. O'nun keremini ve lütfunu,
isyanın İçin bir hüccet sayma. Yani O'nun rahmetine güvenerek O'na karşı gelme.
Bu, aldanrmşların ve hileye uğramışların ileri
sürdükleri asılsız bir-hüccettir. Onlar bu hüccetlerinin asılsızlığını kıyamet
gününde bilecek ve pişman olacaklardır. Ama o, pişmanlık saati değildir. Lakin
ey günahkârlar ve kâfirler topluluğu, sizler bu yaptıklarınızdan vazgeçmiyor,
bilakis din gününü veya İslâm dinini yalanlıyorsunuz. Halbuki Cenab-ı Allah sizin amellerinizi kayda geçiren melekleri
yaratmış olup o melekler yaptığınız amelleri kayda geçirerek, kıyamete kadar
muhafaza edeceklerdir. Onlar kötülüklerden arınmış iyi ve şerefli meleklerdir.
İyi ve kötü bütün amellerinizi kayda geçirir, İşlediğiniz fiilleri bilirler!
Meleklerin amelleri
kayda geçirişlerinin ve muhafaza edişlerinin sonucu ne olacaktır? Sonuç eibetfeki şöyle olacaktır: iyiler nimet Cennetlerinde daimi
surette kalacaklar, kötüler ve günahkârlar da Cehenneme girip onunateşi ile yanacaklardır, iyilere gelince, onlar salİh amel işledi* leri, Allah'a
iman ettikleri, ahiret gününe, meleklere, kitaplara,
peygamberlere inandıkları için bu nimetlere mazhar
olacaklardır. Onlar, çok sevdikleri halde mallarını akrabalarına, yoksullara,
düşkünlere infak etmişlerdir. Namazı dosdoğru kılmış, zekâtı vermiş, ahidlerini yerine getirmiş, sıkıntı ve zorluklara karşı
sabretmiş kimselerdir. Onlar imanlarında Allah'a karşı dürüst olmuş
kimselerdirler. Günahkârlar ve facirlere gelince onlar
iyi kimselerin yaptıklarının tam zıddı olan İşleri yapmışlardır.
Ey Muhammed! Din gününün ne
olduğunu sana bildiren kimdir? Evet din gününün ne olduğunu sana bildiren
kimdir?! Bu, o şiddetli günün mahiyetini ve zorluğunu anlamayan, o günün
azabından kurtulmak için iyi işler yapmayan kimsenin durumunu tuhaf karşılayan
bir İfadedir. [4]