İNFİTAR SÛRESİ 2

Bazı Kelimeler: 2

Açıklama: 2


İNFİTAR SÛRESİ

 

Mekkîdir. 19 ayettir, öiüm sonrası dirilişten söz eder. Kıyamet gününü hatırlatır. însan nefsinin, dünyada yapmış olduğu işler hususunda kendi aley­hinde tanıklık edeceğini bildirir. Sonra da Rabbine muhalefet etmesi, günah­kârlığında devam etmesi hususunda insanla münakaşa etmektedir. Halbuki Rabbi, kendisi üzerinde büyük nimetler sahibidir. Ona sonsuz nimetler bah­setmiştir. O'nun için, yaptığı amelleri kayda geçiren şerefli tanıklar yaratmış­tır. Sonra her insanın bîr nihayeti vardır. Sonuçta ya Cennete ya da ateşe gi­recektir.. Kıyamet gününde de emir yalnız Allah'a aittir.

Rahman ye Rahim olan Allah adıyla.

1- Gök yanldığı zaman

2- Yıldızlar dağılıp döküldüğü zaman,

3- Denizler kaynaştığı zaman,

4- Kabirlerin içi dışa çıktığı zaman,

5- İnsanoğlu, ne yaptığını ve ne yapmadığını görür.

6-8- Ey İnsanoğlu! Seni yaratıp sonra şekil veren, düzenleyen, müte­nasip kılan, istediği şekilde seni terkib eden, çok cömert olan Rabbine karşı seni aldatan nedir?

9- Hayır, Hayır; doğrusu siz dini yalanlıyorsunuz.

10-12- Oysa, yaptıklarınızı bilen, değerli yazıcılar sizi gözetlemekte­dirler.

13- İyiler, şüphesiz, nimet içindedirler.

14- Allah'ın buyruğundan çıkanlar cehennemdedirler.

15- Ceza günü oraya girerler.

16- Oradan bir daha ayrılmazlar.

17- Ceza günün ne olduğunu sen nerden bilirsin?

18- Evet, ceza gününün ne olduğunu nereden bileceksin?

19- O gün, kimsenin kimseye hiçbir fayda sağlamayacağı bir gündür. O gün buyruk, yalnız Allah'ındır. [1]

 

Bazı Kelimeler:

 

Yerlerinden kopup etrafa saçıldılar. Yarıldı.Açıldı ve yarıldı. Aradaki engel kalktı. Toprağı alt üst oldu.Seni şerefli ve kerem sahibi Rabbine karşı aldatan ne­dir ve O'na karşı isyan ettiren nedir? Şeni düzgün ve kamil biçim­de yarattı.

Facirler, günahkârlar ve ölçüyü aşanlar. tyi kim­seler. Oraya girer ve sıcaklığına maruz kalırlar.Hesap ve ceza günü. Sana bildiren nedir? Sen ne biliyorsun? [2]

 

Açıklama:

 

Kur'an-ı Kerim bize kıyamet gününü çok hatırlatıyor. İnsanın o günde, daha önce dünyada işlemiş olduğu amelleri müşahade edeceğini bildiriyor. Hayır İşlemişse hayır görecek, şer işlemişse şer görecektir. Evet bunları hatır-latmazdan önce, dinleyicinin kalbini öğüt ve ibret almak dairesine çekmek için kıyamet gününün bazı korkulu manzaralarını gözler önüne sergiliyor. Bu korku verici İfadelen dinleyen kimsenin nefesi kesiliyor. Gök varıldığı zaman. Dünyayı aydınlatmakta olan birer süs mesabesindeki yıldızlar yörüngelerin­den çıkıp düzensiz hale gelerek etrafa saçıldıkları zaman.. Gökteki yıldızlar­la gezegenlerin, gerdanlıktaki mücevher taneleri gibi kopup etrafa saçıldıkla­rı ve sahibine birer birer, taneler halinde, düştükleri zaman... Unutmaki o zaman yer de şiddetli bir sarsıntıya maruz kalıp harekete geçecek, yerinden oynatılıp yürütülecek, yer kürenin cüzleri ve parçaları arasında düzensizlik ve kopukluk meydana gelecektir. Denizlerin sularının birbirine karışıp kay­nadıklarını ve yarıklar halinde boşluklar meydana geldiğim göreceksin. De­nizlerin tatlı suları İle acı sulan birbirine karışarak her taraf su İle dolacaktır. Sonra çok geçmeden bu sular buharlaşacak, suların yerini alevli dumanlar alacaktır. O esnada yer küreyi görmelisin! Kabirlerin topraklarının alt üst olup savrulduğunu ve içindeki cesetlerin diriltilerek sorguya çekilmek üzere dışa­rıya çıkarıldığını görmelisin. O esnada amel defterleri açılıp yayılacak, her­kes dünyada iken işlemiş olduğu iyi veya kötü amelleri, yaptığı veya yapma­dığı işleri bakıp bakıp okuyacaktır!

Ey akıllı ve düşünceli insan, şaşıyorum senin haline! Seni aldatan ve Rabbine karşı İsyan etme hususunda cüretlendiren şey nedir?! Halbuki kıyamet gününde meydana gelecek korkulu halleri ve karşılaşacağın manzaraları, kar­şında zuhur edecek amelleri pek iyi bilmektesin. Ey insanlar! Seni, münezzeh ve yüce olan, noksanlıklardan uzak olup bütün kemal sıfatlarla muttasıf olan, seni ilk olarak yarattığı gibi sonra İkinci kez diriltmeye muktedir olan, seni yoktan var edip güzel bir bedene, surete sahip kılan Rabbine karşı aldatan ve isyan ettiren nedir?! Sen diğer canlılara benzemezsin. Senin suretin ve şeklin mükemmeldir. Azaların yerli yerince yaratılmıştır. Bileşimin eksiksizdir. En sağlam ve muhkem bir görünüme sahipsin. "Kendi canlarınızda da (Allah'ın varlığını ve kudretini gösteren) işaretleri görmüyor musunuz?"[3]

Hayır, ey insan mevlâna güvenme. O'nun keremini ve lütfunu, isyanın İçin bir hüccet sayma. Yani O'nun rahmetine güvenerek O'na karşı gelme. Bu, aldanrmşların ve hileye uğramışların ileri sürdükleri asılsız bir-hüccettir. On­lar bu hüccetlerinin asılsızlığını kıyamet gününde bilecek ve pişman olacak­lardır. Ama o, pişmanlık saati değildir. Lakin ey günahkârlar ve kâfirler topluluğu, sizler bu yaptıklarınızdan vazgeçmiyor, bilakis din gününü veya İs­lâm dinini yalanlıyorsunuz. Halbuki Cenab-ı Allah sizin amellerinizi kayda geçiren melekleri yaratmış olup o melekler yaptığınız amelleri kayda geçire­rek, kıyamete kadar muhafaza edeceklerdir. Onlar kötülüklerden arınmış iyi ve şerefli meleklerdir. İyi ve kötü bütün amellerinizi kayda geçirir, İşlediğiniz fiilleri bilirler!

Meleklerin amelleri kayda geçirişlerinin ve muhafaza edişlerinin sonucu ne olacaktır? Sonuç eibetfeki şöyle olacaktır: iyiler nimet Cennetlerinde dai­mi surette kalacaklar, kötüler ve günahkârlar da Cehenneme girip onunateşi ile yanacaklardır, iyilere gelince, onlar salİh amel işledi* leri, Allah'a iman et­tikleri, ahiret gününe, meleklere, kitaplara, peygamberlere inandıkları için bu nimetlere mazhar olacaklardır. Onlar, çok sevdikleri halde mallarını akraba­larına, yoksullara, düşkünlere infak etmişlerdir. Namazı dosdoğru kılmış, zekâtı vermiş, ahidlerini yerine getirmiş, sıkıntı ve zorluklara karşı sabretmiş kim­selerdir. Onlar imanlarında Allah'a karşı dürüst olmuş kimselerdirler. Günah­kârlar ve facirlere gelince onlar iyi kimselerin yaptıklarının tam zıddı olan İşleri yapmışlardır.

Ey Muhammed! Din gününün ne olduğunu sana bildiren kimdir? Evet din gününün ne olduğunu sana bildiren kimdir?! Bu, o şiddetli günün mahi­yetini ve zorluğunu anlamayan, o günün azabından kurtulmak için iyi işler yapmayan kimsenin durumunu tuhaf karşılayan bir İfadedir. [4]

 



[1] Prof. Dr. Muhammed Mahmud Hicazi, Furkan Tefsiri, İlim Yayınları: 6/465-466.

[2] Prof. Dr. Muhammed Mahmud Hicazi, Furkan Tefsiri, İlim Yayınları: 6/466.

[3] Zâriyat sûresi: 20-21.

[4] Prof. Dr. Muhammed Mahmud Hicazi, Furkan Tefsiri, İlim Yayınları: 6/467-468.