ÎÎN SÛRESİ

Keremli Mekke döneminde inmiştir. Sekiz âyettir. Yüce AUah şöyle buyurmuştur?

"Andoknn İncire, zeytine, Sina dağına, şu emin şehre ki..."

Hak Teâlâ incire, zeytine yemin ediyor. Kimileri de bunların Şam bölgesinde iki dağ ismi olduğunu söylüyorlar. Tın" (İncir) Kudüs'de bir dağ adtdır. "Zeytûn" (Zeytin) ise Şam iline yakın bir dağ ismidir. Ama ekseri müfessirler yenilen "incir-zeyün" olarak yorumlamışlardır. İbn Abbas (r.a): "Bunlar şu yediğiniz incir ve yine şu yediğiniz zeydindir," diye tefsir etmiştir. Hak Teâlâ bu iki ağaca, meyvaya yemin etti. Bu bakımdan bunların insanlara faydası çoktur. Allah Teâlâ bunları kendi Zâtına da nisbet edebilir "İnciri, zeytini Yaratanın hakkı için, Musa (a.s)' in konuştuğu "ağaçlı Tûr dağı"na yemin olsun. "O emin beldeye (Mekke'ye) yemîh olsun ki" Emin-liği orası "harem-yasak bölge"dir. Hayvanlar bile Hacc mevsiminde avlanmaz. Sinek bile öldürülmez. Kaldı ki insan öldürülsün... Oraya giren dünyevî ve uhrevî manada kurtulur.

Yüce Allah şöyle buyurmuştur:

"Biz, hakikat, İnsanı en güzel bir biçimde yarattık. Sonra onu aşağıların aşağısına çevirdik."

(Cüz: 30 Âyet: 6-8) T&ı Sûresi  445

Hak Teâlâ buyurur kir İncir hakkına, "zeytin hakkına, Turisîna hakkına, Mekk hakkına yemin olsun ki muhakkak biz bu Ademoğlunu görgülü, düzgün endamlı, ahenkli, insicamlı ve en güzel surette yarattık. O İki ayak üzere yürür. Ona iki, el verdik. Parmaklan ile dilediğini istediği gibi kavrar. Neyi isterse söyleyebileceği bir "dil" verdik ona. Onu sonra "yiğit" kıldık. Her türlü olgunluğu verdik.

Sonra da onların isyankarlarını cehennemlik kıldık Kimileri de bu "aşağıların aşağısını" (Esfelisâfilin) i "aşın düşkünlük, ihtiyarlık" olarak yorumluyor. Kudretimizi bizzat anlasın diye onu o güçlü-kuvvetli halden en rezil hâle düşürdük. Hem gücü hem de aklı ve hafızası zayıflar. Kendisini en güzel biçimde yarattığımız halde küfür, şirk isyan üzere ömür tüketirse onlan da "aşağılann aşağısına" (ceheneme) düşürürüz.

Yüce Allah şöyle buyurmuştur:

"Ancak îman edip de güzel güzel amellerde bulunanlar başka. Çünkü onlar için bitmez mükâfat vardır."

Allahü Teâlâ mü'minleri bu yukardaki cehennem tehlikesinden istisna etmiştir. Bunlar Hak Teâlâ'nm vahdaniyetini tastik ettiler. Güzel güzel amel istediler. Allah'ın rızâsını birinci plâna aldılar. Onlara eksilmez sevap vardır. Bir mü'min gençken ne ibâdet yaptıysa onların sevaptannı yaşlılık döneminde de eksiltmeden alacaktır, yaşlılık döneminde ameli eksilmiş olsa da...

Rasûlü Ekrem (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "Bir mü'min, taat hâlinde yaşadığı halde vefat ederse, o iki yazıcı melek göğe çıkar ve derler ki: (Ya-rabbi, falan kulun vefat etti. Biz onu koruyorduk. Bize izin ver de sana ibadet kılalım). Hak Teâlâ (Benim ibâdet eden melek kullarım gökte çoktur. Siz gidin o kulumun kabrine, dünyada ne ibâdet yaparsa onları kıyamete dek onun için yazın) buyuracak," İşte Allah, böyle sonsuz ihsan sahibi, Vâcibülvücûd, eşsiz ve benzersiz Zâttır.

Yüce Allah şöyle buyurmuştur:

"O halde sonra hangi şey ceza hususunda sana yalan isnâd edebilir. Allah, hakimlerin hâkimi değil mi?"

446    Tîrı Sûresi (Cüz: 30 Ayet: 8)

Hak Teâlâ insanoğluna yukardaki nimetleri verdiği halde onlardan bir kısmı isyankâr oldular. Ceza gününü inkâr ettiler. Hak Teâlâ hükmünde "en âdil" değil midir? Kâfirlere "Azâbullah" yakışır. Mü'minlere de "Nîmetullah11 ihsan edilir. Kimisi de şöyle demiştir: "Hitap Rasulullah (s.a.v)1 e aittir. Muhammedi Bu birçok delilleri, hüccetleri zikredildiği halde seni yalanlayan, kıyamet gününe inanmayan Allahü Teâlâ'nm hâkimlerin hâkimi olduğunu bunlar bilmezler mi? Allah senin intikamını onlardan alacaktır... Onun hükmü geçerlidir. Hiçbir hükmedici Ona engel değildir. Onun gücü önlenemez!

Bir hadis-i şerifde Ebu Hureyre'nİn (r.a) rivayetine göre Rasûlullah (s.a.v) Efendimiz şöyle buyurmuştur. "Kim Vettîn Sûresini sonuna kadar okursa, evet kaadirdir. Ben de buna şahitlik edenlerdenim." (Celâleyn-Tirmizî)