Bu sure, Kur'an'ın indirildiği gecenin büyüklük ve şerefini ifade etmek
üzere "Gerçek biz onu Kadir gecesinde indirdik." buyurduğu ayetinden
dolayı "Kadr" suresi adını almıştır. Yani, kadri ve şerefi büyük bir
gecede.[1]
Allah Tealâ Alâk suresinde Peygamberce (s.a.) yaratan ve insana bilmediğini
öğreten Rabbinin adıyla Kur'an'ı okumasını emrettikten sonra, bu surede de Kur'an'ın
inmeye başladığı vakti açıkladı; o, Kur'an'ın onda inmesi nedeni ile yüksek
şerefi ve üstün değeri olan Kadir gecesidir.
[2]
Mekke'de inen bu sure, Kuran-ı Kerim'in inmeye başladığı vakitten,
meleklerin ve Cebrail'in Allah katından faziletler, bereketler ve hayırlarla
Allah'ın salih mümin kulları üzerine indiği Kadir gecesinin diğer gün, gece ve
aylara olan üstünlüğünden söz etmektedir.
[3]
Kur"an-ı Kerim'in yirmi üç yıla dağılmış olarak bölüm bölüm indiği
bilinmesine rağmen, Kadir gecesinde inmiş olmasının manası onun indirilişi-nin
Kadir gecesinde başlamasıdır. Çünkü Peygamberliğin gelişi Ramazanda idi.
Zira Allah Tealâ bu surede: "Gerçek biz onu Kadir gecesinde
indirdik." buyururken Duhan suresinde de şöyle buyurmuştur: "Hâ mim.
Açıkça bildirilen Kitab'a yemin ederim ki, hakikat biz onu mübarek bir gecede
indirdik. Gerçek biz haber vericileriz. Her hikmetli iş, nezdimizde bir emir
ile, o zaman ayrılır. Hakikat biz Rabbinden bir rahmet olarak (peygamberler)
gönderilenleriz. Şüphe yok ki O, hakkıyla işitenin, kemâliyle bilenin ta kendisidir."
(1-6. ayetler).
Bakara süresindeki "Ramazan ayıdır ki Kur'an onda indirilmiştir.
İnsanlara hidayetin ta kendisidir. Doğru yolun ve hak ile batılı ayırt eden hükümlerin
nice açık delilleridir." (185.) Bu ayetin manası ise, Kur'an'ın inmesi
mübarek Ramazan ayında başladı, şeklindedir.
Enfal süresindeki "İki ordunun birbirine kavuştuğu gün kulumuza indirdiğimize
inanmışsanız.." (41.) ayeti ise, Kur'an'm inmesi ile ilgili bir vakit
belirlememekte sadece, müminlere Muhammed (s.a.)'e Ramazanın on yedinci günü
Bedir'de indirilen savaş ahkâmı, melekler ve zaferle ilgili ayetleri
hatırlatmaktadır. Bedir günü, Furkan günü olarak anılmıştır. Çünkü, hak ile
batılı ayırt etmiştir.
[4]
1- Gerçek, biz onu Kadir gecesinde indirdik.
2- Kadir gecesini sana bildiren nedir?
3- Kadir gecesi bin aydan hayırlıdır.
4- Onda melekler ve Ruh, Rabbinin izniyle herbir iş için iner de iner.
5- O (gece) tan yeri ağanncaya
kadar bir selâmdır.
"Kadir gecesi" sözü, ona dikkat çekilmesi için tekrarlanarak
itnab yapılmıştır.
"Kadir gecesini sana bildiren nedir?" O gecenin önemine
dikkat çekmek için sorulmuş bir sorudur.
"Onda melekler ve Ruh iner de iner." Âmmdan sonra hâssı
zikretmiştir. Mevkiinin yüceliğine işaret için meleklerden sonra Cebrail
ayrıca zikredilmiştir.
"Kadr", "şehr", "emr" ve "fecr"
de seci vardır. Kelime sonları ses bakımından birbiriyle uyumludur.
[5]
"Biz onu Kadir gecesinde indirdik" ayetindeki zamir Kur'an'a
gitmektedir. Daha önce anılmadığı halde, bilindiği için zamirle işaret
edilmiştir. Allah Tealâ'nın indirmeyi kendisine isnad etmesiyle indirilen şeyin
şerefine dikkat çekilmiştir. Onun indirildiği vakti de şu sözü ile tazim
etmiştir: "Kadir gecesini sana bildiren nedir?"
"Biz onu Kadir gecesinde indirdik." İndirilmesi gecede
başladı. Veya, bir defada Levh-i Mahfuz'dan dünya semasına kıymetli, sevgili
takva sahibi katiplere indirdi. Daha sonra da Cebrail onu yirmi üç senede
parça parça Rasulullah'a (s.a.) indiriyordu. İbnü'l-Arabi diyor ki: "Bu
yanlıştır. Cebrail ile Allah arasında vasıta yoktur. Cebrail ve Muhammed
(s.a.) arasında da vasıta yoktur."
"Kadir gecesini sana bildiren nedir?" Ey Muhammed! Bu geceyi
sana bildiren nedir? Şerefinden veya işlerin onda kadere bağlanmasından dolayı
böyle isim verilmiştir. Nitekim ayette: "Her hikmetli iş, nezdimizde bir
emir ile o zaman ayrılır." (Duhan, 44/4) buyuruldu.
O, kadir gecesinin bulunmadığı "bin aydan hayırlıdır." Ondaki
salih amel, içinde kadir gecesi bulunmayan bin aydakinden daha hayırlıdır.
"İner de iner" Yere ve dünya semasına inerler, ya da,
müminlere yakın olurlar. "Ruh" Cebrail (a.s.)'dir. "Her bir iş için"
O yıl içerisinde Allah'ın bir dahaki yıla kadar takdir etmiş olduğu her iş
için. "Bir selâmdır." O ancak bir selâmdır. Yani Allah onda sadece
selâmet takdir eder. Diğerinde ise, selâmet ve belâ murad eder. Ya da bu,
meleklerin müminlere çokça selam vermesiyle ilgilidir. "Tan yeri
ağarıncaya kadar" Güneşin doğma vakti veya doğmasına kadar.
[6]
"Kadir gecesi bin aydan hayırlıdır." ayetinin (3. ayet) nüzul
sebebiyle ilgili olarak İbni Cerir, Mücahid'den rivayet etmiştir.
İsrailoğullan'ndan gece sabaha kadar ibadet eden, gündüz de akşama kadar cihad
eden ve bu hali bin ay devam eden bir kişi vardı. Bu ayetteki bin ay ile
kastedilen bu kişinin amelinin sürdüğü bin aydır.
[7]
"Gerçek, biz onu Kadir gecesinde indirdik." Muhakkak biz
Kur'an'ı indirmeye kadir gecesinde başladık. O mübarek gecedir. Allah
Tealâ'nın buyurduğu gibi: "Hakikat biz onu mübarek bir gecede
indirdik." (Duhan, 44/3), "Ramazan ayıdır ki Kur'an onda
indirilmiştir." (Bakara, 2/185) ayetine binaen de Kadir gecesi Ramazan
ayındadır. Sonra da indirilmesini onun ardından yirmi üç yılda, ihtiyaca,
gelişmeler ve olaylarda ilâhi hükmün gereğine göre tamamladık. Zemahşeri diyor
ki: Allah Kur'an'ı üç yönden yü-celtmiştir: Birincisi: İndirilmesini kendisine
isnat edip bunu bir başkasına değil de kendisine mahsus kılmıştır. İkincisi:
Şöhretine ve vurgulamaya ihtiyacı olmadığına belge olsun diye, açık ismini
anmadan zamirle ifade etmiştir. Üçüncüsü: İndirildiği vaktin şerefini
yüceltmiştir.[8]
Ardından Allah Tealâ o gecenin faziletlerini zikretti:
1- "Kadir gecesini sana
bildiren nedir1? Kadir gecesi bin aydan hayırlıdır." Kadir gecesinin ne
olduğunu sana bildiren nedir? Bu, mevkiinin yüceltilmesi, kıymetinin tazimi ve
şerefinin ne denli önemli olduğunu açıklamak içindir. Böyle adlandırılması da,
Allah Tealâ'nın bir dahaki yıla kadar dilediği şeyleri takdir buyurduğu veya
kadri ve şerefinin çok büyük olmasından dolayıdır. Zemahşeri diyor ki: Kadir gecesinin
önemi işlerin takdiri ve
kazasının o gece karara bağlanmasındandır. Bu da şu ayette geçmektedir:
"Her hikmetli iş, nezdimizden bir emir ile o zaman ayrılır." (Duhan,
44/4).
Bir başka önemi de bir gece olduğu halde ondaki amelin bin aydaki
amelden hayırlı olmasıdır.
İmam Ahmed ve Nesai, Ebu Hureyre (r.a.)'den rivayet ettiler: Ramazan
girdiğinde Rasulullah (s.a.) buyurdu ki: "Size Ramazan ayı geldi. Mübarek
ay. Allah size orucunu farz kıldı. Onda cennet kapıları açılır, cehennem
kapılan kapatılır, şeytanlar bağlanır. Onda bin aydan hayırlı bir gece vardır.
Hayrından mahrum olan mahrumdur."
Buhari ve Müslim'in Ebu Hureyre'den rivayet ettiğine göre Rasulullah (s.a.) şöyle buyurdu: "Kim iman ederek ve sevabını umarak kadir gecesini ihya ederse geçmiş günahları bağışlanır."
2- "Onda melekler ve Ruh,
Rabbinin izniyle her bir iş için iner de iner." Melekler ve Cebrail bu
gece bir dahakine kadar takdir edilmiş her iş için göklerden yere inerler.
Peygamber (s.a.) buyurdular ki: "Allah mukadderatı Beraet gecesi takdir
eder. Kadir gecesi olunca da sahiplerine teslim eder." Allah'ın izni
olmadan bir iş yapmazlar: "Biz senin Rabbinin emri olmadıkça
inmeyiz." (Meryem, 19/64). Ayette geçen Ruh, Cebrail (a.s.)'dir. Şerefinin
büyüklüğü nedeni ile diğer meleklerden ayrı olarak ismen anılmıştır.
Meleklerin inmesinin faydalarından bazıları: Dünyada, gök sakinlerinin
göremediği taat çeşitlerini işlerler. Belki de dünyada taat onlar için bu
geceye mahsustur; melekler de daha çok sevap için onu arzu edebilirler. Kişinin
orada taatından daha fazla sevap kazanmak için Mekke'ye gittiği gibi.
3-
"O (gece) tan yeri
ağarıncaya kadar bir selâmdır." Kur'an'ın nüzulü ve meleklerin bulunması
ile hayırla dolu bu gecede, selâmet, güven, hayır ve bereketten başka bir şey
yoktur. Hayır ve bereketin inmesi, meleklerin grup grup rahmetle inmeleri
güneşin batımından fecre kadar sürer.[9]
Ayetlerden şu hususlar
anlaşılmaktadır:
1- Yüce Kur'an'ın inmesi, mübarek Ramazan gecelerinden olan Kadir gecesinde başlamıştır.
2- Kadir gecesi şeref, tazim
ve takdir gecesidir. Allah o gecede bir sene sonrasına kadar olacak işlerden;
ölüm, ecel, rızık ve diğerlerinden dilediğini takdir buyurur.
3- Kadir gecesinde yapılan
amel, içinde Kadir gecesi bulunmayan bin aydan hayırlıdır. O gecede benzeri bin
gecede bulunmayan çokça hayır taksim edilir.
4- Melekler bütün semadan ve
Sidretü'l-münteha'dan, Cebrail kendisine ait yerinden yere inerler. Fecrin
doğma vaktine kadar insanların dualarına amin derler. İbni Abbas'ın da dediği
gibi onlar kadir gecesinde Rablerinin emri ile Allah'ın bir dahaki seneye kadar
olan bin yıl için takdir ve hükmettiği her iş için inerler: Bu ayet meleklerin
ismetine delâlet eder. Allah Tealâ : "Biz senin Rabbinin emri olmadıkça
inmeyiz." (Meryem, 19/64), "Bunlar sözle asla O'nun önüne geçmezler.
Bunlar O'nun emriyle hareket ederler." (Enbiya, 21/27).
5-
O gece güven ve selâm gecesidir, Allah'tan
bir hayır ve berekettir. Allah o gece selâmetten başkasını yazmaz. Diğer
gecelerde ise, belâları da selâmeti de yazar. O gece şeytanın müminlere tesir
edemiyeceği güvenli bir gecedir. Şeytanın bir kötülük veya eziyet yapamıyacağı
problemsiz bir gecedir. Onun tamamı hayırdır. Fecrin doğmasına kadar onda şer
yoktur. Özet olarak bu gece, hayırlar, bereketler, nzıkların takdiri, dini ve
dünyevi menfaatleri bulundurmaktadır.
İmam Ahmed'in Ubade b. Samit'ten rivayet ettiği hadis de bunu teyit
etmektedir. Rasulullah (s.a.) buyurdular ki: "Kadir gecesi son on
gündedir. Kim onları ecir bekleyerek ihya ederse Allah onun geçmiş ve gelecek
günahlarını bağışlar. O tek gecedir: Dokuz, yedi, beş, üç veya son gece."[10]
Müslim ve Tirmizi'nin rivayet ettiği Zirr b. Hubeyş hadisini delil alan
alimlerin çoğunluğuna göre her yıl Ramazanın yirmi yedinci gecesidir. Zirr,
diyor ki: Übey b. Kab'a: "Kardeşin Abdullah b. Mesud, Bütün yılı ihya eden
Kadir gecesini yakalar diyor, dedim." Dedi ki: "Allah Ebu
Abdurrahman'ı mağfiret etsin! Ramazanın son on gününde olduğunu bilmiştir. O yirmi
yedinci gecedir. Ama, insanların boş vermemelerini istemiştir. Sonra da
inşa-allah demeden yirmi yedinci gece olduğuna yemin etti." "Bunu
neye göre söylüyorsun Ebu'l-Münzir?" dedim. Dedi ki: "Rasulullah
(s.a.)'ın bize haber verdiği bir alâmetle veya mucize ile: O gün güneş ışıksız
doğar."[11]
Cumhura göre her yıl Kadir gecesi vardır ve Ramazana aittir.[12]
Alâmetlerinden biri de güneşin sabahı ışıksız beyaz doğmasıdır. Ebu
Davud et-Tayalisi, İbni Abbas'tan Rasulullah (s.a.)'ın Kadir gecesi hakkında
şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Cömert, mutlu bir gece. Ne soğuk ne de
sıcak. Sabahında güneş zayıf kızıl olur." İbni Ebi Asım en-Nebil, Cabir b.
Abdullah'tan isnadı ile Rasulullah (s.a.)'ın şöyle buyurduğunu rivayet etti:
"Bana kadir gecesi gösterildi de unutturuldum. O Ramazanın son on
gecesindedir. Mutlu, hoştur. Ne sıcak ne de soğuktur. Sanki ay var gibidir. Fecri
aydınlanıncaya kadar şeytan çıkamaz."
[13]
Kadir gecesinin gizlenmesindeki hikmet, ölüm vaktinin ve kıyamet
gününün gizlenmesindeki hikmet gibidir. Ta ki, mükellef taatta gayretli olsun,
cehdini artırsın, gaflet edip tembellik yapmasın, boş vermesin. Mükellefin
bizzat o geceyi bilmemesi, günaha ve bilerek hataya düşmemesi için yararlı olup
kula şefkatten ileri gelmektedir. Kul, tahmin edilen geceleri ihya ile
geçirince Allah meleklerine övünür ve buyurur ki: "Orada bozgunculuk
edecek, kanlar dökecek kimse mi yaratacaksın1?" demiştiniz. Bu onların
vaktini tam bilmedikleri bir işteki gayretleridir; bir de onu belirli yapsa
idim?" İşte o zaman "Sizin bilemiyeceğinizi herhalde ben
bilirim." sözünün sırrı ortaya çıkar.
[14]
Daha önce geçen Buhari ve Müslim'deki Ebu Hureyre hadisinde: "Kim
Kadir gecesini inanarak ve ecrini Allah'tan umarak ihya ederse geçmiş günahı
bağışlanır." buyurulmuştu.
Şa'bi dedi ki: O günün gecesi gündüzü gibidir. Gündüzü de gecesi gibidir.
Ferra' da şöyle diyor: Allah Kadir gecesinde sadece mutluluk ve nimetler
takdir eder. Diğerlerinde de belâları ve dertleri de takdir eder." Said b.
Müseyyeb Muvatta'da şöyle diyor: "Kadir gecesinin yatsı vaktinde bulunan,
ondan nasibini almıştır."
[15]
[1] Vehbe Zuhayli,
Tefsiru’l-Münir, Risale Yayınları: 15/575.
[2] Vehbe Zuhayli,
Tefsiru’l-Münir, Risale Yayınları: 15/575.
[3] Vehbe Zuhayli,
Tefsiru’l-Münir, Risale Yayınları: 15/575.
[4] Vehbe Zuhayli,
Tefsiru’l-Münir, Risale Yayınları: 15/575-576.
[5] Vehbe Zuhayli,
Tefsiru’l-Münir, Risale Yayınları: 15/577.
[6] Vehbe Zuhayli,
Tefsiru’l-Münir, Risale Yayınları: 15/577-578.
[7] Vehbe Zuhayli, Tefsiru’l-Münir,
Risale Yayınları: 15/578.
[8] Zemahşeri, III/351.
[9] Vehbe Zuhayli,
Tefsiru’l-Münir, Risale Yayınları: 15/578-579.
[10] Taberani ve Hakim Abdullah
b. Amr'dan rivayet etti. Sahihtir.
Vehbe Zuhayli, Tefsiru’l-Münir, Risale
Yayınları: 15/579-580.
[11] İbni Kesir, IV/528.
[12] Vehbe Zuhayli,
Tefsiru’l-Münir, Risale Yayınları: 15/580.
[13] Vehbe Zuhayli,
Tefsiru’l-Münir, Risale Yayınları: 15/580-581.
[14] Vehbe Zuhayli,
Tefsiru’l-Münir, Risale Yayınları: 15/581.
[15] Vehbe Zuhayli,
Tefsiru’l-Münir, Risale Yayınları: 15/581.