Mekke'de inmiştir, 3
âyettir.
Asr sûresi Mekke'de inmiştir. İnsanın mutluluk veya
bedbahtlık; bu hayatta başarı veya zarar ve helakinin sebebini açıklamak için
gayet veciz ve açık bir şekilde gelmiştir.
Yüce Allah, asra yani içinde,
insan ömrünün sona erdiği zamana ve bu zamanda bulunan çeşitli fevkalâde
şeylere, Allah'ın kudretini ve hikmetini gösteren ibretlere yemin etti ki dört
vasfı taşıyanların dışında bütün insanlar ziyanda ve kayıptadır. Bunlar iman,
iyi amel, hakkı tavsiye ve sabra sarılmaktır. Bu dört şey, faziletin esasları
ve dinin temelidir. Bundan dolayıdır ki, İmam Şafiî; "Yüce Allah bu
sûreden başka bir şey indirmemiş olsaydı, bu sûre insanlara yeterdi"
demiştir. [1]
Bismillâhirrahmânirrahîm
1, 2, 3. Asr'a yemin ederim ki insan gerçekten ziyan içindedir.
Ancak îman edip salih ameller işleyenler,
birbirlerine hakkı tavsiye edenler ve sabrı tavsiye edenler müstesna.
1, 2. Zamana
yemin ederim ki, insan zarardadır. Çünkü o, dünyayı ahrete tercih etmekte, nefsânî ve şehvanî arzularına mağlûp olmaktadır. Zaman
içinde çeşitli, enteresan ve harikulade şeyler, ibret ve öğütler bulunduğu
için Allah ona yemin etti. İbn Abbâs
şöyle der: Asr, zaman demektir. Yüce Allah, çeşitli
ve harikulade şeyleri kapsadığı için ona yemin etti. Katâde
de şöyle der: Asr, gündüzün son saatleridir. Yüce
Allah, duhâva yani kuşluk vaktine yemin ettiği gibi
buna da yemin etti. Çünkü bunlarda Yüce Allah'ın sonsuz kudretini gösteren
deliller ve etkin öğütler vardır.[2]
Zaman, insanoğlunun en Önemli unsuru olduğu için Yüce Allah ona yemin etti.
Zira geçen her an, hiç şüphesiz senin ömründen geçmekte
ve ecelinden eksilmektedir. Nitekim şâir şöyle der:
Şüphesiz biz, geçirip
tükettiğimiz günlere seviniyoruz. Oysa geçen her gün, ömürden bir eksilme
demektir.
Kurtubî şöyle der: Yüce Allah asra yani zamana yemin etti.
Çünkü, durumların değişmesi sebebiyle zamanda bir uyarıcılık ve bu hallerin değişmesinde
Yaratıcının varlığını gösteren deliller vardır. Bazıları şöyle der: Bu, ikindi
namazına yemindir. Çünkü bu namaz, namazların en faziletlisidir.[3]
3. Ancak,
iman edip salih amel işleyenler bunun dışındadır.
Bunlar, kurtuluşa erenlerin ta kendileridir. Çünkü değerli olana karşılık
değersizi satmışlar, geçici arzular yerine kalıcı iyi ameller işlemişler,
birbirlerine hakkı yani iman, tasdik ve Allah'a ibadet gibi bütün hayırları
tavsiye etmişler ve sıkıntı, musibet,
ibadet etme ve haramları terketme hususunda
birbirlerine sabrı tavsiye etmişlerdir. Yüce Allah bu dört şeyi yapanlar
dışında bütün insanların zararda olduğuna hükmetti. Bu dört şey iman, iyi
amel, hakkı tavsiye ve sabrı tavsiyedir. Çünkü insanın kurtuluşu ancak onun,
iman ve iyi amelle kendisini; nasihat ve irşatla da başkalarını
mükemmelleştirdiğinde olur. Böylece hem Allah hakkını, hem de kul hakkını
yerine getirmiş olur. İşte özel olarak bu dört şeyin zikredi
İm esindeki sır ve hikmet budur. [4]
Bu mübarek sûre birçok
edebî sanatı kapsamaktadır. Bunları aşağıda özetliyoruz:
1. Âyetinde zikr-i cüz, irade-i kül vardır. Yani (insan) kelimesiyle
bütün insanlar kastedilmiştir. Daha sonra gelen istisna bunun delilidir.
2. Âyetinde kelimesinin
nekre olarak getirilmesi, ziyanın büyüklüğünü ifade eder. Yani insan büyük bir
zararda ve şiddetli bir kayıptadır.
3. Âyetinde
fiilin tekrarı ile itnâb yapılmıştır. Bu, tavsiye
işine son derece önem verildiğini ortaya koymak içindir.
4. "Hakkı
tavsiye edenler"den sonra "Sabrı tavsiye
edenlerin" gelmesiyle, umûmdan sonra hususun zikri yapılmıştır. Zira
sabır, hakkın ifade ettiği umûmi mânâya dahildir. Ancak Yüce Allah sabrın
faziletinin yüceliğini ifade etmek için onu ayrıca zikretti.
5. kelimelerinde
akıcı bir seci' vardır. Bu da güzelleştirici edebî sanatlardandır. [5]
Beyhakî "es-Şuab"ta, Ebû Huzeyfe'nin (r.a.) ki bu zat
Sahabeden idi. Şöyle dediğini rivayet eder: Rasulullah'm
(s.a.v) Ashabından iki adam buluştuklarında, biri diğerine "ve'l-asr" sûresini okumadan
ve birbirlerine selâm vermeden ayrılmazlardı.[6]
Yüce Allah'ın yardımı
ile "Asr Sûresi"nin tefsiri bitti. [7]
[1] Muhammed Ali Es-Sabuni, Safvetü’t-Tefasir, Ensar Neşriyat: 7/417.
[2] Bahr, 8/509
[3] Knrtnhî 9n/17Q
Muhammed Ali Es-Sabuni, Safvetü’t-Tefasir, Ensar Neşriyat: 7/418.
[4] Muhammed Ali Es-Sabuni, Safvetü’t-Tefasir, Ensar Neşriyat: 7/419.
[5] Muhammed Ali Es-Sabuni, Safvetü’t-Tefasir, Ensar Neşriyat: 7/419.
[6] Beyhakî
[7] Muhammed Ali Es-Sabuni, Safvetü’t-Tefasir, Ensar Neşriyat: 7/419.