ASR SÛRESİ
Keremli
Mekkede inmiştir. Üç âyet-i kerîmedir. Yüce Allah
şöyle buyurmuştur:
"Andolsun asra ki,
muhakkak İnsan kesin bir ziyandadır."
Allahü Teâlâ ikindi vaktinin farelinden dolayı ona yemin ediyor.
Buna "orta namazı" da denilir. Onun korunması vaciptir. Onun vaktinde
kılınmasında zorluk vardır. Ticâretle uğraşanlar veya başka geçim yollarında
çalışanların o vakitte işlerine dalma ihtimali çoktur. Bunun için Rasulü Ekrem (s.a.v): "İkindi namazını -§er'î bir özür
olmaksızın-kdmaman, dünyâ ve içindekileri
kaybetmenden daha beterdir," buyurarak bu namazın önemini belirtmiştir.
Veya (Asr) dan maksat (Rasulullah)
dır. Çünkü onun dönemi diğer zamanlara daha şereflidir. Bu şeref ondan
kaynaklanıyor.
Bu
sûre-i Celbenin nüzul sebebi şöyledir; Hz. Ebubekir müslüman olunca Mekke
kâfirleri dediler ki: "-Zarara girdin ey Ebubekir!
Çünkü atalarının dinini terkediyorsun." Bunu Ebubekir (r.a) şöyle cevapladı: "-Ziyankârlık hakkı
kabul etmede değildir. Asıl zarar eden sizsiniz, Hiç görmeyen, işitmeyen,
ihtiyaçlarınızı görmeyen, dünyevî musibetleri giderme-yen, uhrevî azabı
önleyemeyen putlara tapıyorsunuz." Bunun üzerine Cebrail (a.s) bu sûre'yi
getirmiş oldu. Şöyle ki: İkindi vaktine andolsun ki
bütün kâfirler ziyandadır. Ticâretleri kazanmamıştır. Çünkü âhireti
sattılar, karşılığında dünyayı almış oldular. Ancak îman ederek, dünyayı
satarak âhireti satın alanlar "şekavetten"
kurtuldular "saadete" erdiler.
Nitekim
yüce Allah şöyle buyurmuştur:
470 Asr Sûresi (Cûz: 30 Ayet: 3)
"Ancak îman edenlerle güzel güzel
amellerde bulunanlar değil'1
Mü'min
olarak sâlih amel işleyenlerin divanlarına sevapları
yazılır. Âhirette kâmil ve yüce mertebeler onlara
verilir. Yâni Allahü Teâlâ
buyuruyor ki: Zamanın yaratıcısı Allah'a andolsun kî,
Ebû Cehil, Mugîre, Utbe ve Şeybe ve yolunda gidenler
cennetteki makamlarından ve nimetlerinden mahrum olacaklardır. Ancak Ebubekir, Ömer Osman, Ali ve yollarında yürüyen mü'minler îman etmelerinden bir de buna sâlih
ameller katmalarından dolayı kazançlıdırlar. Kıyamete kadar onlan
izleyenlerin de sevaplarından pay sahibidirler. Onların ticareti kazandı.
Devamla
şöyle buyurmuştur:
"...
Bir de birbirine hakkı tavsiye ve sabrı
tavsiye edenler böyle değil"
Kur'an'la
halkı îmana ve tevhîde çağırırlar. Sünnet üzere Allah'a kulluk yaparlar.
Dünyadan yüz çevirirler. Âhirete daha çok yönlerini
dönerler. Bir de bütün halka sabn tavsiye ederler.
İbâdetin zorluğuna, haramlardan kaçınmanın meşakkatına
karşı sabin öğütlerler. Aynca insanın başına
gelebilecek çeşitli hastalık, fakirlik ve deprem gibi musibetlere duçar
olanlara da sabır tavsiye ederler. Bunların dışındakiler kayıptadır.
Rivayete
göre Hz. Ebu Huzeyfe (r.a): Hz. Peygamber
(s.a.v)1 in ashabından ikisi karşılaştıklarında Asr
Sûresini okumadan ayrılmazlardı. Sonra da selamlaşarak ayrılırlardı.
İmam
Şafii (r.a) şöyle demiştir:
"Eğer
Asr sûresinden başka bir şey nazil olmasaydı yine de
bu insanlara yeterdi. Zira bu sûre Kur'an ilimlerinin
tamamını-Öz olarak- kapsamaktadır." CAlûsî
tefsiri: 30/227)