ASR SURESİ 2

Surenin İsmi: 2

Önceki Sureyle İlişkisi: 2

Surenin Muhtevası: 2

Surenin Fazileti: 2

Hayatın Hedefi Veya Müminle Kafirin Hali: 2

Belagat: 2

Kelime ve İbareler: 2

Açıklaması: 3

Ayetlerden Çıkan Hüküm Ve Hikmetler: 3


ASR SURESİ

 

Surenin İsmi:

 

Bu sure ilk ayetinde "Asr"a yemin edildiği için "Asr" suresi olarak isimlendirilmiştir. "Andolsun asra ki, muhakkak insan kafi bir ziyanda­dır." "Asr" zamandır. Sevinçten üzüntüden, sağlıktan hastalıktan, zengin­likten fakirlikten, izzetten her türlü hadisenin içinde gerçekleştiği yıl, ay, gün, saat gibi devrelere bölünebilen zamanı gösterir. [1]

 

Önceki Sureyle İlişkisi:

 

Allah Tealâ önceki surede dünya işleri ile meşgul olup, onlar üzerinde yoğunlaşmanın zemmedildiğini açıklamış, bu surede ise kişiye yönelik ola­rak meşgul olunması gerekenin iman ve salih amel; topluma yönelik ola­rak da hayırları tavsiye etmek, nefs yasaklardan ve masiyetlerden alıkoy­mak şeklinde beyan etmiştir. Özetle önceki surede "Sizi çoklukla böbürle-niş oyaladı." şeklinde buyurup "Sakının. İleride bileceksiniz." tehditinin ar­dından bu surede, mümin ve kâfirin durumunun açıklığa kavuşması uygun düşmüştür. [2]

 

Surenin Muhtevası:

 

Mekke'de inen bu sure İslâm'ın temel özelliklerini ve toplum hayatına yönelik prensiplerini açıklıyor. Dört vasıfla vasıflananlar hariç, her insanın hüsranda olduğuna dair Allah Tealâ asra yemin ediyor. Bu dört vasıf şun­lardır: İman, salih amel, başkalarına hakkı ve sabrı tavsiye. [3]

 

Surenin Fazileti:

 

Raviler anlatırlar ki Anır b. As, müslüman olmadan önce, fakat Rasu-lullah (s.a.) peygamber olarak gönderildikten sonra, Müseyleme el-Kez-zab'a gitti. Müseyleme ona: "Arkadaşınıza bu müddet zarfında ne indiril­di?" dedi. O da: "Kendisine veciz ve beliğ bir sure indirildi." dedi. Nedir o? diyince de, Asr suresini okudu. Müseyleme biraz düşündükten sonra: "Ba­na da benzeri indirildi." dedi. "Nedir o?" denince şunu söyledi:

"Ey çöl sıçanı. Ey Çöl sıçanı! Sen sadece iki kulak ve göğüssün. Geri kalanın da çukurdur, oyuktur."[4]

Sonra da: "Nasıl görüyorsun Amr?" dedi. Amr: "Vallahi, senin yalancı olduğunu bildiğimi biliyorsun." dedi.

Taberani, Ubeydullah b. Hafs'tan şöyle dediğini rivayet etti: Rasulul-lah (s.a.)'ın ashabından iki kişi bir araya gelince birbirlerine Asr suresini sonuna kadar okuyup selâm vermeden ayrılmazlardı. Beyhaki bunu Ebu Huzeyfe'den rivayet etti.

Şafii dedi ki: İnsanlar bu sureyi hakkıyla düşünseler bu onlara yeterdi. [5]

 

Hayatın Hedefi Veya Müminle Kafirin Hali:

 

1- Andolsun asra ki,

2- Muhakkak insan kat'i bir ziyandadır.

3- Ancak iman edenlerle güzel güzel  amellerde bulunanlar, bir de birbi- Hne hakkı tavsiye, sabrı tavsiye edenler böyle değil.

 

Belagat:

 

"7nsa/ı"dan maksat, istisnanın da gösterdiği gibi bütün insanlardır.

"Hakkı tavsiye, sabrı tavsiye" tavsiye fiilinin tekrarı ile bunun önemi­ne işaret edilmiştir.

"Hak" tan sonra "sabrı tavsiye" sözü, âmmdan (genel olan) sonra hâssı (özeli) getirmedir. Çünkü sabır hakkın umumuna dahildir. Ancak, daha fazla ilgi ve önem için ayrıca anıldı.

"Asr", "Sabr", "Husr" kelimelerinin sonlarında ses tekrarı, seci vardır. [6]

 

Kelime ve İbareler:

 

"Asr" zamandır. İkindi namazı veya zevalden guruba kadar olan vakit­tir de denilmiştir. "Ancak iman edenlerle güzel güzel amellerde bulunan­lar... böyle değil." Çünkü onlar dünya ile ahireti satın aldılar. Ebedî hayatı ve daimi mutluluğu kazandılar. Ziyanda değildirler.

"Hak" itikat olsun amel olsun inkârı caiz olmayan sabit şeydir. Veya kesin delilin, görenin, şahidin gösterdiğidir. Ya da günahlardan korunmuş bir nebinin getirdiği sahih dindir.

Hakkı tavsiye, insanların birbirlerine inkârı mümkün olmayan iman, hayır ve fazilet gibi şeyleri tavsiye etmesidir. "Sabır" amelde, nefsin me-şakkete katlanmasını sağlayan güçtür. Sabrı tavsiye, insanların birbirleri­ne onu tavsiye etmeleri, birinin diğerini ona teşvik etmesidir.

Allah Tealâ kazanmanın sebebini zikredip ziyanın sebebini zikretme-miştir. Çünkü maksat odur. Geri kalan, ziyana ve eksikliğe götürmektedir. [7]

 

Açıklaması:

 

"Andolsun asra ki, muhakkak insan kat'i bir ziyandadır." İnsanın gegirdiği zaman veya vakit olan asra yemin olsun. Buna yemin yaratıcının varlığına, birliğine ve tam kudretine delâlet eden ibretler, gece ve gündü­zün sürmesi, karanlık ve aydınlığın ardarda gelmesi gibi hadiselerin hep belli zaman dilimlerinde olmasından dolayıdır. Bu yemin, aşağıda istisna edilenler hariç, insanın ticareti ve çalışmasında, amelini sırf dünya ameliy­le sınırlayarak haktan sapmış, ziyan, eksiklik ve helake düşmüş olduğuna dairdir. Allah'ın asra yemini onun şeref ve önemini gösterir. Bunun için de, Peygamber (s.a.) Müslim'in Ebu Hureyre'den rivayet ettiği bir hadiste: "Zamana sövmeyin. Zira zaman (dahi hadiseleri yaratan) Allah'tır." buyur­muştur. Ayet, Razi'nin değindiği gibi, insan için asıl olanın ziyanda ve kayıpta olmak olduğuna dikkat çekmektedir.

Dendi ki: Asırla kastedilen ikindi namazı veya vakti olup bunların şe­ref ve fzileti vurgulanmak istendi. Bu nedenle de pek çok alime göre "Sa-lat-i vusta" bununla tefsir edildi. Dünyanın kalan ömrünün ikindi ile ak­şam arası kadar olduğuna işaret edildiği de söylenmiştir. İnsan ziyanla de­ğil ticaretle uğraşmalıdır. Zira vakit sıkışmıştır. Geçeni yakalamak müm­kün olmayabilir.

İnsan denirken insan cinsi kastedilmiştir. İnsandaki lamın belirli, bel­li insanlar için olduğu da söylendi. İbni Abbas'tan da müşriklerden Velid b. Muğire, As b. Vail ve Esved b. Muttalip gibi bir grubu kastettiği rivayet edilmiştir. Ebu Hayyan; asr ve insan umumiliği olan cins isimdir; bunun için de ondan istisna yapılması caiz olmuştur, demektedir.

Bundan sonra da zarar içinde olan insanoğlundan şunlar istisna edil­miştir.

"Ancak iman edenlerle güzel güzel amellerde bulunanlar, bir de birbiri­ne hakkı tavsiye, sabrı tavsiye edenler böyle değil." İnsan ziyanda, boşluk, eksiklik ve helaktedir. Ancak, Allah'a iman ile salih ameli birleştirenler müstesna. Onlar zararda değil kârdadırlar. Zira onlar ahiret için çalışmış­lardır. Dünya amelleri ondan alıkoymamıştır. Kalpleri ile iman edip organ­ları ile de salih amel yaptılar.

Bir de birbirlerine doğruluğunda şüphe olmayan bir işi tavsiye eden­ler: O da Allah'a iman ve tevhit, Allah'ın kanunlarına uyma, yasakların­dan kaçınmadır. Hak, batılın aksidir, bütün hayırları ve yapılması gere­kenleri veya taatlann edası ve yasakların terkini ihtiva eder. Zemahşeri dedi ki: O, hayrın tamamıdır: Allah'ı birleme ve O'na taat, kitaplarına ve peygamberlerine uyma, dünyaya karşı zühd ve ahirete rağbettir.

Ve birbirlerine Allah'ın farzlarına uymada, yasaklarından kaçınmada ve kaderine, belâlarına dayanmada sabrı tavsiye edenler. Sabır taata da­yanmayı, kötülüklerden sakınmayı, musibetlere ve kadere katlanmayı, marufu emredenler ve münkeri nehyedenlerin çektikleri eziyetleri kapsar. [8]

 

Ayetlerden Çıkan Hüküm Ve Hikmetler:

 

 Sure şu hususlara işaret etmektedir:

1- İnsan her ne kadar büyük servetler kazansa da, ahiret için iyi ve doğru amel yapmamışsa gerçek bir ziyandadır.

2- Allah Tealâ herhangi bir zaman veya asır üzerine bu hükme dair yemin etmiştir. Zira bunda durumların ve değişikliklerin tasarrufuna ve onları yaratanın vahdaniyetine, kemâl-i kudretine ve zamanla ortaya çı­kan büyük hikmetine delâlet eden hadiselere işaret vardır.

Asra yemin edilmesi konusunda fakihlerin yorumları farklıdır. İmam Malik: Bir asır bir kişiyle konuşmamaya yemin edenin yemini sene olarak takdir edilir, demiştir. Çünkü en çok söylenen odur. Bu da yeminlerde asıl olanın manayı büyük tutma oluşuna göredir.

Şafii de: Bir niyeti yoksa belli bir zaman yeminini tutar veya mümkün olan bir şekilde tefsir eder, demiştir. Bu da bir asır üzerine yeminin az bir zaman dilimine hamledilmesidir.

3- Allah Tealâ ağır bir tehditle hükmetmiştir. Çünkü, dört şeyi yapan veya dört vasıfla sıfatlanan hariç bütün insanların ziyanda olduğunu söyle­miştir. İman, salih amel, hakkı tavsiye ve sabrı tavsiye.

Bu da kurtuluşun bu işlere bağlı olduğunu göstermektedir. İmanın unsurları altıdır: Allah'a iman, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, ahiret gününe, kaderin hayrına ve şerrine iman. Salih amel: Farzlar eda edilip masiyetlerden kaçınılması ve iyi davranıştır. Hakkı tavsiye insanla­rın birbirlerine doğru ve güzel bir işi tavsiye ve birbirlerini Allah'ı birlem­eye ve Kur'an ile amele, dine ve nasihata daveti, emri bilmaruf ve nehyi anilmünkere teşviki, kişinin kendisi için sevdiğini başkası için de sevmesi-dir.

Sabrı tavsiye insanların birbirlerine Allah azze ve celle'ye taatı, masi-yetlerine karşı sabrı, musibetler ve sıkıntılarda kaza ve kadere rızayı tav­siye etmeleridir.

4- Razi bu ayet hakkında şöyle demiştir: Hakkın ağır olduğunu, sıkın­tılarla birlikte olduğunu ifade etmekte olup, bunun için sabrı tavsiye ile birlikte zikredilmiştir.[9]

 



[1] Vehbe Zuhayli, Tefsiru’l-Münir, Risale Yayınları: 15/619.

[2] Vehbe Zuhayli, Tefsiru’l-Münir, Risale Yayınları: 15/619.

[3] Vehbe Zuhayli, Tefsiru’l-Münir, Risale Yayınları: 15/619.

[4] Kediye benzer bir hayvancıktır. En büyük tarafı kulakları ve göğsüdür. Geri tarafı eğri büğrüdür. Müseyleme bu hezeyanı ile, Kur'an'a muaraza edecek bir şey uydurmayı denemiş fakat, o zamanın putperestinin bile hoşuna gitmemiştir. (İbni Kesir, IV/547).

[5] Vehbe Zuhayli, Tefsiru’l-Münir, Risale Yayınları: 15/619-620.

[6] Vehbe Zuhayli, Tefsiru’l-Münir, Risale Yayınları: 15/621.

[7] Vehbe Zuhayli, Tefsiru’l-Münir, Risale Yayınları: 15/621.

[8] Vehbe Zuhayli, Tefsiru’l-Münir, Risale Yayınları: 15/621-622.

[9] Razi, XXXII/90.

Vehbe Zuhayli, Tefsiru’l-Münir, Risale Yayınları: 15/623.