Medine'de inmiştir, 3
âyettir.
Nasr sûresi Medine'de inmiştir. Bu sûre Mekke'nin
fethinden bahseder. Bu fetihle müslümanlar
kuvvetlenmiş, İslâm Arap yarımadasında yayılmış, şirk ve sapıklığın tırnakları
sökülmüştür. Bu feth-i mübîn
ile insanlar Allah'ın dinine girmiş, İslâm bayrağı yücelmiş ve putperestlik
yıkılmıştır. Vukuundan önce Mekke fethinin haber verilmesi, Hz. Muhammed (a.s)'-in peygamberliğinin doğruluğunu
gösteren en açık delillerdendir.
Bismillâhirrahmânirrahîm
1, 2, 3.
Allah'ın yardımı ve feth gelip de insanların bölük bölük Allah'ın dînine girmekte olduklarını gördüğün vakit
Allah'ına hamdederek O'nu teşbih et ve O'ndan
mağfiret dile, çünkü O, tevbeleri çok kabul edendir. [1]
1. Bu, Rasulullah (s.a.v)'a yapılmış bir hitaptır. Rabbi ona ve
diğer mü'minlere vermiş olduğu nimet ve ihsanı
hatırlatmaktadır. Yani, Ey Peygamber! Allah, düşmanlarına karşı sana yardım ve
şehirlerin anası olan Mekke'nin fethini nasip ettiği zaman...! Tefsirciler
şöyle der: Mekke fethedilmeden onun fethedileceğini haber rvermek,
gaybı haber vermektir. Bu, peygamberlik
alâmetlerindendir. [2]
2. Ve
Arapların savaşmadan bölük bölük İslama
girmelerini gördüğünde... Bu, Mekke fethinden sonra olmuş; Araplar her taraftan
gönüllü olarak gelmeye başlamışlardır. İbn Kesîr
şöyle der: Arap kabileleri Mekke'nin fethini bekliyor ve, "Kavmine üstün
gelirse, o peygamberdir" diyorlardı. Allah, Peygamber (a.s.)'ine Mekke'nin
fethini nasip edince, Araplar bölük bölük Allah'ın
dinine girdiler. İki sene geçmeden, Arap yarımadası
iman vesikasını aldı. Diğer Arap kabileleri içinde de müslümanlığını
açıklamayan kalmadı.[3]
3. Bu nimete
karşı, hamd ile beraber Rabbini teşbih et ve O'nu
yücelt. Düşmanlara karşı zafer, ülkelerin fethi ve insanların Islama girmesini
sana nasip ettiği için de O'na şükret. Hem kendin, hem de ümmetin içinO'ndan bağışlanma dile. Şüphesiz Rabbin, tevbeyi çokça kabul eden, mü'min
kullarına çok merhamet edendir. [4]
Bu mübarek sûre birçok
edebî sanatı kapsamaktadır. Bunları aşağıda özetliyoruz:
1. Ayetinde
umûmdan sonra hususun zikri vardır. Zira "Allah'ın yardımı" bütün
fetihleri kapsamaktadır. Yüce Allah Mekke fethinin şanının yüceliğini
vurgulamak ve önemini göstermek için bu fethi, yardım üzerine atfetmiştir.
2. Âyetinde küll zikredilmiş, cüz murâd
edilmiştir. lafzı umûmîdir. Maksat Araplardır.
3. Âyetinde,
"Allah'ın dini"nden maksat İslâmdır. Yüce
Allah, dinin şerefini ve yüceliğini göstermek için, "Allah'ın dini"
demiştir. "Allah'ın evi", "Allah'ın devesi" ifadelerine
benzer.
4. Ay
Kelimesi, mübalağa ifade eden bir vezindir. Çünkü vezni, çokluk ifade eden bir
kalıptır. [5]
Bu, mübarek sûrede, Hz. Peygamber (s.a.v)'in vefat haberi vardır. Bu sebeple
buna, yani "vedalaşma" sûresi de denk. Bu sûre indiğinde, Hz. Peygamber (s.a.v) Âişe (r.anhâ)'ye:"Ecelimin geldiğini görüyorum" demiştir.[6]
Abdullah b. Ömer (r.anhumâ) şöyle der: Bu sûre Veda
haccı sırasında Mînâ'da indi. Daha sonra da Bu gün
sizin dininizi kemâle erdirdim"[7] âyeti
indi. Bu âyetler indikten sonra Hz. Peygamber (s.a.v)
seksen gün yaşadı.[8] İmam Buhârî
İbn Abbâs'ın şöyle dediğini
rivayet eder: "Ömer beni Bedir'de bulunan yaşlıların meclisine alırdı.
Bazıları buna içerlenir gibi oldu ve "Bunu bizim meclisimize niçin
alıyorsun? Bizim onun kadar çocuklarımız var" dediler. Hz.
Ömer: "Bildiğiniz sebepten!" dedi. Yine bir gün beni çağırarak
onlarla beraber meclise aldı. Sonradan anladım ki, beni onlara göstermek için
çağırmış. Dedi ki: "âyeti hakkında ne diyorsunuz?" Bazıları
"Bize zafer ve fetih edildiği zaman Allah'a hamd
etmemiz ve O'ndan mağfiret dilememiz emrolundu"
dediler. Bazıları da susup bir şey söylemedi. Bana, "Sen de böyle mi
diyorsun? Ey İbn Abbâs!"
dedi. Ben: "Hayır" dedim. "Sen ne diyorsun?" dedi. Ben de
dedim ki: "Bu, Rasululîah (s.a.v)'m vefat
haberidir. Yüce Allah bunu ona bildirmek üzere "Allah'ın zafer ve fethi
geldiği zaman" işte bu senin ecelinin alâmetidir, "Artık Rabbine hamd ile teşbih et ve O'ndan mağfiret dile. Şüphesiz, tevbe-leri en çok kabul
edendir" buyurdu. Bunun üzerine Ömer: "Vallahi, ben de bu âyet
hakkında senin dediğinden başkasını bilmiyorum" dedi.[9]
Yüce Allah'ın yardımı
ile "Nasr Sûresi"nin tefsiri bitti. [10]
[1] Muhammed Ali Es-Sabuni, Safvetü’t-Tefasir, Ensar Neşriyat: 7/459.
[2] Muhammed Ali Es-Sabuni, Safvetü’t-Tefasir, Ensar Neşriyat: 7/460.
[3] Muhtasar-ı İbn Kcsîr, 3/687 Kurtubî der ki:
Sûrenin başındaki manasınadır. Yani,
"Allah'ın yardımı mutlaka geldi" demektir. Zira bu sûre, Fetih'ten
sonra inmiştir.
Muhammed Ali Es-Sabuni, Safvetü’t-Tefasir, Ensar Neşriyat: 7/460.
[4] Muhammed Ali Es-Sabuni, Safvetü’t-Tefasir, Ensar Neşriyat: 7/460-461.
[5] Muhammed Ali Es-Sabuni, Safvetü’t-Tefasir, Ensar Neşriyat: 7/461.
[6] İbn Mâce,
Cenâiz, 64
[7] Mâide sûresi, 5/3
[8] Kurtubî, 20/233
[9] Buhârî, Tefsîru'I-Kur'ân, 110/4; Cem'u'l-fevâid ve A'zebü'l-mevârid, 2/285
[10] Muhammed Ali Es-Sabuni, Safvetü’t-Tefasir, Ensar Neşriyat: 7/461-462.