NASR SURESİ 2

Takdim.. 2

Âyetlerin Tefsiri 2

Edebî Sanatlar. 2

Bir Uyarı 2

 


NASR SURESİ

 

Medine'de inmiştir, 3 âyettir.

 

Takdim     

 

Nasr sûresi Medine'de inmiştir. Bu sûre Mekke'nin fethinden bahse­der. Bu fetihle müslümanlar kuvvetlenmiş, İslâm Arap yarımadasında ya­yılmış, şirk ve sapıklığın tırnakları sökülmüştür. Bu feth-i mübîn ile insan­lar Allah'ın dinine girmiş, İslâm bayrağı yücelmiş ve putperestlik yıkılmış­tır. Vukuundan önce Mekke fethinin haber verilmesi, Hz. Muhammed (a.s)'-in peygamberliğinin doğruluğunu gösteren en açık delillerdendir.

Bismillâhirrahmânirrahîm

1, 2, 3. Allah'ın yardımı ve feth gelip de insanların bölük bölük Allah'ın dînine girmekte olduklarını gör­düğün vakit Allah'ına hamdederek O'nu teşbih et ve O'ndan mağfiret dile, çünkü O, tevbeleri çok kabul edendir. [1]

 

Âyetlerin Tefsiri

 

1. Bu, Rasulullah (s.a.v)'a yapılmış bir hitaptır. Rabbi ona ve diğer mü'minlere vermiş olduğu nimet ve ihsanı hatırlat­maktadır. Yani, Ey Peygamber! Allah, düşmanlarına karşı sana yardım ve şehirlerin anası olan Mekke'nin fethini nasip ettiği zaman...! Tefsirciler şöyle der: Mekke fethedilmeden onun fethedileceğini haber rvermek, gaybı haber vermektir. Bu, peygamberlik alâmetlerindendir. [2]          

 

2. Ve Arapların savaşmadan bölük bölük İslama girmelerini gördüğünde... Bu, Mekke fethinden sonra olmuş; Araplar her taraftan gönüllü olarak gelmeye başlamışlardır. İbn Kesîr şöyle der: Arap kabileleri Mekke'nin fethini bekliyor ve, "Kavmine üstün gelirse, o peygamberdir" diyorlardı. Allah, Peygamber (a.s.)'ine Mekke'nin fethini nasip edince, Araplar bölük bölük Allah'ın dinine girdiler. İki sene geçme­den, Arap yarımadası iman vesikasını aldı. Diğer Arap kabileleri içinde de müslümanlığını açıklamayan kalmadı.[3]

 

3. Bu nimete karşı, hamd ile beraber Rabbini teşbih et ve O'nu yücelt. Düşmanlara karşı zafer, ülkelerin fethi ve insanla­rın Islama girmesini sana nasip ettiği için de O'na şükret. Hem kendin, hem de ümmetin içinO'ndan bağışlanma dile. Şüphesiz Rabbin, tevbeyi çokça kabul eden, mü'min kullarına çok merhamet edendir. [4]

 

Edebî Sanatlar

 

Bu mübarek sûre birçok edebî sanatı kapsamaktadır. Bunları aşağıda özetliyoruz:

1. Ayetinde umûmdan sonra hususun zikri vardır. Zira "Allah'ın yardımı" bütün fetihleri kapsamaktadır. Yüce Allah Mekke fethi­nin şanının yüceliğini vurgulamak ve önemini göstermek için bu fethi, yardım üzerine atfetmiştir.

2. Âyetinde küll zikredilmiş, cüz murâd edilmiştir. lafzı umûmîdir. Maksat Araplardır.

3. Âyetinde, "Allah'ın dini"nden maksat İslâmdır. Yüce Allah, dinin şerefini ve yüceliğini göstermek için, "Allah'ın dini" demiştir. "Allah'ın evi", "Allah'ın devesi" ifadelerine benzer.

4. Ay Kelimesi, mübalağa ifade eden bir vezindir. Çünkü vezni, çokluk ifade eden bir kalıptır. [5]

 

Bir Uyarı

 

Bu, mübarek sûrede, Hz. Peygamber (s.a.v)'in vefat haberi vardır. Bu sebeple buna, yani "vedalaşma" sûresi de denk. Bu sûre indiğinde, Hz. Peygamber (s.a.v) Âişe (r.anhâ)'ye:"Ecelimin geldiğini görüyorum" demiştir.[6] Abdullah b. Ömer (r.anhumâ) şöyle der: Bu sûre Veda haccı sırasında Mînâ'da indi. Daha sonra da Bu gün sizin dininizi ke­mâle erdirdim"[7] âyeti indi. Bu âyetler indikten sonra Hz. Peygamber (s.a.v) seksen gün yaşadı.[8] İmam Buhârî İbn Abbâs'ın şöyle dediğini rivayet eder: "Ömer beni Bedir'de bulunan yaşlıların meclisine alırdı. Bazıları buna içerlenir gibi oldu ve "Bunu bizim meclisimize niçin alıyorsun? Bizim onun kadar çocuklarımız var" dediler. Hz. Ömer: "Bildiğiniz sebepten!" dedi. Yine bir gün beni çağırarak onlarla beraber meclise aldı. Sonradan an­ladım ki, beni onlara göstermek için çağırmış. Dedi ki: "âyeti hakkında ne diyorsunuz?" Bazıları "Bize zafer ve fetih edildiği za­man Allah'a hamd etmemiz ve O'ndan mağfiret dilememiz emrolundu" de­diler. Bazıları da susup bir şey söylemedi. Bana, "Sen de böyle mi diyor­sun? Ey İbn Abbâs!" dedi. Ben: "Hayır" dedim. "Sen ne diyorsun?" dedi. Ben de dedim ki: "Bu, Rasululîah (s.a.v)'m vefat haberidir. Yüce Allah bunu ona bildirmek üzere "Allah'ın zafer ve fethi geldiği za­man" işte bu senin ecelinin alâmetidir, "Artık Rabbine hamd ile teşbih et ve O'ndan mağfiret dile. Şüphesiz, tevbe-leri en çok kabul edendir" buyurdu. Bunun üzerine Ömer: "Vallahi, ben de bu âyet hakkında senin dediğinden başkasını bilmiyorum" dedi.[9]

Yüce Allah'ın yardımı ile "Nasr Sûresi"nin tefsiri bitti. [10]



[1] Muhammed Ali Es-Sabuni, Safvetü’t-Tefasir, Ensar Neşriyat: 7/459.

[2] Muhammed Ali Es-Sabuni, Safvetü’t-Tefasir, Ensar Neşriyat: 7/460.

[3] Muhtasar-ı İbn Kcsîr, 3/687 Kurtubî der ki: Sûrenin başındaki  manasınadır. Yani, "Allah'ın yardımı mutlaka geldi" demektir. Zira bu sûre, Fetih'ten sonra inmiştir.

Muhammed Ali Es-Sabuni, Safvetü’t-Tefasir, Ensar Neşriyat: 7/460.

[4] Muhammed Ali Es-Sabuni, Safvetü’t-Tefasir, Ensar Neşriyat: 7/460-461.

[5] Muhammed Ali Es-Sabuni, Safvetü’t-Tefasir, Ensar Neşriyat: 7/461.

[6] İbn Mâce, Cenâiz, 64

[7] Mâide sûresi, 5/3

[8] Kurtubî, 20/233

[9] Buhârî, Tefsîru'I-Kur'ân, 110/4; Cem'u'l-fevâid ve A'zebü'l-mevârid, 2/285

[10] Muhammed Ali Es-Sabuni, Safvetü’t-Tefasir, Ensar Neşriyat: 7/461-462.