2-
GECE KALKAN KİMSENİN AĞZINI MİSVAKLAMASI
4-
ÖRNEK ALINABİLECEK KİMSELERİN TOPLUM HUZURUNDA MİSVAK
KULLANMASI
5-
DİŞ TEMİZLİĞİ İÇİN MİSVAK
KULLANIMINA TEŞVİK
6-
MİSVAK KULLANIMINI SIKÇA YAPMAK
7-
ORUÇLUNUN GÜNDÜZ MİSVAK KULLANABİLECEĞİ
9-
SÜNNET OLMAK, YARATILIŞ GEREĞİ
VAZGEÇİLEMİYECEK İŞLERDENDİR
11-
KOLTUK ALTLARINI TEMİZLEMEK
14-
SAKAL, BIYIK, ETEK, KOLTUK TRAŞI ve TIRNAK KESMENİN EN UZUN
SÜRESİ NE KADARDIR?
15-
BIYIKLARI KISALTIP SAKALI UZATMAK
16-
TUVALET İHTİYACI GİDERİLECEĞİNDE İNSANLARDAN
UZAKLAŞMAK
17-
İNSANLARDAN UZAKLAŞMAKSIZIN ÇÖPLÜK GİBİ
YERLERE ABDEST BOZULABİLECEĞİ
18-
TUVALETE GİRERKEN YAPILACAK DUA
19-
TUVALET İHTİYACI GİDERİLİRKEN KIBLE TARAFINA
DÖNMEMEK
20-
TUVALET YAPARKEN KIBLEYİ ARKAYA ALMANIN YASAKLIĞI
21-
TUVALET İHTİYACINI GİDERİRKEN DOĞU VE BATIYA
DÖNMEK
22-
EVLERDE VE KAPALI YERLERDE KIBLEYE KARŞI DA ABDEST
BOZULABİLECEĞİ
23-
ABDEST BOZARKEN SAĞ ELİ TENASÜL ORGANINA DOKUNDURMAMAK
24-
AÇIK YERLERDE AYAKTA KÜÇÜK ABDEST
BOZULABİLECEĞİ
25-
EVLERDE VE KAPALI YERLERDE KÜÇÜK ABDESTİ OTURARAK YAPMAK
26-
BİRŞEYİ SİPER YAPARAK ARKASINDA KÜÇÜK
ABDEST BOZMAK
27-
İDRAR SIÇRAMASINDAN SAKINMAK
28-
KAP İÇERİSİNE KÜÇÜK ABDEST YAPMAK
29-
BİR KAP İÇERİSİNE KÜÇÜK ABDEST
YAPMAK
30-
HAYVAN YUVALARINA VE DELİKLERE KÜÇÜK ABDEST YAPMAMAK
31-
DURGUN SUYA KÜÇÜK ABDEST YAPMANIN YASAKLIĞI
32-
YIKANILAN YERLERE (GUSÜLHANE, LEĞEN) KÜÇÜK ABDEST
YAPMAMA GEREĞİ
33-
KÜÇÜK ABDEST BOZANA SELÂM VERİLİR Mİ?
34-
ABDEST ALDIKTAN SONRA VERİLEN SELÂMI ALMAK
35-
KEMİKLE TAHARET YAPMANIN YASAKLIĞI
36-
TEZEKLE TAHARETLENMENİN YASAKLIĞI
37-
ÜÇTEN DAHA AZ TAŞLA TAHARETLENMEK YASAKLANMIŞTIR
38-
İKİ TAŞ İLE TAHARETLENMEYE İZİN
VERİLMESİ
39-
TAHARETLENİLECEK TAŞLARIN TEK OLMASININ GEREĞİ
40-
TAŞLA TAHARETLENMEK YETERLİDİR
42-
SAĞ EL İLE TAHARETLENMENİN YASAKLIĞI
43-
TAHARETLENMEDEN SONRA ELLERİ TOPRAK SABUN VE BENZERİ ŞEYLERLE
YIKAMAK
44-
NE KADAR SUYA PİSLİK KARIŞIRSA SU PİS SAYILIR
45-
SU İLE İDRARIN TEMİZLENMESİ
49-
KAR SUYU İLE ABDEST ALINIR MI?
50-
DOLU SUYU İLE ABDEST ALINIR MI?
51-
KÖPEĞİN YALADIĞI KAP NASIL TEMİZLENİR?
52-
KÖPEĞİN İÇTİĞİ KAPTAKİ SUYU
DÖKMEK
53-
KÖPEĞİN İÇTİĞİ KABI TOPRAKLA OVMAK
55-
EŞEĞİN ARTIĞI PİS OLUR MU?
57-
ERKEK VE KADINLARIN BİR KAPTAN ABDEST ALMALARI
58-
CÜNÜP OLAN KİMSENİN SU ARTIĞI
59-
ABDEST İÇİN GEREKLİ SUYUN MİKTARI
60-
ABDEST ALIRKEN NİYETİN GEREKLİLİĞİ
61-
BİR KAPTAN PEK ÇOK KİMSE ABDEST ALMIŞMIYDI?
62-
ABDEST ALIRKEN BESMELE ÇEKMEK
63-
BİR KİMSE BİR KİMSEYE ABDEST SUYU DÖKEBİLİR
Mİ?
64-
ABDEST ORGANLARINI BİRER BİRER YIKAMAK
65-
ABDEST ORGANLARINI ÜÇER KERE YIKAMAK
66-
YOLCULUKTA RASÛLULLAH NASIL ABDEST ALMIŞTI?
67-
ABDEST ORGANLARI KAÇ SEFER YIKANIR?
68-
ABDEST ALIRKEN AĞIZ VE BURUNA SU VERMEK
69-
AĞIZA SU ALMA HANGİ ELLE YAPILMALIDIR?
71-
BURNA SU ÇEKMEKTE AŞIRI GİTMEK
73-
UYKUDAN UYANINCA BURNU TEMİZLEMEK
74-
BURUN HANGİ ELLE TEMİZLENMELİ?
75-
ABDESTTE YÜZÜ YIKAMA ŞEKLİ
76-
ABDESTTE YÜZLER KAÇ SEFER YIKANIR
80-
ABDEST ORGANLARINI YIKAMANIN SINIRI
82-
BAŞ, KAÇ SEFER MESHEDİLMELİ?
83-
KADINLAR BAŞLARINI NASIL MESHEDERLER?
85-
KULAKLAR BAŞTAN SAYILDIĞI İÇİN BAŞ İLE
BERABER KULAKLARIN DA MESHEDİLMESİ
86-
SARIK ÜZERİNE MESH EDİLEBİLİR Mİ?
87-
ALINLA BİRLİKTE SARIĞA MESHETMEK
88-
SARIK ÜZERİNE MESH NASIL YAPILIR?
89-
AYAKLARI YIKAMANIN GEREKLİLİĞİ
90-
AYAKLARI YIKAMAYA HANGİSİNDEN BAŞLANIR?
91-
AYAKLAR HANGİ ELLE YIKANMALI?
92-
PARMAKLAR ARASINI OVUŞTURMAK (HİLALLEMEK)
93-
AYAKLAR KAÇ SEFER YIKANMALI?
94-
ABDEST ORGANLARINI YIKAMANIN SINIRI
97-
YOLCULUKTA MESTLER ÜZERİNE MESHETMEK
98-
ÇORAP VE AYAKKABI ÜZERİNE MESHETMEK
99-
YOLCULUKTA MEST ÜZERİNE MESHETMENİN MÜDDETİ
100-
YOLCU OLMAYAN KİMSE İÇİN MEST ÜZERİNE
MESHETMENİN MÜDDETİ
101-
ABDESTİ BOZULMAYAN KİMSENİN ABDESTİ NASILDIR?
102-
HER NAMAZ İÇİN ABDEST ALMAK
104-
ABDEST SUYUNUN ARTANINDAN İSTİFADE ETMEK
105-
NAMAZ İÇİN ABDEST MUTLAKA GEREKLİDİR
106-
ABDEST ALMADA AŞIRI GİTMEK
107-
ABDESTİ RASÛLULLAH (S.A.V)İN EMRETTİĞİ
ŞEKİLDE TAM VE EKSİKSİZ ALMAK
108-
ABDESTİ GÜZELCE ALMANIN DEĞER VE KIYMETİ
109-
EMİR EDİLEN ŞEKİLDE ABDEST ALMANIN SEVABI
110-
ABDEST BİTİNCE NE SÖYLENECEK?
111-
ABDEST ORGANLARI KIYAMET GÜNÜNDE PARLAYACAK MI?
112-
GÜZELCE ABDEST ALIP İKİ REKAT NAMAZ KILANIN SEVABI
113-
ABDESTİ BOZUP BOZMAYAN ŞEYLER
114-
BÜYÜK VE KÜÇÜK ABDEST BOZMAK AYRICA UYKUDAN DOLAYI
SADECE ABDEST ALMAK GEREKİR.
115-
BÜYÜK VE KÜÇÜK ABDEST BOZMAK AYRICA UYKUDAN DOLAYI
SADECE ABDEST ALMAK GEREKİR
116-
YELLENMEKTEN DOLAYI ABDEST ALMAK
117-
UYKUDAN KALKINCA ELLERİN YIKANMASI
119-
TENASÜL ORGANINA DOKUNMAK ABDESTİ BOZAR MI?
120-
TENASÜL ORGANINA DOKUNMAK ABDESTİ BOZMAZ
121-
ARZU DUYMAKSIZIN HANIMINA DOKUNMAK ABDESTİ BOZMAZ
122-
KİŞİNİN HANIMINI ÖPMESİ ABDESTİ BOZMAZ
123-
ATEŞTE PİŞEN ŞEYLER YENİLİNCE ABDEST GEREKİR
Mİ?
124-
ATEŞTE PİŞEN ŞEYLER YENİNCE ABDEST GEREKMEZ
125-
KAVURULMUŞ UN VE BENZERİ ŞEYLER (KAVUT) YEDİKTEN SONRA
AĞZI YIKAYIP ÇALKALAMAK
126-
SÜT İÇTİKTEN SONRA AĞZI ÇALKALAMAK
127-
GUSLÜ GEREKTİREN VE GEREKTİRMEYEN ŞEYLER
128-
MÜSLÜMAN OLMAK İSTEYEN ÖNCE GUSLEDER
129-
MÜŞRİK BİR KİMSEYİ DEFNEDENİN
GUSLETMESİ
130-
CİNSEL İLİŞKİDEN SONRA GUSÜL GEREKİR
131-
GUSÜL GEREKTİREN VE GEREKTİRMEYEN ŞEYLER
132-
KADINLARDA İHTİLAM OLURSA GUSLEDERLER
133-
İHTİLAM OLUP MENİ İZİ GÖRMEYEN NE YAPAR?
134-
ERKEKLE KADIN MENİSİNİN FARKI NEDİR?
135-
HAYIZ BİTTİKTEN SONRA GUSÜL ETMEK GEREKİR
137-
ÖZÜR KANI GÖREN KADININ GUSLETMESİ
138-
LOHUSALIKTAN DOLAYI GUSLETMEK
139-
HAYIZ KANI İLE ÖZÜR KANI ARASINDAKİ FARK
140-
DURGUN SUDA CÜNÜP KİMSENİN YIKANMASININ YASAKLIĞI
141-
DURGUN SUYA İDRAR YAPMAMAK VE O SUDAN GUSLETMEMEK
142-
GECENİN İLK SAATLERİNDE GUSLETMEK
143-
GECENİN HER VAKTİNDE GUSÜL EDİLEBİLİNİR
144-
GUSLEDERKEN ÖRTÜNME GEREĞİ
145-
GUSÜL İÇİN YETERLİ SU MİKTARI NE KADARDIR?
146-
RASÛLULLAH (S.A.V) VE AİŞE NE KADAR SU İLE
GUSLEDERLERDİ?
147-
KARI KOCANIN BİR KAPTAKİ SUDAN GUSLETMELERİ
148-
GUSÜL ABDESTİ ALINARAK KULLANILMIŞ SUYUN TEMİZLİKTE
KULLANILMASININ YASAK OLUŞU
149-
KARI İLE KOCA GUSLEDERKEN SU KONUSUNDA TARTIŞIR MI?
150-
HAMUR YOĞURULAN LEĞENDEKİ SUDAN GUSLETMEK
151-
GUSLEDEN KADIN SAÇ ÖRGÜLERİNİ ÇÖZMEZ
152-
İHRAMA GİRECEK KADININ GUSLEDERKEN SAÇ
ÖRGÜLERİNİ ÇÖZMESİ
GEREKTİĞİ
153-
GUSLEDECEK KİMSE ELLERİNE SU DÖKÜP YIKAMADAN SU KABINA
ELLERİNİ SOKAMAZ
154-
SU KABINA SOKMADAN ÖNCE ELLER KAÇ DEFA YIKANMALI?
155-
ELLERİN YIKANMASINDAN SONRA VÜCUTTAKİ PİSLİKLERİN
YIKANARAK GİDERİLMESİ
156-
VÜCUTTAKİ PİSLİKLER TEMİZLENDİKTEN SONRA
ELLERİN TEKRAR YIKANIP GUSLE DEVAM EDİLMESİ
157-
GUSLEDEN KİMSENİN ÖNCE ABDEST ALMASI
158-
CÜNÜP KİMSE YIKANIRKEN SAÇ DİPLERİNE SUYU
ULAŞTIRMALIDIR
159-
CÜNÜP KİMSE BAŞINA NE KADAR SU DÖKEREK YIKANMALI?
160-
HAYIZDAN TEMİZLENEN KADIN NASIL GUSÜL YAPAR?
161-
GUSÜLDEN SONRA ABDEST ALMAK GEREKMEZ
162-
BİR LEĞEN VE KÜVET GİBİ BİR ŞEY
İÇERSİNDE YIKANILIYORSA AYAKLARIN SONRA DIŞARIDA
YIKANMASI
163-
GUSÜLDEN SONRA HAVLU KULLANMAK ZARURİ DEĞİLDİR
164-
CÜNÜP KİMSE YEMEK YİYECEĞİNDE NE YAPMALI?
165-
CÜNÜP KİMSE YEMEK YİYECEĞİNDE SADECE
ELİNİ YIKAR
166-
CÜNÜP YERKEN VE İÇERKEN SADECE ELLERİNİ YIKAR
167-
CÜNÜP KİMSE UYUYACAKSA ABDEST ALMALIDIR
168-
CÜNÜP KİMSE UYUMADAN ÖNCE TENASÜL ORGANINI YIKAR VE
ABDEST ALIR
169-
CÜNÜP KİMSE ABDEST ALMAZSA NE OLUR?
170-
CÜNÜP KİMSE TEKRAR CİNSEL İLİŞKİDE
BULUNMAK İSTERSE NE YAPMALI?
172-
ABDESTSİZ KURAN OKUNUR MU?
173-
CÜNÜP KİMSEYE DOKUNMAK VE KONUŞMAK
174-
HAYIZLI KADININ HİZMET EDEBİLECEĞİ
175-
HAYIZLI KADIN MESCİDE HALI SEREBİLİR Mİ?
176-
KOCA, HAYIZLI KARISINA YASLANARAK KURAN OKUYABİLİR Mİ?
177-
HAYIZLI KADIN KOCASININ BAŞINI YIKAYABİLİR Mİ?
178-
HAYIZLI KADININ ARTIĞINDAN YİYİP İÇMEK
179-
HAYIZLI KADININ YEDİKLERİNDEN YEMEK
180-
KOCANIN, HAYIZ GÖREN KARISIYLA AYNI YATAKTA YATMASI
181-
HAYIZLI KADINLA SEVİŞİLEBİLİR Mİ?
182-
SANA HAYIZDAN SORARLAR AYETİNİN TEFSİRİ
183-
BİLEREK HAYIZLI KARISINA YAKLAŞAN KİMSEYE CEZA VAR MIDIR?
184-
İHRAMLI KADIN HAYIZ GÖRÜRSE NE YAPMALI?
185-
İHRAMLI İKEN LOHUSA OLAN KADIN NE YAPMALI?
186-
HAYIZ KANI ELBİSEYE BULAŞIRSA NASIL TEMİZLENİR?
187-
ELBİSEYE MENİ BULAŞIRSA NE YAPMALI?
188-
ELBİSEYE BULAŞAN MENİYİ YIKAMAK
189-
ELBİSEYE BULAŞAN MENİ İZLERİNİ OVALAMAK
190-
YEMEK YEMEYEN (SÜT EMEN) ÇOCUĞUN İDRARI NASIL
TEMİZLENİR?
191-
KIZ ÇOCUĞUNUN İDRARI NASIL TEMİZLENİR?
192-
ETİ YENEN HAYVANIN İDRARI
193-
ETİ YENEN HAYVANLARIN PİSLİĞİ
194-
ELBİSEYE BULAŞAN TÜKRÜKÜN DURUMU
195-
TEYEMMÜM HANGİ OLAY ÜZERİNE BAŞLAMIŞTI?
196-
YOLCULUK DIŞINDA DA TEYEMMÜM OLUR MU?
199-
BAŞKA BİR TEYEMMÜM YAPMA ŞEKLİ
200-
BİR DEĞİŞİK TEYEMMÜM YAPMA ŞEKLİ
202-
CÜNÜP OLAN KİMSE DE TEYEMMÜM MÜ EDER?
204-
TEMİZ TOPRAK SU BULUNMAYAN HER ZAMAN VE HER YERDE MÜSLÜMANIN
ABDEST SUYUDUR
205-
SU BULUNMAZ İSE, TOPRAK; ABDEST SUYUDUR
1- EY İMAN EDENLER! NAMAZ KILACAĞINIZ ZAMAN YÜZLERİNİZİ DİRSEKLERİNİZE KADAR ELLERİNİZİ YIKAYIN. (5 MÂİDE 6) AYETİNİN YORUMU
1- Ebû Hüreyre (r.a)den rivâyet edildiğine göre, Peygamber (s.a.v) şöyle buyurdu: Sizden biriniz uykudan uyandığı zaman elini abdest alacağı suyun içerisine sokmasın; eline dökerek üç defa yıkasın. Sonra elini o kaba sokarak abdestini alsın, çünkü siz geceleyin elinizin nerelere dokunduğunu bilemezsiniz. (Müslim, Tahara: 26; Tirmizî, Tahara: 24)
2- GECE KALKAN KİMSENİN AĞZINI MİSVAKLAMASI
2- Huzeyfe
(r.a)den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah
(s.a.v) gece kalktığında ağzını misvaklardı.
(Buhârî, Vudu: 78; Müslim, Tahara: 15)
3- Ebû Musa
(r.a)den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah
(s.a.v), misvak kullanırken yanına girmiştim; misvağın
bir ucu dilinin üzerindeydi ve a a diye ses çıkarıyordu. (Buhârî, Vudu: 78; Müslim, Tahara: 15)
4- ÖRNEK ALINABİLECEK KİMSELERİN TOPLUM HUZURUNDA MİSVAK KULLANMASI
4- Ebû Musa (r.a)den rivâyete göre, şöyle demiştir: Eşarilerden iki kişi ile birlikte Rasûlullah (s.a.v)in yanına gelmiştim biri sağımda diğeri de solumda idi; Rasûlullah (s.a.v) ağzını misvaklıyordu. O iki kişi hemen Rasûlullah (s.a.v)den bir iş (memuriyet) isteyiverdiler. Ben de: Seni hak din ile peygamber olarak gönderen Allaha yemin olsun ki, bunlar içlerindeki iş isteme durumlarını bana açmadılar. Bende iş isteyeceklerini fark edemedim. Şu anda Rasûlullah (s.a.v)in hareket ettirdiği dudağının altındaki misvağı görür gibi oluyorum. Adamların bu istekleri üzerine Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: Biz devlet işinde yetkili işler isteyene asla yardımcı olmayız, şimdi sen git diyerek Ebû Musayı Yemene gönderdi. Arkasından da Muaz b. Cebeli yola çıkardı. (Müslim, İmara: 3; Ebû Davud, Hudud: 1)
5- DİŞ TEMİZLİĞİ İÇİN MİSVAK KULLANIMINA TEŞVİK
5- Abdurrahman b. ebî Atîk (r.a), şöyle demiştir: Babam bana şunları aktardı: Aişe (r.anha)dan duydum, Rasûlullah (s.a.v)in şöyle buyurduğunu bize aktardı: Misvak, ağız ve diş sağlığı için temizleyici bir malzemedir. Ayrıca misvak kullanma işi; Rabbimizin rızasını kazandıracak işlerdendir. (Buhârî, Cuma: 8; Dârimî, Tahara: 19)
6- MİSVAK KULLANIMINI SIKÇA YAPMAK
6- Enes b. M
7- ORUÇLUNUN GÜNDÜZ MİSVAK KULLANABİLECEĞİ
7- Ebû
Hüreyre (r.a)den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle
buyurdu: Ümmetime
ağır gelmeyecek olsaydı her namazdan önce misvak
kullanmalarını emrederdim. (Buhârî,
Cuma: 8; Dârimî, Tahara: 18)
8- İbn
Şüreyh (r.a), babasından aktararak şöyle demiştir:
Âişe (r.anha)ya: Peygamber (s.a.v) evine girdiğinde ilk
iş olarak ne yapardı? diye sordum. Önce
ağzını misvaklardı. diye cevap verdi. (Müslim, Tahara: 15; Ebû Davud, Tahara: 30)
9- SÜNNET OLMAK, YARATILIŞ GEREĞİ VAZGEÇİLEMİYECEK İŞLERDENDİR
9- Ebû
Hüreyre (r.a)den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle
buyurmuştur: İnsanın
yaratılış gereği yapması gereken beş şey
şunlardır: Sünnet olmak, etek tıraşı olmak,
bıyıkları kısaltmak, tırnakları kesmek, koltuk
tıraşı olmak. (Ebû Davud,
Tahara: 29; Buhârî, İstizan: 51)
10- Ebû
Hüreyre (r.a)den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle
buyurmuştur: İnsanın
yaratılışı gereği yapması gereken beş
şey şunlardır: Bıyıkları kısa tutmak,
koltuk altlarını temizlemek, tırnakları kesmek, etek
tıraşı olmak ve sünnet olmak. (Buhârî, İstizan: 51; Ebû Davud, Tahara: 29)
11- KOLTUK ALTLARINI TEMİZLEMEK
11- Ebû
Hüreyre (r.a)den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle
buyurmuştur: Beş
özellik yaratılış gereği yapılması gereken
şeylerdendir: Sünnet olmak, etek tıraşı olmak, koltuk
altlarını temizlemek, tırnakları kesmek ve
bıyıkları kısa tutmak. (Buhârî,
İstizan: 51; Ebû Davud, Tahara: 29)
12- İbn
Ömer (r.a)den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle
buyurmuştur: İnsanın
yaratılış gereği yapması gereken işlerden bir
bölümü şunlardır: Tırnak kesmek, bıyıkları
kısaltmak ve etek tıraşı olmak. (Buhârî, İstizan: 51; Ebû Davud, Tahara: 29)
13- Zeyd b.
Erkam (r.a)den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle
buyurmuştur: Bıyıkları
kısaltmayıp uzatanlar bizim yolumuza uyanlardan değildir.
(Tirmizî, Edeb: 16; Müsned: 18462)
14- SAKAL, BIYIK, ETEK, KOLTUK TRAŞI ve TIRNAK KESMENİN EN UZUN SÜRESİ NE KADARDIR?
14- Enes b. M
15- BIYIKLARI KISALTIP SAKALI UZATMAK
15- İbn
Ömer (r.a)den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle
buyurmuştur: Bıyıklarınızı
oldukça kısa tutun, sakallarınızı da uzatın. (Tirmizî, Edeb: 18; Müslim, Tahara: 16)
16- TUVALET İHTİYACI GİDERİLECEĞİNDE İNSANLARDAN UZAKLAŞMAK
16- Abdurrahman b. ebî Kurâd (r.a) şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) ile birlikte tuvalet ihtiyacı için çıkmıştım. O böyle bir ihtiyacı olduğunda başkalarından iyice uzaklaşırdı. (Müsned: 15105)
17- Muğire b. Şube (r.a)den rivâyete göre, Peygamber (s.a.v) tuvalet ihtiyacı için insanlardan uzaklaşırdı. Yolculuklarından birinde yine uzaklara gitmişti de: Bana su getiriver diye seslenmişti. Kendisine su götürdüm, onunla abdest aldı ve mestleri üzerine meshetti. (Tirmizî, Tahara: 10; Ebû Davud, Tahara: 6)
17- İNSANLARDAN UZAKLAŞMAKSIZIN ÇÖPLÜK GİBİ YERLERE ABDEST BOZULABİLECEĞİ
18- Huzeyfe (r.a)den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) ile beraber yürüyordum bir toplumun çöplüğüne varınca, ayakta olduğu halde küçük abdestini bozmaya başladı. Bende Ondan uzaklaşmak istedim. Beni çağırdı, ben de işini bitirinceye kadar arkasında durdum. Sonra abdest aldı ve mestleri üzerine mesh etti. (Tirmizî, Tahara: 9; Müslim, Tahara: 21)
18- TUVALETE GİRERKEN YAPILACAK DUA
19- Enes b. M
19- TUVALET İHTİYACI GİDERİLİRKEN KIBLE TARAFINA DÖNMEMEK
20- Rafi b. ishak (r.a)den rivâyete göre, Ebû Eyyub el Ensarî, Mısırda iken, kendisinin şöyle dediğini işittim: Vallahi bu tuvaletlerde nasıl hareket edeceğimi bilmiyorum. Rasûlullah (s.a.v): Herhangi biriniz büyük veya küçük abdest bozacağı zaman önünü ve arkasını kıble tarafına döndürmesin buyurmuşlardı. (Tirmizî, Tahara: 6; Buhârî, Vudu: 11)
20- TUVALET YAPARKEN KIBLEYİ ARKAYA ALMANIN YASAKLIĞI
21- Ebû Eyyub (r.a)den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: Küçük ve büyük abdest bozarken önünüzü ve arkanızı kıbleye dönmeyin, doğuya ve batıya dönün. (Buhârî, Vudu: 11; Tirmizî, Tahara: 6)
21- TUVALET İHTİYACINI GİDERİRKEN DOĞU VE BATIYA DÖNMEK
22- Ebû Eyyub el Ensarî (r.a)den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: Büyük abdest ihtiyacınızı gidereceğinizde yönünüzü kıbleye dönmeyin fakat doğuya ve batıya dönün. (Buhârî, Vudu: 11; Ebû Davud, Tahara: 4)
22- EVLERDE VE KAPALI YERLERDE KIBLEYE KARŞI DA ABDEST BOZULABİLECEĞİ
23- Abdullah b. Ömer (r.a)den rivâyete göre, şöyle demiştir: Evimin damına çıkmıştım; Rasûlullah (s.a.v)i Beyti Makdise doğru iki kerpiç üzerinde abdest bozarken gördüm. (Tirmizî, Tahara: 7; Buhârî, Vudu: 14)
23- ABDEST BOZARKEN SAĞ ELİ TENASÜL ORGANINA DOKUNDURMAMAK
24- Ebû Katade (r.a) babasından rivâyet ederek, demiştir ki: Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: Küçük abdestinizi bozarken tenasül organınıza sağ elinizle dokunmayın. (Buhârî, Vudu: 20; Ebû Davud, Tahara: 70)
25- Ebû Katade (r.a) babasından rivâyet ederek şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: Tuvalete girdiğinizde tenasül organınıza sağ elinizle dokunmayın. (Tirmizî, Tahara: 11; Müslim, Tahara: 18)
24- AÇIK YERLERDE AYAKTA KÜÇÜK ABDEST BOZULABİLECEĞİ
26- Huzeyfe
(r.a)den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah
(s.a.v) bir toplumun çöplüğüne geldi ve orada ayakta küçük abdestini
yaptı. (Tirmizî, Tahara: 9; Buhârî, Vudu:
67)
27- Huzeyfe
(r.a) şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) bir toplumun
çöplüğüne geldi ve ayakta küçük abdestini yaptı. (Buhârî, Vudu: 67; Tirmizî, Tahara: 9)
28- Huzeyfe
(r.a)den rivâyet edildiğine göre, şöyle demiştir:
Rasûlullah (s.a.v) bir toplumun çöplüğüne
uğramıştı ve orada küçük abdestini ayakta bozmuştu. (Buhârî, Vudu: 67; Tirmizî, Tahara: 9)
25- EVLERDE VE KAPALI YERLERDE KÜÇÜK ABDESTİ OTURARAK YAPMAK
29- Aişe
(r.anha)dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Kim size
Rasûlullah (s.a.v)in ayakta küçük abdestini bozduğunu söylerse
inanmayın. Rasûlullah (s.a.v), oturarak küçük abdestini bozardı. (Tirmizî, Tahara: 8; İbn Mâce, Tahara: 14)
26- BİRŞEYİ SİPER YAPARAK ARKASINDA KÜÇÜK ABDEST BOZMAK
30-
Abdurrahman b. Hasene (r.a)den rivâyete göre, şöyle
demiştir: Rasûlullah (s.a.v) elinde kalkana benzer bir şeyle
yanımıza geldi, elindeki malzemeyi yere dikti, arkasına
çömeldi ve küçük abdestini bozdu. Orada bulunanlardan bir
kısmı: Bakınız! Kadınlar gibi küçük abdestini bozuyor
dediler. Bunu işiten Rasûlullah (s.a.v) o kimselere şöyle dedi: İsrailoğullarından
bir kısmının başına gelenleri bilmiyor musunuz? Onlar
üzerlerine idrar dokunan yerleri makasla kesiyorlardı da
bazıları onları bu işi yapmaktan yasakladı sonra da
kabirde kendilerine azâb edildi. (Tirmizî,
Tahara: 10; İbn Mâce, Tahara: 26)
27- İDRAR SIÇRAMASINDAN SAKINMAK
31- İbn
Abbas (r.a)den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah
(s.a.v), iki mezarın başına geldi ve şöyle buyurdu: Bu
mezardaki iki kişiye azâb edilmektedir. Bu azâb işledikleri büyük
günahlardan dolayı da değildir. Şu mezardaki kimse hayattayken
idrarının sıçramasından dolayı dikkatsizdi,
sakınmazdı. Bu beriki ise koğuculuk yapar, laf
taşırdı. Sonra Rasûlullah (s.a.v) yaş bir hurma
dalı istedi ve hurma dalını ikiye böldü, birini bir
mezarın diğerini de diğer mezarın üzerine dikti ve
şöyle buyurdu: Umulur ki
bu iki dal yaş kaldıkları sürece bunların azabları
hafifletilir. (İbn Mâce, Tahara:
26; Buhârî, Vudu: 58)
28- KAP İÇERİSİNE KÜÇÜK ABDEST YAPMAK
32- Hukeyme
kızı Ümeyme (r.anha), annesi Ümeyme b. Rukayka (r.anha)dan
rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v)in
ağaçtan oyularak yapılma bir kabı vardı ki onun içerisine
küçük abdestini yapar ve divanın altına koyardı. (Ebû Davud, Tahara: 13; İbn Mâce, Cenaiz: 64)
29- BİR KAP İÇERİSİNE KÜÇÜK ABDEST YAPMAK
33- Esved ve
Aişe (r.anhüma)dan rivâyete göre, şöyle demişlerdir:
(Bazıları Rasûlullah (s.a.v), ölüm hastalığında
H.z Aliye vasiyet etmişti.) Rasûlullah (s.a.v)in
hastalığı çok ağırdı ve küçük abdestini yapmak
için bir kap istemişti, o esnada kime ne vasiyet ettiğini
bilmiyorum. (Ebû Davud, Tahara: 13; İbn
Mâce, Cenaiz: 64)
30- HAYVAN YUVALARINA VE DELİKLERE KÜÇÜK ABDEST YAPMAMAK
34- Abdullah b. Sercis (r.a)den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: Hayvanların yuvalarına (deliklerine) küçük abdest bozmayınız.
Katade
(r.a)e: Hayvanların delik ve yuvalarına küçük abdest bozmanın
hoş karşılanmayışının sebebini sordular. O
da şöyle cevap verdi: Oralar cinlerin bulundukları yerlerdir
denilir. (Ebû Davud, Tahara: 16; Müsned: 19847)
31- DURGUN SUYA KÜÇÜK ABDEST YAPMANIN YASAKLIĞI
35- Câbir
(r.a.)den rivâyete göre: Rasûlullah (s.a.v), durgun suya küçük abdest
bozmayı yasakladı. (İbn Mâce,
Tahara: 25; Müslim, Tahara: 28)
32- YIKANILAN YERLERE (GUSÜLHANE, LEĞEN) KÜÇÜK ABDEST YAPMAMA GEREĞİ
36- Abdullah b. Muğaffel (r.a)den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: Sizden biriniz yıkandığı yere ve kaba küçük abdestini yapmasın çünkü vesvese ve kuşkulanmanın çoğu böyle şeylerden olur. (Ebû Davud, Tahara: 15; Tirmizî, Tahara: 17)
33- KÜÇÜK ABDEST BOZANA SELÂM VERİLİR Mİ?
37- İbn
Ömer (r.a)den rivâyete göre, şöyle demiştir:
Rasûlullah (s.a.v), küçük abdest bozarken bir adam Ona uğradı da
selâm verdi. Rasûlullah (s.a.v) ise onun selâmını almadı. (Ebû Davud, Tahara: 8; İbn Mâce, Tahara: 27)
34- ABDEST ALDIKTAN SONRA VERİLEN SELÂMI ALMAK
38- Muhacir
b. Kunfüz (r.a), Rasûlullah (s.a.v) küçük abdest bozarken kendisine selâm
vermişti de, Rasûlullah (s.a.v) abdest alıncaya kadar
selâmını almadı. Abdest alıp bitirdi. Sonra
selâmını aldı. (İbn Mâce,
Tahara: 27; Ebû Davud, Tahara: 8)
35- KEMİKLE TAHARET YAPMANIN YASAKLIĞI
39- Abdullah
b. Mesud (r.a)den rivâyete göre: Rasûlullah (s.a.v) kemikle veya
tezekle taharetlenmeyi yasakladı. (İbn
Mâce, Tahara: 16; Tirmizî, Tahara: 14)
36- TEZEKLE TAHARETLENMENİN YASAKLIĞI
40- Ebû
Hüreyre (r.a) den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle
buyurdu: Ben size
bir baba gibi her şeyi öğretiyorum. Sizden biriniz tuvalete
girince, önünü ve arkasını kıbleye dönmesin, sağ
eliyle taharetlenmesin. Rasûlullah (s.a.v) üç taş ile
taharetlenmeyi emreder, kemik ve tezekle taharetlenmeyi yasaklardı. (Ebû Davud, Tahara: 20; İbn Mâce, Tahara: 16)
37- ÜÇTEN DAHA AZ TAŞLA TAHARETLENMEK YASAKLANMIŞTIR
41- Selman (r.a)den rivâyete göre,
şöyle demiştir: Bir adam Selmana: Arkadaşınız
olan Peygamber (s.a.v), abdest bozmaya varıncaya kadar size her şeyi
öğretiyor deyince Selman: Evet
herşeyi öğretiyor, küçük ve büyük abdest yaparken kıbleye
dönmememizi, sağ ellerimizle taharetlenmememizi üçten az taş
kullanarak taharetlenmeyi bize yasakladı dedi. (İbn Mâce, Tahara: 16; Ebû
Davud, Tahara: 21)
38- İKİ TAŞ İLE TAHARETLENMEYE İZİN VERİLMESİ
42- Abdullah b. Mesud (r.a) şöyle diyor: Rasûlullah (s.a.v) bir sefer tuvalet ihtiyacını gidermek için bir yere gitti. Bana da (kendisi için) üç taş getirmemi emretti. Ben de iki taş buldum, üçüncüyü aramama rağmen bulamadım ve onun yerine bir tezek aldım hepsini Peygamber (s.a.v)e getirdim, iki taşı aldı ve tezeği atıp: Bu pistir buyurdu.
Ebû Abdurrahman: Riks tezek demektir ve
cinlerin yiyeceğidir dedi. (Tirmizî,
Tahara: 13; İbn Mâce, Tahara: 16)
39- TAHARETLENİLECEK TAŞLARIN TEK OLMASININ GEREĞİ
43- Seleme b.
Kays (r.a)den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: Taharetlenmede
taş sayısını tek yap. (Tirmizî,
Tahara: 13; Ebû Davud, Tahara: 21)
40- TAŞLA TAHARETLENMEK YETERLİDİR
44- Aişe
(r.anha)dan rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: Sizler
tuvalet ihtiyacınızı gidereceğinizde yanınızda üç
taş götürün ve onlarla temizlenin, bunlar o kimsenin temizliği
için yeterlidir. (Ebû Davud, Tahara: 21)
45- Ata b. Ebû Meymune (r.a)den rivâyete
göre, şöyle demiştir: Enes b. M
46- Aişe (r.anha)dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Ey kadınlar kocalarınıza su ile temizlenmelerini bildiriniz. Ben Rasûlullah (s.a.v)in su ile taharetlendiğini kocalarınıza söylemekten utanıyorum. (Tirmizî, Tahara: 15)
42- SAĞ EL İLE TAHARETLENMENİN YASAKLIĞI
47- Ebû Katade (r.a)den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: Sizden biriniz su ve meşrubat içtiğinde kabın içersine üflemesin. Tuvalete girdiğinde; tenasül organına sağ eliyle dokunmasın ve sağ eliyle de taharetlenmesin. (Ebû Davud, Tahara: 18; Müslim, Tahara: 18)
48- İbn
Katade, babası Ebû Katade (r.anhüma)dan naklederek şöyle
demiştir: Rasûlullah (s.a.v) bir kimsenin su içtiği kaba üflemesini,
tenasül organına sağ el ile dokunmasını ve sağ eliyle
taharetlenmesini yasakladı. (Ebû Davud,
Tahara: 18; Müslim, Tahara: 18)
49- Selman
(r.a)den rivâyete göre, şöyle demiştir: Müşrikler
Selmana: Görüyoruz ki arkadaşınız Peygamber size abdest
bozmayı bile öğretiyor dediler. Selman ise: Evet, Rasûlullah
(s.a.v) bizi sağ elimizle taharetlenmekten, abdest bozarken kıbleye
dönmekten bizi yasakladı ve üçten daha az taşla taharetlenmeyin
buyurdu dedi. (Müslim, Tahara: 18; Ebû Davud,
Tahara: 18)
43- TAHARETLENMEDEN SONRA ELLERİ TOPRAK SABUN VE BENZERİ ŞEYLERLE YIKAMAK
50- Ebû
Hüreyre (r.a)den rivâyete göre: Peygamber (s.a.v), abdest alacaktı
da taharetlenmeden sonra elini toprakla ovuşturdu. (Ebû Davud, Tahara: 24; İbn Mâce, Tahara: 29)
51- İbrahim b. Cerir (r.a), babasından naklederek şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) ile beraberdim, tuvalete girip ihtiyacını giderdi ve: Ey Cerir! su getir dedi. Bende ona su götürdüm. O su ile taharetini yaptı ve toprakla da elini ovuşturdu. (Ebû Davud, Tahara: 24; İbn Mâce, Tahara: 29)
44- NE KADAR SUYA PİSLİK KARIŞIRSA SU PİS SAYILIR
52- Abdullah
b. Ömer (r.a), babasından naklederek şöyle diyor:
Rasûlullah (s.a.v)e yırtıcı hayvan ve diğer
hayvanların uğradıkları su birikintilerinin pislenip
pislenmediği konusunda soruldu da şöyle cevap verdi: Su iki
kulle miktarına ulaşırsa pis olmaz. (Kulle: Bir pislik
bulaştığında rengi, kokusu ve tadı
değişmeyecek kadar büyüklükteki bir kaptır.) (Tirmizî, Tahara: 50; İbn Mâce, Tahara: 76)
45- SU İLE İDRARIN TEMİZLENMESİ
53- Enes (r.a)den rivâyete göre: Bir bedevi mescide küçük abdestini yaptı. Orada bulunanlardan bir kısmı ona engel olmaya kalkışmışlardı. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v): Bırakın, ona engel olmayın buyurdu. Bedevi işini bitirince Rasûlullah (s.a.v) bir kova su getirtti ve idrarın üzerine döktü. (Buhârî, Vudu: 61; İbn Mâce, Tahara: 78)
54- Enes (r.a)den rivâyete göre, şöyle demiştir: Bir bedevi mescide küçük abdestini yapmıştı da Peygamber (s.a.v) bir kova su getirilmesini emretti ve o su, oraya döküldü. (Buhârî, Vudu: 61; İbn Mâce, Tahara: 78)
55- Yahya b.
Said (r.a) şöyle demiştir: Enesin şöyle dediğini
duydum: Bir bedevi mescide geldi ve küçük abdestini yaptı. Bunun üzerine
oradakiler bedeviye bağrıştılar. Rasûlullah (s.a.v) de: Bırakın
onu buyurdu onlar da idrarını bitirinceye kadar ona bir
şey yapmadılar. Sonra bir kova su getirilmesini emretti ve o su,
oraya döküldü.
(Buhârî, Vudu: 61; İbn Mâce, Tahara: 78)
56- Ebû
Hûreyre (r.a)den rivâyete göre, şöyle demiştir: Bir
bedevi mescidin bir tarafına idrar yapmıştı da orada
bulunanlar harekete geçmişlerdi. Rasûlullah (s.a.v) onlara: Bırakın
onu ve idrarının üzerine bir kova su dökünüz. Çünkü
sizler kolaylık göstermek için gönderildiniz, zorluk
çıkarmak için değil buyurdular. (Tirmizî,
Tahara: 112; Buhârî, Vudu: 61)
57- Ebû
Hûreyre (r.a)den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle
buyurdu: Hiçbiriniz
durgun suya idrar yapıp sonra oradan abdest almasın. (Buhârî, Vudu: 73; Ebû Davud, Tahara: 36)
58- Ebû
Hûreyre (r.a)den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle
buyurdu: Hiçbiriniz
durgun suya idrar yapmasın sonra o suyla yıkanmak durumunda
kalabilir. (Ebû Davud, Tahara: 36;
Buhârî, Vudu: 73)
59- Ebû
Hûreyre (r.a) şöyle demiştir: Bir adam Rasûlullah (s.a.v)e: Ey
Allahın Rasûlü! Biz deniz yolculuğuna çıkıyoruz ve
yanımızda da az su bulunuyor, eğer o su ile abdest alırsak
susuz kalırız, bu sebeple deniz suyu ile abdest alabilir miyiz? diye
sordu, Rasûlullah (s.a.v): Denizin
suyu temizdir, deniz hayvanları da hepsi helaldir buyurdular. (Tirmizî, Tahara: 52; İbn Mâce, Sayd: 18)
60- Ebû
Hüreyre (r.a)den rivâyete göre, şöyle demiştir:
Rasûlullah (s.a.v), namaza başlayacağında iftitah tekbirinden
sonra biraz sukut ediyor ve hemen okumaya başlamıyordu. Ben: Ey
Allahın Rasûlü! Anam babam senin yoluna feda olsun, bu tekbirle
kıraat arasındaki sûkûtunuzda ne diyorsunuz? diye sordum. Rasûlullah
(s.a.v) de şöyle buyurdu: Allahım!
Doğu ile batıyı birbirinden
uzaklaştırdığın gibi beni de hatalardan
uzaklaştır. Allahım! Beyaz elbisenin kirden temizlenmesi gibi
beni de hatalardan temizle. Allahım! Beni, hatalarımdan kar, su ve
dolu ile temizle. (Ebû Davud, Salat:
121; Buhârî, Ezan: 14)
49- KAR SUYU İLE ABDEST ALINIR MI?
61- Aişe
(r.anha)dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah
(s.a.v) şöyle dua ederdi: Allahım
benim hatalarımı kar ve dolu suyu ile yıka. Beyaz elbiseyi
kirden temizlediğin gibi kalbimi de hatalardan arındır. (Ebû Davud, Salat: 121; Buhârî, Ezan: 14)
50- DOLU SUYU İLE ABDEST ALINIR MI?
62- Cübeyr b.
Nufer (r.a)den rivâyete göre, şöyle demiştir: Avf İbn
M
51- KÖPEĞİN YALADIĞI KAP NASIL TEMİZLENİR?
63- Ebû Hüreyre (r.a)den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: Birinizin kabından köpek su içerse o kabı yedi sefer yıkasın. (Tirmizî, Tahara: 68; Müslim, Tahara: 27)
64- Ebû
Hüreyre (r.a) şöyle diyor: Rasûlullah (s.a.v) şöyle
buyurdu: Birinizin
kabına köpek ağzını sokarsa onu yedi sefer
yıkasın. (Tirmizî, Tahara: 68;
Müslim, Tahara: 27)
52- KÖPEĞİN İÇTİĞİ KAPTAKİ SUYU DÖKMEK
65- Ebû
Hüreyre (r.a)den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle
buyurdu: Birinizin
kabına köpek ağzını sokarsa o kaptaki suyu döksün
ve o kabı yedi sefer yıkasın. (Ebû Davud, Tahara: 37; Müslim, Tahara: 27)
53- KÖPEĞİN İÇTİĞİ KABI TOPRAKLA OVMAK
66- Abdullah
b. Muğaffel (r.a)den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v):
Köpekleri öldürmeyi emretti. Av ve koyun köpeğine izin verdi
ve şöyle buyurdu: Köpek
bir kaba ağzını sokarsa, onu yedi defa yıkayın
sekizinci de ise toprakla ovun. (Ebû
Davud, Tahara: 37; Müslim, Tahara: 27)
67-
Kebşe binti Kab. b. M
55- EŞEĞİN ARTIĞI PİS OLUR MU?
68- Enes
(r.a)den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v)in münâdisi bize gelerek
şöyle dedi: Allah ve Rasûlü sizleri eşek eti yemekten
yasaklıyor çünkü o necis olup pistir. (Müslim,
Sayd: 5; Müsned: 11643)
69- Aişe
(r.anha)dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Ben etli bir
kemikten yiyordum. Rasûlullah (s.a.v)de benim
ısırdığım yerden yiyordu. Halbuki ben o anda
hayızlıydım. Ve yine ben hayızlı iken bir kaptan su
içiyordum da Rasûlullah (s.a.v)de o kaptan benim içtiğim yerden su
içiyordu. (Ebû Davud, Tahara: 102; İbn
Mâce, Tahara: 125)
57- ERKEK VE KADINLARIN BİR KAPTAN ABDEST ALMALARI
70- İbn
Ömer (r.a)den rivâyete göre, şöyle demiştir:
Rasûlullah (s.a.v) zamanında erkekler ve kadınlar bir kaptan abdest
alıyorlardı veya hicab ayeti nazil olmadan beraberce abdest
alıyorlardı. (Buhârî,
Vudu: 46; İbn Mâce, Tahara: 35)
58- CÜNÜP OLAN KİMSENİN SU ARTIĞI
71- Urve
(r.a)den rivâyete göre, Aişe (r.anha), Rasûlullah (s.a.v) ile birlikte
aynı kaptan yıkandığını haber verdi. (İbn Mâce, Tahara: 35; Ebû Davud, Tahara: 48)
59- ABDEST İÇİN GEREKLİ SUYUN MİKTARI
72- Abdullah
b. Cebr (r.a)dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Enes b. M
73- Ümmü
Umara binti Kab (r.anha)den rivâyete göre, Peygamber (s.a.v) abdest
almak istedi. Kendisine bir müddün üçte ikisi miktarında bir kapla su
getirildi. Şube diyor ki: Rasûlullah (s.a.v)in her iki kolunu
dirseklerine kadar yıkayıp ovuşturduğunu,
kulaklarının içini meshettiğini iyi hatırlıyorum fakat
kulaklarının dışını meshettiğini pek
bilemiyorum. (Ebû Davud, Tahara: 48; Buhârî,
Vudu: 50)
60- ABDEST ALIRKEN NİYETİN GEREKLİLİĞİ
74- Ömer
b. Hattab (r.a)den rivâyete göre, şöyle demiştir:
Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: Ameller
niyetlere göre değerlendirilir. Herkesin niyet ettiği şey
ne ise; eline geçecek olan da odur. Kimin hicreti Allaha ve Rasûlüne ise
artık onun hicreti Allah ve Rasûlüne olmuş olur. Kimin de hicreti
dünya için ise, onu elde eder veya bir kadın için hicret etmişse onu
nikahlar. Yani herkesin hicreti, hicret ettiği şeyedir. (Buhârî,
İman: 47; Müslim, İmara: 45)
61- BİR KAPTAN PEK ÇOK KİMSE ABDEST ALMIŞMIYDI?
75- Enes
(r.a)den rivâyete göre, şöyle demiştir: Bir kere
Rasûlullah (s.a.v)i gördüm ikindi namazı vakti
daralmıştı, halk abdest suyu aradılar fakat
bulamadılar. Rasûlullah (s.a.v)e bir kap içerisinde az bir su getirdiler,
elini bu kabın içerisine soktu ve insanların abdestlerini o kaptan
almalarını emretti. Parmaklarının altından suyun
kaynadığını gördüm, oradaki bulunanların hepsi
abdest alıncaya kadar bu kaynama devam etti. (Buhârî, Vudu: 49; Müslim, Fedail: 3)
76- Abdullah
b. Mesud (r.a)den rivâyete göre, şöyle demiştir:
Rasûlullah (s.a.v) ile beraberdik halk abdest almak için su bulamadı, bir
kap içerisinde bir miktar su getirildi. Rasûlullah (s.a.v) elini o kaba soktu,
o anda parmaklarının arasından suyun kaynadığını
gördüm. Rasûlullah (s.a.v): Haydi
tertemiz suya ve Allahtan gelen berekete koşunuz! buyurdu. Ameş
dedi ki: Bu hadisi bana Sâlim b. Ebîl Cad nakletti ve dedi ki: Câbire o gün
kaç kişiydiniz diye sordum. Bin beş yüz dedi. (Müslim, Fedail: 3; Buhârî, Vudu: 49)
62- ABDEST ALIRKEN BESMELE ÇEKMEK
77- Enes
(r.a)den rivâyete göre, şöyle demiştir: Peygamber
(s.a.v)in ashabından bir kısmı abdest almak için su
aramıştı da bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v) aranızdan bir
kimsede su var mı? Diye sordu. Bir miktar su getirildi elini o suyun
içerisine soktu ve: Allahın
adı ile abdest alın buyurdu. Suyun, Rasûlullah (s.a.v)in
parmakları arasında fışkırdığını
gördüm, oradakilerin sonuncusuna kadar hepsi abdest aldılar. Sabit
der ki: Enese oradakilerin kaç kişi olduğunu tahmin edersin dedim.
Yetmiş kadardı dedi. (Buhârî, Vudu:
49; Müslim, Fedail: 3)
63- BİR KİMSE BİR KİMSEYE ABDEST SUYU DÖKEBİLİR Mİ?
78- Urve b.
Muğîre (r.a), babasından naklediyor: Tebük Gazvesi günü Rasûlullah
(s.a.v) abdest alırken abdest suyunu döktüm, mestleri üzerine
meshetmişti. (Buhârî, Vudu: 51; İbn
Mâce, Tahara: 84)
64- ABDEST ORGANLARINI BİRER BİRER YIKAMAK
79- İbn
Abbas (r.a)den rivâyete göre, şöyle demiştir: Size
Rasûlullah (s.a.v)in nasıl abdest aldığını haber
vereyim mi? Organlarını birer kere yıkarayak abdest
alırdı. (Buhârî, Vudu: 23; Tirmizî,
Tahara: 32)
65- ABDEST ORGANLARINI ÜÇER KERE YIKAMAK
80- Mutt
66- YOLCULUKTA RASÛLULLAH NASIL ABDEST ALMIŞTI?
81- Mugîre
(r.a)den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah
(s.a.v) ile birlikte bir yolculukta idik, yanında giderken bastonuyla
sırtıma dokundu ve yoldan ilerledi. Ben de onunla birlikte yolumu
değiştirdim. Rasûlullah (s.a.v) falan yere gelince devesini
çökertti ve tuvalet ihtiyacını karşılamak için biraz
ayrıldı. Ravi diyor ki: Gözden kayboluncaya kadar
uzaklaştı daha sonra geldi ve: Yanında
su var mı? diye sordu, yanımdaki su kabını getirdim
ve abdest suyunu dökmeye başladım, ellerini ve yüzünü,
yıkadı kollarını yıkayacaktı fakat üzerinde
şam kumaşından yapılmış kolları dar bir cübbesi
vardı, ellerini cübbesinin altından çıkardı yüzünü ve
kollarını yıkadı. Hadisin ravisi, Rasûlullah (s.a.v)in
alın ve sarıklarından da bahseder. İbn Avn der ki:
Bunları istenilen şekilde ezberleyemedim. Sonra mestleri üzerine
meshetti sonra: Bir ihtiyacın
var mı? dedi. Ben de: Ey Allahın Rasûlü! Hiçbir
ihtiyacım yok dedim. Sonra kafilenin yanına geldik o anda
Abdurrahman b. Avf cemaate imam olmuş ve sabah namazından bir rekat
kıldırmıştı. Rasûlullah (s.a.v)in geldiğini
İmama haber vermek istedim fakat buna engel oldu. Bir rekatını
cemaatle beraber kıldık, yetişemediğimiz rekatı ise
kendi başımıza kıldık. (Müslim,
Tahara: 22; Tirmizî, Tahara: 10)
67- ABDEST ORGANLARI KAÇ SEFER YIKANIR?
82- Evs b.
Evs dedesinden naklediyor: Rasûlullah (s.a.v) abdest organlarını
üçer sefer yıkarken gördüm. (Tirmizî,
Tahara: 34; Buhârî, Vudu: 25)
68- ABDEST ALIRKEN AĞIZ VE BURUNA SU VERMEK
83- Humran b.
Ebân (r.a)dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Osman b.
Affanı abdest alırken görmüştüm, ellerine su dökerek
üç defa yıkadı sonra ağzına su alıp çalkaladı
sonra burnuna su çekti sonra yüzünü üç kere yıkadı, sonra sağ
elini dirseğine kadar üç defa sonra sol elini üç defa yıkadı.
Sonra başını meshetti, arkasından sağ
ayağını üç defa sol ayağını da aynı
şekilde yıkadı ve şöyle dedi: Rasûlullah (s.a.v),
aynen bu aldığım abdest gibi abdest alırken gördüm
dedi ve devam etti: Her kim bu abdest aldığım gibi abdest
alır sonra iki rekat namaz kılar ve kıldığı bu
namazda hatırına dünyalık bir şeyler getirmezse, Allah o kimsenin
geçmiş günahlarını affeder. (Buhârî,
Vudu: 25; İbn Mâce, Tahara: 46)
69- AĞIZA SU ALMA HANGİ ELLE YAPILMALIDIR?
84- Humrân b.
Ebân (r.a)den rivâyete göre, kendisi Osman b. Affanı
görmüştü o da abdest almak için su istemişti. Getirilen kaptan
ellerine su döküp üç kere yıkadı. Sonra sağ elini abdest
suyunun bulunduğu kaba soktu ağzına su verip çalkaladı,
burnuna da su verdi sonra yüzünü üç sefer yıkadı. İki ellerini
de dirseklerine kadar üçer sefer yıkayıp, başını
meshetti, sonra her bir ayağını üçer sefer yıkayıp;
Rasûlullah (s.a.v)i bu aldığım abdest gibi abdest alırken
gördüm deyip şöyle devam etti: Kim bu aldığım
abdest gibi abdest alır sonra iki rekat namaz kılarsa, kıldığı
bu namazda aklına dünyalık bir şeyler getirmezse Allah o
kimsenin geçmiş günahlarını bağışlar. (Buhârî, Vudu: 25; İbn Mâce, Tahara: 46)
85- Ebû
Hüreyre (r.a)den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle
buyurdu: Abdest
alan bir kimse önce burnuna su çeksin sonra sümkürsün. (Buhârî, Vudu: 26; Tirmizî, Tahara: 21)
71- BURNA SU ÇEKMEKTE AŞIRI GİTMEK
86- Asım
b. Lakît b. Sabre (r.a)in babasından rivâyete göre, şöyle
demiştir: Ey Allahın Rasûlü! Bana abdest almaktan bahset dedim.
Şöyle buyurdu: Abdestini
tüm organlarını güzelce yıkayarak tam yap, oruçlu
olmadığın zamanlar da burnuna iyice su çek. (Ebû Davud, Savm: 27; İbn Mâce, Tahara: 44)
87- Ebû
Hüreyre (r.a)den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle
buyurdu: Kim
abdest alırsa burnunu mutlaka temizlesin, taharet için taş kullanan
ise taş sayısını tek yapsın. (Tirmizî, Tahara: 21; İbn Mâce, Tahara: 44)
88- Seleme b.
Kays (r.a)den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: Abdest
aldığınızda burun temizliğinizi mutlaka yapın,
taharetlenmede taş kullanırsanız taş sayısını
tek yapın. (Tirmizî, Tahara: 21;
İbn Mâce, Tahara: 44)
73- UYKUDAN UYANINCA BURNU TEMİZLEMEK
89- Ebû
Hüreyre (r.a)den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle
buyurdu: Biriniz
uykusundan uyanıp abdest alınca üç sefer burnunu temizlesin çünkü
şeytan burnun içinde (genizde) geceler. (Buhârî, Bed-il Halk: 11; İbn Mâce, Tahara: 44)
74- BURUN HANGİ ELLE TEMİZLENMELİ?
90- Ali b.
Ebi T
75- ABDESTTE YÜZÜ YIKAMA ŞEKLİ
91- Abdi Hayr
(r.a)den rivâyete göre, şöyle demiştir: Ali b. Ebi T
76- ABDESTTE YÜZLER KAÇ SEFER YIKANIR
92- Abdi
Hayrın, Ali (r.a)dan rivâyetine göre, Aliye bir sandalye
getirdiler. Sandalyeye oturdu sonra içinde su bulunan bir kap istedi kabı
eğip eline üç defa su döktü. Sonra tek avucuyla ağzına ve
burnuna üçer defa su verdi. Yüzünü üç defa yıkadı, kollarını
üçer kere yıkadı. Biraz su alıp başını meshetti.
(Hadisin ravisi Şube, başını meshetme işini
anlatırken) elini alnından ensesine doğru götürerek
şöyle dedi: Elini tekrar ön tarafa getirdi mi? bilemiyorum.
Sonra iki ayağını da üçer sefer yıkadı ve sonra da:
Rasûlullah (s.a.v)in aldığı abdesti görmek kimi
sevindirirse, işte bu Onun abdestidir. (Buhârî,
Vudu: 29; Tirmizî, Tahara: 36)
93- Abdi Hayr
(r.a)den rivâyete göre, şöyle demiştir: Bir kere Ali ile
karşılaşmıştım bir sandalye istedi, üzerine
oturdu. Sonra bir kap su istedi, ellerini üçer kere yıkadı, sonra
ağzını su ile çalkaladı, tek avucu ile burnuna üç sefer su
verdi, sonra yüzünü üç sefer yıkadı, ellerini de üçer sefer
yıkadı. Sonra elini kaba soktu ve başını meshetti,
sonra ayaklarını üçer sefer yıkadı ve şöyle dedi:
Rasûlullah (s.a.v)in abdest alışını görmek kimi
sevindirirse, işte bu; Rasûlullah (s.a.v)in abdest alma şeklidir. (Tirmizî, Tahara: 37; Ebû Davud,
Tahara: 50)
94- Hüseyin
b. Ali (r.anhüma)den rivâyete göre, şöyle demiştir: Babam
Ali b. ebi T
95- Ebû Hayye
(İbn Kays da denilir.) (r.a)den rivâyete göre, şöyle
demiştir: Ali (r.a)ı abdest alırken gördüm ellerini
tertemiz yıkadı. Sonra ağzına üç sefer su verdi, sonra
burnuna üç defa su verdi, yüzünü üç sefer yıkadı, kollarını
üçer kere yıkadı, sonra başını meshetti. Sonra
ayaklarını topuklarına kadar yıkadı, ayağa
kalkıp abdest suyundan kalanını ayakta içti ve: Peygamber
(s.a.v)in abdest alışının nasıl olduğunu size
göstermek istedim dedi. (Tirmizî, Tahara:
37; Ebû Davud, Tahara: 50)
80- ABDEST ORGANLARINI YIKAMANIN SINIRI
96- Amr b.
Yahya el Mazinî (r.a), babasından naklederek dedi ki: Rasûlullah
(s.a.v)in ashabından Amr b. Yahyanın dedesine, babam: Rasûlullah
(s.a.v)in nasıl abdest aldığını bana tarif edebilir
misin? diye sordu. Abdullah b. Zeyd ise: Evet dedi ve abdest için su istedi,
getirdiler o sudan ellerine döktü ve ikişer sefer ellerini
yıkadı, sonra ağzına ve burnuna üçer sefer su verdi sonra
yüzünü üç sefer yıkadı. Sonra ellerini dirseklerine kadar ikişer
sefer yıkadı sonra başını iki eliyle meshedip,
ellerini önden arkaya arkadan öne doğru getirdi; önce
başının ön tarafından başlayıp sonra
ellerini ensesine doğru götürdü. Sonra başladığı
yere kadar ellerini geri getirdi daha sonra ayaklarını
yıkadı. (Ebû Davud, Tahara: 50;
İbn Mâce, Tahara: 51)
97- Amr b.
Yahya (r.a), babasından aktarıyor. Babası, Amr b. Yahyanın
dedesi olan Abdullah b. Zeyd b. Asıma: Rasûlullah (s.a.v)in nasıl
abdest aldığını bana gösterme imkanın var
mıdır? dedi. Abdullah b. Zeyd: Evet dedi ve abdest için su istedi,
getirdiler. O sudan sağ eline döküp ellerini ikişer sefer
yıkadı, sonra üçer kere ağzına ve burnuna su verdi. Sonra
yüzünü üç kere yıkadı sonra kollarını ikişer sefer
dirseklerine kadar yıkadı, sonra iki eli ile başını
meshetti. Ellerini önden arkaya, arkadan öne doğru getirdi,
öncelikle başının ön tarafından başladı
sonra ellerini başının arka tarafına götürdü. Sonra
başladığı yere kadar geri getirdi sonra da
ayaklarını yıkadı. (Ebû
Davud, Tahara: 50; İbn Mâce, Tahara: 51)
82- BAŞ, KAÇ SEFER MESHEDİLMELİ?
98- Abdullah
b. Zeyd (r.a)den (ezan okumanın nasıl olduğunu rüyasında
gören kimsedir) rivâyete göre, şöyle demiştir:
Rasûlullah (s.a.v)i abdest alırken gördüm yüzünü üç sefer
yıkadı kollarını ikişer sefer, ayaklarını da
ikişer sefer yıkayıp başını da iki sefer
meshetti. (İbn Mâce, Tahara: 51; Ebû
Davud, Tahara: 50)
83- KADINLAR BAŞLARINI NASIL MESHEDERLER?
99- Ebû
Abdillah Sâlim Sebelân (r.a)den rivâyete göre, şöyle
demiştir: (Aişe (r.anha), bu kimseyi ücretle
çalıştırır ve emanetlerini ona teslim etmeyi severdi.)
Aişe (r.anha), Rasûlullah (s.a.v)in bana nasıl abdest
aldığını gösterdi; Ağzına ve burnuna üçer
sefer su aldı, yüzünü üç sefer yıkadı, sonra sağ elini üç
sol elini de üçer sefer yıkadı, sonra elini başının
ön tarafına koydu ve başının arkasına doğru
bir sefer meshetti, sonra ellerini kulaklarına doğru getirdi, sonra
da yanaklarına sürdü. Sâlim diyor ki: Ben Aişenin yanına
geldiğimde mükatep bir köle idim (yani belli bir ücreti ödemek
ve sonra serbest bırakılacak şekilde pazarlık edilen
köle) bu yüzden benden gizlenmezdi, yanımda oturur ve benimle de
konuşurdu. Bir gün ona geldim ve: Ey Müminlerin anası bereket
olması için bana dua et dedim. Ne oldu ne hayır diye sordu. Ben
de: Allah yardım etti ve borçlarımı ödeyip hürriyetime
kavuştum dedim. Bunun üzerine: Allah Hürriyete kavuşmanı senin
hakkında mübarek kılsın diye dua etti ve benimle arasına
perdesini çekti. O günden sonra Aişe yi bir daha görmedim. (Sadece Nesâî rivâyet etmiştir.)
100- İbn
Abbas (r.a)den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah
(s.a.v)i abdest alırken gördüm ellerini yıkadı sonra avuç
dolusu su ile ağzına ve burnuna su verdi, yüzünü yıkadı,
ellerini birer birer yıkadı. Başını ve
kulaklarını bir defa meshetti. Abdülaziz der ki: İbn Aclandan
işiten kimse bana haber vererek dedi ki: İki ayağını
da yıkadı. (Ebû Davud, Tahara: 50;
İbn Mâce, Tahara: 52)
85- KULAKLAR BAŞTAN SAYILDIĞI İÇİN BAŞ İLE BERABER KULAKLARIN DA MESHEDİLMESİ
101- İbn
Abbas (r.a)den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah
(s.a.v) abdest almaya başladı bir avuç su aldı ağzına
ve burnuna verdi, sonra bir avuç su daha aldı yüzünü yıkadı,
sonra bir avuç su daha alıp sağ kolunu yıkadı, sonra bir
avuç daha alıp sol kolunu yıkadı, sonra başını
meshedip, kulaklarının içini şahadet parmağıyla,
dışını ise; baş parmağıyla meshetti. Sonra
bir avuç su alıp sağ ayağını, tekrar bir avuç su
alarak sol ayağını yıkadı. (Ebû Davud, Tahara: 50; İbn Mâce, Tahara: 52)
102- Abdullah
es Sunabihi (r.a)den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle
buyurdu: Mümin
bir kul abdest alıp ağzına su verdiğinde ağız
yoluyla işlediği günahlar çıkar dökülür gider, burnuna su
verdiğinde burnuyla işlediği günahlar dökülür gider. Yüzünü
yıkadığı zaman; göz kirpiklerinin dibine kadar yüzüyle
işlediği günahlar dökülür gider. Elini
yıkadığı zaman; parmak uçlarındaki tırnak
altına varıncaya kadar her iki eliyle işlediği tüm günahlar
dökülür gider. Başını meshettiği an; başı ve
kulaklarıyla işlediği tüm günahlar dökülür gider.
Ayaklarını yıkadığı zaman; ayak
tırnaklarının altına varıncaya kadar ayaklarıyla
işlediği günahlar dökülür gider. Mescide kadar yürüyüşü ve
namaz kılması ise; diğer tüm günahlarını siler
süpürür. (Tirmizî,
Tahara: 2; Müslim, Tahara: 11)
86- SARIK ÜZERİNE MESH EDİLEBİLİR Mİ?
103-
104- Yine
105- Yine
87- ALINLA BİRLİKTE SARIĞA MESHETMEK
106-
Muğire b. Şube (r.a)den rivâyete göre: Rasûlullah (s.a.v),
abdest aldı alnı ile birlikte sarığına ve mestlerine
mesthetti. (Müslim, Tahara: 23; Ebû Davud, Tahara:
57)
107- Hamza b.
Muğire b. Şube babasından (r.anhüm) aktararak şöyle
diyor: Rasûlullah (s.a.v), bir yolculukta geri kaldı. Ben de onunla
birlikte geri kalmıştım tuvalet ihtiyacını gördü
ve: Yanında
su var mı? diye sordu. Ben de kendisine bir kapla su getirdim.
Ellerini yıkadı, yüzünü yıkadı, sonra elini cübbesinin
kollarından çıkarmaya çalıştı fakat cübbenin
kolları dar olunca çıkaramadı kollarını omuzuna
atıp elini alt taraftan çıkararak kollarını
yıkadı. Alnıyla birlikte sarıklarını ve mestlerini
de meshetti. (Müslim, Tahara: 23; Ebû Davud,
Tahara: 57)
88- SARIK ÜZERİNE MESH NASIL YAPILIR?
108- Muğîre b. Şube (r.a) aktarıyor: İki özellik var ki onları Rasûlullah (s.a.v)den gördükten sonra başka bir kimseye sorma ihtiyacı duymadım;
1- Rasûlullah (s.a.v) ile beraber bir yolculukta idik, Rasûlullah (s.a.v) tuvalet ihtiyacını gidermek için bizden uzaklaştı sonra gelip abdest aldı. Alnını ve sarığının iki tarafını ve mestlerini meshetti.
2- Devlet
başkanı durumunda olan birinin diğer bir kimsenin arkasında
namaz kılmasıdır. Yine Rasûlullah (s.a.v) ile birlikte bir
yolculukta idik şu olaya şahit oldum. Namaz vakti gelmişti de
Rasûlullah (s.a.v) namaza gecikmişti. Onlar da, İbn Avfı imam
yaparak namaza durdular ve namazlarını kıldılar. Daha sonra
Rasûlullah (s.a.v), İbn Avfın arkasında namazını
kıldı kalan kısmını da kendi başına
tamamladı. (Müslim,
Tahara: 23; Ebû Davud, Tahara: 57)
89- AYAKLARI YIKAMANIN GEREKLİLİĞİ
109- Ebû
Hüreyre (r.a)den rivâyete göre, şöyle demiştir: Ebûl
Kasım (s.a.v) şöyle buyurmuştur: Abdest
alırken topuklarını yıkamayan kimsenin ateşten
çekeceğine yazıklar olsun. (Buhârî,
Vudu: 30; Tirmizî, Tahara: 31)
110- Abdullah
b. Amr (r.a)den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah
(s.a.v), abdest alan bir gurubu gördü. Topuklarının kuru
olduğunu fark edince şöyle buyurdu: Vay..
abdest alırken topuklarını iyice yıkamayanların
ateşten çekeceğine. Abdest alırken suyu her tarafa
götürerek abdestinizi eksiksiz alın. (Buhârî, Vudu: 30; Tirmizî, Tahara: 31)
90- AYAKLARI YIKAMAYA HANGİSİNDEN BAŞLANIR?
111- Aişe (r.anha)dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v); temizlikte, ayakkabılarını giymede, saçını taramada sağdan başlamayı severdi. (Buhârî, Vudu: 32; İbn Mâce, Tahara: 42)
91- AYAKLAR HANGİ ELLE YIKANMALI?
112- Kaysî
(r.a)den aktarılmıştır. Kaysî bir yolculukta Rasûlullah
(s.a.v) ile beraberdi. Kendisine abdest suyu getirildi. Kaysî sözünü
şöyle sürdürdü: Kaptan ellerine su döktü ellerini bir sefer
yıkadı, yüzünü ve kollarını da yine bir sefer
yıkadı. İki ayağını da sağ eliyle
yıkadı. (Sadece Nesâî rivâyet
etmiştir.)
92- PARMAKLAR ARASINI OVUŞTURMAK (HİLALLEMEK)
113-
Asım b. Lakît (r.a) babasından aktarıyor ve şöyle
diyor: Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: Abdest
alırken abdestini tam ve eksiksiz al, suyu her tarafına
ulaştır ve parmak aralarını da ovala (hilalle). (Tirmizî, Tahara: 30; İbn Mâce, Tahara: 54)
93- AYAKLAR KAÇ SEFER YIKANMALI?
114- Ebû
Hayye el Vadi (r.a)den rivâyete göre, şöyle demiştir: Ali
b. ebi T
94- ABDEST ORGANLARINI YIKAMANIN SINIRI
115-
Osmanın kölesi Humran (r.a)ın haber verdiğine göre:
Osman, abdest almak için su isteyip abdest almaya başladı ellerini
üçer kere yıkadı sonra ağzına su alıp çalkaladı,
burnuna su alıp sümkürdü sonra yüzünü üç sefer yıkadı, sonra
sağ kolunu dirseğine kadar üç defa sonra sol kolunu aynı
şekilde yıkayıp başını meshetti, sonra sağ
ayağını topuklarına kadar üç defa sonra sol
ayağını aynı şekilde yıkayıp şöyle
dedi: Rasûlullah (s.a.v)i benim aldığım şu abdest gibi
abdest alırken gördüm. Sonra şöyle devam etti: Rasûlullah
(s.a.v) buyurdu ki: Kim benim aldığım şu abdest gibi
abdest alır da sonra kalkıp iki rekat namaz kılarsa ve kıldığı
bu namazda hatırına dünyalık getirmezse Allah onun geçmiş
günahlarını affeder. (Buhârî, Vudu:
25; İbn Mâce, Tahara: 57)
116- Ubeyd b.
Cüreyc (r.a)den rivâyete göre, şöyle demiştir: İbn
Ömere dedim ki: Ayağına şu sebti denilen
ayakkabıyı giyip abdest aldığını gördüm.
İbn Ömer (r.a)de: Ben de: Rasûlullah (s.a.v)i o
ayakkabıları giyerek abdest alırken gördüm dedi. (Buhârî, Vudu: 31; Ebû Davud, Tahara: 50)
117- Cerir b.
Abdillah (r.a) aktarmıştır. Kendisi bir seferinde abdest
almış mestleri üzerine meshetmişti. Kendisine sadece mesh mi
ediyorsun? Denilmişti. O da: Rasûlullah (s.a.v)i mestleri üzerine
meshederken gördüm dedi. Ceririn bu sözü Abdullahın
arkadaşlarının hoşuna giderdi. Cerir Rasûlullah (s.a.v)in
vefatına yakın Müslüman olmuştu. (Buhârî,
Vudu: 51; İbn Mâce, Tahara: 84)
118- Amr b. Ümeyye et Damri (r.a)in babasından aktarmıştır. Kendisi bizzat Rasûlullah (s.a.v)in abdest alıp mestleri üzerine meshettiğini görmüştü. (Buhârî, Vudu: 51; İbn Mâce, Tahara: 84)
119-
Üsâme b. Zeyd (r.a)den rivâyete göre, şöyle demiştir:
Rasûlullah (s.a.v) ve
120- Sad b. ebi Vakkas (r.a) şöyle diyor: Rasûlullah (s.a.v) mestleri üzerine meshetmişti. (Buhârî, Vudu: 51; İbn Mâce, Tahara: 84)
121- Yine
Sad b. ebi Vakkas (r.a)den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) mestler
üzerine mesh konusunda: Onda bir
mahzur yoktur buyurdu. (Buhârî, Vudu:
51; İbn Mâce, Tahara: 84)
122- Muğîre b. Şube (r.a)den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) tuvalet ihtiyacını gidermek için çıkmıştı döndüğünde onu su dolu bir kapla karşıladım, sudan döktüm ellerini ve yüzünü yıkadı sonra kollarını yıkamak istedi. Cübbenin kolları dar olduğu için kollarını cübbenin altından çıkardı ve yıkadı daha sonra mestleri üzerine meshedip bize namaz kıldırdı. (Buhârî, Vudu: 51; Müslim, Tahara: 23)
123- Muğîre b. Şube (r.a)in babasından aktardığına göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) tuvalet ihtiyacını gidermek için çıkmıştı. Muğîre içinde su dolu bir kapla arkasından gitti. Rasûlullah (s.a.v) tuvalet ihtiyacını giderdikten sonra Ona o sudan döktü. Rasûlullah (s.a.v) abdest alıp mestleri üzerine meshetti. (Buhârî, Vudu: 51; Müslim, Tahara: 23)
97- YOLCULUKTA MESTLER ÜZERİNE MESHETMEK
124- Hamza b.
Muğîre b. Şube (r.a), babasından aktararak şöyle
diyor: Rasûlullah (s.a.v) ile birlikte bir yolculukta idim. Bana: Ey
Muğîre geride kal. Ey insanlar sizler devam edin dedi. Bunun
üzerine ben geride kaldım, yanımda bir su kabı vardı,
insanlar yollarına devam ettiler. Rasûlullah (s.a.v) tuvalet ihtiyacı
için uzaklaştı. Dönüp gelince abdest suyu dökmek için
yanına yaklaştım. Üzerinde Rum malı bir cübbe
vardı ki kolları dar idi, ellerini cübbenin kolundan çıkarmak
istedi dar olduğu için çıkaramadı ve cübbenin altından
çıkardı yüzünü ve ellerini yıkayıp başını
meshedip mestleri üzerine meshetti. (Müslim,
Tahara: 22; Ebû Davud, Tahara: 59)
98- ÇORAP VE AYAKKABI ÜZERİNE MESHETMEK
125-
Muğîre b. Şube (r.a)den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v)
çorapları ve ayakkabıları üzerine meshetmiştir. Ebû
Abdurrahman diyor ki: Ebû Kaysın bu rivâyetine uyan hiçbir kimseyi
bilmiyorum. Doğru olan rivâyet Muğîrenin; mestler
üzerine meshetti rivâyetidir. (Tirmizî,
Tahara: 74; İbn Mâce, Tahara: 88)
99- YOLCULUKTA MEST ÜZERİNE MESHETMENİN MÜDDETİ
126- Saffan
b. Assâl (r.a) şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) yolculukta
bize mestlerimizi üç gün üç gece çıkarmamak üzere izin verdi. (Müslim, Tahara: 24; İbn Mâce, Tahara: 86)
127- Zirr
(r.a)den rivâyete göre, şöyle demiştir: Saffan b. Assâle
mest üzerine meshetmenin hükmünü sordum şöyle dedi: Rasûlullah
(s.a.v) cünüplük dışında küçük abdest bozmak, büyük abdest
bozmak ve uyku gibi hallerden dolayı üç gün boyunca yolculukta
mestlerimizi çıkarmaksızın üzerine meshetmeyi emrederdi. (Müslim, Tahara: 74; İbn Mâce, Tahara: 88)
100- YOLCU OLMAYAN KİMSE İÇİN MEST ÜZERİNE MESHETMENİN MÜDDETİ
128- Ali b.
ebi T
129-
Şureyh b. Hânî (r.a)den rivâyete göre, şöyle
demiştir: Aîşe (r.anha)dan mestler üzerine meshetmenin hükmünü
sordum o da Aliye git o bu konuda benden daha bilgilidir dedi. Bunun üzerine
Aliye geldim meshetmenin hükmünü sordum. Rasûlullah (s.a.v) bize meshettikten
sonra yolcu olmayanın bir gün bir gece, yolcunun ise; üç gün üç gece
mestlerini çıkarmadan durabileceğimizi emrederdi. (Müslim, Tahara: 74; İbn Mâce, Tahara: 87)
101- ABDESTİ BOZULMAYAN KİMSENİN ABDESTİ NASILDIR?
130- Nezzal
b. Sebre (r.a)den rivâyete göre, şöyle demiştir: Aliyi
gördüm öğle namazını kıldı ve
insanların dertlerini dinlemek üzere oturdu. İkindi vakti girince bir
su kabı getirdiler ondan bir avuç su aldı o su ile yüzünü,
kollarını, başını ve ayaklarını meshetti,
sonra suyun artan kısmını ayakta içip şöyle dedi:
Bazı kimseler bu yaptığımdan hoşlanmıyorlar.
Halbuki ben Rasûlullah (s.a.v)i böyle yaparken gördüm, işte bu
yaptığım şey abdesti bozulmayan kimsenin abdestidir. (Tirmizî, Tahara: 37; İbn Mâce, Tahara: 45)
102- HER NAMAZ İÇİN ABDEST ALMAK
131- Enes
(r.a)den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah
(s.a.v)e küçük bir kap getirdiler ondan abdest aldı. Ravi ben Enese:
Rasûlullah (s.a.v) her namaz için abdest alır mıydı? diye
sordum. Evet dedi. Ravi ben de: Ya sizler dedim. Enes: Abdestimiz
bozulmadıkça namazlarımızı kılarız dedi o zaman
ben: Biz bütün namazlar için abdest alıp öylece kılardık
dedim. (Müslim, Tahara: 25; Tirmizî, Tahara: 44)
132- İbn
Abbas (r.a)den rivâyete göre: Rasûlullah (s.a.v) tuvaletten
çıkmıştı kendisine yemek hazırlanmıştı
oradakiler: Abdest suyu getirmeyelim mi? dediler. Rasûlullah (s.a.v): Ben namaz
kılacağımda abdest almakla emir olundum buyurdular. (Müslim, Tahara: 25; Tirmizî, Tahara: 44)
133- İbn
Büreyde (r.a), babasından naklederek şöyle diyor: Rasûlullah
(s.a.v) her namaz için abdest alırdı. Mekke fethi günü
namazlarını tek bir abdestle kılmıştı. O zaman Ömer:
Ey Allahın Rasûlü! Şimdiye kadar yapmadığın bir
şeyi yaptın deyince; Bilerek
yaptım Ey Ömer buyurdu. (Müslim,
Tahara: 25; Tirmizî, Tahara: 44)
134- Hakem (r.a) babasından naklederek şöyle diyor: Rasûlullah (s.a.v) abdest aldığında bir avuç su alır ve elbisesine serperek işte böyle yapacaksınız derdi.
Şube
bunu açıklayarak: Avret mahalline yakın yere su serperdi diyor.
İbrahime bu durumu anlattım o da hayret etti. (İbn Mâce, Tahara: 58; Tirmizî, Tahara: 38)
135- Hakem b. Süfyan (r.a)den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) abdest aldıktan sonra avret mahalline su serperken gördüm. (İbn Mâce, Tahara: 58; Tirmizî, Tahara: 38)
104- ABDEST SUYUNUN ARTANINDAN İSTİFADE ETMEK
136- Ebû Hayye (r.a)den rivâyete göre, şöyle demiştir: Aliyi gördüm abdest organlarını üçer defa yıkayarak abdest aldı sonra kalktı ve abdest suyunun arta kalanını içti ve şöyle dedi: Rasûlullah (s.a.v)de benim yaptığım gibi yapmıştır. (Tirmizî, Tahara: 37; Ebû Davud, Tahara: 50)
137- Avn b. ebi Cuhayfe (r.a), babasından
aktarmıştır: Bahtada Rasûlullah (s.a.v) ile beraber bulundum.
138- Câbir (r.a)den rivâyete göre, şöyle demiştir:Hastalanmıştım Rasûlullah (s.a.v) ve Ebû Bekir beni ziyarete gelmişlerdi. Beni baygın vaziyette bulmuşlardı. Rasûlullah (s.a.v) abdest aldı ve abdest suyundan üzerime serpti. (Buharî, Vudu: 42; Tirmizî, Tahara: 38)
105- NAMAZ İÇİN ABDEST MUTLAKA GEREKLİDİR
139- Ebûl Melîh (r.a) babasından aktarıyor ve diyor ki: Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: Allah abdestsiz namazı ve hırsızlık maldan yapılan sadakayı asla kabul etmez. (Tirmizî, Tahara: 1; Müslim, Tahara: 2)
106- ABDEST ALMADA AŞIRI GİTMEK
140- Amr b.
Şuayb (r.a) babasından ve dedesinden naklediyor, şöyle
anlatıyor: Bir bedevî Peygamber (s.a.v)e gelerek, abdest nasıl
alınır? diye sordu. Rasûlullah (s.a.v)de ona: Abdest
organlarını üçer sefer yıkayarak abdestin nasıl
alındığını gösterdi ve şöyle buyurdu: Abdest
böylece alınır, kim bu yaptığımdan
fazlasını yapmaya kalkarsa günah işlemiş,
aşırı gitmiş, zulmetmiş ve haksızlık
yapmış olur. (İbn Mâce, Tahara: 48; Ebû Davud, Tahara: 45)
107- ABDESTİ RASÛLULLAH (S.A.V)İN EMRETTİĞİ ŞEKİLDE TAM VE EKSİKSİZ ALMAK
141- Abdullah b. Ubeydullah b. Abbas (r.anhüm)den rivâyete göre, şöyle demiştir: Abdullah b. Abbasın yanında oturuyorduk şöyle dedi: Vallahi Rasûlullah (s.a.v) bize, diğer insanlardan ayrı olarak üç şeyin dışında bir şey emir etmedi;
1- Abdesti tam ve noksansız almamızı,
2- Sadaka yemememizi,
3- Atla
eşeği çiftleştirmemizi. (Tirmizî,
Cihad: 23; Ebû Davud, Cihad: 59)
142- Abdullah
b. Amr (r.a)den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah
(s.a.v), abdesti
tam ve noksansız şekilde alınız buyurdular. (İbn Mâce, Tahara: 49; Buhârî, Vudu: 30)
108- ABDESTİ GÜZELCE ALMANIN DEĞER VE KIYMETİ
143- Ebû
Hüreyre (r.a)den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah
(s.a.v) şöyle buyurdu: Allahın
günahları ne ile silip yok ettiğini ve dereceleri ne ile
yükselttiğini size haber vereyim mi? Her türlü zorluklara rağmen
abdesti en güzel şekliyle almak, mescidlere namaz kılmak için
giderken adımları çoğaltmak, bir namazdan sonra diğer
namazı kılmak için büyük bir arzuyla beklemek. İşte tüm
bunlar sizin ibadetler konusundaki en büyük cihadınızdır.
İşte bunlar sizin ibadetler konusundaki en büyük
cihadınızdır. İşte bunlar sizin ibadetler konusundaki
en büyük cihadınızdır. (İbn
Mâce, Tahara: 50; Tirmizî, Tahara: 39)
109- EMİR EDİLEN ŞEKİLDE ABDEST ALMANIN SEVABI
144-
Asım b. Süfyan es Sekafî (r.a)den aktarılmıştır:
Onlar Selasil savaşına katılmışlardı, savaş
onları bazı şeylerden alıkoymuştu.
Savaştılar sonra Muaviyenin yanına döndüler. Muaviyenin
yanında Ebû Eyyûb ve Ukbe b. Amir vardı. Asım dedi ki: Ey Ebû
Eyyub, bu savaş bu yıl bizi pek çok şeyden
alıkoymuştur. Halbuki bize Rasûlullah (s.a.v) den: Kim
şu dört mescidde (Mekke, Medine, Kudüs ve Kuba) namaz kılarsa
günahları affolunur diye duymuştuk. Bunun üzerine Eyyub; ey
kardeşimin oğlu, bundan daha kolayını sana haber vereyim
mi? Rasûlullah (s.a.v)in şöyle buyurduğunu duydum: Her kim
emrolunduğu şekilde güzelce abdest alır ve emrolunduğu
şekilde namazını kılarsa geçmiş günahları
bağışlanır. Öyle değil mi ey Ukbe? Ukbe
b. Amir de: Evet öyledir dedi. (Dârimî,
Tahara: 27; İbn Mâce, İkamat-üs Salat: 193)
145- Osman b.
Affan (r.a) Rasûlullah (s.a.v)den aktararak şöyle demiştir:
Kim emredildiği şekilde abdestini güzelce alıp beş vakit
namazını da yine aynı şekilde kılarsa, bu abdest ve
namaz arasındaki işlediği günahlara keffaret olur. (Müslim, Tahara: 4; İbn Mâce, Tahara: 57)
146- Osman
(r.a)den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah
(s.a.v)den işittim şöyle diyordu: Bir kimse
abdestini güzelce alır, namazını da emrolunduğu
şekilde kılarsa kıldığı her iki namaz
arasındaki günahları mutlaka affolunur. (Müslim,
Tahara: 4; İbn Mâce, Tahara: 57)
147- Ebû
Umâme el Bâhilî (r.a) diyor ki: Amr b. Abese (r.a)den işittim
şöyle diyordu: Rasûlullah (s.a.v)e, abdest nasıl
alınır diye sordum şöyle buyurdu: Evet
abdest aldığında ellerini yıkayıp iyice
temizlediğinde ellerinle işlediğin günahlar parmak
aralarından ve tırnak aralarından çıkar gider.
Ağzına su verip çalkaladığında ve burnuna su verip
burnunu temizlediğinde, yüzünü ve dirseklere kadar kollarını
yıkadığında, başını meshedip
ayaklarını topuklarına kadar yıkadığında tüm
günahlarından temizlenmiş olursun. Sırf Allahın
rızası için yüzünü secdeye koyarsan, annenin seni doğurduğu
günkü gibi günahlarından temizlenmiş olursun.
Ebû Umâme der
ki: Ey Amr b. Abese ne söylediğine iyi bir bak, bunların hepsi
bir anda mı söylendi dedim. Şöyle dedi: Vallahi
yaşım ilerledi, ölümüm de yaklaştı ne ihtiyacım
var ki Rasûlullah (s.a.v) adına yalan söyleyeyim. Bütün bu söylediklerimi
Rasûlullah (s.a.v)den kulaklarım duydu, kalbim de belledi. (Müslim, Tahara: 11; Muvatta', Tahara: 6)
110- ABDEST BİTİNCE NE SÖYLENECEK?
148-
Ömer b. Hattab (r.a)den rivâyete göre, şöyle
demiştir: Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: Kim
abdestini güzelce alır sonra da: Allahtan başka gerçek ilâh
olmadığına Muhammed (s.a.v)in de onun kulu ve elçisi
olduğuna şahitlik ederim derse, ona Cennetin sekiz kapısı
açılır hangisinden dilerse ondan girer. (Tirmizî,
Tahara: 41; Ebû Davud, Tahara: 64)
111- ABDEST ORGANLARI KIYAMET GÜNÜNDE PARLAYACAK MI?
149- Ebû Hazım (r.a)den rivâyete göre, şöyle demiştir: Ebû Hüreyre abdest alırken ben onun arkasındaydım, kollarını neredeyse koltuk altlarına kadar yıkamıştı. Bunun üzerine ben: Ey Ebû Hüreyre bu nasıl abdesttir? diye sordum. Bana şöyle dedi: Ey Ferruh oğlu siz burada mısınız? Sizin burada olduğunuzu bilseydim bu şekilde abdest almazdım. Dostum Rasûlullah (s.a.v)in şöyle buyurduğunu duydum: Müminin ziyneti (abdest organlarının kıyamette pırıl pırıl olması) abdest suyunun ulaştığı yerlere kadardır. (Müslim, Tahara: 12; Muvatta', Tahara: 6)
150- Ebû
Hüreyre (r.a)den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) bir
mezarlığa uğradı ve: Ey
Müminler topluluğu, selâm olsun size... Biz de:
İnşaallah size katılacağız diyerek; Kardeşlerimi
görmekten dolayı sevindim buyurdu. Oradakiler: Ey
Allahın Rasûlü! Biz senin kardeşin değil miyiz? dediler.
Rasûlullah (s.a.v): Siz benim
ashabımsınız, kardeşlerim ise henüz gelmediler. Ben
onları Kevser havuzunun başında bekleyeceğim buyurdu.
Onlarda: Üm
112- GÜZELCE ABDEST ALIP İKİ REKAT NAMAZ KILANIN SEVABI
151- Ukbe b.
Âmir el Cuheni (r.a)den rivâyete göre, şöyle
demiştir: Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: Her kim
abdest alır, abdestini de güzel bir şekilde alırsa sonra da
kalbini ve yönünü Allaha çevirerek yani sırf Allah rızası
için iki rekat namaz kılarsa Cennet ona vacip olur. (Müslim, Tahara: 39; Muvatta', Tahara: 6)
113- ABDESTİ BOZUP BOZMAYAN ŞEYLER
152- Ali b.
ebi T
153- Ali
(r.a)den rivâyete göre, şöyle demiştir: Mikdad (r.a)e;
bir kimse cinsel ilişkide bulunmaksızın hanımıyla
oynaşır ve bu durumda kendisinden mezi gelirse ne
yapmalıdır? dedi. Bu soruyu Peygamber (s.a.v)e sor, kızı
benim nikahlım olması dolayısıyla utanıp
soramıyorum dedim. O da sordu. Rasûlullah (s.a.v)de şöyle
buyurdu: Tenasül
organını yıkar, namaz abdesti gibi abdest alır. (Tirmizî, Tahara: 82; Buhârî, Gusül: 13)
154- Ali b.
ebi T
155- Rafi b.
Hadîc (r.a)den rivâyete göre, şöyle demiştir: Ali b. ebi T
156- Mikdad
b. Esved (r.a)den rivâyete göre, şöyle demiştir: Ali b.
ebi T
157- Ali b.
ebi T
114- BÜYÜK VE KÜÇÜK ABDEST BOZMAK AYRICA UYKUDAN DOLAYI SADECE ABDEST ALMAK GEREKİR.
158- Zirr b.
Hubeyş (r.a)den rivâyete göre, şöyle demiştir: Safvan
b. Assal denilen biriyle konuşmaya geldim, kapısının
önüne oturdum. Evinden çıkıp beni görünce, hayrola ne
işin var dedi. Ben de: İlim öğrenmek için geldim dedim o
da şöyle dedi: Melekler ilim öğrenmek isteyen kimselere bu
işten razı oldukları için o kimseye kanatlarını
gererler. Neyi öğrenmek istersin? dedi. Ben de: Mestler üzerine
meshetmenin hükmünü öğrenmek isterim dedim. Şöyle dedi:
Rasûlullah (s.a.v) ile birlikte bir yolculukta iken bize cünüplük
dışında, küçük abdest, büyük abdest ve uyumaktan dolayı
mestlerimizi üç gün, üç gece çıkarmamamızı emrederdi. (Tirmizî, Tahara: 71; İbn Mâce, Tahara: 84)
115- BÜYÜK VE KÜÇÜK ABDEST BOZMAK AYRICA UYKUDAN DOLAYI SADECE ABDEST ALMAK GEREKİR
159- Zirr b. Hubeyş (r.a)den rivâyete göre, şöyle demiştir: Safvan b. Assal şöyle demiştir: Biz Rasûlullah (s.a.v) ile beraber bir yolculuğa çıktığımızda cünüplük dışında; uyku, küçük abdest ve büyük abdestten dolayı mestlerimizi üç gün üç gece çıkarmamamızı emrederdi. (Yani mestlerimiz üzerine meshederek üç gün çıkarmaz idik sadece cünüp olan gusletmek için mestlerini çıkarırdı.) (Tirmizî, Tahara: 71; İbn Mâce, Tahara: 84)
116- YELLENMEKTEN DOLAYI ABDEST ALMAK
160- Abdullah
b. Zeyd (r.a)den rivâyete göre, şöyle demiştir:
Rasûlullah (s.a.v)e namazda (karnındaki seslerden dolayı) abdestin
bozulup bozulmadığı konusu soruldu da Rasûlullah (s.a.v): Bir koku
ve ses duymadığı sürece namazını bırakmasın
buyurdular. (Tirmizî, Tahara: 56; Ebû Davud,
Tahara: 82)
117- UYKUDAN KALKINCA ELLERİN YIKANMASI
161- Ebû Hüreyre (r.a)den rivâyet edildiğine göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: Biriniz uykudan uyanınca elini üç defa yıkamadıkça elini su kabına daldırmasın çünkü elinin gece uykusunda nerelere dokunduğunu bilemez. (Tirmizî, Tahara: 19; Muvatta', Tahara: 2)
162-
Aişe (r.anha)dan rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle
buyurmuştur: Kişi
namazda uyuklarsa namaz kılmayı bıraksın zira farkında
olmadan kendisine beddua edebilir. (Buhârî,
Vudu 56; Tirmizî, Salat: 263)
119- TENASÜL ORGANINA DOKUNMAK ABDESTİ BOZAR MI?
163- Urve b.
Zübeyr (r.a)den aktarıldığına göre, şöyle
diyordu: Mervan b. Hakemin yanına girmiştim. Abdest
konularından konuşuyorduk. Mervan: Tenasül organına dokunmaktan
dolayı abdest almak gerekir dedi. Ben de: Bu konuyu bilmiyorum dedim.
Mervan dedi ki: Büsre binti Safvan; Rasûlullah (s.a.v)den: Biriniz
tenasül organına dokunduğunda abdest alsın sözünü
duyduğunu bana aktarmıştır. (Ebû
Davud, Tahara: 70; Muvatta', Tahara: 15)
164- Urve b.
Zübeyr (r.a)den rivâyete göre, şöyle demiştir: Mervan,
Medine v
Mervan, muhafızlarından birini çağırarak Büsreye gönderip kendisine naklettiği bu hadisi bizzat kendisinden duyuncaya kadar Mervan ile münakaşaya devam ettim. (Muvatta', Tahara: 15; Ebû Davud, Tahara: 70)
120- TENASÜL ORGANINA DOKUNMAK ABDESTİ BOZMAZ
165- Talk b.
Ali (r.a), babasından naklederek şöyle diyor: Bir heyet olarak
yola çıktık ve Rasûlullah (s.a.v)in huzuruna vardık. Onun
siyasi otoritesini kabul edip, birlikte namaz kıldık. Rasûlullah (s.a.v)
namazı bitirince bedevi gibi biri gelerek; Ey Allahın Rasûlü! Bir
kimse namazında tenasül organına dokunsa namazı ve abdesti
bozulur mu? dedi. Rasûlullah (s.a.v) de: O senin
vücudundan bir parça değil midir? diye cevap verdi. (Tirmizî, Tahara: 61; İbn Mâce, Tahara: 64)
121- ARZU DUYMAKSIZIN HANIMINA DOKUNMAK ABDESTİ BOZMAZ
166- Aişe (r.anha)dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) geceleri evde teheccüt namazı kılar bende onun önünde cenaze uzatılmış gibi uzunlamasına uzanıp uyurdum. Vitir kılacağı zaman ise ayağıyla beni dürter ve uyandırırdı. (Buhârî, Salat: 22; Müslim, Salat: 51)
167- Yine
Aişe (r.anha)dan rivâyete göre, şöyle demiştir:
Rasûlullah (s.a.v)in önünde uzunlamasına uzanıp yatarken beni
görebilirdiniz. Rasûlullah (s.a.v) geceleri teheccüt namazı
kılar, secde etmek istediğinde ayağıma dürterdi ben de
ayaklarımı kendime doğru çekerdim. O da secde ederdi. (Buhârî, Salat: 22; Müslim, Salat: 51)
168- Yine Aişe (r.anha)dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Ben Rasûlullah (s.a.v)in önünde uyurdum, ayaklarım da onun secde edeceği kıble yönündeydi. Secde edeceğinde bana dokunur ben de ayaklarımı kendime doğru toplardım, o secdeden kalktığı zaman ise ayaklarımı uzatırdım o günlerde evlerde kandil yoktu. (Buhârî, Salat: 22; Müslim, Salat:51)
169- Yine
Aişe (r.anha)dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Bir
gece Rasûlullah (s.a.v)in yanımda olmadığını fark
ettim elimle onu aramaya başladım elim onun ayaklarına dokundu,
ayakları dik durumda olup secde vaziyetinde idi ve şöyle diyordu:
Allahım
gazabından rızana, cezalandırmandan affına, senden Sana
sığınırım Seni gerektiği şekilde
övemem, sen kendini övdüğün gibisin. (Buhârî,
Salat: 22; Müslim, Salat: 51)
122- KİŞİNİN HANIMINI ÖPMESİ ABDESTİ BOZMAZ
170- Aişe (r.anha)dan rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) hanımlarından bir kısmını öper sonra abdest almaksızın namaz kılardı.
Ebû Abdurrahman: Her ne kadar bu hadis mürsel ise de bu konuda bundan daha güzel bir hadis yoktur der.
Âmeş bu hadisi, Habib b. ebi Sabit ve Urve vasıtası ile Aişeden rivâyet etmiştir.
Yahya el
Kattan; Habibîn Urveden ve Aişeden naklettiği bu hadisi ve yine
aynı kişiler tarafından rivâyet edilen Kan
damlaları seccade üzerine aksa bile abdest almak gerekmez hadisini
bize aktarmıştır. (Tirmizî,
Tahara: 63; İbn Mâce, Tahara: 69)
123- ATEŞTE PİŞEN ŞEYLER YENİLİNCE ABDEST GEREKİR Mİ?
171- Ebû Hüreyre (r.a)den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v)den işittim şöyle diyordu: Ateşte pişen bir şey yedikten sonra abdest alınız. (İbn Mâce, Tahara: 66; Tirmizî, Tahara: 59)
172- Yine Ebû Hüreyre (r.a) şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v)den işittim şöyle demişti: Ateşte pişen bir şey yedikten sonra abdest alınız. (İbn Mâce, Tahara: 66; Tirmizî, Tahara: 59)
173-
İbrahim b. Kârız (r.a)den rivâyete göre, şöyle
demiştir: Ebû Hureyreyi mescidin yanı başında abdest
alırken gördüm şöyle dedi: Peynir kurusu (keş)
yemiştim ondan dolayı abdest alıyorum. Rasûlullah (s.a.v)in
ateşte pişen bir şey yendikten sonra abdest almayı
emrettiğini işitmiştim. (İbn
Mâce, Tahara: 66; Tahara: 59)
174- Mutt
175- Ebû
Hüreyre (r.a)den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle
buyurdu: Ateşte
pişen bir şeyi yedikten sonra abdest alınız. (İbn Mâce, Tahara: 66; Tirmizî, Tahara: 59)
176- Ebû Eyyub (r.a)den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: Ateşte pişen bir şey yedikten sonra abdest alınız. (İbn Mâce, Tahara: 66; Tirmizî, Tahara: 59)
177- Ebû
Talha (r.a)den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle
buyurmuştur: Ateşte
pişen bir şey yedikten sonra abdest alınız. (İbn Mâce, Tahara: 66; Tirmizî, Tahara: 59)
178- Ebû
Talha (r.a)den rivâyete göre, Peygamber (s.a.v) şöyle buyurdu: Ateşte
pişip kızarmış bir şey yedikten sonra abdest
alınız. (İbn Mâce,
Tahara: 66; Tirmizî, Tahara: 59)
179- Zeyd b. Sabit (r.a)den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v)den işittim şöyle diyordu: Ateşte pişen bir şey yedikten sonra abdest alınız. (İbn Mâce, Tahara: 66; Tirmizî, Tahara: 59)
180- Ebû
Süfyan b. Said b. Ahnes b. Şerîk (r.a) anlatıyor: Peygamber
(s.a.v)in hanımı ve teyzem Ümmü Habibenin yanına
gitmiştim bana Sevik (un) çorbası içirdi ve sonra şöyle
dedi: Ey yeğenim, abdest al çünkü Rasûlullah (s.a.v): Ateşte
pişen bir şey yedikten sonra abdest alınız buyurdu.
(İbn Mâce, Tahara: 66; Tirmizî, Tahara: 59)
181- Ebû Süfyan b. Said b. Ahnes (r.a)den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v)in hanımlarından Ümmü Habibe kendisine şöyle dedi: Sevik (un) çorbası içti (veya içirdi) ve Ey yeğenim, abdest al çünkü ben Rasûlullah (s.a.v)den işittim şöyle buyurmuştu: Ateşte pişen bir şey yiyip içince abdest alınız. (İbn Mâce, Tahara: 66; Tirmizî, Tahara: 59)
124- ATEŞTE PİŞEN ŞEYLER YENİNCE ABDEST GEREKMEZ
182-
Ümmü Seleme (r.a)den rivâyete göre: Rasûlullah (s.a.v) bir koyunun
etinin ön kolundan yemişti de, o sırada
183-
184- İbn Abbas (r.a)den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v)in ekmekle et yediğini sonra abdest almaksızın namaz kıldığına şahit oldum. (Tirmizî, Tahara: 59; Ebû Davud, Tahara: 75)
185- Muhammed b. Münkedir (r.a)den rivâyete göre, şöyle demiştir: Câbir b. Abdullahtan işittim şöyle diyordu: Ateşte pişen bir şeyi yemenin abdesti bozup bozmayacağı konusunda Rasûlullah (s.a.v)in son yaptığı uygulama abdest almamaktır. (Tirmizî, Tahara: 59; Ebû Davud, Tahara: 75)
125- KAVURULMUŞ UN VE BENZERİ ŞEYLER (KAVUT) YEDİKTEN SONRA AĞZI YIKAYIP ÇALKALAMAK
186- Süveyd
b. Numan (r.a)ın bize haber verdiğine göre, şöyle
demiştir: Hayberin feth edildiği sene Rasûlullah (s.a.v) ile
birlikte sefere çıkmıştım, Haybere yakın bir yer olan
Sahbaya gelince, Rasûlullah (s.a.v) ikindi namazını kıldı
sonra yemek hazırlanmasını istedi, kendisine sadece
kavurulmuş un (kavut) getirildi. Onun su ile
karıştırılıp çoğaltılmasını
söyledi. O da yapıldı. Hep birlikte yedik, yemekten sonra,
Rasûlullah (s.a.v) akşam namazını kılmaya kalktı
yeniden abdest almaksızın sadece ağzını çalkaladı
ve namaza durdu, biz de onun gibi yaptık. (Buhârî,
Vudu: 59; Muvatta', Tahara: 5)
126- SÜT İÇTİKTEN SONRA AĞZI ÇALKALAMAK
187- İbn
Abbas (r.a)den rivâyet edildiğine göre: Rasûlullah (s.a.v), süt
içtikten sonra su isteyip ağzını çalkaladı ve
şöyle buyurdu: Süt
yağlı bir gıdadır. (Ebû
Davud, Tahara: 78; İbn Mâce, Tahara: 68)
127- GUSLÜ GEREKTİREN VE GEREKTİRMEYEN ŞEYLER
188- Kays b. Asım (r.a)den rivâyete göre, şöyle demiştir: Müslüman olduğum zaman Rasûlullah (s.a.v) bana su ve sidr (sabun) ile gusletmemi emretti. (Ebû Davud, Tahara: 131; Buhârî, Salat: 76)
128- MÜSLÜMAN OLMAK İSTEYEN ÖNCE GUSLEDER
189- Ebû Hüreyre (r.a) şöyle
anlatıyor: Sümâme b. Üsâl el Hanefî mescidin yakınındaki
bir havuza gidip guslettikten sonra mescide girdi ve: Allahtan başka ilâh
olmadığına, onun tek olduğuna, ortağı
bulunmadığına, Muhammedin de onun kulu ve Rasûlü olduğuna
şahadet ederim dedi ve şöyle devam etti: Ey Muhammed Allaha
yemin ederim ki, yeryüzünde en çok nefret ettiğim yüz senin yüzündü. Fakat
şimdi senin yüzünü bütün yüzlerden daha sevimli buldum. Umre yapmak
istiyordum, bir atlı askerin beni yakaladı ve umre yapmama engel
oldu. Bu konuda ne buyurursun? dedi. Rasûlullah (s.a.v)de onu müjdeledi ve
hemencecik Umre yapmasını emretti. (Buhârî, Salat: 76)
129- MÜŞRİK BİR KİMSEYİ DEFNEDENİN GUSLETMESİ
190- Ali
(r.a) anlatıyor: Rasûlullah (s.a.v)e geldim ve: Babam Ebû T
130- CİNSEL İLİŞKİDEN SONRA GUSÜL GEREKİR
191- Ebû Hüreyre (r.a)den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: Biriniz hanımının el ve ayakları arasına oturur ve cinsel ilişkide bulunursa gusül etmek ona vacip olur. (İbn Mâce, Tahara: 111)
192- Ebû Hüreyre (r.a)den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: Biriniz hanımının el ve ayakları arasına oturur ve cinsel ilişkide bulunursa gusül etmesi ona vacip olur. (İbn Mâce, Tahara: 111)
131- GUSÜL GEREKTİREN VE GEREKTİRMEYEN ŞEYLER
193- Ali
(r.a)den rivâyete göre, şöyle demiştir: Benden sık
sık mezi gelirdi. Rasûlullah (s.a.v) bu konuda bana dedi ki: Mezi
geldiğini gördüğün zaman tenasül organını yıka,
namaz abdesti gibi abdest al, şehvet ve heyecanla meni
aktığında ise guslet. (Buhârî,
Gusül: 13; Muvatta', Tahara: 13)
194- Yine Ali
(r.a)den rivâyete göre, şöyle demiştir: Benden sık
sık mezi gelirdi. Bu konuyu Rasûlullah (s.a.v)e sordum şöyle
buyurdular: Mezi
geldiğini gördüğün zaman tenasül organını yıka ve
abdest alıver. Heyecanlı ve şehvetli bir durumda meni
geldiğinde ise gusül et. (Buhârî,
Gusül: 13; Muvatta', Tahara: 13)
132- KADINLARDA İHTİLAM OLURSA GUSLEDERLER
195- Ümmü Süleym (r.anha) Rasûlullah (s.a.v)e erkeğin gördüğü rüya gibi rüya görüp te ihtilam olan kadının durumundan sordu da; Rasûlullah (s.a.v): Meni akmışsa gusül etsin buyurdular. (Buhârî, Gusül: 22; İbn Mâce, Tahara: 107)
196-
Aişe (r.anha)dan rivâyete göre, şöyle demiştir:
Ümmü Süleym Rasûlullah (s.a.v) ile konuşuyordu ben de yanlarında
oturuyordum. Ümmü Süleym şöyle dedi: Ey Allahın Rasûlü!
Allah gerçek ve hak olan şeyleri açıklamaktan çekinmez. Erkeklerin
gördüğü gibi rüya görüp te ihtilam olan kadının gusül
edip etmemesi hakkında ne dersin? dedi. Rasûlullah (s.a.v)de ona: Evet,
gusül etmesi gerekir dedi. Aişe diyor ki: Ben Ümmü Süleyme:
Yazıklar olsun sana hiç kadın böyle rüya görüp te ihtilam
olur mu? dedim. Rasûlullah (s.a.v) bana dönerek: Allah
iyiliğini versin, peki anne ile çocuğu arasındaki benzerlik
nereden geliyor. buyurdular. (Buhârî,
Gusül: 22; İbn Mâce, Tahara: 107)
197-
Ümmü Seleme (r.anha)dan rivâyete göre, bir kadın Rasûlullah
(s.a.v)e gelerek şöyle dedi: Allah hakkı açıklamaktan
çekinmez. İhtilam olduğu zaman kadının gusletmesi gerekir
mi? Rasûlullah (s.a.v)de: Evet,
meni geldiğini gördüğün zaman gusül edersin buyurdu.
Bunun üzerine Ümmü Seleme güldü ve: Kadın da ihtilam olur mu? dedi.
Rasûlullah (s.a.v)de: Peki
çocuk annesine nasıl ve niçin benzer? buyurdu. (Buhârî, Gusül: 22; İbn Mâce, Tahara: 107)
198- Havle
binti Hakim (r.anha)dan rivâyete göre, şöyle demiştir:
Rasûlullah (s.a.v)e rüyasında kadının ihtilam olma durumunu
sordum. O da şöyle buyurdu: Meniyi
görürsen yıkan. (Buhârî,
Gusül: 22; İbn Mâce, Tahara: 107)
133- İHTİLAM OLUP MENİ İZİ GÖRMEYEN NE YAPAR?
199- Ebû
Eyyub (r.a)den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu:
Tenasül
organından şiddetle çıkan su (meni) den dolayı su ile
yıkanmak gerekir. (yani su ile yıkanmak su çıkmasından
dolayıdır) (İbn Mâce, Tahara:
110; Tirmizî, Tahara: 81)
134- ERKEKLE KADIN MENİSİNİN FARKI NEDİR?
200- Enes
(r.a)ten rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v)
buyurdular ki: Erkeğin
menisi koyu ve beyazdır, kadının menisi ise ince ve sarıdır.
Hangisi üstün gelirse çocuk ona benzer. (İbn
Mâce, Tahara: 107; Müslim, Hayz: 7)
135- HAYIZ BİTTİKTEN SONRA GUSÜL ETMEK GEREKİR
201-
Kureyşin Benî Esed kabilesinden Fatıma binti Kays (r.anha)dan
rivâyete göre, şöyle diyor: Peygamber (s.a.v)e geldim ve
hayız günleri dışında kan gördüğümü
söyledim, Rasûlullah (s.a.v)de bana: Bu
damardan gelen bir kandır, hayız kanı
başladığı zaman namazı bırak hayız kanı
bittiği zaman ise üzerindeki kanı yıka ve namaz kılmaya
başla buyurdu. (Buhârî, Hayz: 29;
İbn Mâce, Tahara: 115)
202-
Aişe (r.anha)dan rivâyete göre, Peygamber (s.a.v) şöyle
buyurdu: Hayız
kanı başladığı zaman namazı bırak, kan
kesildiği zaman guslet ve namaza başla. (Buhârî, Hayz: 9)
203- Yine Aişe (r.anha)dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Ümmü Habibe binti Cahştan yedi sene özür kanı gelmişti. Durumundan şikayetçi olup, Rasûlullah (s.a.v)e yakındı. Rasûlullah (s.a.v)de: Bu hayız kanı değildir, damardan gelen bir kandır, gusledip namazını kıl buyurdular. (Buhârî, Hayz: 27; İbn Mâce, Tahara: 115)
204-
Aişe (r.anha)dan rivâyete göre, şöyle demiştir:
Zeyneb binti Cahşın kız kardeşi, Abdurrahman b.
Avfın karısı Ümmü Habibe binti Cahştan hayız
kanı dışında özür kanı geliyordu. Durumu
hakkında bilgi edinmek için Rasûlullah (s.a.v)e sordu. Rasûlullah
(s.a.v)de ona: Bu
hayız kanı değildir, damardan gelen bir kandır. Hayız
kanın bittiği zaman guslet ve namazını kıl. Hayız
başladığında ise namaz kılmayı bırak buyurdular.
Aişe diyor ki: Ümmü Habibe her vakit namaz
kılacağında guslederdi. Bazen Rasûlullah (s.a.v)in yanında
kardeşi Zeynebin çamaşır leğeninde
yıkanırdı. Kanın kırmızılığı
suyu kıpkırmızı yaptığı halde çıkar
Rasûlullah (s.a.v) ile birlikte namaz kılardı bu özür kanı
onu namazından alıkoymazdı. (İbn
Mâce, Tahara: 115; Buhârî, Hayz: 27)
205-
Aişe (r.anha)dan rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v)in
baldızı ve Abdurrahman b. Avfın karısı Ümmü
Habibeden hayız kanı dışında yedi sene özür
kanı gelmişti bu konuda, Rasûlullah (s.a.v)e fetva için sordu;
Rasûlullah (s.a.v): Bu kan
hayız kanı değildir, damardan gelen bir kandır. Guslet ve
namazlarını kıl buyurdular. (Buhârî,
Hayz: 27; Tirmizî, Tahara: 96)
206-
Aişe (r.anha) anlatıyor: Ümmü Habibe binti Cahş; hayız
kanı dışında da kan geldiğini söyleyerek,
Rasûlullah (s.a.v)den fetva istemişti O da: Bu kan
damardan gelen bir kandır. Guslet ve namazlarını kıl
buyurdu. O günden sonra Ümmü Habibe her namaz için guslederdi. (Buhârî, Hayz: 27; Tirmizî, Tahara: 96)
207- Yine
Aişe (r.anha)dan rivâyete göre, Ümmü Habibe Rasûlullah
(s.a.v)e hayız kanı dışındaki gelen kanın
hükmünü sordu. Aişede dedi ki: Onun yıkandığı
leğenin kandan dolayı kıpkırmızı olduğunu
gördüm. Rasûlullah (s.a.v) şöyle cevap verdi: Normal
hayız müddetin kadar bekle, o müddet dolunca guslet. (ve
namazlarını kıl) (İbn Mâce,
Tahara: 116; Müslim, Hayz: 14)
208-
Ümmü Seleme (r.anha)dan aktarılmıştır: Rasûlullah
(s.a.v) zamanında bir kadından devamlı kan geliyordu. Ümmü
Seleme bu konuyu Rasûlullah (s.a.v)e sormuştu. Rasûlullah (s.a.v)
şöyle cevap vermişti: Bu
rahatsızlıktan önceki ay içinde kaç gün kaç gece hayız
gördüğüne baksın ve bir aydan o kadar gün namaz
kılmayı bıraksın. Bu belirli günlerinden sonra da kan
gelmeye devam ederse, yıkansın kanın akmasını
önleyecek bir bez kullansın ve namazlarını
kılsın. (İbn Mâce, Tahara: 116;
Müslim, Hayz: 14)
209- Aişe (r.anha)dan rivâyete göre; Abdurrahman b. Avfın karısı Ümmü Habibe binti Cahştan özür kanı geliyordu ve hiç temizlenemiyordu. Bu durum, Rasûlullah (s.a.v)e arz edildi. O da şöyle buyurdu: O kan hayız kanı değildir. Rahimden gelen birikmiş bir kandır. Normal zamanlardaki hayız günlerini saysın o kadar gün namazlarını terk etsin sonraki günlerde ise her namaz için gusletsin. (Buhârî, Hayz: 27; Tirmizî, Tahara: 96)
210- Yine Aişe (r.anha)dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Ümmü Habibe binti Cahş yedi yıl boyunca özür kanı gelmiştir. Peygamber (s.a.v)e sordu da şu cevabı aldı: Bu kan hayız kanı değildir, damardan gelen bir kandır, hayız günleri sayısınca namazları terk etmesini sonra yıkanıp namaz kılmasını emretti. Bundan sonra Ümmü Habibe her namazdan önce gusül ederdi. (Buhârî, Hayz: 27; Tirmizî, Tahara: 96)
211- Fatıma binti ebi Hubeyş (r.anha) anlatıyor: Rasûlullah (s.a.v)in huzuruna çıktım ve devamlı gelen kandan dolayı şikayetimi bildirdim. Rasûlullah (s.a.v)de, bana: Bu damardan gelen bir kandır. Hayız günlerinin sayısına bak o günler sayısınca namaz kılma, gün bitince temizlen ve namazlarını kıl buyurdu. Buradaki Kur kelimesi hayız anlamına gelmektedir. (Buhârî, Hayz: 27; Tirmizî, Tahara: 96)
212-
Aişe (r.anha)dan rivâyete göre, şöyle demiştir:
Fatıma binti Hubeyş Rasûlullah (s.a.v)e gelerek: Ben kendisinden
devamlı kan gelen ve temizlenemeyen bir kadınım, namazı
bırakayım mı? diye sordu. Rasûlullah (s.a.v) şöyle
buyurdu: Hayır,
bu damardan gelen bir kandır hayız kanı değildir.
Hayız günlerinin sayısına göre kan gelmeye
başladığı zaman namaz kılmayı bırak,
hayız bittiği zaman ise üzerine bulaşan kanı yıka ve
namazlarını kıl. (Buhârî,
Hayz: 20; İbn Mâce, Tahara: 117)
137- ÖZÜR KANI GÖREN KADININ GUSLETMESİ
213- Aişe (r.anha)dan rivâyete göre: Rasûlullah (s.a.v) zamanında hayız günleri dışında da kan gelen bir kadına, bunun damardan gelen bir kan olduğunu söyledi. Öğle namazını geciktirerek ikindiyle birlikte kılması bu iki namaz için bir gusül alması, yine aynı şekilde akşam namazını geciktirip yatsı ile birleştirerek bir gusül abdesti ile kılması ve sabah namazını da ayrı bir boy abdesti alması emredildi. (İbn Mâce, Tahara: 117; Tirmizî, Tahara: 95)
138- LOHUSALIKTAN DOLAYI GUSLETMEK
214- Câbir b. Abdullah (r.a)den rivâyet edilmiştir: Esma binti Umeys Zulhuleyfe denilen yerde lohusa olunca, Rasûlullah (s.a.v), Ebû Bekir es Sıddıka: Ona yıkanmasını ve ihrama niyet etmesini emret buyurdular. (Müslim, Hac: 15; İbn Mâce, Menasik: 12)
139- HAYIZ KANI İLE ÖZÜR KANI ARASINDAKİ FARK
215-
Fatıma binti ebi Hubeyş (r.anha)dan rivâyete göre,
şöyle demiştir: Hayız olmuştum. Rasûlullah (s.a.v)
buyurdular ki: Kan
hayız kanı olursa rengi siyahımsı olur ve böyle
bilinir. Böyle bir durumda namazı bırak. Başka (renkte) kan
olursa abdest al çünkü o damardan gelen kandır. (İbn Mâce, Tahara: 115; Buhârî, Hayz: 21)
216-
Aişe (r.anha)dan rivâyete göre, şöyle demiştir:
Fatıma binti ebi Hubeyş hayız görmeye
başlamıştı da, Rasûlullah (s.a.v) ona şöyle
demişti: Hayız
kanı siyahımtırak olarak bilinir. Akan kan bu özellikte
olursa namazı bırak. Bu özellikten başka bir kan olursa,
abdest al ve namazını kıl. (Müslim,
Hayz: 14; İbn Mâce, Tahara: 115)
217-
Aişe (r.anha)dan rivâyete göre, şöyle demiştir:
Fatıma binti ebi Hubeyş hayız görmüştü. Rasûlullah
(s.a.v)e şu şekilde sordu: Ey Allahın Rasûlü! Hayız
oluyorum ve asla temizlenemiyorum, namazı bırakayım mı?
Rasûlullah (s.a.v)de: O
damardan gelen bir kandır; hayız kanı değildir. Hayız
günlerin geldiği zaman namazı bırak sona erdiğinde ise
üzerine bulaşan kan izini yıka ve abdest al çünkü o damardan gelen
bir kandır, hayız kanı değildir buyurdu. Rasûlullah
(s.a.v)e: Gusül gerekir mi? diye soruldu. Nebi (s.a.v)de: Guslün
gerektiği konusunda kimsenin şüphesi olmasın buyurdular.
(İbn Mâce, Tahara: 115; Buhârî, Hayz: 21)
218-
Aişe (r.anha)dan rivâyete göre, şöyle demiştir:
Fatıma binti ebi Hubeyş: Ey Allahın Rasûlü! Temizlenemiyorum,
namazımı terk edeyim mi? diye sordu. Rasûlullah (s.a.v)de: O
hayız kanı değil damardan gelen bir kandır. Hayız olma
günün gelince namazı bırak, hayz süresi kadar gün geçince üzerindeki
kanı yıka ve namazını kıl buyurdular. (Müslim, Hayz: 14; İbn Mâce, Tahara: 118)
219-
Aişe (r.anha)dan rivâyete göre, Fatıma binti ebi Hubeyş
dedi ki: Ey Allahın Rasûlü! Temizlenemiyorum, namazlarımı
bırakayım mı? Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v): O
damardan gelen bir kandır buyurdular. Bu hadisi kendisine
okuduğumda H
140- DURGUN SUDA CÜNÜP KİMSENİN YIKANMASININ YASAKLIĞI
220- Ebû
Hüreyre (r.a)den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah
(s.a.v) şöyle buyurmuştur: Her hangi
biriniz cünüp iken durgun suda yıkanmasın. (İbn Mâce, Tahara: 109; Ebû Davud, Tahara: 36)
141- DURGUN SUYA İDRAR YAPMAMAK VE O SUDAN GUSLETMEMEK
221- Ebû
Hüreyre (r.a)den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu:
Biriniz
durgun suya idrarını yapmasın sonra ondan gusledebilir. (Tirmizî, Tahara: 50; Buhârî, Vudu: 73)
142- GECENİN İLK SAATLERİNDE GUSLETMEK
222- Gudayf b. Haris (r.a)den rivâyete göre, şöyle demiştir: Aişe (r.anha)ya; Rasûlullah (s.a.v), gecenin hangi vaktinde guslederdi diye sordum. Aişe (r.anha)de: Çoğunlukla gecenin ilk vakitlerinde bazen de gecenin sonuna doğru yıkanırdı dedi. Ben de: Dinde kolaylık sağlayan Allaha hamd olsun dedim. (Ebû Davud, Tahara: 89; Müslim, Hayz: 6)
143- GECENİN HER VAKTİNDE GUSÜL EDİLEBİLİNİR
223- Gudayf
b. Haris (r.a)ten rivâyete göre, şöyle demiştir: Aişe
(r.anha)nın yanına vardım ve Rasûlullah (s.a.v) gecenin
başında mı? yoksa sonlarında mı? guslederdi. Diye
sordum. Aişe (r.anha) şöyle dedi: Her iki vakitte de
guslederdi, bazen başında bazen de sonunda guslederdi. Bunun üzerine
ben: Dinde kolaylık tanıyan Allaha hamd olsun dedim. (Müslim, Hayz: 6; Ebû Davud, Tahara: 90)
144- GUSLEDERKEN ÖRTÜNME GEREĞİ
224- Ebûs Semh (r.a) anlatıyor ve şöyle diyor: Rasûlullah (s.a.v)e hizmet ediyordum. Gusletmek istediği zaman bana siper ol, beni ört derdi. Bende Ona siper olur Onu örterdim. (İbn Mâce, Tahara: 113; Buhârî, Gusül: 20)
225- Ümmü Hani (r.anha) diyor ki: Mekke fethi günü, Rasûlullah (s.a.v)in yanına vardım; Onu gusleder durumda buldum. Fatıma da bir perde ile Onu gizliyordu, selâm verdim. Rasûlullah (s.a.v)de Kim o diye sordu. Ben de Ümmü Hani dedim. Rasûlullah (s.a.v) gusletmeyi bitirince bir elbise giyerek sekiz rekat namaz kılmıştı. (Buhârî, Gusül: 21; Müslim, Hayz: 10)
145- GUSÜL İÇİN YETERLİ SU MİKTARI NE KADARDIR?
226- Musa el Cühenî (r.a)den rivâyete göre, şöyle demiştir: Mücahide sekiz rıtl su alabilecek bir kap getirilmişti. Bunun üzerine o şöyle dedi: Aişe (r.anha), Rasûlullah (s.a.v)in bu kadar su ile guslettiğini bana anlatırdı. (Müslim, Hayz: 10; Buhârî, Gusül: 3)
227- Ebû Seleme (r.a) anlatıyor: Aişe (r.anha)nın yanına gitmiştim; süt kardeşi de yanında idi. Aişeye: Rasûlullah (s.a.v)in nasıl guslettiğini sordu. Aişede içinde bir sa kadar su bulunan bir kap istedi, araya bir perde çekerek gusletti, başına üç defa su döktü. (Müslim, Hayz: 10; Buhârî, Gusül: 3)
228- Aişe (r.anha)dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v): Farak denilen bir kap dolusu su ile guslederdi. Ben de aynı şekilde bir kaptan su kullanarak guslederdik. (Müslim, Hayz: 10; Buhârî, Gusül: 3)
229- Enes b.
M
230- Ebû
Cafer (r.a)den rivâyete göre, şöyle diyor: Câbir b.
Abdullahın yanında gusül konusunda münakaşa ediyorduk. Câbir
bize şöyle dedi: Cünüplükten yıkanmaya bir sa su yeterlidir.
Biz de: Ne bir sa ne de iki sa yetmez dedik. Câbir de: Bu kadar su sizden
daha hayırlı ve saçı sizden sık olan Rasûlullah (s.a.v)e
bile yetiyordu dedi.
(Buhârî, Gusül: 3; Müslim, Hayz: 11)
146- RASÛLULLAH (S.A.V) VE AİŞE NE KADAR SU İLE GUSLEDERLERDİ?
231-
Aişe (r.anha)dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Ben
ve Rasûlullah (s.a.v), farak denilen bir kaptaki sudan beraberce
guslediyorduk. (Buhârî, Gusül: 3; Müslim, Hayz:
10)
147- KARI KOCANIN BİR KAPTAKİ SUDAN GUSLETMELERİ
232-
Aişe (r.anha)dan rivâyete göre, şöyle demiştir:
Rasûlullah (s.a.v) ve ben bir kaptan gusleder ve suyu o kaptan
avuçlarımızla alırdık.
(Buhârî, Gusül: 3; Müslim, Hayz: 10)
233- Aişe (r.anha) şöyle demiştir: Ben ve Rasûlullah (s.a.v) cünüplükten dolayı bir kaptan guslederdik. (Tirmizî, Tahara: 46; Buhârî, Gusül: 3)
234- Yine
Aişe (r.anha)dan rivâyete göre, şöyle demiştir:
Rasûlullah (s.a.v) ile birlikte guslederken su kabı için
tartıştığımızı hatırlıyorum. (Tirmizî, Tahara: 46; Buhârî, Gusül: 3)
235- Aişe (r.anha)dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Ben ve Rasûlullah (s.a.v), bir kaptan guslederdik. (Tirmizî, Tahara: 46; Buhârî, Gusül: 3)
236- İbn
Abbas (r.a)den rivâyete göre, şöyle demiştir: Teyzem
Meymune anlatmıştı; Rasûlullah (s.a.v) ve kendisi bir kaptan
guslederlermiş. (Tirmizî, Tahara: 46;
Buhârî, Gusül: 3)
237-
Ümmü Seleme (r.a)in kölesi Naimden
aktarıldığına göre: Ümmü Selemeye: Kadın
kocasıyla gusledebilir mi? diye soruldu da; o da: Evet, zeki ve iyi
huylu olursa yıkanır dedi. Rasûlullah (s.a.v) ile birlikte hamur
leğeninde yıkandığımızı hatırlıyorum,
önce ellerimize döküyor ellerimizi temizledikten sonra oradan
avuçlarımızla su alarak vücudumuza döküyorduk. (Müslim, Hayz: 10; Tirmizî, Tahara: 46)
148- GUSÜL ABDESTİ ALINARAK KULLANILMIŞ SUYUN TEMİZLİKTE KULLANILMASININ YASAK OLUŞU
238- Humeyd
b. Abdurrahman (r.a)den rivâyete göre, şöyle demiştir:
Rasûlullah (s.a.v) ile Ebû Hüreyre gibi dört yıl beraber olmuş
bir kimseyle karşılaştım, o kimse şunları
söyledi: Rasûlullah (s.a.v), bizden birinin her gün fazlaca taranıp
süslenmesini, yıkandığı leğen ve benzeri kaplara küçük
abdestini bozmasını, erkeğin karısının
kullandığı gusül suyu ile kadının da erkeğin
kullandığı gusül suyu ile yıkanmasını
yasakladı. Kaptaki temiz sudan avuçlarıyla alarak
yıkanmalarını emretti. (Tirmizî, Tahara: 47; Ebû Davud, Tahara: 40)
149- KARI İLE KOCA GUSLEDERKEN SU KONUSUNDA TARTIŞIR MI?
239-
Aişe (r.anha)dan rivâyete göre, şöyle demiştir:
Rasûlullah (s.a.v) ile ben bir kaptan su alarak yıkanırdık o
benden önce sudan alıp yıkanmak ister bende ondan önce
alıp yıkanmak isterdim ve: O
kabı bana bırak ben yıkanayım derdi. Ben de: Kabı
bana bırak ben yıkanayım derdim.
(Müslim, Hayz: 10; Dârimi, Tahara: 68)
150- HAMUR YOĞURULAN LEĞENDEKİ SUDAN GUSLETMEK
240-
Ümmü Hanî (r.anha)dan rivâyete göre: Rasûlullah (s.a.v) ile Meymune
hamur izleri bulunan bir leğenden su alarak birlikte
yıkandılar. (Müslim, Hayz: 10;
Tirmizî, Tahara: 46)
151- GUSLEDEN KADIN SAÇ ÖRGÜLERİNİ ÇÖZMEZ
241-
Peygamber (s.a.v)in hanımlarından Ümmü Seleme (r.anha) dedi ki:
Ey Allahın Rasûlü! Saçımı çok sıkı örüyorum,
cünüplükten dolayı yıkanırken saç örgülerimi çözeyim
mi? dedim. O da şöyle buyurdu: Başına
üç avuç dolusu su dökmen yeterlidir sonra tüm vücuduna dökersin. (Müslim, Hayz: 12; Ebû Davud, Tahara: 100)
152- İHRAMA GİRECEK KADININ GUSLEDERKEN SAÇ ÖRGÜLERİNİ ÇÖZMESİ GEREKTİĞİ
242-
Aişe (r.anha)dan rivâyete göre, şöyle demiştir:
Rasûlullah (s.a.v) ile beraber Hac ve Umre için veda haccı
yılında yola çıkmıştık. Umre için ihrama girdim.
Hayız gördüğüm halde Mekkeye vardım, bu sebeple ne Kâbeyi
tavaf edebildim ne de Safa ile Merve arasında gidip gelebildim. Bu
durumdan Rasûlullah (s.a.v)e yakındım da; O da şöyle
buyurdu: Başının
örgülerini çöz ve tara, Hac için ihrama gir; Umre yapmayı
bırak.. Ben de öylece yaptım. Hac vazifemi bitirdikten
sonra Rasûlullah (s.a.v), beni Abdurrahman b. ebi Bekirle, Tenim denilen
mikat yerine gönderdi. Ben de orada tekrar ihrama girip umreye niyet
ettim. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v) bana; Burası
senin umre yapabilmek için ihrama gireceğin ve niyetleneceğin
yerindir buyurdu. (Buhârî, Hayz: 17;
İbn Mâce, Tahara: 124)
153- GUSLEDECEK KİMSE ELLERİNE SU DÖKÜP YIKAMADAN SU KABINA ELLERİNİ SOKAMAZ
243-
Aişe (r.anha)dan rivâyete göre, şöyle demiştir:
Rasûlullah (s.a.v) cünüplükten kurtulmak için yıkanacağında bir
kap dolusu su hazırlanırdı. O kaba elini sokmadan önce
iyice temizleninceye kadar ellerine su dökerdi sonra sağ elini suya
sokarak onunla su döker sol eli ile de tenasül organını
temizlerdi. Bu işi bitirince sağ eli ile sol eline su dökerek
ellerini yıkar sonra ağzına ve burnuna üçer sefer su verirdi.
Daha sonra iki avucu ile su alarak üç kere başına dökerdi, sonra
da tüm vücudunu yıkardı. (Ebû Davud, Tahara: 98; Tirmizî, Tahara: 76)
154- SU KABINA SOKMADAN ÖNCE ELLER KAÇ DEFA YIKANMALI?
244- Ebû Seleme (r.a)den rivâyete göre, şöyle demiştir: Aişe (r.anha)ya Rasûlullah (s.a.v)in cünüplükten dolayı gusletmesi nasıldı diye sordum şöyle dedi: Rasûlullah (s.a.v), gusletmezden önce su kabından ellerine üç sefer su dökerdi. Avret yerini temizledikten sonra tekrar ellerini yıkardı. Sonra ağız ve burnuna su verir, sonra başına üç sefer su döker, sonra da tüm vücudunu yıkardı. (Ebû Davud, Tahara: 98; Müslim, Hayz: 9)
155- ELLERİN YIKANMASINDAN SONRA VÜCUTTAKİ PİSLİKLERİN YIKANARAK GİDERİLMESİ
245- Ebû Seleme (r.a)den rivâyete göre, şöyle demiştir: Bir gün Aişe (r.anha)nın yanına girmiştim ve Rasûlullah (s.a.v)in cünüplükten dolayı nasıl yıkandığını sormuştum. O da şöyle dedi: Rasûlullah (s.a.v)e bir kap su getirilirdi; önce ellerine üç defa o kaptan dökerek yıkardı, sonra sağ eli ile sol eline su döker bacakları arasını temizlerdi, sonra ellerini tekrar yıkar ağzına ve burnuna su verirdi, sonra başına üç defa su döker, sonra da vücudunun diğer bölümlerini yıkardı. (Buhârî, Gusül: 1; Ebû Davud, Tahara: 98)
156- VÜCUTTAKİ PİSLİKLER TEMİZLENDİKTEN SONRA ELLERİN TEKRAR YIKANIP GUSLE DEVAM EDİLMESİ
246- Ebû
Seleme b. Abdurrahman (r.a)den rivâyete göre, şöyle
demiştir: Aişe, Peygamber (s.a.v)in şöyle
guslettiğini anlattı: Önce su kabından dökerek ellerini
üç kere yıkadı. Sonra sağ eli ile sol eline su döker
tenasül organı ve çevresini yıkardı. Ömer der ki: Bu
hadisi ben şöyle biliyorum: Sağ eli ile sol eline üç sefer
döker sonra ağzına üç kere su verir sonra da burnuna üç kere su
vererek yüzünü üç kere yıkardı. Sonra başına üç sefer su
döker sonra da tüm vücudunu yıkardı. (Müslim, Hayz: 9; Ebû Davud, Tahara: 98)
157- GUSLEDEN KİMSENİN ÖNCE ABDEST ALMASI
247- Aişe (r.anha)dan rivâyete göre, Peygamber (s.a.v) cünüplükten dolayı yıkanacağında: Önce ellerini yıkar, sonra namaz abdesti gibi abdest alırdı. Sonra elini suya sokar parmak aralarını ovuşturur, saç diplerini de ovalayıp başına üç avuç su döker, sonra da tüm vücudunu su ile yıkardı. (Buhârî, Gusül: 1; Tirmizî, Tahara: 76)
158- CÜNÜP KİMSE YIKANIRKEN SAÇ DİPLERİNE SUYU ULAŞTIRMALIDIR
248-
Aişe (r.anha), Peygamber (s.a.v)in cünüplükten temizlenmek için
aldığı gusül abdestini şöyle anlatır: Ellerini
yıkar, abdest alır, suyun saç diplerine ulaşması için
saçlarını ovalar sonra da tüm vücudunu yıkardı. (Buhârî, Gusül: 1; Tirmizî, Tahara: 67)
249- Yine
Aişe (r.anha)dan rivâyete göre: Rasûlullah (s.a.v) cünüplükten
dolayı gusledeceği zaman saçlarının diplerine suyu
ulaştırdıktan sonra başına üç sefer su dökerdi. (Buhârî, Gusül: 1; Tirmizî, Tahara: 67)
159- CÜNÜP KİMSE BAŞINA NE KADAR SU DÖKEREK YIKANMALI?
250- Cübeyr
b. Mutım (r.a)den rivâyete göre, şöyle demiştir:
Rasûlullah (s.a.v) yanında gusül hakkında münakaşa ediyorduk
içimden bazıları: Ben şöyle şöyle
yıkanıyorum dedi. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v): Fakat ben
başıma üç avuç dolusu su döküyorum buyurdu. (Buhârî, Gusül: 4; Ebû Davud, Tahara: 98)
160- HAYIZDAN TEMİZLENEN KADIN NASIL GUSÜL YAPAR?
251- Aişe (r.anha)dan rivâyete göre, bir kadın Rasûlullah (s.a.v)e: Hayızdan temizlenmek için nasıl yıkanması gerektiğini sordu. Rasûlullah (s.a.v), ona nasıl yıkanacağını anlattı sonra şöyle dedi: Bir bez parçası al ve onunla temizlen. Bu sefer kadın: O bezle nasıl temizleneceğim diye tekrar sorunca; Rasûlullah (s.a.v): Sübhanallah onunla temizlen işte buyurdu. Ben kadını bir kenara çekerek vücûduna bulaşan kan bulaşıklarını temizlersin dedim. (Buhârî, Hayz: 15; İbn Mâce, Tahara: 124)
161- GUSÜLDEN SONRA ABDEST ALMAK GEREKMEZ
252-
Aişe (r.anha)dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah
(s.a.v), gusülden sonra abdesti bozulmadıkça namaz için abdest
almazdı. (Tirmizî, Tahara: 79; Ebû Davud,
Tahara: 99)
162- BİR LEĞEN VE KÜVET GİBİ BİR ŞEY İÇERSİNDE YIKANILIYORSA AYAKLARIN SONRA DIŞARIDA YIKANMASI
253- Meymune
(r.anha)dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Cünüplükten
temizleneceği suyu Rasûlullah (s.a.v)e getirdim, önce ellerini iki
veya üç kere yıkadı sonra sağ elini su kabına sokarak avret
yerine su döktü ve orayı sol eliyle yıkadı, sol elini yere
vurduktan sonra iyice ovaladı sonra namaz abdesti gibi abdest aldı.
Sonra başına üç avuç dolusu su döktü, sonra tüm vücudunu
yıkadı sonra bulunduğu o bölgeden çıkıp
ayaklarını yıkadı. Kendisine silinmek için bir havlu getirdim
kabul etmedi. (Ebû Davud, Tahara: 98; Müslim,
Hayz: 9)
163- GUSÜLDEN SONRA HAVLU KULLANMAK ZARURİ DEĞİLDİR
254- İbn Abbas (r.a)den rivâyete göre: Rasûlullah (s.a.v) gusletti, kendisine bir havlu getirildi ona dokunmadı ve Bu şekilde ıslak kalsın buyurdu. (Müslim, Hayz: 9)
164- CÜNÜP KİMSE YEMEK YİYECEĞİNDE NE YAPMALI?
255- Aişe (r.anha)dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Amr diyor ki: Rasûlullah (s.a.v) cünüp iken; yemek yemek istediği zaman veya uyumak istediği zaman abdest alırdı. Amr kendi rivâyetinde: Namaz abdesti gibi abdest alırdı diyor. (Müslim, Hayz: 6; Ebû Davud, Tahara: 88)
165- CÜNÜP KİMSE YEMEK YİYECEĞİNDE SADECE ELİNİ YIKAR
256- Yine Aişe (r.anha)dan rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) cünüp olduğu zaman, uyumak istediğinde abdest alır, yemek yemek istediğinde ise sadece ellerini yıkardı. (Ebû Davud, Tahara: 88; İbn Mâce, Tahara: 104)
166- CÜNÜP YERKEN VE İÇERKEN SADECE ELLERİNİ YIKAR
257- Yine
Aişe (r.anha)dan rivâyete göre, şöyle demiştir:
Rasûlullah (s.a.v) cünüp iken uyumak isterse abdest alır, bir şeyler
yemek ve içmek istediğinde ise ellerini yıkayıp yer ve içerdi. (Ebû Davud, Tahara: 88; İbn Mâce, Tahara: 104)
167- CÜNÜP KİMSE UYUYACAKSA ABDEST ALMALIDIR
258- Yine Aişe (r.anha)dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) cünüp iken uyumak isterse, uyumazdan önce namaz abdesti gibi abdest alırdı. (Dârimi, Tahara: 73; Tirmizî, Tahara: 88)
259- Abdullah
b. Ömer (r.a)den rivâyete göre, şöyle demiştir: Ben
Rasûlullah (s.a.v)e: Ey Allahın Rasûlü! Bir kimse cünüp olduğu
halde uyuyabilir mi? Dedim. Nebi (s.a.v)de: Abdest
alırsa evet uyuyabilir buyurdular. (Dârimi,
Tahara: 73; Tirmizî, Tahara: 88)
168- CÜNÜP KİMSE UYUMADAN ÖNCE TENASÜL ORGANINI YIKAR VE ABDEST ALIR
260- İbn
Ömer (r.a)den aktarıldığına göre, Hz. Ömer,
Rasûlullah (s.a.v)e: Gece cünüp olduğundan bahsetti. Rasûlullah
(s.a.v)de: Tenasül
organını yıka, abdest al ve uyu buyurdular. (Ebû Davud, Tahara: 88; Dârimi, Tahara: 73)
169- CÜNÜP KİMSE ABDEST ALMAZSA NE OLUR?
261- Ali
(r.a)den rivâyete göre, Peygamber (s.a.v) şöyle buyurdu: İçersinde
resim, heykel, köpek ve cünüp olan kimsenin bulunduğu eve rahmet
melekleri girmez. (Ebû Davud, Tahara:
89; Müslim, Hayz: 6)
170- CÜNÜP KİMSE TEKRAR CİNSEL İLİŞKİDE BULUNMAK İSTERSE NE YAPMALI?
262- Ebû Said
el Hudri (r.a), Rasûlullah (s.a.v)in şöyle buyurduğunu
nakleder: Biriniz
hanımıyla cinsel ilişkiyi tekrarlamak isterse abdest
alsın. (Ebû Davud, Tahara: 86;
İbn Mâce, Tahara: 10)
171- HANIMLARINDAN BİRKAÇI İLE CİNSEL İLİŞKİ KURAN KİMSENİN TEK GUSÜL ABDESTİ ALMASININ YETERLİ OLACAĞI
263- Enes b.
M
264- Yine
Enes (r.a)den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v)
hanımlarını cinsel ilişki için dolaşır ve tek bir
gusülle yetinirdi. (İbn Mâce, Tahara: 10;
Buhârî, Gusül: 12)
172- ABDESTSİZ KURAN OKUNUR MU?
265- Abdullah
b. Seleme (r.a) şöyle diyor: Ben ve iki kişi Alinin yanına
varmıştık, o da bize şunları anlattı: Rasûlullah
(s.a.v), tuvaletten ihtiyacını giderip çıkar ve bizimle beraber
et yer ve Kuran okurdu. Cünüplük dışında hiç bir şey onu
Kuran okumaktan alıkoymazdı. (Ebû
Davud, Tahara: 91; Tirmizî, Tahara: 111)
266- Ali (r.a)den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) cünüplük dışındaki tüm durumlarında Kuran okurdu. (Tirmizî, Tahara: 111)
173- CÜNÜP KİMSEYE DOKUNMAK VE KONUŞMAK
267- Huzeyfe (r.a)den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v), ashabından biriyle karşılaştığında onunla musafaha yapar ve hayır dua ederdi. Bir gün erken saatlerde Onu gördüm ve yolumu değiştirerek Ondan uzaklaştım. Gün yükseldiğinde (gusül abdestimi almış olarak) Onun yanına geldim; Rasûlullah (s.a.v): Seni sabahleyin gördüm hemen yönünü değiştirdin ve benden uzaklaştın, sebebi nedir? buyurdular. Ben de: Cünüp idim, bana dokunursun diye çekindim dedim. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdular: Müslüman hiçbir zaman pis olamaz. (Tirmizî, Tahara: 89; Buhârî, Gusül: 26)
268- Yine Huzeyfe (r.a)den rivâyete göre, şöyle demiştir: Cünüp olduğum bir vakit, Rasûlullah (s.a.v) bana rastladı ve ilgilenip elini uzattı. Ben de: Cünübüm dedim. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: Müslüman asla pis olmaz. (Buhârî, Gusül: 24; İbn Mâce, Tahara: 80)
269- Ebû
Hüreyre (r.a)den rivâyete göre, şöyle demiştir: Cünüp
olduğum halde Medine sokaklarından birinde Rasûlullah (s.a.v) ile
karşılaştım ve çabucak kendisinden uzaklaşıp
gusletmeye gittim ve o anda beni kaybetmiş oldu. Bir süre sonra
yanına vardığımda: Neredeydin?
Ey Ebû Hüreyre! buyurdu. Ben de: Ey Allahın Rasûlü! Cünüp
olduğum halde bana rastladın, ben de gusletmeksizin sizinle birlikte
olmayı hoş görmedim dedim. Sübhanallah!
Müslüman pis olmaz buyurdu. (İbn
Mâce, Tahara: 80; Tirmizî, Tahara: 89)
174- HAYIZLI KADININ HİZMET EDEBİLECEĞİ
270- Ebû
Hüreyre (r.a) anlatıyor: Bir keresinde Rasûlullah (s.a.v), mescid de
bulunuyordu. Aişe (r.anha)ya: Ey
Aişe! Elbise veya namaz secc
271-
Aişe (r.anha)dan rivâyete göre, şöyle demiştir:
Rasûlullah (s.a.v), mescidde iken: Ey
Aişe! Bana secc
175- HAYIZLI KADIN MESCİDE HALI SEREBİLİR Mİ?
272- Meymune
(r.anha)dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v),
bizler hayızlı olduğumuz halde bize yaslanıp Kuran okurdu.
Yine bizler hayızlı olduğumuz halde mescide seccade sererdik. (Ebû Davud, Tahara: 104; Müslim, Hayz: 3)
176- KOCA, HAYIZLI KARISINA YASLANARAK KURAN OKUYABİLİR Mİ?
273-
Aişe (r.anha)dan rivâyete göre, şöyle demiştir:
Rasûlullah (s.a.v)in başı biz hanımlarından birinin
kucağında olduğu halde Kuran okurdu. (Müslim, Hayz: 3; Ebû Davud, Tahara: 104)
177- HAYIZLI KADIN KOCASININ BAŞINI YIKAYABİLİR Mİ?
274- Aişe (r.anha)dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) mescidde itikafta iken başını dışarı uzatır ben de hayızlı olmama rağmen Onun başını yıkardım. (Müslim, Hayz: 3; Buhârî, Hayz: 3)
275- Yine
Aişe (r.anha)dan rivâyete göre, şöyle demiştir:
Rasûlullah (s.a.v) mescidde itikafta olduğu halde başını
mescidden dışarı çıkarır ben de hayızlı
olmama rağmen Onun başını yıkardım. (Müslim, Hayz: 3; Buhârî, Hayz: 4)
276- Yine
Aişe (r.anha)dan rivâyete göre, şöyle demiştir:
Hayızlı olduğum halde Rasûlullah (s.a.v)in saçını
tarardım. (Müslim, Hayz: 3; Buhârî, Hayz:
4)
178- HAYIZLI KADININ ARTIĞINDAN YİYİP İÇMEK
277-
Şureyh (r.a)den aktarılmıştır. Kendisi, Aişe
(r.anha)ya: Kadın hayızlı iken kocasıyla birlikte yemek
yiyebilir mi? diye sordum. Evet, Rasûlullah (s.a.v) beni yemeğe çağırırdı;
Ben de onunla birlikte yerdim. Bazen bir et parçası alır bana teklif
eder ısırır mısın? der. Ben de o parçayı
ısırır tabağa koyardım. O da o et parçasını
alır benim ısırdığım yerden ısırarak
yerdi. Sonra içecek bir şeyler ister kendi içmeden bana teklif eder, ben
de ondan içer ve içtiğim kabı bırakırdım sonra O, o
kabı alır benim ağzımın dokunduğu yerden içerdi.
(Müslim, Hayz: 3; İbn Mâce, Tahara: 125)
278- Aişe (r.anha)dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v), hayızlı olduğum halde meşrubatı bana verirdi, ben içtikten sonra kalanı benim ağzımın dokunduğu yerden içerdi. (Müslim, Hayz: 3; İbn Mâce, Tahara: 125)
179- HAYIZLI KADININ YEDİKLERİNDEN YEMEK
279-
Şureyh (r.a)in babasından rivâyete göre, şöyle
demiştir: Aişe (r.anha)nın şöyle dediğini
duydum: Rasûlullah (s.a.v), ben hayızlı iken bile meşrubat
kabını önce bana verir, ben de içtikten sonra Ona verirdim, O
da benim dudaklarımın dokunduğu yeri araştırarak
oradan içerdi. (İbn Mâce, Tahara: 125;
Müslim, Hayz: 3)
280-
Aişe (r.anha) anlatıyor: Hayızlı olduğum halde bir
meşrubatı ve suyu içer Rasûlullah (s.a.v)e verirdim. O da
ağzımın değdiği yerden içmek üzere o kaptan içerdi.
Yine hayızlı olduğum halde etten bir parça ısırır
Rasûlullah (s.a.v)e verirdim, O da benim ısırdığım
yerden ısırırdı. (İbn
Mâce, Tahara: 125; Müslim, Hayz:3)
180- KOCANIN, HAYIZ GÖREN KARISIYLA AYNI YATAKTA YATMASI
281-
Ümmü Seleme (r.anha)dan aktarıldığına göre,
şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) ile beraber aynı yatakta
aynı çarşaf altında yatarken hayız olduğumu
anlayınca, yavaşça yataktan çıkıp hayız elbisemi
giydim. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v): Hayız
mı oldun diye sordu. Evet dedim. Beni çağırdı ve
birlikte aynı yatak ve çarşaf altında yattım. (Müslim, Hayz: 2; Buhari, Hayz: 22)
282-
Aişe (r.anha)dan rivâyete göre, şöyle demiştir:
Hayızlı olduğum halde Rasûlullah (s.a.v) ile birlikte aynı
yatakta yatıyorduk. Benden hayız kanı bir yerine
bulaşırsa sadece o yeri yıkar ve öylece namazını
kılardı. Sonra tekrar yanıma gelir yine benden bir şey kendisine
bulaşırsa aynı şekilde bulaşan yeri temizler ve onunla
namazını kılardı. (Müslim,
Hayz: 2; Buhârî, Hayz: 22)
181- HAYIZLI KADINLA SEVİŞİLEBİLİR Mİ?
283- Aişe (r.anha)dan aktarıldığına göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v), biz hanımlarından hayız olan birine hayız elbisesini sıkıca giymesini emreder ve onunla sevişirdi. (Müslim, Hayz: 2; Tirmizî, Tahara: 99)
284- Yine
Aişe (r.anha)dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Biz
Peygamber hanımlarından biri, hayız olunca; Rasûlullah (s.a.v)
ona; hayız albisesini sıkıca giymesini emreder, sonra da onunla
sevişirdi. (Buhârî, Hayz: 6; Tirmizî,
Tahara: 99)
285- Meymune
(r.anha)dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah
(s.a.v), hanımları ile hayızlı olduğu hallerde bile,
baldırları ve dizlerine kadar hayız elbiselerini giydikleri
durumda onlarla sevişirdi. (Müslim, Hayz:
2; Buhârî, Hayz: 6)
182- SANA HAYIZDAN SORARLAR AYETİNİN TEFSİRİ
286- Enes
(r.a)den rivâyete göre, şöyle demiştir: Yahudiler,
kadınlarından biri hayızlı olduğu zaman onlarla birlikte
yiyip içmezler ve evlerinde birlikte olmazlardı. Peygamber (s.a.v)e bu
durum soruldu da; bunun üzerine Allah; Bakara sûresi: 222. ayetini indirdi: Sana
kadınların ay halleri hakkında soruyorlar. De ki: O bir
sıkıntı, kirlilik ve rahatsızlık h
183- BİLEREK HAYIZLI KARISINA YAKLAŞAN KİMSEYE CEZA VAR MIDIR?
287- İbn
Abbas (r.a)dan rivâyete göre, Peygamber (s.a.v) hayızlı
olduğunu bilerek bir kimse hanımıyla cinsel ilişkide
bulunursa, ceza olarak bir veya yarım dinar sadaka vermesini
emretmiştir. (Tirmizî, Tahara: 103; Ebû
Davud, Tahara: 106)
184- İHRAMLI KADIN HAYIZ GÖRÜRSE NE YAPMALI?
288- Aişe (r.anha)dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) ile birlikte hac maksadıyla yola çıkmıştık. Serif denilen yere vardığımızda ben hayız oldum. Ben bu durumumdan dolayı ağlarken Rasûlullah (s.a.v) yanıma girdi ve: Derdin nedir? Hayız mı oldun? buyurdular. Ben de: Evet dedim. Bunun üzerine şöyle buyurdular: Bu hayız olma özelliği Allahın Ademin kızlarına has kıldığı bir özelliktir. Bu sebeple Hactaki tavaf dışında tüm yapılması gerekenleri yap. Rasûlullah (s.a.v), hanımları için bir sığır kurban etti. (Tirmizî, Hac: 100; Buhârî, Hayz: 28)
185- İHRAMLI İKEN LOHUSA OLAN KADIN NE YAPMALI?
289- Cafer b.
Muhammed (r.a), babasından aktararak diyor ki: Câbir b. Abdillahın
yanına geldik ve Rasûlullah (s.a.v)in haccından sorduk,
şunları anlattı: Rasûlullah (s.a.v) ile birlikte Zilkade
ayının bitmesine beş gün kala hac için yola çıktık.
Zulhuleyfe denilen yere vardığımızda; Esma binti Umeys
Muhammed b. ebî Bekri doğurdu. Rasûlullah (s.a.v)e haber göndererek
nasıl hareket edeceğini sordurdu. Rasûlullah (s.a.v)de cevap olarak
şöyle buyurdu: Yıkan,
kan akmasını önleyecek şekilde bez ve sargı sarın
sonra da ihrama niyet et ve haccın gereklerini yerine getir. (Müslim, Hac: 15; İbn Mâce, Menasik: 12)
186- HAYIZ KANI ELBİSEYE BULAŞIRSA NASIL TEMİZLENİR?
290- Adiy b.
Dinar (r.a)den rivâyete göre, şöyle demiştir: Ümmü
Kays binti Mıhsamın Rasûlullah (s.a.v)e elbiseye bulaşan
hayız kanı hakkında sorduğunu ve şu cevabı
aldığını işittim: Onu
çitileyip temizle sonra da su ve sabunla iyice yıka. (Buhârî, Hayz: 14; Tirmizî, Tahara: 104)
291- Esma
binti ebî Bekir (r.anha)dan rivâyete göre, şöyle
anlatmıştır: Odamda otururken bir kadın, elbiseye
bulaşan hayız kanı hakkında fetva istedi. Rasûlullah
(s.a.v)de ona: Lekeyi
kuru olarak gider sonra da su ile çitileyip yıka ve sonra da durula
sonrasında da namazını kıl. (Tirmizî, Tahara: 104; İbn Mâce, Tahara: 118)
187- ELBİSEYE MENİ BULAŞIRSA NE YAPMALI?
292- Muaviye
b. ebî Süfyan (r.a)den rivâyet edilmiştir: Bizzat kendisi Peygamber
hanımlarından Ümmü Habibeye şöyle sormuştu:
Rasûlullah (s.a.v), cinsi münasebet esnasında üzerinde bulunan elbiseyle
namaz kılıyor muydu? Ümmü Habibe şöyle cevap verdi: Üzerinde
meni bulaşığı görmezse; evet kılıyordu. (İbn Mâce, Tahara: 83; Ebû Davud, Tahara: 133)
188- ELBİSEYE BULAŞAN MENİYİ YIKAMAK
293-
Aişe (r.anha)dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Ben
Rasûlullah (s.a.v)in elbisesi üzerindeki meni izlerini yıkıyordum. O
da yıkadığım yerlerin ıslaklığı ve renk
değişikliği olduğu halde namaz kılmaya
çıkıyordu. (İbn Mâce, Tahara:
82; Ebû Davud, Tahara: 136)
189- ELBİSEYE BULAŞAN MENİ İZLERİNİ OVALAMAK
294-
Aişe (r.anha)dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Ben
Rasûlullah (s.a.v)in elbisesine bulaşan cünüplük lekesini -bir başka
seferinde de meni lekesini demiştir- ovalamak sûretiyle giderirdim. (İbn Mâce, Tahara: 82; Ebû Davud, Tahara: 136)
295- Yine
Aişe (r.anha)dan rivâyete göre, şöyle demiştir:
Rasûlullah (s.a.v)in elbisesindeki meni lekesini ovalamak sûretiyle giderir
başka bir şey yapmazdım. (İbn
Mâce, Tahara: 82; Ebû Davud, Tahara: 136)
296- Yine
Aişe (r.anha)dan rivâyete göre, şöyle demiştir:
Peygamber (s.a.v)in elbisesine bulaşan meni lekesini sadece
ovalardım. (İbn Mâce, Tahara: 82; Ebû
Davud, Tahara: 136)
297- Yine
Aişe (r.anha) rivâyet ediyor ve diyor ki: Rasûlullah (s.a.v)in
elbisesinde meni lekesi gördüğümde. Onu, kazımak sûretiyle yok
ederdim. (İbn Mâce, Tahara: 82)
298- Yine
Aişe (r.anha) şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v)in
elbisesinde gördüğüm meni lekesini ovalamak sûretiyle giderdim. (İbn Mâce, Tahara: 82; Ebû Davud, Tahara: 136)
299- Yine
Aişe (r.anha) şöyle diyor: Rasûlullah (s.a.v)in elbisesinde
gördüğüm meni lekesini ovalayıp çitilemek sûretiyle yok
ederdim. (İbn Mâce, Tahara: 82; Ebû Davud,
Tahara: 136)
190- YEMEK YEMEYEN (SÜT EMEN) ÇOCUĞUN İDRARI NASIL TEMİZLENİR?
300- Ümmü Kays binti Mıhsan (r.anha)dan rivâyet edilmiştir. Kendisi bir gün yemek yemeyen oğluyla beraber Rasûlullah (s.a.v)e gelmişti. Rasûlullah (s.a.v) o çocuğu dizine oturttu, çocukta elbisesi üzerine idrarını yapıverdi. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v) su istedi ve o suyu çocuğun idrar yaptığı yere serpti ve elbisesini yıkamadı. (İbn Mâce, Tahara: 77; Buhârî, Vudu: 64)
301-
Aişe (r.anha)dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah
(s.a.v)e bir çocuk getirilmişti de o çocuk Rasûlullah (s.a.v)in elbisesi
üzerine idrarını yapıverdi. Rasûlullah (s.a.v) su getirtti ve
oraya döktü. (İbn Mâce, Tahara: 77;
Buhârî, Vudu: 64)
191- KIZ ÇOCUĞUNUN İDRARI NASIL TEMİZLENİR?
302- Ebûs
Semh (r.a)den rivâyete göre, şöyle demiştir: Peygamber
(s.a.v) şöyle buyurdu: Kız
çocuğunun idrarı yıkanır, erkek çocuğunun idrarı
üzerine su dökülür. (Ebû Davud,
Tahara: 137; İbn Mâce, Tahara: 177)
192- ETİ YENEN HAYVANIN İDRARI
303- Enes b.
M
304- Enes b.
M
Müminlerin emiri Abdulmelik kendisine bu hadisi nakleden Enese: Bu insanların bu şekilde cezalandırılmaları (irtidad) edib küfre girmelerinden dolayı mı? yoksa günah işlemeleri sebepiyle mi? diye sordu. Enesde: Kafir olmaları sebebiyle dedi. (Ebû Davud, Tahara: 125; Buhârî, Vudu: 72)
193- ETİ YENEN HAYVANLARIN PİSLİĞİ
305- Amr b.
Meymun (r.a)dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Abdullah b.
Mesud, Beytül Malde bize şunları anlattı: Rasûlullah (s.a.v),
Kâbenin yanında namaz kılıyordu. Kureyş kabilesinden bir
grup da orada oturuyorlardı. Onlar bir deve kesmişlerdi.
İçlerinden birileri: Hanginiz kanıyla beraber şu deve
işkembesini alır O, yüzünü secdeye koyduğunda sırtına
bırakır dedi. Abdullah b. Mesud diyor ki: Orada bulunanların
en şerlisi koştu, işkembeyi alıp götürdü, biraz
bekledi. Rasûlullah (s.a.v) secdeye varınca sırtına
bıraktı. Durum, Rasûlullah (s.a.v)in kızı Fatımaya
haber verildi. Çocuk yaşta olan Fatıma koşarak geldi ve
işkembeyi babasının sırtından aldı. Rasûlullah
(s.a.v), namazını bitirince üç defa şöyle söyledi: Allahım!
Kureyşi Sana havale ediyorum, Allahım! Ebû Cehil b.
Hişamı, Şeybe b. Rabiayı, Utbe b. Rebiayı, Ukbe b.
ebî Muaytı Sana havale ediyorum diyerek, Kureyşten yedi
kişiyi saydı. Abdullah b. Mesud der ki: Ona Kitabı indiren
Allaha yemin ederim ki, Rasûlullah (s.a.v)in saydığı bu yedi
kişiyi Bedir savaşında Kalîb denilen çukurda toplanmış
vaziyette gördüm. (Buhârî, Vudu: 74;
Müslim, Cihad ve Siyer: 39)
194- ELBİSEYE BULAŞAN TÜKRÜKÜN DURUMU
306- Enes
(r.a)den rivâyete göre, Peygamber (s.a.v), elbisesinin bir ucunu tuttu
arasına tükürdü ve birbirine sürttü. (Buhârî,
Vudu: 75; Ebû Davud, Tahara: 143)
307- Ebû Hüreyre (r.a)den rivâyete göre, Peygamber (s.a.v) şöyle buyurdu: Sizden biriniz mescidde namaz kılarken önüne ve sağına tükürmesin. Mutlaka tükürmesi gerekiyorsa soluna veya ayağının altına tükürsün. Böyle yapmazsa şu şekilde yapsın; çünkü Rasûlullah (s.a.v), elbisesine tükürüp elbisesini ovuşturmuştu. (Ebû Davud, Tahara: 143; İbn Mâce, Mesacid: 10)
195- TEYEMMÜM HANGİ OLAY ÜZERİNE BAŞLAMIŞTI?
308- Aişe (r.anha)dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) ile beraber seferlerden birine çıkmıştık. Beyda veya Zat-ül Ceyş bölgesine geldiğimizde gerdanlığım kayboldu. Rasûlullah (s.a.v) onu aramak için orada konakladı. Diğer insanlar da Onunla birlikte konaklamış oldular. Orası bir su başı değildi. Yanlarında da su yoktu. İnsanlar, Ebû Bekire gelerek: Aişenin yaptığını görmüyor musun? Rasûlullah (s.a.v) ve insanların bu susuz yerde konaklamalarına sebep olmuştur. Yanlarında su kalmamıştır.
Bunun üzerine; babam Ebû Bekir, yanıma geldi. Rasûlullah (s.a.v), başını dizimin üzerine koymuş uyuya kalmıştı. Bana şöyle dedi: Rasûlullah (s.a.v) ve bu insanları bu susuz yerde, burada alıkoydun yanlarında da suları yok.
Aişe diyor ki: Babam Ebû Bekir beni böylece azarladı, ağzına geleni söyledi ve eliyle böğrüme dürttü. Rasûlullah (s.a.v)in dizimde uyuması hareket etmemi engelliyordu. Rasûlullah (s.a.v) uyudu ve sabah oldu fakat su yoktu. Bunun üzerine Allah teyemmüm ayetini indirdi. O zaman Üseyd b. Hudayr: Ey Ebû Bekir ailesi, bu sizin ilk bereketiniz değildir dedi.
Aişe
(r.anha) diyor ki: Gideceğimiz sırada üzerine bindiğimiz deveyi
kaldırınca gerdanlığı devenin altında bulduk. (Buhârî, Teyemmüm: 1; İbn Mâce, Tahara: 90)
196- YOLCULUK DIŞINDA DA TEYEMMÜM OLUR MU?
309- İbn
Abbas (r.a)ın kölesi Umeyr, İbni Abbastan şöyle
söylediğini işitmiştir: Meymunenin kölesi Abdullah b.
Yesar ile birlikte yürürdük ve Ebû Cuheym b. Haris b. Samme el Ensarînin
yanına girdik. Ebû Cüheym şöyle dedi: Rasûlullah (s.a.v), Cemel
Kuyusunun etrafında dolaşıp duruyordu. Bir adam Peygamber
(s.a.v) ile karşılaştı ve Ona selâm verdi. Rasûlullah
(s.a.v) o kimsenin selâmını almadan önce duvara dönüp
yüzünü ve ellerini duvara vurduğu elleriyle meshetti sonra da o kimsenin
selâmını aldı. (Müslim, Hayz: 28;
Buhârî, Teyemmüm: 2)
310- İbn
Abdurrahman b. Ebza (r.a) babasından naklederek şöyle diyor: Bir
adam Ömere gelerek: Cünüp oldum su da bulamadım dedi. Ömer de
namaz kılma dedi. Bunun üzerine Ammar b. Yasir: Ey Müminlerin emiri!
Hatırlamaz mısın? Sen ve biz bir seriyyede idik, cünüp
olmuştuk ve su da bulamamıştık, o zaman sen namaz
kılmıştın fakat ben her tarafıma toprağın
değmesi için toprakta yuvarlanmış ve namazlarımı
kılmıştım. Sonra Peygamber (s.a.v)e gelip bu durumu
söyleyince Rasûlullah (s.a.v): Şöyle yapman yeterliydi
buyurarak: Ellerini yere vurdu sonra iki eline üfledi ve yüzüyle iki elini
meshetti. Ravi, Seleme burada şüphe edip ellerini dirseklere kadar
mı yoksa bileklere kadar mı olduğunu bilemiyor. Ammarın bu
sözü üzerine Ömer: Seni layık olduğun göreve
getiriyoruz diyor. (Müslim, Hayz: 28; Buhârî,
Teyemmüm: 2)
311- Ammar b.
Yasir (r.a)den rivâyete göre, şöyle demiştir: Develere
çobanlık yaptığım anda cünüp olmuştum ve su
bulamamıştım. Hayvanın toprakta yuvarlanması gibi
toprakta yuvarlandım. Sonra Rasûlullah (s.a.v)e gelip
yaptığımı haber verdim. Rasûlullah (s.a.v) de: Sadece
Teyemmüm yapman yeterliydi buyurdular. (Buhârî,
Teyemmüm: 3; Müslim, Hayz: 28)
312- Ammar
(r.a)den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah
(s.a.v), yanında hanımı Aişe olduğu halde Ulat-ül
Ceyş (Zat-ül Ceyş) denilen yerde konaklamıştı. Yemen
bölgesinin zıfar akikinden yapılmış
gerdanlığı kopmuştu. Bunun üzerine insanlar
gerdanlığı aramak için orada konaklamış oldular. Tan
yeri ağarıncaya kadar aradılar fakat bulamadılar.
İnsanların yanında su da yoktu. Bunun üzerine Ebû Bekir
Aişeye kızdı ve insanları yolundan alıkoydun, yanlarında
suları da yok, dedi. İşte o zaman Allah (c.c), toprakla teyemmüm
ederek abdest alma kolaylığını ayet olarak indirdi. Bunun
üzerine Rasûlullah (s.a.v) ile beraber Müslümanlar kalkıp ellerini
toprağa vurdular. Sonra ellerini kaldırdılar, ellerine
bulaşan topraktan hiçbir şeyi ne üflemek ne de silkelemek sûretiyle
atmadılar o elleriyle yüzlerini ve omuzlarına kadar
kollarını ve ellerin altından başlayarak koltuk
altlarına kadar meshettiler. (Buhârî,
Teyemmüm.: 3; Müslim, Hayz: 28)
313- Ammar b.
Yasir (r.a)den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah
(s.a.v) ile birlikte toprakla teyemmüm yaptık, yüzlerimizi ve
omuzlarımıza kadar kollarımızı meshetmiştik. (Buhârî, Teyemmüm: 5; İbn Mâce, Tahara: 93)
199- BAŞKA BİR TEYEMMÜM YAPMA ŞEKLİ
314- Abdurrahman b. Ebza (r.a)dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Ömerin yanında idik, bir adam geldi ve Ey Müminlerin emiri, bizler bir yerde bir ay veya iki ay kadar kalıyor, cünüp oluyor ve su bulamıyoruz. Ömer de şöyle dedi: Ben cünüp olup ta su bulamadığımızda su buluncaya kadar namaz kılmıyorum. Bunun üzerine Ammar b. Yasir: Ey müminlerin Emiri! hatırlamaz mısın? Sen falan yerdeydin biz ise develere çobanlık yapıyorduk, biliyorsun ki biz cünüp olmuştuk dedi. Ömer de: Evet hatırlıyorum dedi. Ammar: Ben toprakta iyice yuvarlanmıştım sonra Peygamber (s.a.v)e gelip yaptığımı anlatınca, Rasûlullah (s.a.v) gülmüş ve şöyle buyurmuştu: Az bir toprak bile yeterliydi diyerek avuçlarını toprağa vurup avuçlarına üfleyip yüzünü ve kollarının bir kısmını meshetmişti dedi. Ömer de: Ey Ammar! Allaha karşı sorumluluk bilinci içersinde ol deyince, Ammar: Ey Müminlerin emiri, istersen bu olayı kimseye söylemem dedi. Ömer de: Hayır söyleyebilirsin fakat bu zeka ve kabiliyetinden dolayı seni layık olduğun göreve getiriyoruz, dedi. (Buhârî, Teyemmüm: 3; İbn Mâce, Tahara: 90)
200- BİR DEĞİŞİK TEYEMMÜM YAPMA ŞEKLİ
315- İbn
Abdurrahman b. Ebza (r.a), babasından naklederek şöyle diyor:
Bir adam, Ömere teyemmüm hakkında sordu. Ömer ne
söyleyeceğini bilemedi. Bunun üzerine Ammar: Ey Ömer!
Hatırlıyor musun? Bir seriyye de idik, ben cünüp olmuştum da
toprakta yuvarlanmıştım sonra da Peygamber (s.a.v)e gelip
durumu haber vermiştim. O da şöyle yapman yeterlidir
buyurmuştu. Şube ellerini dizlerine vurdu ve iki eline üfledi, o iki
eliyle yüzünü ve ellerini bir kere meshetti. (İbn
Mâce, Tahara: 91; Buhârî, Teyemmüm: 4)
316- Yine İbn Abdurrahman b. Ebza (r.a), babasından nakledip şöyle diyor: Bir adam Ömere gelerek cünüp oldum su da bulamadım dedi. Ömer de: Öyleyse namaz kılma dedi. O zaman Ammar: Hatırlamıyor musun Ey müminlerin emiri! Bir seriyyede beraberdik ve cünüp olmuştuk. Sen namaz kılmamıştın ben de toprakta yuvarlanıp namazlarımı kılmıştım. Rasûlullah (s.a.v)e gelip yaptığımı söyleyince Rasûlullah (s.a.v) sana şu kadarı yeterdi diyerek ellerini toprağa vurdu. Ellerindeki toprağı üfürdü. Sonra bir eliyle diğerini ovuşturdu sonra iki eliyle yüzünü meshetti. Bunun üzerine Ömer: Öylemiydi, bir şey hatırlamıyorum dedi. Bunun üzerine Ammar: İstersen bu olaydan kimseye söz etmem dedi. (Müslim, Hayz: 28; Buhârî, Teyemmüm: 4)
317- Yine
İbn Abdurrahman b. Ebza babasından naklederek diyor ki: Bir adam
Ömere gelip cünüp oldum su da bulamadım dedi. Ömer de ona:
Öyleyse namaz kılma dedi. O zaman Ammar, Ömere:
Hatırlamıyor musun? ey müminlerin emiri, birlikte bir seriyyede
idik ve cünüp olmuştuk, su da bulamamıştık, sen namaz
kılmamıştın, ben ise toprakta yuvarlanıp sonra da
namazımı kılmıştım. (daha sonra) Rasûlullah
(s.a.v)e gelip durumu haber verince şöyle buyurdular:
Şöyle yapman yeterlidir, diyerek iki elini yere vurdu. Sonra
ellerine bulaşan toprağı üfürdü, iki eliyle yüzünü ve ellerini
meshetti. Ebû Seleme bu konuda şüphe ederek şöyle dedi:
Dirseklerine kadar mı? Yoksa bileklerine kadar mı meshetti bilmiyorum.
Bunun üzerine Ömer şöyle dedi: Bu zeka ve kabiliyetinden
dolayı seni yetkili bir makama getireceğiz. Şube diyor ki:
İki avucuyla yüzünü ve bileklerine kadar kollarını meshetti. (İbn Mâce, Tahara: 91; Müslim, Hayz: 28)
202- CÜNÜP OLAN KİMSE DE TEYEMMÜM MÜ EDER?
318-
Şakîk (r.a)den rivâyete göre, şöyle demiştir:
Abdullah b. Mesud ve Ebû Musa ile beraber oturuyordum. Ebû Musa: Ammarın
Ömere söylediği şu sözü duymadın mı?
Rasûlullah (s.a.v) beni bir iş için göndermişti. Ben orada cünüp
oldum, su da bulamadım. Temiz toprakta iyice yuvarlandım sonra
Rasûlullah (s.a.v)e gelip durumu anlattım. O da buyurdu ki: Şöyle
yapman yeterliydi diyerek iki elini yere vurdu (daha sonra) ellerini
silkeledi sonra sol eliyle sağ elini, sağ eliyle de sol elini
meshettikten sonra yüzünü de meshetti. Abdullah ta: Görmedin mi?
Ömer, Ammarın sözüyle ikna olmadı mı? (Buhârî, Teyemmüm: 7; Müslim, Hayz: 28)
319- Imran b.
Husayn (r.a)den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v) cemaatle namaz
kılmayıp tek başına namaz kılan birini gördü ve
şöyle dedi: Ey falan
kimse cemaatle namaz kılmana ne engel oldu? O kimse de: Cünüp
oldum su da bulamadım dedi. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v): Temiz
toprakla teyemmüm et o sana yeterlidir buyurdu. (Buhârî, Teyemmüm: 8; Dârimi, Tahara: 65)
204- TEMİZ TOPRAK SU BULUNMAYAN HER ZAMAN VE HER YERDE MÜSLÜMANIN ABDEST SUYUDUR
320- Ebû Zer
(r.a)den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v)
şöyle buyurdu: Temiz
toprak on sene boyunca su bulunmasa bile Müslümanın abdest suyudur. (Buhârî, Teyemmüm: 5; Ebû Davud, Tahara: 126)
205- SU BULUNMAZ İSE, TOPRAK; ABDEST SUYUDUR
321-
Aişe (r.anha)dan rivâyete göre, şöyle demiştir:
Rasûlullah (s.a.v), Üseyd b. Hudayr ve beraberinde bir grup insanı;
Aişenin konaklama yerinde kaybettiği gerdanlığı
aramak için göndermişti. Namaz vakti geldi. Abdestli de
değillerdi, su da bulamadılar ve abdestsiz olarak
namazlarını kıldılar. Sonra bu durumu Rasûlullah (s.a.v)e
anlattılar o zaman Allah teyemmüm ayetini indirdi. Üseyd b. Hudayr
Aişeye diyor ki: Allah senin hayrını versin seni hayırla
mükafatlandırsın, senin başına hoş olmayan bir iş
geliyor da o iş Müslümanlar hakkında hayırlara vesile oluyor. (Buhârî, Teyemmüm: 5; Dârimi, Tahara: 66)
322- Tarık (r.a)den rivâyete göre, şöyle demiştir: Bir kimse cünüp oldu ve namaz kılmadı. Rasûlullah (s.a.v)e geldi ve durumunu arzetti de Rasûlullah (s.a.v): Doğru yapmışsın buyurdu. Yine bir başka adam cünüp oldu teyemmüm edip namazını kıldı. Durumunu Rasûlullah (s.a.v)e arzedince; Rasûlullah (s.a.v) diğerine söylediğine benzer bir şey söyledi yani Doğru yapmışsın dedi. (Buhârî, Teyemmüm: 5; Dârimi, Tahara: 66)