| 
   MAİDE 35 / 36  | 
  
   يَا
  أَيُّهَا
  الَّذِينَ
  آمَنُواْ اتَّقُواْ
  اللّهَ
  وَابْتَغُواْ
  إِلَيهِ الْوَسِيلَةَ
  وَجَاهِدُواْ
  فِي
  سَبِيلِهِ لَعَلَّكُمْ
  تُفْلِحُونَ
  {35}  إِنَّ
  الَّذِينَ
  كَفَرُواْ
  لَوْ أَنَّ لَهُم
  مَّا فِي
  الأَرْضِ
  جَمِيعاً
  وَمِثْلَهُ
  مَعَهُ
  لِيَفْتَدُواْ
  بِهِ مِنْ عَذَابِ
  يَوْمِ
  الْقِيَامَةِ
  مَا
  تُقُبِّلَ
  مِنْهُمْ
  وَلَهُمْ
  عَذَابٌ
  أَلِيمٌ {36}  | 
 
35. Ey
iman edenler, Allah'tan korkun. Ona (yaklaşmaya) yol arayın. Ve yolunda cihad
edin ki kurtulasınız. 
36.
Şüphesiz, yeryüzünde ne varsa hepsi, hatta bir o kadarı daha kafirlerin olsa
da, Kıyamet gününün azabından kurtulmak için onu feda etseler, yine onlardan
kabul olunmaz. Onlar için çok acıklı bir azab da vardır.
Yüce Allah'ın: "Ey
iman edenler, Allah'tan korkun. ona (yaklaşmaya) yol (vesile) arayın"
buyruğunda geçen vesile, Ebu Vail, el-Hasen, Mücahid, Katade, Ata, es-Süddi,
İbn Zeyd ve Abdullah b. Kesir'den gelen nakillere göre yakınlaşmak demektir. Bu
kelime, bir şeye yakınlaşmak anlamını ihtiva eder. "Tevessül"den
"faile" vezninde bir kelimedir. Antere der ki: "Şüphe yok ki
yiğitlerin, sana vesileleri (yakınlaşmak istekleri) vardır Seni alacak
olurlarsa, sen sürmelenirsin ve ellerine kına yakılır." 
Çoğulu ise,
"vesail" şeklindedir. Şair der ki: "Jurnalciler gaflete daldılar
mı, biz yine eskisi gibi yakın ilişkilerimize döneriz, Aramızdaki safa da,
yakınlıklar da döner." 
Denildiğine göre, (...):
İstedim, isterim kelimeleri de buradan gelmektedir. (...) ise, biri diğerinden
istekte bulunur demektir. O halde kelimenin asıl anlamı, talep etmek, istekte
bulunmaktır. 
Vesile, kendisi vasıtası
ile istenmesi gereken yakınlık demektir. Vesile aynı zamanda cennette bir
derecedir. Hz. Peygamberin zikrettiği: "Her kim benim için vesileyi
isterse, benim şefaatim de onun için hak olur" diye sahih hadiste geçen
"vesile" de budur.
SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E
TIKLAYIN