KİTABU’L
HİYEL
كتاب
الحيل
HİYEL :
"Hiyel", "hile" kelimesinin çoğuludur. Hile,
insanı gizli bir yoldan hedefe ulaştıran şey demektir. Hlle, bilginler nezdinde
insanı buna sevkeden sebeplere göre birkaç kısma ayrılmaktadır. Mubah yoldan
yapılan bir hlle ile bir hak yok ediliyor veya bir batıl ispat ediliyorsa bu
haramdır, aynı şekilde mubah yoldan bir hlleyle bir hak ispat ediliyor veya bir
batıl savuşturuluyorsa bu vaciptir veya müstehaptır. Bir kimse mubah yoldan bir
hlle ile istenmeyen bir duruma düşmekten kurtulma çaresi buluyarsa bu müstehaptır
veyiCl mubahtır. Buna karşılık aynı yoldan gidip, bir mendubu terk edecekse bu
mekruhtur. Birinci kısım hakkında bilginler arasında bu mutlak olarak sahih
olup, zahiren ve batınan geçerli midir yoksa mutlak olarak batıl mıdır ya da
günahla birlikte sahih midir diye ihtilaf edilmiştir. Böyle bir hileyi mutlak
olarak caiz gören veya mutlak olarak batıl olduğunu söyleyen bilginlerin birçok
delilleri vardır.
Buna mutlak olarak cevaz verenlerin delillerinden bazıları
şunlardır: "E/ine bir demet sap al da onunla vur, yeminini böyle yerine
getir. "(Sad, 44) Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem zina eden zayıf
hakkında buna göre hareket etmiştir. Bu olay Ebu Ümame b. Sehl'in rivayetine
göre Sünen'lerde yer almaktadır. Bir başka delil ise "Kim Allah'tan korkarsa
Allah ona bir çıkış yolu ihsan eder"(Talak 2) ayet-i kerimesidir.
Hllelerde darlıklardan çıkış vardır. Yeminlerdeki istisnanın meşruluğu da
hlleden sayılır. Zira bunda yemini bozmaktan kurtulma niteliği vardır. Bütün
şartlar da bu niteliktedir. Zira şartlar sıkıntıya düşmekten insanı
korumaktadır. Ebu Hureyre ve Ebu Said'in Bilal olayında nakletlikleri
"Kalitesiz hurma/arı dirhem mukabilinde sat, sonra dirhem verip, kaliteli
hurmalan satın al" şeklindeki hadis de bu delillerden biridir.(Buhari, Buyu)
İkinci görüşün delillerinden birisicumartesi gününe riayet etmeyen
Yahudiler olayı ile "(Yahudilere) iç yağ haram kılınmıştl. Onlar da bunu
eritip, sattılar ve parasını yediler" hadisidir.(Buhari, Buyu') Bir diğer
delilıse neceşi yasaklayan hadistir. Bir diğer delil ise hülle yapanla
yaptırana lanet hadisidir. Bilginlerin bu konudaki ihtilafları esasen
"Akitlerde itibar edilmesi gereken, onların lafızları mıdır yoksa manaları
mıdır?" şeklindeki düşünceye dayanmaktadır. Akitlerde itibar lafzadır
diyenler, hilelere cevaz vermişlerdir. Daha sonra bunlar kendi aralarında
ihtilaf etmişlerdir. Bazıları hlleleri bütün şekilleriyle veya bazı
şekillerinde zahiren ve batınen geçerli kabul ederken, bazıları zahiren geçerli
kabul etmiş, batınen etmemiştir. İkinci görüşü benimseyen bilginler hllelerin
batıl olduğunu söylemişler, bunların içinden sadece hal karinelerinin (durum
belirtisi) göstermiş olduğu manaların lafza uygun olanına cevaz vermişlerdir.
Ebu Yusuf'un hiyel konusunda bir eser kaleme almış olmasından dolayı Hanefiler
hıyel ile meşhur olmuşlardır. Ancak gerek onun ve gerekse bu mezhepte birçok
imamın bilinen görüşü, hileleri hak kastıyla kayıtlamış olduklarıdır. el-Muhit
müellifi şöyle der:
"Hiyel'in asıl dayanağı, Allahu Teala'ın; "Eline bir
demet sap al da onunla vur, yeminini böyle yerine getir"(Sad, 44)
ifadesidir. Bunun kuralı şudur: Hile haramdan kaçmak, günahtan uzaklaşmak için
yapılıyorsa bu güzeldir. Buna karşılık hile, bir Müslümanın hakkını yok etmek
maksadıyla yapılıyorsa güzel değildir, aksine bu bir günahtır ve haddi
aşmaktır."