İMAM
NEVEVİ ŞERHİ |
10.bab GİRİŞİ
Bu
Baptaki Hadisler ve Muvahhid Olarak Ölen Kimselerin Cehennemde Ebedi
Kalmayacağı
Bu
bapta çok sayıda hadis vardır. Bunlar el-Abbas b. Abdulmuttalib (r.a.)'ın
rivayet ettiği (150): "Rabb olarak Allah'tan razı olan ... imanın tadını
almıştır" hadis-i şerifine kadar devam eder.
Bilelim
ki ehl-i sünnet mezhebi ile selef ve halefren hak ehlinin benimsediği kanaat
şudur:
Eğer
küçük çocuk, deli, deli olarak büluğa eren, şirkten yahut onun dışındaki
masiyetlerden sahih bir şekilde tövbe edip, tövbesinden sonra asla bir masiyet
işlemeyen ve hiçbir şekilde masiyet ile müptela olmayan ilahi tevfike mazhar
olmuş kimseler gibi masiyetlerden esenliğe kavuşmuş kimseler -evet, sözünü
ettiğimiz bütün bu türler- cennete girecek, cehennem ateşine asla
girmeyeceklerdir. Şu kadar var ki bunlar -mürlır (uğramak) hakkında bilinen
görüş ayrılıklarına göre- oraya uğrayacaklardır. Sahih olan kanaat ise oraya
uğramaktan maksat cehennem üzerinde kurulu bulunan Sırat üzerinden geçmektir.
-Allah bizi ondan ve hoşlanılmayan diğer hususlardan korusun.-
Büyük
bir masiyeti (günahı) bulunup da tövbe etmeksizin ölen kimseye gelince, o da
yüce Allah'ın meşietindedir. Allah dilerse onu affedip ta baştan beri cennete
koyar ve onu birinci kısım gibi yapar, dilerse onu şanı yüce Allah'ın dilediği
kadarı ile azaplandırır sonra onu cennete koyar ve dolayısıyla tevhid üzere
ölen hiçbir kimse cehennem ateşinde eb edi olarak kalmaz. işlediği masiyetler
ne olursa olsun. Aynı şekilde küfür üzere ölen hiç kimse de cennete asla
girmeyecektir. iyilik namına hangi amelleri yapmış olursa olsun.
işte
bu, bu meselede hak ehlinin kabul ettiği görüşün özetidir. Kitap, sünnet ve
ümmet arasında sözü muteber kimselerin iemaından oluşan deliller hep bu temel
ka ide üzerinde birbirini desteklemiş bulunmakta ve kesin bilginin elde
edilmesini sağlayacak şekilde naslar bu manada mütevatir olarak ardı arkasına
gelmişlerdir. Bu kural bu şekilde yerleşmiş olduğuna göre, gerek bu başlıkta,
gerek başka baplarda varid olmuş bütün hadisler buna göre yorumlanır. Zahiri
itibariyle buna aykırılığı bulunan bir hadis varid olursa, şeriatın naslarının
birbirleriyle telif edilmesi için buna göre yorumlanması icap eder. Yüce
Allah'ın izniyle bir kısmının tevilini sözkonusu ederek bununla geri kalanın
tevilinin nasıl yapılacağı da öğrenilmiş olacaktır. Allah en iyi bilendir.