SAHİH-İ MÜSLİM

     Konular Numaralar  

 

 

1079 nolu Hadis’in İzahı:

 

Bu hadîsi Buhârî  «Kitâbu's-Savm* ve «Kitâbu Bed'i'l-Halk» da tahric etmiştir.

 

Zemahşeri'nin beyânına göre Ramadan: Yandı mânâsına gelen (Rameda) fiilinin mastarıdır.

 

Şehr kelimesi bu mastara izafe edilerek (Şehr-u Ramadan) şeklinde alem olmuşdur.

 

Oruç ayına «Ramazan» denilmesi: Müslümanlar o ayda açlık veya susuzluğun hararetinden yandıkları içindir.

 

Bâzıları: «Araplar eski lûgattan ayların isimlerini naklederken onlara zamana göre isim vermişlerdir. Oruç ayına «Ramazan» demeleri şiddetli sıcaklara tesadüf ettiğindendir.» derler.

 

Bu bâbda daha başka kaviller de vardır.

 

Cennet kapılarının açılması, cehennem kapılarının kapanması vp şeytanların bukağılanması hususunda Kaadı îyâz şunları söylemiştir: «Bu hadîsden zahirî mânâsı ve hakikati kastedilmiş olması muhtemeldir. Şu hâlde cennet kapılarının açılması, cehennem kapılarının kapanması ve şeytanların bukağılanması Ramazan ayının girdiğine bir alâmet ve hürmetini ta'zîm olur. Şeytanların bukağılanması: Mü'minlere eza edememeleri içindir. Maamâfih bu sözlerden murâd: Mecazî mânâları da olabilir: Bu takdirde hadîs-i şerif Ramazan'da sevap ve afvın çokluğuna, şeytanların ezâ ve iğvâların azaldığına işaret olur. Y/mi şeytanlar bağlanmış gibi olurlar da, bâzı şeylere ve bâzı insanlara tasallut eder; bâzılarına edemezler.

 

Hadîsin ikinci rivayetinde: (Rahmet kapıları açılır) başka bir rivayette:

 

(Şeytanların azgın takımı bukağılanır.) buyurulmuş olması da bu ihtimâli te'yîd eder. Cennet kapılarının açılmasından murâd: Bu ay'da umumiyetle sâir aylarda görülmeyen oruç, teravih ve sâir hayırât gibi tâatlara Allah'ın fütuhat vermesi de kastedilmiş olabilir. Çünkü bunlar cennete girmeye sebep ve âdeta cennete açılan kapılar mesabesindedir. Cehennem kapılarının kapanması ve şeytanların bukağılanması da günahlardan sakınmaktan ibaret olur.»

 

Nevevî diyor ki: «Bu hadîs muhakkakkikîn-i ulemâ ile Buhârî'nin kaail oldukları sahîh ve muhtar olan mezhebe delilidir. Bu mezhebe göre ay zikretmeksizin sâdece (Ramazan) demek kerâhetsiz olarak caizdir.

 

Bu mes'ele hakkında üç mezheb vardır :

 

1- Ulemâdan bir tâife'ye göre hiç bir suretle münferiden (Ramazan) denilemez. Mutlaka (Ramazan) ay'ı demek îcâb eder, Mâlîkiyye ulemâsının kavilleri budur. Onlar Ramazan'ın Esmâullah'dan olduğunu binâenaleyh Allah'dan başkasına ancak bir kayıtla ıtlak edileceğini söylerler.

 

2- Ulemâmızın ekserisi ile İbni Bâkıllânî'ye göre Ramazan'dan oruç ayı kastedildiğine bir karine bulunursa, bu kelimeyi izâfetsiz olarak (Ramazan) şeklinde kullanmakta bir kerahet yoktur. Karine bulunmazsa mecruhtur. Onlara göre  (Ramazan tuttuk.) (Ramazanda teravih kıldık), (Ramazan bütün ayların efdalıdır.)  (Ramazan'ın sonunda Kadir gecesini aramak mendûbdur.) gibi sözlerde kerahet yoktur. Fakat (Ramazan geldi.), (Ramazan girdi.) gibi sözler mekruhtur.

 

3- Muhakkîkîn-i ulemâ ile Buhârî'nin mezhep­lerine göre: Karine olsun olmasın (Ramazan) kelimesini münferiden kullanmakta kerahet yoktur. Doğru olan mezhep de budur.

 

Birinci ve ikinci mezhepler fâsitdirler. Çünkü kerahet ancak şeriatın yasak etmesiyle sabit olur. Bu bâbda hiç bir nehiy sübût bulmamıştır.

 

Ramazan'ın Allah'a mahsûs bir isim olması iddiası da doğru değildir. Bu hususta hiç bir sahîh delîl yoktur.

 

Bâzı haberler vârid olmuşsa da, onlar da zayıftır. Allah'ın isimleri tevkifidir; onlar ancak delille sabit olur. Ramazan'in isim olduğu sübût bulsa bile bundan münferiden kullanılmasının keraheti lâzım gelmez. Babımız hadîsi birinci ve ikinci mezhepleri sarahaten reddetmektedir. Oruç ayına (Ramazan) denilebileceğini gösteren bir çok sahîh hadîsler vardır.»

 

Ashâb-ı Kiram 'dan bir çokları babımız hadîsi mânâsında hadîsler rivayet etmişlerdir.

 

Aynî bunları bir araya toplamış ve şöyle sıralamıştır :

 

1- Nesâî ile İbni Mâce, Hz. Abdurrahmân b. Avf'dan şu hadîsi tahrîc etmişlerdir: Nadr b. Şeybân şöyle demiş: «Ebû Selemet'bni Abdirrahmân'a dedim ki:

 

— (Bana babamdan dinlediğin, onun da Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) 'den —araya başka râvî girmemek şartıyla; bizzat— dinlediği bir hadîs şöyle.»

 

Ebû Seleme :

 

  «Hay hay söyliyeyim: Bana, habam rivayet etti. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):

 

  Şüphesiz ki Allah Tebâreke ve Teâlâ Ramazan orucunu farz kılmıştır. Ben do size onun kıyamını sünnet kıldım. Binâenaleyh her kim îmân ederek ve sevabını hesaba katarak Ramazanın orucunu tutar, namazını du kılarsa günahlarından annesinin doğurduğu gün gibi (mâsûm olarak) çıkar» buyurmuşlar,

 

Nesâî senedin yanlış olduğunu söylemiş: «Doğrusu Ebû Seleme, Ebû Hureyre'den rivayet etmiştir.» demiştir. Kıyamdan murâd: Terâvîh namazıdır.

 

2- Ebû Ya'la, Hz.İbni Mes'ûd'dan şu hadîsi rivayet eder: İbni Mes'ûd (Radiyallahû anh) Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i Ramazan başında şöyle buyururken işitmiş:

 

  «Kullar Ramazanda ne derece sevaplar olduğunu bilseler ümmetim bütün senenin Ramazan olmasını temenni ederdi...»

 

Hadîs uzuncadır, yalnız münker hattâ bâtıldır. Zîrâ senedinde Cerîr b. Eyûb El-Becelî vardır. Bu adam hadîs uydururmuş. Vekî' Ebû Nuaym, Fadl b. Dükeyh gibi imamlar onu hadîs uydurmakla itham etmişlerdir. îbni Maîn onun hakkında «Bir şey etmez.» demiş; Buhârî ile Ebû Zür'a hadîsinin münker olduğunu söylemişlerdir.

 

Nesâî dahî «O, metrûkü'l-Hadîstir.» demiştir.

 

3- Haris b. Ebî Üsâme, Hz. Selm&n-ı Fârisî'den şu hadîsi rivayet etmiştir: Selmân Demişki:

 

  Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Şâbân'ın son günü bize hutbe okudu ve:

 

  «Ey cemâat! Size büyük bir ay yaklaşmaktadır; Öyle mübarek bir ay ki: İçinde bin aydan daha hayırlı bir gece vardır. Allah, o ayın orucunu farz, terâvîh'ini nafile olarak meşru kılmıştır. İmdi her kim bu ayda hayır nâmına bir iş yaparsa yetmiş tane farz eda etmiş gibi olur Bu ay: sabır ayıdır. Sabrın sevabı ise cennettir. Bu ay yaıdımlaşma ayıdır. Bu ayda mü'minin rızkı arttırılır» buyurdular.

 

Bu hadîs dahî uzundur. Senedinde İyâs nâmında bir râvî vardır. Mezkûr râvî meçhuldür. Binâenaleyh hadîs münkerdir.

 

4- Nesâî, Enes (Radiyallahu anh)'dan şu hadîsi tahrîc etmiştir: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):

 

  «İşte Ramazan geldi. Bu ayda cennet kcıpıları açılır, cehennem kapıları kapanır, şeytanlar da zincirle bağlanır.»  buyurmuşlardır. Ancak Nesâî onun hatâ olduğunu söylemiştir.

 

Ayni hadîsi Taberânî dahî «El-Evsat» nâm eserinde tahrîc etmişdir. Onun rivayetinde hadîsin sonunda şu cümle de vardır:

 

«Ramazana erişip do affolunmayan bizden ırak olsun. Böylesi Ramazanda affolunmazsa ne zaman affolunur?»

 

Bu hadîsin râvîleri arasında Fadl b. îsâ vardır ki hadîsi münkerdir.

 

Hz. Enes’in bir hadîsi daha vardır ki: Onu da Ukaylî zayıf hadîsler meyâmnda rivayet etmiştir.

 

5- Taberânî'nin Hz. Ubâdetü'bnü's-Sâmit (Radiyallahu anh) 'dan rivayet ettiği bir hadîsde şöyle buyurulmuştur: Ramazan geldiğinde bir gün Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) :

 

  Size Ramazan geldi. Bu ay bereket ay'ıdır. Bu ayda Allah size yardım eder. Rahmetini indirir, günahları affeder, duaları kabul buyurur. Allah, sizin ibâdet hususundaki yarışınızı görür de sizinle meleklerine iftihar eder. Binâenaleyh siz Allah'a hayır İşlediğinizi gösterin. Çünkü şaki bu ayda Allah'ın rahmetinden mahrum kalan kimsedir»; buyurdular.

 

Hadîsin isnadında Muhamed b. Ebî Kays vardır. Bu zâtın hâli keşif ve îzâha muhtaçtır.

 

6- Taberânî, îbni Abbâs (Radiyallahû anh) 'dan şu hadîsi rivayet etmiştir: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):

 

  «Size meleklerin en faziletlisini haber vereyim mi? O, Cibril Aleyhisselâm'dır. Nebilerin efdalı Adem Aleyhisselâm, günlerin efdalı Cuma; aylarm efdalı Ramazan, gecelerin efdalı Leyle-i Kadir, kadınların efdalı da Meryem binti Imrân Aleyhesselâmdır.» buyurdular.

 

Bu hadîsin râvîlerinden Nâfi' b. Hürmüz zayıftır. İbnü'l-Cevzî, îbni Abbâs (Radiyallahu anh) dan bu bâbda uzun bir hadîs rivayet etmişse de, o hadîs münkerdir.

 

7- Yine Taberânî, Hz. Abdullah îbni ömer'den şu hadisi rivayet etmiştir. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):

 

  «Şüphesiz ki cennet sene başından, gelecek seneye kadar Ramazan iç!n «üslenir. Ramazanın ilk gecesi oldumu arşın altından bir rüzgâr eser buyurdular.

 

Bu hadîsin râvîlerinden Velîd b. Velîd'i Dârakutnî ile başkaları zayıf bulmuş; Ebû Hatim ise: «doğru söyler.» diyerek onu tevsik etmiştir.

 

8- Taberânî «El-Evsat» nâm eserinde Hz. Ömeru'bnu'l-Hattâb (Radiyailahû anh) 'dan da şu hadîsi rivayet etmiştir:

 

«Ramazanda Allah'ı zikreden Kimsenin günâhı affolunur. Allah'dan dileyen mahrum kalmaz.»

 

Bu hadisin isnadında Hilâl b. Abdirrahmân nâmında bir râvî vardır ki: Ukayli onu zayıf bulmuş, hadîsini münker saymıştır,

 

9 - Taberânî 'nin, Hz. Ebû Ümâme 'den rivayet ettiği bir hadîste şöyle buyurulmaktadır:

 

«Her iftar zamanı Allah'ın cehennemden azâd ettiği kimseler vardır.» Hadîsin râvîleri mütemetdirler.

 

10- Taberânî «Es-Sağir» adlı eserinde Hz. Ebû Saîd-i Hudrî 'den şu hadîsi rivayet etmiştir:

 

«Gerçekten Ramazan ayının ilk gecesinde gök kapıları açılır. Bunlar Ramazan'in son gecesine kadar kapanmazlar.»

 

Bu hadîsin râvîleri arasında Muhammed b. Mervân Es-Sa'dî nâmında zayıf bir zât vardır. Hz. Ebû Saîd 'den Bezzar dahî şu hadîsi rivayet etmiştir:

 

«Şüphesiz ki Allah Teâlâ'nın Ramazanda her gün her gece azâd ettiği kulları vardır. Ve her müslümanın her gün her gece kabul buyurulan bir duası olur.»

 

Bu hadîsin isnadında zayıf bir râvî olan Ebân b. Ebî Ayyaş vardır.

 

Tabarânî yine Hz. Ebû Saîd 'den şu hadîsi rivayet etmiştir:

 

«Sene'den seneye tutulan Ramazan oruçları, aralarındaki günahlara keffârettir.»

 

11- Taberanî, Ebû Mes'ûd-u Gıfârı (r.a.)'dan îbni Mes'ûd hadîsi gibi bir rivayet nakletmiştir. Bu hadîs dahî zayıftır.

 

12- Nesâî, Hz. Âişe (Radiyallahû anha)'dan şu hadîsi rivayet etmiştir:

 

Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) azimetle emretmeksizin halkı Ramazan'da Teravih kılmaya teşvik buyurur ve:

 

— Ramazanda îmân ve ihtisâpla teravih kılan kimsenin geçmiş günahları affolunur» derdi.

 

13- Taberânî 'nin, Ümmü Hanî (Radiyallahû anh)'dan rivayet ettiği bir hadisde şöyle buyurulmaktadır:

 

«Ümmetim Ramazan ayını ibâdetle ihya ettikçe asla kepaze olmıyacaklardır.» Ashâbtan :

 

  Ramazan ayını boşuna geçirmekde ümmetinin ne kepazeliği olur Yâ Resûlallah? diyenler bulundu. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):

 

  Onun hürmetini çiğnemek...»  buyurdular.

 

Aynı hadîsde:

 

Binâenaleyh Ramazan ayından korunun. Zîra o ayda işlenen hayırlı ameller başka aylarda görülmedik bir şekilde katlanır. Kötülükler de öyledir.» ifâdesi de vardır.

 

Hadîsin isnadına îsâ b. Süleyman El-Curcâni vardır. Bu zâtı İbni Hibbân mevsuklardan, İbni Maîn ise zayıflardan saymıştır.

 

Rivayetlerin bâzılarında «Gök kapıları açılır.»; diğer bâzılarında «Cennet kapıları açılır.» buyurulmuştur. Zahiren bu rivayetler birbirlerine muarız gibi görünürlerse de, hakîkatta aralarında hiç bir zıddiyet ve münâfaat yoktur. Zîrâ gök kapıları semâdadır, cennet semânın üstünde olduğu için ona bu kapılardan çıkılır.

 

Rahmet kapılarından murâd da: Cennet kapılarıdır.

 

Tıybî diyor ki: «Bu kapıların açılmasının faydası: meleklere  oruç tutan kulların fiillerini göstererek o fiilleri beğendirmek ve bunun Allah indinde pek büyük bir mertebe olduğunu bildirmektir.

 

Bir de Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in haberlerine istinaden gök kapılarının açılacağına inanan mükellef bir kulun neşâtı artar. Bu hakikati hulûs-i kalple kabul eder.»

 

Şeytanların bukağılanması hususunda Huleymî şunları söylemiştir: «İhtimâl ki şeytanlardan murâd: Semâdan meleklerin sırlarını çalanlardır. Bunların Ramazan günlerinde değil de sadece Ramazan gecelerinde bağlanmaları muhtemeldir. Çünkü şeytanların bu güruhu Kur'ân-ı Kerîm inerken sır çalmaktan menedilmişlerdi. Binâenaleyh muhafazada mubağlağa göstermek için bağlanmaları artırılmış olabilir. Bu sözden şeytanların müslümanları başka aylarda olduğu gibi adam akıllı ifsat edememeleri de kastedilmiş olabilir. Çünkü müslümanlar Ramazanda oruçla, Kur'ân okumak ve zikretmekle meşgul olurlar. Bu gibi şeyler ise şeytanları inkisâr-ı hayâle uğratır.» Bâzıları şeytanlardan murâd: Onların azgın takımı olduğunu söylemişlerdir.

 

Bu takdirde: «Şeytanlar Ramazanda bağlanıyor da neden yine bir çok kimseler günah işliyorlar?» şeklinde bir suâle meydan kalmaz. Çünkü bağlanmayan bir çok şeytanlar vardır, âsîleri yoldan çıkarmaya onlar kâfîdir.

 

Hadîsden maksat : Ramazan ayında kötülüklerin azalmasıdır. Nitekim bunu hepimiz müşâhade etmekteyiz; kaldı ki bütün şeytanlar Ramazan'da bağlanmış bile olsa insanları yoldan çıkaracak başka sebepler yine mevcuttur. Nefs-i emmâre ile kötü âdetler ve insan şeytanları bunlardandır.