SAHİH-İ MÜSLİM

     Konular Numaralar  

 

 

1255 nolu Hadis’in İzahı:

 

Bu hadîsi Buhâri «Kitâbu'l Umre»de tahrîc etmiştir.

 

Yahya b. Saîd, İbn-i Mayîn, Ebû Hatim ve diğer bazı hadîs ulemâsı Mücâhid'in Hz. Âişe 'den hadîs işitmediğini iddia etmişlerdir. Bu hadîs onların aleyhine delildir. Çünkü bizzat Hz. Âişe'den hadîs dinlediğini göstermektedir,

 

Hz. Âişe'nin misvakının işitilmesinden murad bâzılarına göre misvâkinin, bâzılarına göre de kullandığı suyun sesidir.

 

Ebû Abdirrahmân, Hz. Abdullah b. Ömer'in künyesidir. Hz. Âişe'nin onu ismiyle değil de künyesiyle anması hürmet ve ta'zim içindir. Âişe (Radiyallahu anhâ) Hz. Abdullah'ın bu meseleyi unuttuğuna işaret etmiş ve unuttuğunu mübalağa ile ifâde için: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) hiç bir Umre yapmamıştır ki, Abdullah da onunla beraber bulunmasın» demiştir. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in yaptığı Umrelerin tafsilâtına gelince:

 

Görülüyor ki, Mansûr'un Mücâhid'ten rivayetine göre, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Receb ayında Umre yapmıştır. Ebû İshak ise bu hususta Mansûr'a muhalefet ederek yine Mücâhid tarikiyle Abdullah b. Ömer (Radiyallahu anh)'in Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in iki defa Umre yaptığını söylediğini, Hz. Âişe'nin bunu duyunca: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) dört defa Umre.yaptı dediğini rivayet etmiştir. Bu hadîsi İmam Ahme'dle Ebû Dâvud tahrîc etmişlerdir. Şu halde Mansûr'un rivayetine göre ihtilâf Umre'nin yapıldığı aylara, Ebû İshak'ın rivayetine göre ise Umrelerin sayısına aittir.

 

Müslim'in rivayet ettiği Berâ' b. Âzib hadîsinde Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in hacc etmezden önce Zi'l-kade ayında iki defa Umre yaptığı; Ebû Davud'un tahrîc ettiği Hz. Âişe hadîsinde Şevval ayında; Dârekutnî'nin rivayet ettiği Âişe hadîsinde Ramazan'da Umre yaptığı bildirilmektedir.

 

İbn-i Battal diyor ki: «Sahîh olan şudur ki, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) üç Umre yapmıştır. Dördüncü Umre'nin ona nisbet edilmesi, ashabına emrettiği ve huzurunda yapıldığı içindir. Yoksa kendisi o Umreyi yapmamıştır. Hz. Âişe'nin (Receb'de hiç Umre yapmamıştır) sözü de bu kavlin doğruluğunu gösterir.»

 

Ebû Abdi'I-Melik, Hz. Abdullah'ın sözü için: «Bu söz îbni Ömer'in bir vehmidir. Çünkü Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in üç defa Umre yaptığına müslümanların icmâı vardır.» demektedir. Beyhakî'nin rivayet ettiği Hz. Âişe hadîsinde :

 

«Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) üç Umre yaptı. Bunların biri Şevval'de, ikisi Zil kade'de idi denilmiş, yine Beyhakî'nin Hz. Ebû Hureyre'den rivayet ettiği bir hadîsde: «Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) üç Umre yaptı. Bunların hepsi Zil kade'de idi.» buyrulmuştur. Ulemâdan bâzılarına göre ihtimâl Hz. Âişe, Şevval Umresiyle Hudeybiye'deki Umre'yi kasdetmiştir. Sahîh kavle göre bu Umre Zil kade ayında idi» Nitekim Hz. Enes hadîsinde de Zil kade'de olduğu bildirilmiştir. Zührî, Hz. îbni Ömer'in âzadhsı Nâfi', Katâde, Musa b. Ukbe, Muhammed b. îshak ve diğer hadîs ulemâsının kavilleri de budur. Mezkûr rivayette Urvetu'bnü Zübeyr üzerinde ihtilâf edilmiştir. Oğlu Hişâm'in rivayetine göre Hudeybiye Umresi Şevval 'de; İbn-i Lehîa'nın rivayetine göre Zil kade ayında yapılmıştır. Beyhakî: «Sahîh olan budur. Resulullah (Sallallahu Aeyhi ve Sellem} Beyti tavaftan men edilerek kurbanını kesmiş ve traş olmuşsa da halk bunu dahî onun Umreleri meyânında saymışlardır.» diyor.

 

Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in ikinci Umresi Hicretin 7. yılında Zil kade ayında vâki olmuştur. Bu hususta Ulemâ hemen hemen ittifak etmişlerdir. Yalnız îbn-i Hibbân'ın «Sahîh» inda Ramazanda olduğu bildirilmişsede Muhibbi Taberî bunu İbn.i Hibbân'dan başka nakleden olmadığını söylemiş: «Meşhur kavle göre bu Umre Zil kaade'de yapılmıştır» demiştir. Resulullah (Sallallahu Aîeyhi ve Sellem)'in bu Umresirie Umre-i kazâ ve Umre-i kısas nâmları verilmiştir.

 

Üçüncü Umre Hicretin sekizinci yılında yine Zil kade ayında yapılmıştır. Buna Ci'râne Umresi derler.

 

Dördüncü Umre Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in haccı ile birlikte yapılan Umredir. Mezkûr Umre için Zil kade ayının sonlarında ihrama girilmiş Umre fiilleri Zil hicce'de yapılmıştır. Bâzıları bunu saymayarak Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in üç Umre yaptığını söylemişlerdir. Kadî İyâd bu kavli sahîh bulmaktadır. Filhakika Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Veda Haccını yaptığı bu seferde sırf Umre'ye niyet etmemiş, sahîh olan kavle göre Hacc-ı Kır'an yapmıştır. Yani evvelâ hacc'a niyet etmiş, sonra Umre için Akîk vadisinde ihram'a girmişti.

 

Hâsılı Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in dört Umre yaptığını söyleyenler Veda Haccını da hesaba katmış; üç Umre yaptığını söyleyenler bunu saymamış; iki Umre yaptığını iddia edenler Hudeybiye Umresiyle Veda Haccını hesaba katmamışlardır.

 

Faide : Kirmanı: «Veda Haccmda Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ya Temettu'a, ya Kırân'a yahut Hacc-ı îfrâd'a niyet etmiştir.» diyerek işi tereddüde bırakmışsa da onun hu sözü doğru bulunmamıştır. Çünkü mes'ele ihtilaflı olmakla beraber ulemânın ekserisine göre Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Hacc-ı Kırân'a niyet etmiştir. Birçok rivayetler bahusus Hz. Enes'in hacc ile Umreye beraberce dahil olduğunu bildiren rivayeti bunu göstermektedir. Çünkü hacc ile Umreyi beraber yapmak aynen Hacc-ı Kır'an demektir. İbn.i Hazm'ın beyânına göre hadîsi Enes (Radiyallahu anh)'dan rivayet eden onaltı mutemet râvî Resûlullah {Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in hacc ile Umreye beraberce telbiye getirdiğine ittifak etmiş ve Hz. Enes'in bunu Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den işittiğini sarahaten söylemişlerdir.

 

Bu zevat: Bekr b. Abdillâh El-Müzenî, Ebû Kılâbe, Humeyd-i Tavîl, Ebû Kazea, Sâbit-i Bünânî, Humeyd b. Hilâl, Yahya b. Ebî İshâk, Kat'âde, Ebu'l-Esmâ, Hasan-ı Basrî, Mus'ab b. Selim, Mus'ab b. Abdillâh b. Zeberkan, Salim b. Ebî'l.Ca'd, Ebû Kudâme, Zeyd b. Eslem ve Alî b. Zeyd hazerâtıdır. Kendilerinden Tahâvî de hadîsi rivayet etmiştir. Bütün bu zevatın rivayetleri Hacc-ı Kır'an'ın diğer hacc nevilerinden efdal olduğunu sarahaten ifâde ettiği halde, Kirmânî ile ona muvafakat edenlerin «Hacc-ı ifrâd efdâldır» iddiasında bulunmalarını Aynî delilsiz bir dâva olarak kabul etmekte, bunun mükâbere yani kuru bir inattan ibaret olduğunu söylemektedir.

 

Ulemânın beyânına göre Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in umrelerini Zil kade ayında yapması bu ayın faziletinden dolayıdır. Bir de câhiliyet devrinde Araplar Zil kade ayında Umre yapmayı en çirkin kabahatlardan saydıkları için onlara muhalefette bulunmak üzere bu ayı tercih etmiştir.

 

Hz. Aişe'nin ömrüne yemin etmesi, bu şekil yeminin caiz olduğuna delildir. İmam Mâlik ömre yemin etmeyi kerîh görmüştür. Çünkü böyle bir yeminde Allah'dan başkasını ta'zîm vardır.