SAHİH-İ MÜSLİM

Bablar Konular Numaralar

AHMED DAVUDOĞLU

599 - 604. NOLU HADİSLERİN ŞERHİ:

 

Hadisin bu rivayetlerinde bıyıklan kesmekle beraber sakalın uzatılması da emir buyurulmaktadır.

 

Taberî diyorki: «Sakalları uzatın diye emir buyurmanın vechi nedir? bilirsinki İ'fa çoğaltmak demektir. İnsanlardan öyleleri vardırki «Sakalları uzatın hadisinin zahirine tabi olarak sakalının kıllarını haline bırakır da sakal uzunluğuna ve genişliğine çirkinleşir. Hatta dile destan ve misal olur» dersen buna şöyle cevap verilmiştir. Bu haber hususunda Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den hüccet sabit olmuştur ki; sakalın fazla uzatılması yasak kısaltılması vaciptir. Yalnız bunun mikdari hususunda selefin uleması ihtilaf etmişlerdir. Bazılarına göre; kısaltılması icabeden sakalın haddî uzunluğuna bir tutamdan fazla olmak genişliğine de etrafa dağılarak çirkin bir manzara arzetmesidir, Bu kavil Ömer (R.A.)'tan rivayet olunmuştur. Hz. Ömer; «sakalını uzatmış birini görerek sakalından çekmiş. Sonra bir adama emir vererek onun bir tutamdan fazlasını kestirmiş. Sonra: O zat'a dönerek git'te saçını düzelt yahut berbat et, sizden bazınız kendini yırtıcı hayvanlardan bir hayvan gibi başıboş bırakıyor» demiş.

 

 

Ebu Hureyre (R.A.) sakalını tutar bir tutamdan fazlasını kesermiş İbni Ömer'in dahi aynı şekilde hareket ettiği rivayet olunur. Ulemadan bir takımları sakalın uzunluğu ve genişliği çirkin bir şekil olmayacak derecede kısaltılmasına kaildirler. Onlar bu hususta had hudut bildiren bir delil bulamadıklarını söylerler.

 

Ata': Sakal uzadığı zaman onu eninden ve boyundan bir parça almakta beis yoktur: Çünkü hali üzre bırakmakta kendini başkalarının alay ve istihzasına maruz bırakmak vardır» demiş. Bu babta Amr b. Harün'un Üsametü'bnü Zeyd   tarikiyle Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) den rivayet ettiği bir hadisle istidlal etmiştir. Mezkur hadiste «Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) sakalının eninden ve boyundan bir parça alırdı» denilmektedir. Hadisi Tirimizi tahric etmiş ve: «Bu hadis gariptir» demiştir.

 

Nevevi diyorki: «Acemlerin adeti sakallarını kesmekti. Şeri'at bunu Nehy etmiştir. Ulema sakalda makbul olmayan ve her biri diğerinden daha çirkin olan on haslet bulunduğunu söylerler. Bunların birincisi cihada niyeti olmadığı halde sakalı siyaha boyamaktır. İkincisi sünnete ittiba için değil de sulahaya benzemek için sakalı sarıya boyamaktır.

 

Üçüncüsü re'is olmak, başkalarından ta'zim görmek ve kendisine ihtiyar süsü vermek için sakalı kibritle ağartmaktır.

 

Dördüncüsü: Sakalı yolmak yahut ustura ile tıraş etmektir, Buda sakalsızlığı ve güzel görünmeyi terci'han yapılır.

 

Beşincisi: Sakaldan beyaz kılları yolmaktır.

Altıncısı: Kadınlara güzel görünmek için sakalı perçem perçem yapmak.

Yedincisi: Sakalda ziyade ve noksan yapmak.

Sekizincisi: Başkalarına iyi görünmek için sakalını tarayıp salmak.

 

Dokuzuncusu: abid ve zahid görünmek ve kendine bakış görüş etmiyor zannını vermek için sakalı karma karışık keçelenmiş bir halde bırakmak.

 

Onuncusu: Sakalının siyahına ve beyazına bakarak bir cihetten gençlere bir cihetten ihtiyarlara benzediği için böbürlenmek.

 

Onbirincisi: Sakalını pelik gibi Örmektir.

 

Ancak kadının sakalı ve bıyığı çıkarsa onları tıraş etmesi müstehab olur.

 

Beracim: Burcümenin cem'idir. Burcüme parmak mafsalları demektir. Gerek parmak mafsallarını, gerekse kulakların kıvrıntı yerlerindeki kirleri temizlemek sünnettir. Burun içi gibi kir, pas toplanan sair yerleri yıkamakta hükümde dahildir.

 

Hadiste geçen tabiri muhtelif şekillerde tefsir edilmiştir Esas itibari ile suyun noksanlaşmas: manasına gelen bu terkibi veki' istinca diye tefsir etmiştir. Bazılarına göre, bundan murad suyu kullanmak sebebiyle bevli kesmektir. Bir takımları su serpmektir demişlerdir. Filhakika hadisin bir rivayetinde intikas yerine intidah denilmiştir. Cumhura göre; abdestten sonra vesveseyi gidermek için avret yerine biraz su serpmektir. İbnil Esir hadisin şeklinde rivayet edildiğini söylemiştir.

 

Bazıları doğrudan rivayet budur derler. İnfikas bevlettikten sonra o mahalli yıkıyarak bevlin gelmesine mani olmaktır. Maamafih İbni Esir'in rivayeti şazdır. Savab olan Nevevî'ninde beyan ettiği vecihle kelimenin intikas şeklindeki rivayetidir.

 

Hz. Musab'ın: «Onuncuyu unuttum meğerki mazmaza ola» demesi bu hususta şekk ettiğinin ifadesidir. Kaadi Iyaz; «İhtimal bu onuncusu beş şeyle beraber zikredilen sünnet olmalıdır.» demiştir,

 

257 numaralı hadisde Hz. Ebu Hureyre 'nin: «Fıtrat beştir yahut beş şey vardırki bunlar fıtratdır» şeklindeki rivayeti dahi öylemi dedi böyle mi kestiremeyip şekk ettiği içindir.

 

51 numaralı hadisin senedinde ismi geçen Ca'fer hakkında UkayIî söz götürür zira Bu zat hakkında İbni Abdilber: «Bu hadisi Ca'fer b. Süleyman'dan başka kimse rivayet etmemiştir. O da belleyişi zayıf ve hatası çok olduğu için hüccet olamaz demiştir.» şeklinde mütalea yürütmüş ise de Nevevi bunu kabul etmemiş Ca'feri daha Önceki hadis imamlarından bir çoklarının mevsuk ve mutemed bulduğunu söyledikten sonra: «Onu mevsuk kabul etmek için imam Müslimin onunla ihticac etmesi kafidir. Halbuki bu babta başkalarıda Müslim'e ta'bi' olmuşlardır» demiştir.

 

Kaadi Iyaz diyor ki: «Sakalın kazıtılması ve yakılması mekruhtur. Ama uzayınca boyundan ve eninden alınması iyi olur. Sakalını fazla kısaltarak kesmekle şöhret bulmak mekruh olduğu gibi büyük sakallı olmakla şöhret bulmakta mekruhtur. Sakalın ne kadar kesileceği hakkında selef ihtilaf etmişlerdir. Bazıları bu hususta hiç bir had hudut beyan etmemiş Yalnız dillere düşecek derecede kendi haline bırakılmayıp biraz kesileceğini söylemişlerdir. İmam-ı Malik pek uzun sakal bırakmayı mekruh görmüştür. Bir takımları sakal kesmeyi bir tutamla sınırlandırmış fazlasının kesilmesine kail olmuştur. Hac ile umreden başka sakalın hiç bir yerde kesilmiyeceğine kail olanlarda vardır. Bıyıklara gelince seleften bir çoku onların kökten tıraş edileceğine kail olmuşlardır...»

 

Nevevi sakalı kendi haline bırakırsa ondan hiç bir şey kesmemeyi bıyığı ise dudakların etrafı açılacak şekilde kesilmesini ihtiyar etmiştir.