SAHİH-İ MÜSLİM

     Konular Numaralar  

 

 

580 nolu Hadis’in İzahı:

 

Bu hadîsler namaz kılarken nasıl oturulacağını; ellerin nereye ve nasıl konacağını; parmakların vazifesini göstermektedir.

 

Birinci hadîsden anlaşılıyor ki Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) namazda oturduğu zaman sol ayağını, sağ ayağının uyluğu ile baldırı arasına sokar, sağ ayağını yere döşeyerek onun üzerine otururmuş, Ellerini de uylukları üzerine koyarmiş.

 

Nevevî diyor ki: «Râvînin zikrettiği bu oturuş şekli teverrükdür. Lâkin (Sağ ayağını yere döşerdi.) demesi müşkildir. Çünkü sünnet vecihle oturuşda sağ ayak bütün ulemânın ittifakı ile dikilecekdir. Buhârî ile diğer hadîs imamlarının sahîhlerindeki hadîslerde bunu göstermektedir. Kaadı îyâz (Radiyallahû anh) şöyle demektedir: Fakîh Ebu Muhammed El-Huşenî: (Bu sözün doğrusu sol ayağını yere döşedi; demekdir.) mutâlâsmda bulunmuşdur.

 

Fakat Kaadi, Fakîh Ebu Muhammed'in bu sözünü beğenmemişdir. Çünkü namaz kılan kimsenin sol ayağını sağ ayağının uyluğu ile baldırı arasına sokacağı bu rivayette beyân edilmişdir. Kaadı bu bâbda şöyle demişdir: «Me'mûldür ki bu işin doğrusu sağ ayağı dikmekdir. Bu bâbdaki rivayet sahîhdir. Sağ ayağı döşemenin mânâsı: onu parmakları üzerine dikmeyip ayağını yatırmakdır. Netekim ekseri ahvâlde böyle yapılır.»

 

Kaadî'nin zikrettiği bu son te'vîl muhtar olan kavildir. Resûl-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bunun da caiz olduğunu göstermek için böyle oturmuşdur. Her ne kadar parmaklan dikerek oturmak müstehab ise de terki caizdir. Bu te'vîlin bahusus namaz babında nazîrleri çokdur. Mezkûr te'vîl sahih rivayetlerle sabit olmuş; Müslim'in bütün nüshalarında ittifakla kabul edilmiş bir rivayeti hatâya nisbet etmekden evlâdır. Namazdaki teşehhüdlerde iftirâş sureti ile mi yoksa teverrük şeklinde mi oturmanın efdal olduğu hususunda ulemânın ihtilâf ettiklerini evvelce görmüşdük.

 

İmam Mâlik ile ulemâdan bir kısmının mezheplerine göre namazda her iki oturuşda teverrük sureti ile oturmak efdaldır. Delilleri bu hadîslerdir.

 

Ebu Hanîfe ile ulemâdan bâzıları iftirâş sureti ile oturmayı efdal görmüşlerdir.

 

İmam Şafiî ile ulemâdan bir taifeye göre namazda ilk oturuşda iftirâş; ikinci oturuşda teverrük sureti ile oturulur. Bunların delilleri «Sahîh-i Buhârî» de rivayet edilen Ebu Humeyd-i Sâidî hadîsidir. Mezkûr hadîs iki teşehhüd arasında fark olduğunu sarahaten göstermektedir. Şafiî (Rahimehullah) (Teverrük veya iftirâş hususunda vârid olan hadîsler mutlakdır; bunlar da teverrükün veya iftiraşın her iki teşehhüddede mi yoksa yalnız birindemi yapılacağı bildirilmemişdir. Bu ciheti Ebu Humeyd ile arkadaşları beyân etmiş ve İftiraşın ilk oturuşda, teverrükün ise son oturuşda yapılacağını beyân etmişlerdir. Binaenaleyh bu mücmeli onların beyânına hamletmek îcâb eder. demişdir.» Nevevî'nin izahatı burada bitti.

 

Gerçi hadîsde beyân buyurulan bu oturuş şekli Nevevî'nin dediği gibi teverrük denilen oturuş olabilir. Ancak teverrükü başka türlü tarif ve îzâh edenler de vardır. Bir tarife göre teverrük: Namaz kılan kimsenin butlarını yahut bir budunu yere sererek oturmasıdır. Başka bir tarife göre teverrük butlarını yere sererek ayaklarını da sağ tarafından çıkararak oturmakdır. İmam Mâlik'in efdal olarak kabul ettiği teverrükden murâd da budur. Hanefî mezhebine göre namazda kadınların oturuşu teverrükdür. Teverrük kadınlar hakkında müstehabdır. Erkekler hakkında müstehâb olan oturuş şekli onlara göre iftiraşdır.

 

İftirâş: Sol ayağını yere döşeyerek onun üzerine oturmak ve sağ ayağını dikerek parmaklarını kıbleye çevirmekdir.

 

Elleri uylukların üzerine koymak bu işin müstehâb olduğuna delildir. Filhakika bütün ulemâ elleri dizlerin üzerine yahut biraz daha geriye uylukların üzerine koymanın müstehâb olduğunda müttefikdirler. Bâzıları otururken avuçları ile diz kapaklarını tutarmış gibi onları avuçlarının içine almanın lüzumuna kail olmuşlardır. Elleri dizler üzerine koymanın hikmeti onları abesle iştigâlden men'etmek içindir.

 

Namazda şehâdet parmağı ile işaret mes'elesine gelince: Bu husûsda hem rivayetler hem de ulemânın kavilleri muhtelifdir.

 

Ulemâdan bâzılarına göre teşehhüd duasında sıra tam tevhide geldiği zaman tevhidin «Lâ ilahe» kısmı söylenirken sağ elin şehâdet parmağı yukarıya kaldırılır; «illallah» denilirken indirilir. Parmak kaldırılacağı zaman sağ elin parmakları yumulur. Hanefîler'den imam Muhammed'den rivayet olunan işaretin keyfiyeti, sağ elin baş parmağı ile orta parmağını halka yapmak, diğer iki parmağını yumarak şahadet parmağını kaldırmakla olur. Bâzıları parmakların yumulmadan işaret edileceğine; bir takımları da baş parmağı diğer parmakların altına getirmek sureti ile şahadet parmağı kaldırılacağını söylemişlerdir. Şehâdet parmağının kaldırılmasına lüzum görmeyenler de bulunmuşsa da onların kavilleri sahih rivayetlere muhâlifdir. Keydânî namazda parmak kaldırmanın haram olduğunu söylemişse de Aliyy ü'I-Kaarî kendisine pek şiddetli bir cevap vermiş ve yaptığının büyük bir hata olduğunu söyledikten sonra: «Eğer Keydanî hakkında hüsnü zan olmasa idi açık açık küfür ve irtidad etmiş sayılırdı...» demiştir.

 

«Elliüç akdetmek.» araplarca mâruf olan bir sayma usûlüne işâretdir. Onlar bunu hesap ondalıklarında kullanmayı İstılah edinmişlerdir. Elliüç adedini göstermek için sağ elin baş parmağını şehâdet parmağının altına uzatır, öteki parmaklan yumarlarmış.

 

Şehâdet parmağı ile işaret yapılırken tevhidi yâni Allah'ın birliğini ve ihlâsı niyet etmek gerekir.

 

Rivayetlerin bâzısında şehâdet getirirken şehâdet parmağı kaldırıldıkdan başka hareket ettirileceği de ifâde olunmuşdur.