İBNÜ’L-ESİR el-Kamil fi’t-Tarih

1. CİLT

 

CEMŞİD'İN HÜKÜMDARLIĞI

 

Farslı alimler, Tahmuris'ten sonra Cemşid'in hükümdar olduğunu söylerler. Onlara göre, cem ''ay'', şid ''şua, ziya'' demektir. Cemşid çok güzel olduğu için kendisine bu lakabı vermişlerdir. Tahmuris'in kardeşi olan Cemşid'in asıl adı ise Cem bin Vivencihan'dır.

 

Bir rivayete göre Cemşid, yedi iklime hakim olmuş, buralarda bulunan insan ve cinleri itaati altına almış ve başına taç giymiştir. O, hükümdarlığının birinci yılım tamamladıktan sonra ellinci yılına kadar demirden kılıçlar, zırhlar, silahlar ve san'at aletleri yapılmasını, ellinci yılından yüzüncü yılına kadar ise ibrişim elde edilip eğirilmesini, pamuk, keten gibi eğirilip dokunması mümkün olan her şeyin elde edilmesini ve bunların türlü renklere boyanarak giyilmelerini emretmiştir.

 

Cemşid, hükümdarlığının yüzüncü yılı ile yüz ellinci yılları arasındaki zaman içerisinde halkı asker, alimler, katipler ve sanatkarlar, rençperler olmak üzere dört tabakaya ayırınış; halktan bir de hizmetçi sınıf edinmiştir. Ayrıca o, teşkil ettiği bu sınıflar için hususi mühürler yaptırmış, savaş mührünün üzerine: ''İdareli davranış ve yumuşak muamele'', vergi mührünün üzerine: ''Adalet ve bayındırlık'', posta ve haberleşme mührünün üzerine: ''Doğruluk ve emanet'', mahkeme mührünün üzerine: ''Siyaset ve haklının hakkını korumak'' cümlelerini yazdırınıştır. Bu mühürlerin bu şekildeki kullanma adet ve geleneği İslamiyet'e kadar devam etmiştir.

 

Yine Cemşid, saltanatının yüz ellinci yılından iki yüz ellinci yılına kadar şeytanlar ile savaşmış, galip gelerek onları perişan etmiş ve onlar (Allah tarafından) onun emrine verilmişlerdir. Cemşid, saltanatının iki yüz elli ile üç yüz on altı yılları arasında, emrindeki şeytanları dağlardaki taş ve kayaları kırdırmak, yumuşak taş, kireç ve alçı elde etmek, bunlar ile binalar ve hamamlar inşa etmek, denizlerden ve dağlık kısımlardan nakliyat yapmak, madenler, altın, gümüş ve eriyen diğer madeni maddeler elde etmek, çeşitli kokular ve ilaçlar yapmak için görevlendirmiştir.

 

Bundan sonra Cemşid'in emri üzerine kendisi için camdan bir araba yapılmış, şeytanları koştuğu bu arabaya binerek havaya yükselmiş ve bir gün içinde Dünbavend' den Babil'e gelmiştir. Onun Babil'e geldiği bu gün ise yılın ilk ayının ilk günü (Nevnlz)dür. Halk o günü ve ondan sonra gelen beş günü bayram edinmişlerdir.

 

Cemşid, altıncı gün bir beyanname yayınlayarak, tebaasını Allah'ın hoşnut olacağı bir tarzda idare ettiği için kendisine bir mükafat olarak Allah tarafından tebaasının sıcak ve soğukluktan, hastalıklardan, ihtiyarlık ve kıskançlıktan korunacağını halkına bildirmiştir. Bunun bir neticesi olarak halk, üç yüz on altı yıllık bir zamandan sonra üç yüz yıl daha yukarıda zikredilen hallerden azade olarak yaşamışlardır.

 

Bundan sonra Cemşid, Dicle üzerine bir köprü inşa etmiş ve bu köprü İskender tarafından yıkılıncaya kadar uzun süre ayakta kalmıştır. Kendisinden sonra gelen kral ve hükümdarlar ise aynı şekilde köprüler yapmak istemişler; fakat aciz kaldıkları için ağaçtan köprüler yapmak yolunu seçmişlerdir.

 

Cemşid, Allah'ın kendisine vermiş olduğu nimetleri hiçe sayarak inkar etmiş, insanları, cinleri ve şeytanları bir araya toplayıp onlara, kendilerinin sahibi olduğunu, hastalıklardan, ölüm ve ihtiyarlıktan onları kendi kuvvetiyle koruduğunu bildirmiş, azgınlığını sürdürmeye devam etmiş ve halkından hiç bir kimse ona cevap vermemiş, onun içerisinde bulunduğu bu durum şeref ve vakarını kaybettirmiş, neticede Allah tarafından idare ve işlerini yürütmekle görevli olan melekler de kendisinden uzaklaşmışlardır. ''Dahhak'' ismiyle bilinen Biveresb onun bu durumunu öğrenir öğrenmez hemen parçalamak üzere Cemşid'in üzerine yürüdü, fakat o kaçıp kurtuldu. Ancak bundan sonra bir fırsatım bulan Biveresb onu ele geçirdi ve barsaklarını çıkarıp kendisini testere ile ikiye böldü.

 

Bir rivayete göre, Cem ilahlık iddiasında bulunmuş, kardeşi İsgatur (İsfatur?) onu öldürmek üzere üzerine yürümüş, fakat Cem izini kaybettirip yüz yıl kadar saklanmış, neticede gizliliğini sürdürdüğü bir sırada Biveresb üzerine yürümüş ve onu mağlup ederek mülkünü elinden almıştır.

 

Rivayete göre, Cem'in hükümdarlığı yedi yüz on altı yıl, dört ay sürmüştür. Yukarıda geçtiği üzere, bir takım Acem hurafelerinden ibaret olan, duyulması kulaklara hoş gelmeyen, tabiat ve akıllar tarafından reddedilen bir takım şeylerin bulunmasından dolayı Cem ile alakalı haberleri buraya almamağa karar vermiş iken biz yine de onunla ilgili haberleri ve hadiseleri bu kısımda tam olarak vermeğe çalıştık. Böyle yapmamızın sebebi ise Acemlerin cahilliklerini ortaya koymaktır; çünkü onlar, çoğu zaman Arapları cehaletle suçlayıp ayıplarlar; halbuki Araplar hurafe hususunda onların ulaştığı bu noktaya hiçbir zaman gelmemişlerdir. Eğer biz Cem ile ilgili bu kısmı buraya almamış olsaydık, Acemlerin haberlerine dair zikretmek istediğimiz bir kısım şeyleri terk etmiş alacaktık.

 

BİR SONRAKİ SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA

 

Hz. NUH (A.S.)'UN ZAMANINDA MEYDANA GELEN HADİSELER