|
|
Hz.
Hızkil vefat edince, İsrailoğulları'nın arasında bir takım uygunsuz hadiseler
meydana geldi ve onlar Allah'a olan ahitlerini terk edip putlara tapmağa
başladılar. Bunun üzerine Allah (C.C.) onlara, İlyas bin Yasin bin Finhas bin
el-Azar (Ayzar) bin Harun bin İmran'ı peygamber olarak gönderdi.
Hz.
Musa'dan sonra İsrailoğulları'na gönderilen peygamberler, Tevrat'ın
hükümlerinden unutulanları yenilemek için gönderilirlerdi. Hz. İlyas,
İsrailoğulları'nın hükümdarlarından Ehab adında bir hükümdar'ın yanında
bulunuyordu; Ehab O'nu dinler ve sözlerini tasdik eder, İlyas (A.S.) da
işlerinde ona yardımcı olurdu. İsrailoğulları ise bu sırada Ba'l adında bir
puta tapıyorlardı. Hz. İlyas onları Allah'ın birliğine ve O'na ibadet etmeğe
davet etti; Halbuki İsrailoğulları ancak kendi hükümdarlarının sözlerine kulak
asar, onların sözlerini dinlerlerdi. Bu sırada İsrailoğulları'nın hükümdarları
dağınık vaziyette idiler. Her bir hükümdar belli bir bölgede hüküm sürüyor ve o
bölgeyi haraca bağlıyordu.
Bir
gün Hz. İlyas'ın yanında bulunduğu hükümdar ona: "Allah'a yemin ederim ki,
ben senin davet ettiğin dinin batıl olduğu kanaatindeyim. Çünkü ben
İsrailoğulları'nın hükümdarlarından falan ve falanın putlara taptıklarını
görüyorum. Fakat buna rağmen onların yiyip içtiklerini, dünya nimetlerinden
faydalandıklarını, puta tapmalarının kendilerine bir zararı olmadığını, hatta
puta tapmalarının dünyalıklarından hiçbir şeyi eksiltmediğini görmekteyim. Hem
bizim onlardan üstün olan bir tarafımız da yoktur." dedi.
Bunun
üzerine Hz. İlyas istirca'da bulunarak (Biz Allah içiniz, muhakkak O'na
döneceğiz, diyerek) yanında bulunduğu hükümdardan ayrıldı. Sonra bu hükümdar da
diğerleri gibi putlara tapmağa başladı.
Bu
hükümdarın mü'min, fakat imanını gizleyen salih bir komşusu vardı ve bu kişinin
hükümdarın sarayının kenarında bir bahçesi mevcuttu. Hükümdar ise komşularına çok
iyi davranıyordu. Bu hükümdarın şer ve küfürde eşi menendi bulunmayan bir
karısı vardı. Bir gün karısı hükümdara bu adamın bahçesini elinden almasını
söyledi; fakat hükümdar karısının bu sözünü dinlemedi. Hükümdar bulunduğu
beldeden bir yere gittiği zaman yerine halef olarak karısı bakar ve halkın
arasına çıkardı. Bir defasında hükümdar şehirden uzaklaşmıştı; işte bu sırada
karısı bostan sahibi kişinin aleyhine şahit tutup kocası hükümdara sövdüğünü
ileri sürerek onu öldürüp bostanına el koymuştu. Nihayet hükümdar geri döndüğü
zaman karısının bu hareketine fena halde öfkelenip gözünde büyüttü ve çok
yadırgadı. Bunun üzerine karısı ona: "Olan oldu." diyerek kocasını
yatıştırmağa çalıştı. Bu sırada Allah Hz. İlyas'a, hükümdar ve karısına gidip bahçeyi
sahibinin mirasçılarına geri vermelerini, vermedikleri takdirde Allah'ın onlara
gazap edip bahçenin içinde helak edeceğini ve bu bahçeden çok az bir müddet
faydalanacaklarını söylemesini vahyetti. Bunun üzerine Hz. İlyas hükümdar ve
karısına durumu bildirdi; fakat onlar hakka yaklaşmadılar.
Hz.
İlyas, İsrailoğulları'nın küfür ve haksızlık üzerinde direndiklerini görünce
onların aleyhine dua etti. Bunun üzerine Allah (C.C.) onlara üç yıl yağmur
yağdırmadı; bu yüzden hayvanlar, kuşlar, böcekler ve ağaçlar telef oldular,
hatta insanlar çok şiddetli bir sıkıntıya düştüler. Bu sırada Hz. İlyas
İsrailoğulları'nın kendisine bir kötülük yapmalarından korkarak gizlenmişti;
rızkı ise onun ayağına geliyordu. Sonra bir gece Hz. İlyas İsrailoğulları'ndan
bir kadının evine sığınmıştı; bu kadının Elyesa' bin Ahtub (Uhtub ?) adında bir
oğlu vardı ve oğlu ağır bir hastalığa yakalanmıştı. Hz. İlyas'ın duasıyla
Elyesa', içinde bulunduğu ağır hastalıktan afiyet bulup şifaya kavuştu ve
İlyas'a tabi olup ona bağlandı. Hatta Elyasa' İlyas ile beraber bulunur, onunla
sohbet eder, onun söylediklerini tasdik ederdi. Nihayet Hz. İlyas yaşlanınca
Allah (C.C.) vahiy yoluyla ona: "Ey İlyas! Sen hayvanlar, kuşlar, böcekler
ve bunlar gibi birçok yaratığın telef olup yok olmasına sebep oldun. Halbuki
sadece İsrailoğulları isyan etmişti." buyurdu. Bunun üzerine Hz. İlyas:
"Ey Rabb'im! Bana müsaade et, bu defa İsrailoğulları'nın lehine dua
edeyim, sıkıntılardan kurtulmalarına sevineyim, umulur ki onlar hak yola
dönerler." dedi ve İsrailoğulları'nın yanına gelerek onlara:
"Kusurlarınız yüzünden hem siz, hem de hayvanlar ve diğer yaratıklar helak
oldu. Eğer siz, yaptıklarınız yüzünden Allah'ın size gazap ettiğini öğrenmek ve
benim sizi davet ettiğim şeyin hak olduğunu bilmek isterseniz, putlarınızIa birlikte
ortaya çıkın ve onlara dua edip yalvarın, eğer bu putlar dualarınıza icabet
eder, isteklerinizi yerine getirirlerse, iddia ettiğiniz gibi putlara tapmak
hak olur. Şayet onlar dualarınıza icabet etmez ve isteklerinizi yerine
getirmezler ise, o zaman batıl yolda olduğunuzu anlamış olursunuz ve bu yolu
bırakırsanız, ben de sizin için Allah'a dua ederim, bu vesile ile sizi
sıkıntılardan kurtarır." dedi.
Bunun
üzerine İsrailoğulları ona: "Gerçekten şimdi yerinde bir söz
söyledin." dediler. Fazla zaman geçirmeden harekete geçerek putlarıyla
birlikte ortaya çıktılar ve onlara dua edip yalvarmağa başladılar. Ancak ne var
ki, putlarından dua ve yalvarmalarına bir karşılık alamadılar, sıkıntı ve
darlıktan da kurtulamadılar. Bunun üzerine hemen Hz. İlyas'a koşarak ona:
"Biz mahvolduk, bizim için Allah'a dua et." dediler. Hz. İlyas
onların sıkıntılardan kurtulmaları ve kendilerine yağmur yağdırılması için
Allah'a dua edip yalvardı. Bu sırada İsrailoğulları'nın gözlerinin önünde
kalkan gibi bir bulut belirdi ve gittikçe büyümeğe başladı. Çok geçmeden Allah
(C.C.) bu buluttan bol miktarda yağmur gönderdi; böylece memleketleri yağmur
sebebiyle yeniden dirildi ve Allah onları içinde bulundukları sıkıntılardan
kurtardı. Fakat onlar batıl yollarını bırakmadılar ve hak yola da dönmediler.
Bunun üzerine Hz. İlyas, Allah (CC)'tan ruhunu kabzetmesini ve kendisini
onların elinden rahata kavuşturmasını istedi.
Hz.
İlyas'ın bu duasından sonra Allah O'na bir kanat taktı ve nurdan bir de elbise
giydirdi. Ayrıca ondan yemek ve içmek zevkini de kesti. Böylece İlyas hem
insan, hem melek, hem yer ve hem de gök özelliklerini taşıyan bir varlık oldu.
Bu
arada Allah (CC) hükümdarla kavminin başına bir düşman musallat etti ve bu
düşman onlara karşı zafer elde edip hükümdarla karısını gasbettikleri bahçenin
içerisinde öldürdü, etleri çürüyünceye kadar onları bahçenin içerisine bıraktı.
BİR SONRAKİ
SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA
EL YESA' (A.S.)'IN
PEYGAMBERLİĞİ ve İSRAİLOĞULLARI'NDAN TABUT'UN ALINMASI