|
|
Ebu
Ubeyde anlatıyor: "Bu savaşta Bekr bin Vailoğulları Temimoğulları'na üstün
gelmişlerdir." "Bu savaşın sebebi ise şu idi: Bekr bin
Vailoğulları'ndan bir grup insan ''Sı'ab'' denilen yere gidip kışı orada
geçirdiler. İlkbahar geçtikten sonra buradan geri dönerken ''Devv'' denilen
yerden geçtiler ve orada Temimoğulları'na mensup olan Amr ve Hanzalaoğullarıyla
karşılaştılar. Neticede bir baskın yaparak Temimoğulları'nın çok sayıda
hayvanlarını ele geçirdiler ve sürüp götürdüler. Tam bu sırada imdat için
birisi gelip durumu Amr ve Hanzalaoğulları'na haber verdi. Bunun üzerine onlar
kendi kavimlerine yardım etmek üzere harekete geçtiler ve Bekr bin
Vailoğulları'nın peşine düştüler. Bekr bin Vailoğulları ise iki gün iki gece
gittikten sonra yorgun düştüklerinden ''Felc'' denilen yere gelip indiler.
Ayrıca onlar gerilerinde gözcü olarak güzel koşan iki at sırtında iki kişi
bıraktılar ve bu kişiler arkalarında Temimoğulları geldiği takdirde onların
gelişlerini haber vereceklerdi. Nihayet Temimoğulları bu gözcü kişilere
yaklaşınca hemen atlarını koşturup acele şekilde kendi kavimleri olan
Bekroğulları'na geldiler ve onları uyardılar. Bekr bin Vailoğulları ''Felc''
denilen yere geldiklerinde, Temimoğulları'nın peşlerinden gelmekte olduğu
haberi kendilerine ulaştırılmıştı. Hanzala bin Yesar el-İcli ise çadırım kurup
konaklamağa başladı; beraberindekiler de inip onunla konaklamağa başladılar ve
onunla beraber savaşmak için hazırlandılar. Nihayet Temimoğulları gelip
yetiştiler , Bekroğulları ise onlara karşı koyup şiddetli bir şekilde
savaştılar. Bu arada Arfece bin Bahir el-İcli, Temim oğulları'ndan Halid bin Malik
bin Seleme'nin üzerine saldırdı ve yaralayıp esir aldı. Rib'i bin Malik bin
Seleme ise savaş meydanında öldürüldü. Neticede Temimoğulları hezimete
uğradılar, Bekroğulları ise arzuladıkları zafere ulaştılar. Sonra Arfece bin
Bahir, Halid bin Malik'i serbest bıraktı ve alın saçını kesti."
"Bunun
üzerine Halid bin Malik şu mealdeki mısraları söyledi:
''Biz
iyilik olarak Lüceymoğulları 'nın iyiliklerini gördük; başkalarının iyilikleri
azaldığı zaman onlarınki çoğalıp artardı. Onlar çadırlarını 'Fele' denilen
yerde kurdular ve harim-i ismetlerini çok güzel korudular. Ben esaret zincirine
boyun eğmişken, onlar bana ihsanda bulunupbeni serbest bıraktılar. Bineklere
binenlerin en hayırlısı ve bir araya toplandıkları zaman külleri
(cömertlikleri) en çok olan onlar değil midir? Başlarına umumi bir felaket
geldiği zaman, onlar Bekr oğulları'nın sağlam bir direği değiller
midir?''"
"Kays
bin Asım, bu davranışından dolayı Halid bin Malik'i ayıplamış ve şu mealdeki
mısraları söylemiştir:
''Ey
Selma bin Cendel 'in oğlu! Eğer sen hür (mert) bir kişi olsaydın, düşmanına
karşı ayaklanırdın ve Selma bin Cendel'in yolu-nu tutmazdın. Her gün Felc
harabeleriyle birlikte: 'İbn Hanzal'ın yardımına koşup intikamını alın!'
şeklindeki garip seslerin cevabını kim verecek? Nice susuzlar (intikam ateşiyle
ya-nanlar) var ki, isteklerini yerine getirecek ne ulu bir efendileri ve ne de
suyu bol kuyulardan onlara kana kana içirecek (intikam alacak) aileleri var.
Felc Savaşı'nda öncü birliğin ilk safında olmanıza rağmen, kaçmak suretiyle
Rıb'f bin Malik'e gaddarlık ettin. Şahinden korkan kata kuşu gibi, içine
düşmekten korktuğun tehlikeden kurtulmağa çalışıyorsun. Dilerim korktuğundan
kurtulmayasın!''"
Kays
bin Asım, Felc Savaşı'nda öldürülen kardeşi Rıb'i bin Malik'in ve onunla
beraber öldürülen diğerlerinin intikamını almadığı için Halid bin Malik'i
ayıplayıp yeriyor ve cahiliye devri inançlarına göre: "Onların intikam
sedaları yükseliyor; fakat hiç bir kimse onların intikam sedalarına kulak
asmıyor." diyor. Eğer uzatmak korkusu olmasaydı, bu hususu daha geniş bir
şekilde izah ederdim.
BİR SONRAKİ
SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA