|
|
HİCRİ 23.YIL
Atlılar
civara dağıldıktan sonra Beyruz'da Kürtlerden ve diğer kavimlerden büyük bir
ordu toplanmıştı. Hz. Ömer Ebü Musa'ya ta Basra'nın öbür yakasına kadar gidip
oraları tamamen emniyete alarak buralardan Müslümanları arkadan kuşatacak
hücumlardan korumasını emretmişti. Hz. Ömer'in bunu istemesindeki gaye,
buralardaki askerlerinin telef olmaması ve arkalarından kuşatılıp yok
edilmemelerini arzu etmesidir. Ebü Musa, Kürtlerin Beyruz'da iyice
toplanmalarını beklemiş ve ondan sonra oraya doğru yola çıkmıştı. İki ordu
Ramazan ayında, Nehr - Tira ve Menazir şehirleri arasında karşılaşmışlardı.
el-Muhacir bin Ziyad, güzel kokular sürünüp savaşa hazırlanmış ve Ebü Musa da
Müslümanlarla birlikte iftarını yapmış, sonra aralarında şiddetli çarpışmalar
meydana gelmişti. Muhacir büyük çarpışmalardan sonra öldürülmüştü. Ondan sonra
müşrikler acze ve ümitsizliğe kapılarak son derece zillet ve korku içinde
kalelerine sığınmışlardı. Rabi' bin Ziyad kardeşi Muhacir'in ölümüne bir hayli
üzülmüş ve kederlenmişti. Onun bu haline acıyan Ebu Musa Rabi' bin Ziyad'ı
ordusunun başına kumandan tayin etti. Rabi' İsfahan'da Cey şehrini muhasara
etmekte olan Müslümanların yanına varmak üzere yola koyulmuş ve onların bu
muhasaralarına iştirak etnıişti. Cey şehri fethedildikten sonra Basra'ya dönmüş,
er-Rabi' bin Ziyad el-Harisi de Nehr-Tira'ya bağlı olan Beyruz şehrini
fethederek büyük ganimetler ele geçirmişti.
Ebu
Musa elde edilen ganimetIerin humuslarıyla birlikte Hz. Ömer'e bir heyet
göndermişti. Bu arada Dabba bin Mihsan el-Anezi, bu heyet içinde Hz. Ömer'e
gitmek istemiş, fakat O'nun bu isteği Ebu Musa tarafından reddedilmişti. Ebu
Musa, Beyruz esirlerinden kendisi için altmış köle ayırmıştı. Bunun üzerine
Dabbe Ebu Musa'yı Hz. Ömer'e şikayet etmek üzere Medine'ye yönelince, Ebu Musa
da aynı şekilde Hz. Ömer'e (R.A.) durumu bir mektupla bildirmişti. Dabbe Hz.
Ömer'in yanına vardığında, selam vermiş, Hz. Ömer: "Kimsin sen?" diye
sorduğunda kim olduğunu bildirmişti. Bunun üzerine Hz. Ömer: "Sana
merhabalar olmasın ve hoş da gelmedin" diye karşılık vermiş ve durumunu
sormuştu. Dabbe şöyle demişti: "Ebu Musa bölgenin ileri gelenlerinin
çocuklarından altmış köleyi kendisi için ayırdı. O'nun ayrıca sabah bir çuval,
akşam bir çuval yemek yiyen bir cariyesi vardır. Buna Akile adı veriliyordu. Ayrıca,
Ebu Musa'nın iki adet kilesi ve iki mührü vardır. Diğer taraftan Ebu Musa,
Ziyad bin Ebi Süfyan'a Basra işlerini devretmiş ve bu da yetmiyormuş gibi
Hatie'ye bin dinar mükafat vermiştir."
Bunları
işiten Hz. Ömer (r.a.) hemen Ebu Musa'yı Medine'ye çağırdı.
Medine'ye
geldiğinde, bir kaç gün O'nu gizli tutmuş, sonra Dabbe'yi de huzuruna çağırarak
her ikisini yüzleştirmişti. Dabbe Ebu Musa'nın altmış köleyi kendi nefsi için
aldığını söyleyince, Ebu Musa: "Bu altmış köleyi fidye karşılığı olarak serbest
bıraktım ve elde ettiklerimi de Müslümanlar arasında dağıttım." diye
karşılık verir. Bunun üzerine Dabbe: "Yalan söylemedi ve ben de yalan
söylemedim." demiş ve bu defa onun iki kilesi olduğunu söylemişti. Ebu
Musa: "Bunlardan bir tanesi benim çoluk çocuğumun diğerleri ise
Müslümanlarındır." diye cevap verince, Dabbe: "Yalan söylemedi ve ben
de yalan söylemedim." karşılığını vermişti. Akile adlı cariyeyi söz konusu
edince, Ebu Musa susmuş ve özrünü beyan etmemişti. Bunun üzerine Hz. Ömer
(R.A.), Dabbe'nin bu konuda doğru söylediğini anlamıştı. Ziyad'ı Basra'ya vali
tayin etmesine gelince, Ebu Musa şöyle demişti: "Ben O'nu bu işlerin ehli
olarak gördüm. Gayet ileri görüşlü ve iyi bir idareci olduğu için Basra'ya
tayin ettim." Hatie'ye bin dinarlık mükafat verilmesine gelince, Ebu Musa
şöyle müdafaa etmişti: "Para ile Hatie'nin ağzını tıkadım ki, aleyhimde
konuşmasın. " Hz. Ömer (R.A.) dinledikten sonra O'nu yerine göndermiş ve
oraya vardığında kendisine Ziyad'ı ve Akile'yi göndermesini emretmişti. Ebu Musa
görev yerine vardığında Ziyad ve Akile'yi Hz. Ömer'e göndermişti. Ziyad
Medine'ye vardığında, Hz. Ömer O'na bazı sorular sormuş, Kur'an ve sünnet
bilgisini öğrenmiş, farzlar ile ilgili bilgisini tartmış, gerçekten fakih bir
kimse olduğunu görünce yerine, Basra'ya gönderip halkın O'na uymasını
istemişti. Akile'yi ise, Medine'de bırakmıştı.
Hz.
Ömer (r.a.) bu olay üzerine şöyle demişti: "Dabba, Ebu Musa'ya kızmış ve
O'nunla münakaşa etmişti. Dünya menfaatlerinden bazılarına nail olamayınca
karşı bir tavır takınmıştır. Bu yalanı ve uydurması ise diğer doğrularını yok
etmişti. Aman aman, sakının yalan söylemekten; çünkü yalan kişiyi cehenneme
sokan bir niteliktir. "
BİR SONRAKİ
SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA
SELEME BİN KAYS
el-EŞCA'İ ve KÜRTLER