|
|
HİCRİ 23.YIL
Hz.
ÖMER'İN NESEBİ, ÖZELLİKLERİ ve YAŞAYIŞI
Hz.
Ömer'in nesebi şöyledir: Ömer bin Hattab bin Nüfeyl bin Abduluzza bin Riyah bin
Abdullah bin Kart bin Rezan bin Adiyy bin Ka'ab bin Lüey'dir. Künyesi. Ebu Hafs
olup, annesi Hantame binti Hişam bin Muğire bin Abdullah bin Ömer bin
Mahzum'dur. Böylelikle Hz. Ömer'in annesi Ebu Cehil'in amcasının kızıdır. Ancak
O'nun hakkında sağlam bir bilgiye sahip olamayanlara göre ise Hz. Ömer'in
annesinin Ebu Cehil'in kız kardeşi olduğu ifade edilir ki bu yanlıştır.
Nebi
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) O'na Faruk lakabını vermişti. Başka bir rivayette
bu lakabı ehl-i kitabın vermiş olduğu da kaydedilir.
Hz.
Ömer (R.A.) uzun boylu, hafif esmerdi. Saçları dökük olup, kendi geçimini kendi
eliyle ve zorca temin etmeye çalışırdı. Bir hayli uzun boylu olduğu söylenir.
Gerçekten sanki bir ata binmiş gibi uzun boylu görünürdü. Başka bir rivayette
ise gayet beyaz tenli olduğu ve bu bembeyaz teninin kırmızıya çaldığı söylenir.
Ayrıca saçlarının dökük ve biraz da kırlaştığı anlatılır. Saçları sarıya çalar
ve hafif de kıvırcık idi. Ficar Harbi'nden dört yıl önce dünyaya gelmiş ve elli
beş yaşında iken vefat etmiş olduğu söylenir. Diğer bir rivayette ise altmış
yaşında, bir başkasında altmış üç küsur yaşında öldüğü söylenir ki, en doğrusudur.
Diğer bir rivayette ise 61 yaşında vefat ettiği kaydedilir.
******
ÇOCUKLARl
VE HANIMLARI
Hz.
Ömer Müslüman olmadan önce Maz'un'un kızı Zeyneb ile evlenmişti. Maz'un'un
babası Habib, O'nun babası Vehb, O'nun babası Huzafe onun da babası Cumah idi.
Zeynep; Abdullah, büyük Abdurrahman ve Hafsa'yı doğurmuştu. Daha sonra Hz. Ömer
(r.a.) Müleyke binti Cerval el-Huzai ile evlenmişti. Hz. Ömer'in bu hanımından
da Ubeydullah bin Ömer dünyaya gelmişti. Hz. Ömer daha sonra bu hanımından
ayrılmış, o da Ebu Cehm bin Huzeyfe ile evlenmişti. Hz. Ömer'in oğlu Ubeydullah
Sıffin Savaşı'nda Muaviye ile birlikte olduğu sırada öldürülmüştü. Başka bir
rivayete göre Ubeydullah'ın annesinin küçük Zeyd'in de annesi olan Ümmü Külsüm
binti Cerval el-Huzai olduğu kaydedilir. Hz. Ömer Müslüman olduktan sonra bu
hanımından ayrılmıştır. Daha sonra Hz. Ömer Kureybe binti Ebi Umeyye el-Mahzumi
ile cahiliye döneminde evlenmiştir. aynı şekilde bundan da İslam'dan sonra sulh
yoluyla ayrılmıştı. Bu hanım daha sonra Abdurrahman bin Ebi Bekr ile
evlenmiştir. Böylelikle Hz. Ömer ve Abdurrahman bin Ebi Bekr Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in iki bacanağı idiler. Çünkü Kureybe Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in hanımı Ümmü Seleme'nin kız kardeşi idi. Hz.
Ömer ayrıca Müslüman olduktan sonra Ümmü Hakim binti el-Hars bin Hişam
el-Mahzumi ile evlenmiştir. Bu hanımından Fatıma adlı bir kızı dünyaya
geldikten sonra O'ndan boşanmıştı. Fakat diğer bir rivayette boşanmadığı
kaydedilir. Hz. Ömer Müslüman olduktan sonra Asım bin Sabit bin Ebi Aklah
el-Evsi elEnsari'nin kız kardeşi Cemile ile evlenmiş ve Asım adlı bir oğlu
dünyaya gelmiştir. Sonra O'nu da boşamıştı. Daha sonra Ali bin Ebi Talib'in
kızı Ümmü Külsum ile evlenmiştir. Ümmü Külsüm Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'in kızı Hz. Fatıma'nın kızı idi. Hz. Ömer Ümmü Külsum'e kırk bin dirhem
mehir vermişti. Rukiyye ve Zeyd adlı çocukları da Ümmü Külsüm'den dünyaya
gelmişlerdi. Daha sonra Yemen'li bir kadın olan Lüheyye ile evlenmiş ve O'ndan
da ortanca -başka bir rivayete göre küçük- Abdurrahman doğmuştu. Bir rivayete
göre ise bu hanımın cariye olup daha sonra Ümmü'l-veled olduğu kaydedilir.
Ayrıca Huzeyfe adında bir Ümmü'l-veledi vardı ki O'ndan çocuklarının en küçüğü
Zeynep dünyaya gelmişti. Ayrıca Atike binti Zeyd bin Amr bin Nüfeyl ile de
evlenmiş bulunuyordu. Bu kadın daha önce Abdullah bin Ebi Bekr es-Sıddik'in
hanımı idi. O öldürüldükten sonra Hz. Ömer (R.A.) bu kadınla evlenmişti. Şehit
edildikten sonra bu hanım, Zübeyr bin Avvam ile evlenmiş, O da aynı şekilde
vefat ettiğinde Hz. Ali bu kadını istemiş, O'nun bu isteğini reddetmiş ve şöyle
demişti: "Senin de öldürülmenden korkuyorum, onun için bu isteğini kabul
edemem." Bunun üzerine Hz. Ali de O'nunla evlenmekten vazgeçmişti.
Hz.
Ömer, Hz. Aişe aracılığı ile Hz. Ebu Bekir'in kızı Üınmü Külsum'ü istetmiş,
fakat Üınmü Külsum: "O'nu istemiyorum, o son derece kaba ve kadınlara
şiddetle davranan biridir" demişti. Bunun üzerine Hz. Aişe durumu Amr bin
el-Ass'a bildirip Hz. Ömer'e göndermiş, Amr bin el-Ass: "Ben bu işi
hallederim" deyip Hz. Ömer'e gelmiş ve şöyle demişti: "O'ndan Allah'a
sığınacağın bir haber ulaştı bana." Hz. Ömer: "Nedir o?"
deyince: "Ebu Bekir'in kızı Üınmü Külsum'ü istetmiştin." diye cevap
vermiş, Hz. Ömer de: "Evet, yoksa beni O'na ve O'nu bana layık görmedin
mi?" diye sorunca, Amr:
"Hayır,
bunların hiç biri; ancak o emiru'l-müminin Ebu Bekir'in terbiyesi altında gayet
yumuşak ve tatlılıkla büyümüş bir kızdır, halbuki sen gayet sert bir kimsesin.
Biz herhangi bir davranışın ve huyuna karşı seni reddetmekten korkuyor iken, o
nazik kızcağız senin bu huyuna karşı nasıl tahammül edebilecek? O, sana bir konuda
muhalefet ettiği zaman sen Ebu Bekir'in halefi olarak O'nun çocuğuna nasıl
sertçe davranacaksın? Bu sana yakışır mı?" demiş, bunun üzerine Hz. Ömer:
"Hz. Aişe ile bu durumu konuşmuştum, O'nun görüşü. nedir?" diye
sormuş, Amr bin el-Ass da: "Beni sana elçi olarak O gönderdi, ancak sana
ondan daha hayırlısını ve iyisini tavsiye edeyim ki o da Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'in nesebiyle bir bağ kurabileceğin Ali bin Ebi Talib'in kızı
Üınmü Külsum'dur." diye cevap yermişti. Daha sonra Üınmü Eban binti Utbe
bin Rabia'yı istetmişti. Fakat bu kadın Hz. Ömer'den gayet sıkı ımı ş olarak:
"O kapısını kapatır, başkasına iyiliği dokunmaz. Yüzü, suratı asık olarak
çıkar ve aynı şekilde yüzü asık olarak geri gelir" demişti.
BİR SONRAKİ
SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA