DÜŞMANıN
ALIKOYMASINDAN BAŞKA BİR SEBEPLE iHSAR / ENGELLENMEK ALIKONULMAK
Bize er-Rebi' haber verip
dedi ki: Şafii (Allah ondan razı olsun) dedi ki: Bir adam hac için ihrama girip
sultan onu hapsedecek olursa, eğer bu hapsin bitişi ile birlikte hacca
yetişeceği kanaatine sahipse, Mekke'ye kadar yolu da güvenli ise ihramdan
çıkmaz.
Salıverildiği takdirde
devam eder. Şayet ne kadar hapiste kalacağı onun için belirsiz ve ne zaman
biteceğini bilemiyor ise yahut da süresi belli olmakla birlikte,
salıverileceğinde hacca yetişemeyecek ise ya da kendi beldesine devam etmesi
imkansız ise, muhsar kimsenin ihramdan çıkması gibi, o da ihramdan çıkabilir.
Bütün bu hususlarda kıyas; onun düşmanın alıkoyması halinde olduğu gibi, muhsar
olduğudur. Bunun benzeri ise hac yapmak üzere ihrama giren bir kadının kocası
tarafından alıkonulmasıdır. Hac etmek niyetiyle ihrama girip de efendileri
tarafından alıkonulan köleler de onun gibidir.
Şafii (Allah ondan razı
olsun) farz olmayan hac için, ihrama girip anne babası tarafından ya da
onlardan birisi tarafından alıkonulan kişi ile ilgili olarak ben, onun tıpkı
muhsar kimsenin ihramdan çıkması gibi ihramdan çıkabileceği görüşündeyim.
Şafii (Allah ondan razı
olsun) dedi ki: Bu hüküm, onun bu haccının nafile hac -tetavvu- olması halinde
böyledir. Ama yapacağı hac, farz hac olup bunun için ihrama girmiş ise, haccını
devam ettirir, artık haccı tamamlaması onun için bir gereklilik olup bu
maksatla ihrama girdikten sonra, anne babasından herhangi birisi bu hususta ona
engel olamaz.
Birisi dese ki:
- Şayet düşman hem korku
veren hem engelleyici ise ne dersin? Çünkü sen ihramlı bir kimseye düşmanın
engelolması sebebi ile ihramdan çıkmasına izin verdin. Peki, sence kişinin
babası, annesi kölenin efendisi ve kadının kocası bu durumda mıdır? Ona şöyle
denilir:
- Evet. Bunlar da
engelleyici olmaları itibari ile onunla aynı manada olduğu gibi, çoğu bakımdan
da onun gibidir. Onların engelleme hakları olmaları itibari ile böyledir. Fakat
düşmanın onları engelleme hakkı yoktur. Bu dediğin kimseler ise düşman gibi
korkutmamaları itibari ile düşmandan farklıdır. Dese ki:
- Başka bir anlamda bir
arada olmakla birlikte bir bakıma onlar düşmandan farklı iken onları nasıl bir
arada söz konusu ettin? Derim ki:
- Bunlar bir manada(bazı
sebeplerden dolayı) ortaktırlar. Ayrıca bunlar da fazladan engelolabilme
hakları vardır. Birden çok kişiden bellediğime göre, bir kadın şayet farz
olmayan bir hac için ihrama girecek olursa, kocası ona engel olabilir.
[1112] Nebi (s.a.v.)'tan
şöyle buyurduğunu belledim: "Bir kadının kocası hazır iken onun izni
olmaksızın bir gün oruç tutması helal değildir."
Bu (hüküm) farz hakkında
değil de nafile hakkındadır. Eğer kadının kocasının izni olmaksızın oruç
tutması helal değilse, oruç tutacak olsa, ona oruç açtırması hakkıdır. Çünkü
kadının bu durumda (nafile) oruç tutma hakkı yoktur. İşte hac da böyledir.
Efendinin kölesi üzerindeki otoritesi ise kocanın karısı üzerindeki
otoritesinden daha güçlüdür. Kişinin ebeveyninden birisinin hakkı da kocanın
karısı üzerindeki hakkından daha büyüktür. Onlara itaat etmek daha vaciptir.
İşte o dediklerimi bundan dolayı söyledim.
Sonraki için tıkla: