ULUDAĞ :
Koordinatlar: 40°04'14¨N, 29°13'18¨E Uludağ, Bursa ili sınırları
içinde, 2.543 m yüksekliği ile Türkiye'nin en büyük kış ve doğa sporları
merkezi olan dağdır.
Uludağ; Marmara Bölgesinin en yüksek dağıdır. Kuzeybatı-güneydoğu
doğrultusunda uzanan Uludağ'ın uzunluğu 40 km'yi bulur. Genişliği ise 15-20
km'dir. Toplu ve heybetli bir görünüşe sahip olan bu dağın Bursa'ya bakan
yamaçları kademeli, güneye Orhaneli'ne bakan tarafları ise düz ve daha diktir.
En yüksek noktası göller bölgesinde yer alan Uludağtepe'dir (2.543 m). Uzaktan
Bursa'ya yaklaşılırken ve oteller bölgesinde görülen yüksek tepe genelde zirve
olarak algılanır. Hâlbuki Zirve gibi görünen o tepenin ismi Keşiş Tepedir ve
yüksekliği 2486 m'dir. Uludağ tepe ya da Karatepe (2543 m) Keşiş Tepenin 5 km
güneydoğusunda yeralır. Dağın kuzey tarafında Sarıalan, Kirazlı, Kadı, Sobra
yaylaları vardır.
Tarihi: Antik çağın ilk
tarihçilerinden Herodot (MÖ 490-420) yazdığı Herodot Tarihi isimli kitabında
Uludağ, "Olympos" olarak geçer ve Olympos'ta Lydia kralı Kroisos'un
oğlu Atys'in yaşadığı trajediyi anlatır. Herodot'tan 400 yıl sonra Amasya
doğumlu coğrafyacı Strabon (MÖ 64-M.S 21) yazdığı 17 kitaptan oluşan Coğrafya
isimli kitabında Uludağ, Olympos ve Mysia Olympos'u olarak geçer. Strabon;
"Mysia" isminin aslının Lydia'lılarda gürgen ağacı anlamına gelmekte
olduğunu belirtir. Roma İmparatorluğu'nda resmi din hıristiyanlık olduktan
sonra Uludağ'da 3. yüzyıldan sonra keşişlerin yaşadığı ilk manastırlar
kurulmaya başlanmış ve manastırlar 8. yüzyılda sayıca en üst seviyeye
çıkmıştır. Uludağ'da Nilüfer çayı ile Deliçay arasındaki vadi ve tepelerde 28
manastır kurulmuştur. Orhan Gazi Bursa'yı uzun bir kuşatmadan sonra teslim
almış ve dağdaki keşişlerin yaşadığı manastırların bir kısmı terk edilirken,
bazılarının yerlerine Doğlu Baba, Geyikli Baba, Abdal Murat gibi müslüman
dervişlerin inziva yerleri olmuştur.Bursa'nın fethinden sonra Türkler dağa
"Keşiş Dağı" ismini vermişlerdir. 16. yüzyılda Bursa'ya gelen Alman
seyyah Reinhold Lubenau Uludağ'ın Türklerin eline geçtikten sonra keşişlerin
sadece gündüzleri ibadet için dağa çıktıkları ve manastırların harç
kullanılmadan taş duvarlarla yapıldığını belirtir. "Olympos Mysios"
veya "Keşiş dağı", 1925 yılında Bursa Vilayeti Coğrafya Cemiyeti'nin
girişimleri ve Osman Şevki Bey’in önerisi ile "Uludağ" adını
almıştır.
1933'te Uludağ’a bir otel, bir de muntazam şose yol yapılmış,
böylece bu tarihten itibaren Uludağ kış kayak sporları için bir merkez haline
gelmiştir. Düzenli otobüs seferlerinin başlaması da buraya ilgiyi daha da
artırmıştır. Sonradan asfaltla kaplanan bu yol Uludağ'ın Kadıyayla hariç bütün
yerleşim birimlerini doğrudan Bursa'ya bağlar. Uludağ modern dağ
tesisleri,1963'te hizmete açılan Türkiye'nin ilk teleferiği, dördüncü büyük
kent olan Bursa'nın hemen yanında olması ile dağ ve kış turizminin merkezi
olmuştur. Uludağ Türkiye'nin en büyük kayak merkezidir. Yol durumunun
uygunluğu,uzun kış mevsiminde (Ekim-Nisan arası) kar bulunması, eşsiz
manzaraları buraya turist çekmektedir. Dağın doruk noktasından açık havada İstanbul,
Marmara denizi ve civar yakın yerlerin görünmesi buraya ayrı bir özellik
vermektedir. Doğu, kuzey eteklerinin Bursa Ovasına yakın yerlerinde sıcak su
kaynaklarının bulunmasından burada kaplıcalar meydana gelmiştir. Bursa'nın
Çekirge semtindeki bu kaplıcalar pekçok hastalığa şifa olmaktadır. Ayrıca
teleferiğin son istasyonu olan Sarıalan'da ve Sarıalan'dan telesiyejle ulaşılan
Çobankaya'da Kızılay Derneği'nin her yaz düzenlediği yaz kampları
bulunmaktadır. Kirazlıyayla'da kurulu bulunan eski senatoryum binası şuanda
otel olarak kullanılmaktadır. Uludağ'da 15 adet özel ve kamuya ait 12 resmi
konaklama tesisi vardır. Bunlara ait pek çok telesiyej ve teleski hattı
mevcuttur.
İklim ve bitki örtüsü
(flora) Uludağ'ın yüksek yerlerinde eski buzullara ait izlere raslanmaktadır.
Karatepe'nin kuzeyindeki Aynalıgöl, Karagöl ve Kilimligöl buzul gölleri bu
izlerin en önemlileridir. Bu göllerin beyaz kar yığınları buraların güzelliğine
güzellik katmaktadır. Uludağ'ın Zirvesi olan Kara Tepe (2543 m) altındaki kar
çukurunda kar yaz kış erimez. Türkiye'nin en alçakta kalıcı kar bulunan
dağıdır.
Etrafındaki çöküntü sahalarının cevresinde yükselen Uludağ'da
tabakalar arasında yer yer maden ve maden damar yataklarına rastlanmaktadır.
Türkiye'nin önemli volfram yatakları buradadır. İklimi, yüksek dağ
özelliğindedir. Yükseklere çıkıldıkça kar yağışı ve miktarı fazlalaşır.
Yüksekliğe bağlı olarak da ısı azalır. Dağın doruk noktasındaki karlar yaz kış
erimez. 1700 m'nin üzerinde kışın Şubat sonunda 150 cm-400 cm arasında kar
kalınlığı oluşmaktadır. Uludağ'dan kaynaklanan derin vadiler içindeki pekçok
dere, Nilüfer Çayı ile Göksu'ya ulaşırlar.
Uludağ, bitkisel zenginlik bakımından ender yerlerden biridir.
Mart ayında alt kademelerde başlayan uyanma, yaz boyunca zirvede devam
etmektedir. Özellikle orman kuşağının üzerinde yer alan ve pek çok kişi
tarafından kıraç olarak bilinen dağda, çok zengin ve bu bölgeye özgü nadir
bitki türleri yayılış göstermektedir.
350 m'den itibaren: defne, zeytin, katran ardıcı, fındık, laden,
funda, kızılçam, maki ve çalılık alanlar,
350-700 m arası: kestane, akçakesme, erguvan, koca yemiş, dağ
çileği, zeytin, katırtırnağı, Girit ladeni, mazı meşesi, gürgen, kızılcık,
alıç, geyikdikeni, sırımbağı, yabani defne, karaağaç, kayın, titrek kavak, karaçam,
700-1000 m arası: kestane, kayın, sapsız meşe, titrek kavak,
karaçam, ya kızılcık, alıç, geyikdikeni, muşmula,
1000-1050 metreden itibaren: kayın ormanları 1500 metreye kadar
ulaşır.
1500-2100 m arası: Uludağ göknarı, bodur ardıç, yaban mersini, ayı
üzümü, yabani gül, geyik dikeni, çoban üzümü, söğüt, karaçam, kayın, gürgen,
titrek kavak, sırımbağı, yoğurtotu, kekik, bitotu, misk soğanı, hindiba, bahar
yıldızı, çok çiçekli gelincik, yabani elma.
Karaçam ormanları arasında sarıçam, 2100 m'den sonra bodur
ardıçlar, 2300 m kadar otsu türler ile temsil edilen Alpin bitkiler hakimdir.
Dağın etek bölümlerinde meşe, kestane, çınar, ceviz ağaçlarına, 300-400 m kadar
olan kısımda Akdeniz bitkilerine daha yukarlarda nemli orman bitkilerine
rastlanır.
Dağın iklimi alt kademelerden zirveye doğru kademeli değişimler
göstermektedir. Alt kademelerdeki Akdeniz iklimi ile Karadeniz İkliminin geçiş
tipi gözlenir. Yazın akdenizdeki kadar kurak bir iklime sahip değildir. Zirveye
doğru nemli mikro termik iklim tipine dönüşürken, kışları yüksek rakımlarda
buzlu iklim görülür. Doğu Akdeniz iklim grubunun birinci familyasında yer
almaktadır. Yıllık ortalama Sıcaklık Zirveye doğru azalmakta yağış ise
artmaktadır. Bursa'da (100m) yıllık 14,6 °C olan ortalam sıcaklık ve 696,3 mm
olan yıllık toplam yağış, Uludağ'ın kuzey yamacında bulunan Sarıalan
meteoroloji istasyonunda (1620 m) 5.5 °C ve 1252,1 mm , Uludağ Zirve (oteller)
meteoroloji istasyonunda (1877 m) 4,6 °C ve 1483,6 mm'ye ulaşır. Özellikle
Kuzeye bakan tarafında karadeniz iklimine benzer iklim gözlemlenir. Sarıalan,
Bakacak, Çobankaya mevkilerinde yazın orografik yağış (yamaç yağışı)
gözlemlenmektedir. Sarıalan'da yıllık yağışın % 14,3'ü yazın düşerken bu oran
Uludağ otellerde % 10,9'a, Bursa'da %10,4'e düşer. Kar yağışlı gün sayısı da
zirveye doğru artar. Bursa'da kar yağışlı gün sayısı 7,5 gün ve karla kaplı gün
sayısı 9,4 gün iken Sarıalanda (1620 m) kar yağışlı gün sayısı 48,9 gün ve
karla kaplı gün sayısı 109,9 güne çıkar, Uludağ otellerde (1877 m) kar yağışlı
gün sayısı 67,5 gün karla kaplı gün sayısı 179,3 güne ulaşır. Uludağ'da
gözlemlenmiş en yüksek kar kalınlığı 430 cm'dir. En yüksek kar kalınlıklarına
genelde mart ayında ulaşılır. Oteller bölgesinde Eylül ayı ile Haziran ayı
arasında kar yağışı gözlemlenebilir. Ama ağırlıkla kar yağışları Ekim ayında
başlar ve Mayıs ayına kadar aralıklarla sürer. Kayak yapmaya elverişli
kalınlığa genelde 25 Kasım- 15 Aralık arasındaki tarihlerde ulaşılır ve yağış
durumuna göre 15 Nisan 1 Mayıs tarihlerine kadar sürer. Kayak sporu için
ortalama istatistiki veri olarak bakıldığında Ortalama donlu gün sayısı 144,7
gün, gündüz en yüksek sıcaklığın 0'ın altında olduğu gün sayısı ise 54,9
gündür. Kayak için en uygun sıcaklıklar Aralık ile Mart sonu arasında
gözlemlenir.
Hayvan Topluluğu (Fauna)
Uludağ Milli Parkı içinde ayı, kurt, tilki, sincap, tavşan, gelincik, yılan,
yaban domuzu, kertenkele, akbaba, dağ kartalı, ağaçkakan, baykuş, kumru, dağ
bülbülü, serçe gibi değişik hayvanlar yaşamlarını sürdürmektedir. Kırmızı orman
karıncası da Uludağ ormanlarına büyük fayda sağlamaktadır. Ayrıca yeşil tarlada
bir geyik üretme çiftliği vardır. Sakallı akbaba (Grpaetus barbatus) ise
Uludağ’da yaşayan endemik türdür. 46 tür kelebek yaşamakta Apollon kelebeğinin
Uludağ'a özgü endemik türü bulunmaktadır. Türkiye’deki en büyük kelebek olma
özelliğine sahip olan Apollo Kelebeği, zaman zaman 6.000 m yükseklikte bile
kendine yaşama imkânı bulur. Vücutları kürke benzeyen siyah tüylerle kaplıdır.
Gövdenin koyu rengi güneşten ısı emmesine yardımcı olur. Bu kanatlar kelebeğin
olağan üstü yükselmesini sağlar.