MUĞNİ’L-MUHTAC

TAHARET  /  HADES SEBEPLERİ

 

A- KONU BAŞLIĞININ SEÇİMİ VE KİTABIN TERTİBİNE DAİR MESELELER

 

Bu başlıkta olduğu gibi herhangi bir kayıt konulmadığnıda "hades" ile kastedilen abdestsizlik halidir.

 

Sebep, başka bir şeye ulaştıran şeye denir.

 

"Hades sebepleri" şeklinde tamlama yapılması "hades" ile "sebepler"in farklı olmasını gerektirmekle birlikte burada "hades" ile kastedilen şey sebepleri n bizzat kendisidir. Ancak bu tamlama "beyaniyye" kabul edilirse o zaman ikisi aynı kabul edilebilir.

 

Daha doğru olan görüşe göre "hades [abdestsizlik]" dört organa [yüz, kollar, baş ve ayaklar] özgüdür. Çünkü yıkama ve meshetme bu organlara özgüdür. Ayrıca yıkanan organlarda abdestsizlik yıkama ile, meshedilenlerde ise meshetmekle ortadan kalkar. Abdestini tamamlamadan önce organını yıkamış olsa bile kişinin mushafa dokunması haramdır. Çünkü bu sırada kişiye "abdestli" denilemez. Yüce Allah 'Ona (Kur'an'a) ancak temizler dokunabilir" [Vakıa, 79] buyurmuştur.

 

Nevevl'nin el-Muharrer'de olduğu gibi "hades sebepleri" başlığını koruması, "abdesti bozan durumlar" ifadesinden daha yerindedir. Çünkü -daha doğru görüşe göre- "abdest bozuldu" denilmez "abdest bitti" denilir. Nitekim "oruç bozuldu" denilmez "oruç tamamlandı" denilir. Nevevı bunu ed-Dekaik adlı eserinde belirtmiştir.

 

Ancak Nevevı daha sonra "abdesti bozma" ifadesini de kullanmıştır. Nitekim "ön ve arkadan mutad bir şey çıkarsa bu abdesti bozar" demiştir. Bu durumda kastettiği "abdest sona erer" anlamıdır.

 

Zemahşerı şöyle demiştir: Yazarlar her bir ilim dalında yazdıkları kitaplarda konuları birbirinden başlıklarla ayırmışlardır; çünkü okuyucu kitabın bir konusunu bitirip diğer konusuna başladığında daha dinç olur. Bu durum onu derse ve ilim tahsiline daha çok sevk eder. Eğer yazar kitap boyunca başlıklar açmazsa böyle olmaz. Yolcunun durumu da böyledir; o bir millik mesafe katettiğinde veya bir fersah yol aldığında bunu bilmek onu rahatlatır, yola devam etme konusunda onu dinç kılar. Nitekim bu sebepledir ki Kur' an sürelerden oluşmuştur. Kur'an okuyucuları da Kur'an'ı onda bir, yedide bir, beşte birlik kısımlara ve hiziplere bölmüşlerdir.

 

Nevevi-kendi prensibine uygun olarak-, guslü gerektiren konuları gusül bahsinin önüne aldığı gibi abdestsizliği meydana getiren durumları da abdestin alınışı konusunun önüne almıştır. Doğalolan tertip de budur. Ancak er-Ravda adlı eserde buna aykırı olarak önce abdestin alınışı konusunu ele almıştır, gusül konusunu ise guslü gerektirenlerin önüne almamıştır. Bunun sebebi şudur: İnsan abdestsiz olarak doğar, sonra abdesti öğrenir, sonra abdestin nasıl sona ereceğini öğrenir. Oysa insan cünüp olarak doğmaz. Bu sebeple guslü gerektiren konuları gusülden önce ele almıştır.

 

BİR SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN

 

B- ŞAFİİ MEZHEBİNE GÖRE ABDESTİ BOZMAYAN DURUMLAR