TAHARET / ABDEST’İN SÜNNETLERİ |
C- ELLERİNİ YIKAMAK
Abdestin sünnetlerinden
biri de elleri yıkamaktır. Şayet kişi ellerinin temiz olduğundan emin değilse, ellerini
yıkamadan abdest kabına sokması mekruhtur. (Abdest kabı Musluk yerine kova v.b.
kullanılıyorsa geçerlidir.)
Abdestin sünnetlerinden
biri de ağzı çalkalamadan önce; ellerinin temiz olduğundan emin olsa bile veya
ellerini ibrik gibi bir kaptan su dökerek yıkasa bile ellerini bileklere kadar
yıkamaktır. Buna dair hadisi Buhari ve Müslim rivayet etmişlerdir.
Şayet kişi ellerinin
temiz olduğundan emin değilse, içinde az miktarda su veya çok miktarda başka
sıvı bulunan abdest kabına ellerini üç kere yıkamadan önce sokması mekruhtur.
[*] - Çünkü Nebi
(s.a.v.) şöyle buyurmuştur: Sizden biri uykudan kalktığında elini üç kere
yıkamadan önce su kabına daldırmasın; çünkü elinin nerede gecelediğini bilemez.
(Buhari, Vudu, 162; Müslim, Taharet, 641)
Bu hadisi Buhari ve
Müslim rivayet etmiştir. Sadece "üç kere" bölümünü Müslim tek başına
rivayet etmiştir.
Nebi (s.a.v.) burada
belirttiği gerekçe ile elin uykuda necis olabileceğine, örneğin taşla istinca
yapılan bölgeye elin gidebileceğine işaret etmiştir. Çünkü araplar taşla
istinca yaparlardı. İşte bu sebeple kendilerinde bir tereddüt oluşurdu. Hadis
buna yorulur,
Nevevi'nin Müslim
şerhinde söylediği üzere mutlak olarak uyumaya yorulmaz.
Kastedilen bu olduğuna
göre uyumadığı halde elinin necis olması ihtimali bulunan kimse de uyuyan kimse
hükmündedir. (Kıyas) Bu sebeple Nevevi ifadeyi uykudan kalkan ve diğer
şahısları kapsayacak şekilde zikretmiştir. Aslında onun ifadesi elinin necis
olduğundan kesin emin olan kimseyi de kapsamakla birlikte bu durum benim Şarih
Celaleddin el-Mahalli'ye uyarak yaptığım açıklama ile ortadan kalkmaktadır.
Ellerin bu şekilde üç
kere yıkanmasının abdestin başında yapılması menduptur. Ancak şüphe durumunda
kişinin elini abdest kabına daldırmasından önce bunu yapması mendup görülmüştür.
Mekruhİuk yalnızca
ellerin üç kere yıkanması ile ortadan kalkar; çünkü şari' bir hüküm için sınır
koyduğunda, hüküm sadece bu sınıra dek yapıldığında sorumluluktan kurtulunur.
(Genel kural) Şu halde "kişi elinin temiz olduğunu kesin olarak bildiğinde
elini yıkamadan kaba daldırması nasıl mekruh değil ise, elini bir kere
yıkadığında elinin bu yıkama ile kesin olarak temizlendiğini bildiği için
mekruhluğun ortadan kalkması gerekir" görüşü anlamsızdır.
Ezrai'nin şu çıkarımı da
buna dayanmaktadır: Mekruhluğun söz konusu olmadığı durum, ellerin üç kere
yıkanmasından dolayı kişinin ellerinin temiz olduğunu kesin olarak bildiği
durumdur. Kişi daha önceki kesin veya muhtemel bir necaset sebebiyle ellerini
bir veya iki defa yıkamış olsa üç yıkamayı tamamlamadan önce ellerini su kabına
daldırması mekruh olur.
EI-Ubab'ta belirtildiği
üzere yaş olarak yenen tüm yiyecekler bu konuda sıvılar gibidir.
Kap çok büyük olur ve
kişi de suyu bu kaptan alacak bir alet bulamazsa başkasından yardım ister veya
temiz bir elbisenin ucu yahut ağzı ile kaptan su alır.
Çok miktardaki suya
gelince, ed-Oekdik'te belirtildiği üzere elleri yıkamadan bu kaba daldırmak
mekruh değildir.
EI-Minhac metninde
Nevevi "kap" sözcüğünü söylemek suretiyle gölet vb. su birikintilerini
dışarıda bırakmıştır.
BİR SONRAKİ SAYFA İÇİN
AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN
D E- AĞZI ÇALKALAMAK [MAZMAZA] VE BURNA SU VERMEK
[İSTİNŞAK]