TAHARET / ABDEST’İN SÜNNETLERİ |
G- BAŞIN BÜTÜNÜNÜ ve
KULAKLARI MESHETMEK
Abdestin sünnetlerinden
biri de başın tümünü sonra kulaklarını meshetmektir. Sarığı kaldırmak zor olursa
meshi sarı k üzerinde tamamlar.
a. Başın bütününü
meshetmek
Abdestin sünnetlerinden
biri de başın tümünü meshetmektir.
[*] - Bunun delili
Buhari ve Müslim'in rivayet ettiği hadistir.
Ayrıca bunu yapmakla
bunu farz görenlerin ihtilafından da çıkıl-
mış olunur.
Sünnet olan bunu şu
şekilde yapmaktır: Kişi iki elini başının ön kısmına koyar. Bir elinin işaret
parmağını diğerinin işaret parmağıyla, başparmağını da diğerinin başparmağı ile
birleştirir. Sonra iki elini ensesine doğru götürür, sonra ellerini meshe
başladığı yere geri getirir. Bu kişinin saçı dönüyorsa böyledir. Bu durumda
ellerini ileri götürüp geri getirmesi bir defa meshetmek yerine geçer. Çünkü
tek olarak ellerini ileri götürmekle mesh tamamlanmaz. Şayet saçları örgülü
olduğundan, kısa olduğundan veya saçları olmadığından saçları dönmezse ellerini
enseden öne doğru getirmez, çünkü bunun bir yararı yoktur. Buna rağmen öne
doğru getirirse bu ikinci mesh sayılmaz; çünkü su "kullanılmış su"
haline dönmüştür.
[Soru]: Bu, şununla çelişmektedir:
Kişi [iki kulleden] az miktarda suya, abdestsizliği giderme niyetiyle dalsa,
sonra suyun içinde iken abdestini bozsa, sonra bu durumda abdestsizliği
kaldırmaya niyet etse abdestsizliği ikinci defa ortadan kalkar.
[Cevap]: Mesh için kullanılan
su çok az olup bunun soruda kastedilen su kadar gücü yoktur. Bu sebeple kişi
mesela kolunu yıkadığı suyu ikinci defa kullansa bu ikinci yıkama kabul
edilmez. Çünkü bu, dalınan suya nispetle çok az miktarda sudur.
Kişi başının tümünü
meshettiğinde hepsi farz olarak mı gerçekleşir, yoksa "meshetme"
denilebilecek kısmı farz, fazlası sünnet olarak mı gerçekleşir? Bu konuda
mezhep içinde tıpkı şu meselelerde olduğu gibi iki görüş vardır: Rüku, secde ve
kıyamı uzatınak, beş devesi bulunan bir kimsenin zekat olarak bir deve vermesi.
Alimlerin bu meselede yaptıkları tercih konusunda kitaplarındaki ifadeler
farklıdır. El-Ubab adlı eserin yazarı başta "mesh adı verilebilecek
miktarın" farz olduğunu, geriye kalan kısmın ise sünnet olduğunu söylemiştir.
Bölünme kabul edilen
rüku gibi konularda da bu ihtilaf söz konusudur.
Ancak zekada ilgili
mesel ed e deve verme konusu ise bundan farklıdır. Hocam Hemli de bu ayrımı
benimsemiştir. Bu, güzel bir ayrımdır.
b. Kulakları meshetmek
Başı meshettikten sonra
kişinin kulaklarının içlerini ve dışlarını yeni bir su ile meshetmesi
sünnettir.
[*] - Çünkü Nebi
(s.a.v.) ab de st alırken başını ve kulaklarının dışlarını ve içlerini
meshetmiş, parmaklarını kulaklarının deliğine sokmuştur.
Kişi kulak delikleri
için yeni bir su alır.
Nevevi'nin
"sonra" ifadesi, er-Ravda'da daha doğru görüş olarak belirtildiği
üzere, sünnetin yerine gelmiş olması için kulakların baştan sonra meshedilmesi
konusunda bir sıralamanın olduğuna işaret etmektedir.
Kişi parmakları ile başını
meshetmek için su alsa, bu suyun bir kısmı ile başını me sh etmeyip kulaklarını
meshetse sünnet için bu yeterli olur; çünkü bu yeni bir sudur.
Not:
[*] - Darekutnı ve diğer
hadisçilerin rivayet ettiğine göre Hz. Aişe şöyle demiştir: Nebi (s.a.v.) şöyle
buyurdu: Allah bana cennette kevser adı verilen bir nehir verdi. Kulaklarına
parmaklarını sokan herkes mutlaka bu nehrin şarıltısını duyar.
Hz. Aişe: Ey Allah'ın
Resulü! Bu nasılolur? diye sordu. Nebi (s.a.v.) şöyle buyurdu: Parmaklarını
kulaklarına sok ve kapat. Kulaklarında duyduğu n ses Kevserin şarıltısıdır.
(Acluni, Keşfü'l-hafa, 1, 110)
Cennetteki diğer
nehirler de bu nehirden ayrılır. Bu nooir, Peygamber efendimize (s.a.v.)
özgüdür.
Boynu meshetmek sünnet
değildir; çünkü bu konuda sahıh bir hadis yoktur.
Nevevi "dahası bu
bidattir" demiş ve şöyle devam etmiştir:
"Boynu meshetmek
hıyanete karşı bir güvenliktir"(Zebidi, İthafu's-sadeti'l-müttekin, II,
365)
hadisine gelince bu
uydurmadır. İbn Ömer' e atfedilen "abdest alıp boynunu mesheden kimse
kıyamet günü hıyanetten korunur" sözü de bilinmemektedir.
c. Başla birlikte sarığı
meshetmek
Sarığı kaldırmak zor
olursa meshi sarık üzerinde tamamlar.
Sarık veya başa sarılan
başörtüsü, takke vb. şeyleri kaldırmak zor olursa veya kişi bunları kaldırmak
istemezse, meshi -abdestsiz bile giymiş olsa- sarık üzerinde tamamlar.
[*] - Bunun delili
Müslim'in rivayet ettiği şu hadistir: Nebi (s.a.v.) abdest aldı. Perçemini ve
sarığın! meshetti.
Nevevl'nin buradaki
ifadesi aksini ifade etse de sarığını hareket ettirmenin zor olması ile
kolayolması arasında fark yoktur. Nitekim ben Şarih Celaleddin el-Mahalll'ye
uyarak ve el-Mecmu'da ifade edilen görüşe dayanarak Nevevi'nin görüşünü
yukarıdaki şekilde açıkladım.
Nevevi'nin
"tamamlar" ifadesi, yalnızca sarığa meshetmekle yetinilemeyeceğini
anlatmaktadır. Nitekim hüküm böyledir.
Sünnetin yerine gelmesi
için başa meshettikten sonra mı sarığa meshetmek gerekir yoksa baştan önce
meshedilse de olur mu? Bu konuya temas eden hiçkimseyi görmedim.
"Tamamlamak" ifadesinin zahirinden sarığa meshin daha sonra
yapılacağı anlaşılmaktaysa da bunlar arasında fark yoktur. Bu, "ayakla
birlikte ayak bileğinin yıkanması" konusuna benzemektedir. (Kıyas)
Yine
"tamamlama" ifadesinin zahirinden kişinin başından meshettiği kısmın
haricindeki bölgeyi sarık üzerinde meshetmesi, böylece sünneti yerine getirmiş
olacağı anlaşılmaktadır.
BİR SONRAKİ SAYFA İÇİN
AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN
H- GÜR SAKALLARIN VE PARMAKLARIN ARASINA PARMAKLARI SOKMAK