MUĞNİ’L-MUHTAC

TAHARET  /  ABDESTSİZ İKEN

 

2. ABDESTSİZ YAPILMASI HARAM OLAN ŞEYLER

 

Abdestsizlik durumunda şunlar haramdır:

 

1. Namaz kılmak,

2. Tavaf yapmak,

3. Mushafı tutmak / taşımak. Mushafın yaprağına dokunmak,

 

-Sahih olan görüşe göre- mushafın cildi ne dokunmak da böyledir.

-İki görüşten daha sahih olan görüşe göre- İçinde mushaf bulunan torba veya sandığı dokunmak, levha gibi içinde Kur' an dersi için yazılmış bir şeye abdestsiz dokunmak da haramdır.

 

-İki görüşten daha sahih olan görüşe göre- mushafı diğer eşyaların içinde [abdestsiz olarak] taşımak, tefsir kitabında ve üzerinde ayet yazılı dinarları [abdestsiz] taşımak helaldir. Ancak çubuk gibi bir şeyle yapraklarını çevirmek helal değildir.

 

[Daha sahih olan görüşe göre] Abdestsiz olan çocuğun Kur' an' a dokunmasına engel olunmaz.

 

Ben [Nevevi] derim ki: -Daha sahih olan görüşe göre- sapa vb. bir şey ile mushafın yaprakları çevrilebilir. Iraklılar bunun kesin görüş [tek görüş] olduğunu söylemişlerdir. Allah daha iyi bilir.

 

A- ABDESTSİZ NAMAZ KILlNMAZ

B- ABDESTSİZ TAVAF YAPILMAZ

C- ABDESTSİZ MUSHAF TUTULMAZ / TAŞINMAZ

 

A- ABDESTSİZ NAMAZ KILlNMAZ

 

Bir özür yok ise abdestsizlik halinde namaz kılmak haramdır. Her türlü namazı abdestsiz kılmak haramdır.

 

Bunun delili icmadır. (icma 5)

 

[*] - Ayrıca diğer delil Buhari ile Müslim' in rivayet ettiği şu hadistir: Allah sizden abdestsiz olan birinin namazını abdest alıncaya kadar kabul etmez.

 

Kabul sözcüğü hem sevap elde etmek hem de fiilin sahih olması anlamına gelir. Bu hadiste icma karinesi sebebiyle ikinci anlamda [yani fiilin sahih olması anlamında] kullanılmıştır. Şu halde hadisin anlamı "namaz ancak abdestle sahih olur" demektir.

 

Cenaze namazı da ancak abdest ile sahih olur. Bu konuda Şa'bi ve İbn Cerir et-Taberi farklı görüş belirtmişlerdir.

 

Tilavet secdesi, şükür secdesi ve Cuma hutbesi de [abdestin gerekli olması konusunda] namaz gibidir.

 

Bir özrün bulunması durumunda ise abdestsiz namaz haram olmaz, hatta farz olabilir. Örneğin abdest almak için su, teyemmüm yapmak için toprak bulunmadığında ve namaz vakti daraldığında kişinin abdestsiz namaz kılması farz olur.

 

Burada "hades [abdestsizlik]" ile kastedilen "abdest alınca ortadan kalkan durumun yol açtığı engel" dir.

 

 

B- ABDESTSİZ TAVAF YAPILMAZ

 

Abdestsiz farz veya nafile, hac ve umre içinde olsun veya olmasın tavaf yapmak haramdır.

 

[*] - Çünkü Nebi (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: Tavaf namazdır. Ancak Allah tavafta konuşmayı helal kılmıştır. Kim tavaf yaparken konuşacaksa ancak hayır konuşsun. (Tirmizi, Hac, 960; Nesai, Menasik, 2922)

 

Bu hadisi Hakim, İbn Abbas'tan rivayet etmiş ve "senedi sahihtir" demiştir.

 

Abdestsiz olarak yapılan veda tavafının sahih olacağı şeklinde bir görüş ileri sürülmüş, el-Ki!Ciye ve diğer bazı eserlerde ise kudüm tavafının abdestsiz olarak yapılabileceği şeklinde bir rivayet nakledilmişse de bunlar birer hata olarak kabul edilmiştir.

 

 

C- ABDESTSİZ MUSHAF TUTULMAZ / TAŞINMAZ

 

a. Normal durumlarda mushafı abdestsiz tutmanın hükmü

 

Abdestsiz olarak mushafı tutmak ve onun yaprağına dokunmak da haramdır. Mushafın yaprağındaki yazının olduğu bölüme olsun yazısız bölümüne olsun, abdest organları veya başka organlarla dokunmak haramdır.

 

Taharet yapmak için su ve toprak bulunmasa bile, elin mushafa ulaşmasına engelolmayan ince bir kumaş vb. gibi bir engel gerisinden bile olsa, okunuşu [tilaveti] yürürlükte olmakla birlikte hükmü yürürlükten kaldırılmış [mensuh] ayetler bile olsa dokunmak haramdır.

 

[Bunun delilleri şunlardır]: Yüce Allah şöyle buyurmuştur: "Ona ancak çokça temizlenip arınanlar dokunabilir". [Vakıa, 79]. Bu cümle haber tarzında olmakla birlikte yasaklama anlamı taşımaktadır. Çünkü böyle bir anlam verilmez de asli anlamı üzerine kabul edilirse o zaman [haşa] Allah'ın sözünün doğru olmaması söz konusu olur. Çünkü abdestsiz kimselerin de ona dokunduğu görülmektedir.

 

[*] - Nebi (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: Kur'an'a temiz olanlardan başkası dokunmasın! (Darimi, Talak, II, 161; Beyhakı, Taharet, 1,88; Darekutnı, Taharet, I, 12I)

 

Bu hadisi Hakim rivayet etmiş ve "bunun senedi sahihin şartlarına uygundur" demiştir.

 

Taşımak dokunmanın da ötesinde bir durumdur.

 

b. Zorunlu hallerde mushafı abdestsiz tutmanın hükmü

 

Zorunlu hallerde mushafın abdestsiz tutulması / taşınması caizdir.

 

Örneğin mushafın suya batmasından, ateşte yanmasından, necasetin değmesinden, kafir bir şahsın eline geçmesinden korkulur da o anda abdest alma imkanı bulunmazsa abdestsiz olarak tutulması caiz hatta et-Tahkik ve el-Mecmu'da belirtildiği üzere farzdır. O anda teyemmüm yapma imkanı varsa bunu yapmak farzdır.

 

c. Diğer dinlerin kutsal kitaplarını abdestsiz tutmanın hükmü

 

"Mushaf" ifadesi ile; Tevrat, İncil ve hükmü yürürlükte bulunmakla birlikte okunması yürürlükten kaldırılmış Kur'an a.yetleri dışarıda bırakılmış olmaktadır. Bunlara dokunmak haram değildir; çünkü Kur'an ayetleri yürürlükten kaldırılmakla, Tevrat ve İncil ise [insanlar tarafından] değiştirilmekle kutsallıklarını [saygınlıklarını] kaybetmişlerdir.

 

Mütevelli şöyle demiştir: Kişi Tevrat vb. kitapların değiştirilmediğini düşünüyorsa abdestsiz olarak dokunması mekruh olur.

 

d. Mushafın cildine dokunmak

 

-Sahih olan görüşe göre- cildine dokunmak da böyledir.

 

1. Mushafa bitişik olan cilde abdestsiz dokunmak [Mushafın cildine abdestsiz dokunma konusunda iki görüş vardır]:

 

[Birinci görüş]: Sahih olan görüşe göre mushafa bitişik olan cilde dokunmak, yukarıda belirtilen gerekçelerle haramdır. Çünkü bu cilt mushafın bir parçası gibidir. Bu sebeple mushafa bağlı olarak [onunla birlikte] satılır.

 

[İkinci görüş]: Diğer görüşe göre mushafın cildine abdestsiz dokunmak caizdir; çünkü bu gerçekte mushafa bitişik bir parça değildir.

 

2. Mushaftan ayrı olan cilde abdestsiz dokunmak

 

Şayet cilt mushaftan ayrı olursa el-Beyan adlı eserde yer alan ifadeye göre dokunmanın helal olması gerekir. İsnevi bunu açıkça zikretmiş ve "buna abdestsiz dokunmanın caiz olması" ile "bunu istincada kullanmanın haram olması" arasındaki farkı; "bununla istinca yapmak daha çirkin bir davranıştır" şeklinde belirtmiştir.

 

Zerkeşi'nin Gazali'den naklettiğine göre mushaftan ayrı olan cilde dokunmak da haramdır. Zerkeşi buna aykırı bir görüş de nakletmemiştir.

 

İbnü'l-'İmad şöyle demiştir: Cildin mushaftan ayrılmadan önceki saygınlığını koruyarak bu görüşü esas almak daha doğrudur.

 

Cildin mushaf ile münasebeti ortadan kalkmamışsa• bu görüş esas alınır. Şayet cildin mushafla alakası kalmamışsa örneğin başka bir kitabın cildi yapılmışsa hocamız Zekeriya el-Ensari'nin belirttiği üzere bunun haram olmadığı kesindir.

 

e. İçinde mushaf olan torba vb. kaplar ve sandıklara abdestsiz dokunmak

 

[Bu konuda iki görüş vardır]:

 

[Birinci görüş]: Daha sahih olan görüşe göre içinde mushaf bulunan torba gerek deriden gerekse başka mamüllerden yapılan kaplara [veya sandığa dokunmak -İbnü'l-Mukri'nin dediği üzere bu torba ve sandıklar mushaf taşımak üzere yapılmış ise- haramdır. Çünkü bu torba ve sandıklar mushaf taşımada kullanıldığından - mushaf satımında bunlar dahil olmasa bile- sanki mushafın cildi gibi olmuşlardır. Mushafın askısı da torba gibidir.

 

[İkinci görüş]: Diğer görüşe göre torba ve sandıklara dokunmak caizdir. Çünkü dokunmanın haramlığı ile ilgili deliller mushafla ilgilidir. Bunlar ise mushafın dışında şeylerdir. Nitekim mushafın süslenme si caiz görülmüş olmakla birlikte bunları süslemenin caiz olmadığı tek görüş olarak kabul edilmiştir.

 

İlk görüş sahipleri "her iki durumda ihtiyata riayet etmek" gerekçesinden hareketle bu iki meseleyi [torba ve sandığa dokunmak ile süsleme meselelerini] birbirinden ayırmışlardır.

 

İki görüş arasındaki ayrılık, Nevevi'nin ifadelerinden anlaşıldığı üzere "dokunma" konusu ile ilgilidir. Taşımaya gelince bunun haram olduğunda görüş ayrılığı yoktur.

Torba ve sandığın içinde mushaf olmadığında veya torba ve sandık mushaf taşımak için kullanılanlardan olmadığında bunlara dokunmak haram olmaz.

 

f. Ayet yazılı olan levhaya dokunmak

 

1. Ders amaçlı olarak üzerine ayet yazılan şeyi abdestsiz olarak tutmak / taşımak

 

[Bu konuda iki görüş vardır]

 

Levha gibi içinde Kur' an dersi için yazılmış bir şeye abdestsiz dokunmak da haramdır.

 

[Birinci görüş]: Daha doğru olan görüşe göre Kur'an dersi olarak ayetin bir kısmı bile bir levhaya yazılmış olsa ona dokunmak haramdır. Çünkü Kur'an bu levhaya ders olarak yazılmış, bu haliyle levha mushafa benzemiştir.

 

[İkinci görüş]: Diğer görüşe göre bu levhaya dokunmak caizdir.

Çünkü bu levhadaki yazılı ayetin, mushaf gibi sürekli olarak kalması amaçlanmamaktadır.

 

2. Ders dışında bir amaçla üzerine ayet yazılan şeyi ab• destsiz tutmak / taşımak

 

Ders dışındaki bir amaçla mesela muska olarak içine ayet yazılan yaprak, kumaş ve üzerinde ayet yazılı dirhemler vb. gelince bunlara dokunmak ve bunları taşımak haram değildir.

 

[*] - Çünkü Nebi (s.a.v.) "Ey kitap ehli! Bizimle sizin aranızda ortak bir kelimeye gelin ... " [Al-i İmran, 64] ayetinin yazılı olduğu bir mektubu Bizans İmparatoru HerakJiyus'a göndermiş, onu taşıyan sahabeye sürekli abdestli bulunmasını emretmemiştir.

 

Muska yazmak ve takmak mekruhtur; ancak üzeri mum vb. bir şeyle olan kağıda yazılırsa mekruh olmaz.

 

Hadis kitaplarını taşımak ve tutmak için abdest almak müstehaptır.

 

g. Mushafı diğer eşyaların içinde abdestsiz taşımak

 

-Daha sahih olan görüşe göre- mushafı diğer eşyaların içinde [abdestsiz olarak] taşımak helaldir.

 

[Abdestsiz kimsenin mushafı diğer eşyaların içinde taşımasının hükmü konusunda iki görüş vardır]

 

[Birinci görüş]: Daha sahih olan görüşe göre asıl amaç mushafı taşımak olmadığında; yani asıl amaç eşya taşımak veya başka bir şey olduğunda abdestsiz olarak mushafı diğer eşyaların içinde taşımak helaldir. Çünkü bu durumda mushafın saygınlığı zedelenmemektedir.

 

Bundan anlaşıldığına göre asıl amaç mushafı taşımak değilse, mushafı elinde tutan kişiyi taşımak caizdir.

 

Nevevi ve Rafii'nin sözlerinden [asıl amaç ne olursa olsun] bu durumda mushafı taşımanın helal olduğu anlaşılmaktadır. Oysa eşya taşımanın amacı mushafı taşımak ise bu haram olur. Bu, cünübün Kur' an okumak yanında başka amaçlarla Kur' an' dan bölüm okumasına benzer. (Kıyas)

 

[İkinci görüş]: Haramlık tarafı daha ağır bastığından bu da haram olur. Ayrıca tek başına mushafı taşımak haram olduğuna göre başkasına tabi olarak taşımak da yasak olur. Bu, namazda necaset taşıyan kimseye benzer. (Kıyas)

 

Not: Kişi tek bir cilt içinde mushafla birlikte bir kitap taşısa bunu taşımanın hükmü, mushafı eşyalarla birlikte taşımanın hükmü gibidir. Oradaki ayrıntılar burada da söz konusudur. Bu durumda cilde dokunmaya gelince; hocam Remli'nin fetvasına göre mushafı örten kısmına dokunmak haram olup, diğer yerlerine dokunmak haram değildir.

 

h. İçinde ayetler yazılı olan tefsir kitabını abdestsiz tutmak / taşımak

 

İçinde ayetler yazılı olan tefsir kitabına gelince; tefsir kısmı ayetlerden farklı renklerde yazılarak ayrılmış olsun ya da olmasın, şayet tefsir Kur'an'dan daha fazla ise buna abdestsiz dokunmak haram olmaz. Bu durumda Kur'an'ın saygınlığı zedelenmemektedir; çünkü bu mushaf gibi değildir. Ancak kitaptaki Kur'an ayetleri çoğunlukta ise ona abdestsiz dokunmak haram olur; çünkü bu kitap mushaf gibidir. Et-Tahkik adlı eserin ifadesinden anlaşıldığına göre ayetler ile tefsir eşit ise abdestsiz dokunmak yine haram olur.

 

Bununla "bir elbisede ipek ile ipek olmayan kumaş eşit ise o elbise giyilebilir" şeklindeki hüküm arasında şu fark vardır; kadının ipek giymesinin caiz olması, soğuk gibi bazı zorunlu hallerder erkeğin de giymesinin caiz oluşu da gösteriyor ki ipek konusu dinin daha esnek bıraktığı bir konudur.

 

Sonraki alimlerden biri şöyle demiştir: Zahir olan görüş; azlık ve çokluğu belirlerken kelimelerin değil harf sayılarının dikkate alınmasıdır. Dokunma açısından azlık çokluğu belirlerken dokunulan yerdeki harflerin azlık çokluğu, taşıma açısından azlık çokluğu belirlerken ise kitabın tümündeki harflerin sayısı dikkate alınır.

 

Alimlerimizin görüşlerinden anlaşılana göre ise tefsir ifadeleri ayetlere göre daha çok ise tefsir kitabına dokunmak mutlak olarak haram olmaz.

 

Nevevi el-Mecmu'da "çünkü bu mushaf değildir" demiştir. Yani hocamız Zekeriya el-Ensarl'nin de dediği gibi mushaf ile aynı özellikte

değildir.

 

El-Envar adlı eserde şöyle denilmiştir: "Bir erkek, elbisenin çoğunluğunun ipek olup olmadığından şüphe etse onu giymesi haram olur". Buna kıyasla bizim meselemizde de tefsir kitabında Kur' an' ın diğer ifadelerden az mı çok mu olduğunda şüphe edildiğinde ona dokunmak da haram olur. (Kıyas)  Hatta -ikisi arasındaki farkı belirtirken ileri sürülen gerekçeden anlaşıldığına göre- öncelikle haram olur.

 

Abdestsiz olarak tefsir kitabına dokunmanın ve onu taşımanın haram olmadığı durumlarda, abdestsiz olarak bu fiilleri yapmak mekruhtur.

 

ı. Üzerinde ayet yazılı paraları abdestsiz olarak tutmak! taşımak

 

[Bunun hükmü konusunda iki görüş vardır]:

 

[Birinci görüş]: Daha sahih olan görüşe göre üzerinde ayet yazılı dirhemleri ve dinarları [abdestsiz] taşımak helaldir. Çünkü burada amaç ayeti tutmak değil parayı tutmak!taşımaktır.

 

[İkinci görüş]: Kur'an'ın saygınlığını zedelediği için bu haramdır.

 

i. Abdestsiz olan kişinin çubuk vb. bir şeyle mushafın yapraklarını çevirmesi

 

[Bunun hükmü konusunda da iki görüş vardır]:

 

[Birinci görüş]: Daha sahih olan görüşe göre [abdestsiz olan kişinin] çubuk vb. bir şeyle mushafın yapraklarını çevirmesi helal değildir. Çünkü bu, sayfayı nakletmek olup taşımak gibidir.

 

[İkinci görüş]: İleride geleceği üzere bu haram değildir.

 

Bu ifade ile kişinin elini elbisesinin koluna [yenine] dolayarak mushafın yapraklarını çevirmesi dışarıda bırakılmaktadır. Çünkü bunun haram olduğu kesindir.

 

Nevevi el-Mecmu'da şöyle demiştir:

 

Elini elbisenin koluna dolayarak mushafın yapraklarını çevirme" meselesi ile "çubukla mushafın yapraklarını çevirme" meselesi arasında alimler şu farkın bulunduğunu söylemişlerdir: Elbisenin kolu elbiseye bitişiktir ve burası üzerine secde yapılmasının yasak olması vb. konularda elbisenin hükmüne sahiptir. İmamü'lHarameyn [Cüveyni] ise şöyle demiştir: ''Ayrıca burada yaprağı çevirme elbise ile değil elle yapılmaktadır" .

 

İmamü'l-Harameyn'in görüşüne göre -ki zahir olan görüş budurkişi mushafın yaprağını yalnızca elbisenin kolunu sararak çevirse bu Hil çubukla çevirmek gibi olur.

 

k. Küçük çocuğun mushafa abdestsiz dokunması

 

[Daha sahih olan görüşe göre] Abdestsiz olan çocuğun Kur'an'a dokunmasına engel olunmaz.

 

Küçük mümeyyiz çocuk -Nevevl'nin fetvalarında yer aldığı üzerebüyük abdestsizlik halinde bile olsa, Kur'an öğrenmek için kullandığı mushaf yazılı levhaya veya mushafa dokunmasına engel olunmaz. Yani, çocuğun Kur'an öğrenmeye ihtiyacı olduğundan ve sürekli abdestli bulunması zor olduğundan mushafa abdestsiz dokunmasını engellemek gerekmez, bununla birlikte bu müstehaptır.

 

Alimlerin sözlerinden anlaşılan "ders amaçlı olarak mushafın taşınması"dır. Şayet böyle bir amaç söz konusu değilse veya başka bir amaç varsa -İbnü'l-İmad itiraz etse de- el-Mühimmat'ta belirtildiği üzere bunu yapmasına izin verilmeyeceği ittifakla benimsenmiştir.

 

Mümeyyiz olmayan çocuğun mushafa dokunmasına gelince; mushafın saygınlığını korumak için buna müsaade etmek haramdır.

Ben [Nevevi] derim ki: -Daha sahih olan görüşe göre- sopa vb. bir şey ile mushafın yaprakları çevrilebilir. Iraklılar bunun kesin görüş [tek görüş] olduğunu söylemişlerdir. Allah daha iyi bilir.

 

Er-Ravda' da şöyle demektedir: Çünkü bu durumda kişi mushafı ne taşımakta ne de ona dokunmaktadır.

 

Ezrai şöyle demiştir: Kıyasa göre şayet yaprak kendiliğinden duruyorsa bunu çubukla çevirmek caizdir, şayet çubukla çevirmek için yaprağın kaldırılması gerekiyorsa bunu çubukla çevirmek haram olur, çünkü bu mushafı taşımaktır.

 

Ezrai'nin bu görüşü, hükmün gerekçesinden elde edilmiştir.

 

Kur'anın yazılması ve okunması ile ilgili bazı bilgiler

 

1. Mescit duvarı bile olsa Kur'an'ı duvara, kumaş / elbise üzerine ve yiyecek maddesine yazmak mekruhtur. Üzerinde Kur'an yazılı duvarı yıkmak, elbiseyi giymek ve yiyeceği yemek caizdir. Mushafın, midedeki diğer şeylere karışmasının bir zararı yoktur. Ancak Allah'ın adının yazılı olduğu kağıdı yutmak ise haramdır.

 

2. Suyunu şifa olarak içmek için bir kabın içine Kur'an ayeti yazmak mekruh değildir. Ancak İzzeddin b. Abdüsselam fetvalarında bunun haram olduğunu söylemiştir. Yiyeceği yemek, tıpkı suyu içmek gibi olup bunda mekruhluk yoktur.

 

3. Üzerine Kur'an ayeti kazınan bir tahtayı yakmak mekruhtur. Ancak -İzzeddin b. Abdüsselam'ın sözünden anlaşıldığına görebununla Kur' an' ın korunması amaçlanmışsa mekruh olmaz. Hz. Osman'ın mushafları yaktırması da bu şekilde kabul edilir.

 

4. el-Mecmu'da belirtildiğine göre Kur' an' ı veya Allah'ın isimlerinden herhangi birini necis bir madde ile veya necis bir madde üzerine yazmak haramdır. Yine -dinen mazur görülen sınırı aştı ğın danecis bir madde ile bunlara dokunmak haramdır. Ancak necis iken temiz olan bir şey üzerine yazmak ise haram değildir.

 

5. el-Envar'da belirtildiğine göre üzerine Kur'an veya Allah'ın isimlerinden biri nakşedilen bir halıya veya tahtaya basmak haramdır.

 

6. Kişi mushafın necis olmasından, kafirin eline geçmesinden, suya batmak veya kaybolmak suretiyle telef olmasından korktuğunda abdest alması mümkün değilse mushafı korumak amacıyla abdestsiz olarak alması sonuncu durumda caiz diğer durumlarda ise farzdır.

 

7. Mushafın kafirlerin eline geçmesinden korkulduğunda onu kafirlerin ülkesine götürmek haramdır.

 

8. Çalınmasından korkulsa bile mushafı yastık olarak kullanmak haramdır. Saygı duyulan ilim kitaplarını yastık olarak kullanmak da haramdır, ancak bunların çalınmasından korkulursa haram olmaz. Kişi mushafın yanma, nedısete düşme, kafir eline geçme vb. yollarla telef olmasından korkarsa onu yastık olarak kullanması dÜz, hatta farz olur.

 

9. Mushafın yazılması, noktalanması, harekelenmesi caizdir.

 

10. Kafirlere yazılan mektuplara Kur'an'dan bir-iki ayet yazmak müstehaptır.

 

11. Kafirin Kur'an'ı dinlemesine engel olunmaz, mushafa dokunmalarına engelolunur.

 

12. Dine karşı düşmanca bir tavır takınan kafire Kur'an öğretmek ve ondan öğrenmek haramdır. Şayet dine düşman değilse ve müslüman olması ümit ediliyorsa ona öğretmek caiz olur, ümit edilmiyorsa caiz olmaz.

 

13.  Necis bir ağızia Kur'an okumak mekruhtur.

 

14. Hamamda ve yolda Kur'an okumak caizdir. Bunda bir mekruhluk da söz konusu değildir. Şayet kişi buralarda yazılı olan ayetleri okursa o zaman mekruh olur.

 

15. Kur'an okumak, bir mekana özgü olarak yapılan zikirden daha üstündür. Dinde bir zikrin belirli bir mekanda yapılması iste nmişse o mekanda o zikri yapmak Kur' an okumaktan daha üstündür.

 

16. Kişi namaz dışında sesli olarak Kur'an okuduğunda "euzu"yü sesli okuması menduptur. Namazda ise bu mutlak olarak gizli okunur. Kişi okumasını konuşma veya re katlar arasında uzunca ara verme gibi bir arayla kesmemişse bir euzü yeterli olur.

 

17. Kişinin oturarak, kıbleye dönmüş bir halde, ayetlerin anlamını düşünerek, huşu içinde, tane tane ve ağlayarak Kur'an okuması menduptur.

 

18. Kişinin mushafa bakarak Kur' an okuması, ezbere okumasından daha faziletlidir. Ancak ezberden okuması kendisinin huşuunu arttırıyor ve okuduğuna daha iyi konsantre oluyorsa onun ezberden okuması daha faziletlidir.

 

19. Ahad yollarla rivayet edilmiş şazz kıraatleri namazda ve namaz dışında okumak haramdır. Örneğin (......) ayetinin sonundaki kelimeyi "......." şeklinde okumak böyledir.

 

Şazz kıraat; Nevev!'nin de yer aldığı bir grup alim e göre yedi kıraat imamının okuyuşunun dışındaki okuyuşlardır. Bu yedi kıraat imamı; Ebu Amr, Nafi', İbn Kesır, Amir, Asım, Hamza, Kisa!' dir.

 

Beğav!'nin içinde yer aldığı bir grup alim e göre ise on kıraat imamının okuyuşunun dışındaki okuyuşlardır. Bu on kıraat imamı yukarıdaki yedi imama ek olarak; Ebu Cafer, Yakub ve Halef'tir.

 

Nevevı el-Mecmu'da şöyle demiştir: Kişi yedi kıraatten biri ile başladığında onun ile bitirmesi müstehaptır. Kişi bir ayeti yedi kıraatten birine göre bir başka ayeti bir başka kıraate göre okursa; ikinci okuduğu birinci ile irtibatlı değilse ve yine -surelerin değil- ayetlerin aksine değilse bunu yapması caiz olur. Ancak öğretim amacı dışında bunu yapmak mekruhtur. Öğretimde ise mekruh olmaz, çünkü bu öğretim açısından daha kolaydır.

 

20. Bilgisiz olarak Kur'an'ı tefsir etmek haramdır.

 

21. Kur' an' ın bütününü veya herhangi bir kısmını unutmak büyük günahlardandır.

 

22. Kur' an' dan bir şey unutan kimsenin takip etmesi gereken sünnet "unuttum" demek değil "bana unutturuldu" demektir.

 

23. Kur'an'ı gündüzün veya gecenin başında hatmetmek, hatim sonrasında içten dua etmek, hatimden sonra diğer hatme başlamak, Kur'an'ı çokça okumak menduptur.

 

Kur'an ile ilgili olarak müstakil eserler yazılmıştır. Benim zikretlikleri m akıl sahipleri için bir hatırlatmadır.

 

BİR SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN

 

3. ABDEST / ABDESTSİZLİK KONUSUNDA ŞÜPHE