MUĞNİ’L-MUHTAC

TAHARET  /  CÜNÜP KİŞİ NE YAPAMAZ

 

B. MESCİTTE DURMAK

 

a. Cünübün mescitte durmasının hükmü

 

Nebi {s.a.v.} dışında bir müslümanın cünüpken mescitte durması veya özürsüz olarak orada dolaşması haramdır.

 

[Bunun delilleri şunlardır]: Allah (Celle celalühü) şöyle buyurmuştur: "Sarhoş iken ne söylediğinizi bilinceye kadar ve cünüp iken [yıkanıncaya kadar] namaza yaklaşmayın, ancak geçip gitmek üzere olursa müstesna." [Nisa, 43].

 

İbn Abbas bu ayeti "namaz kılınan yere, yani mescide yaklaşmayın" diye yorumlamıştır. Çünkü namazdan geçip gitmek mümkün değildir namaz kılınan yerden, yani mescitten geçip gidilir. "Salat / namaz" sözcüğünün "namaz kılma yeri / mescit" anlamında kullanıldığı bir başka ayette şudur: "Allah insanlan birbirlerine karşı savunmasız bıraksaydı, şüphesiz o zaman, içlerinde Allah'ın isminin çokça anıldığı manastırlar, kiliseler, havralar ve mescidler (çoktan) yıkılıp gitmiş olurdu" [Hac, 40].

 

[*] - Bunun bir başka delili de Nebi'in (s.a.v.) şu sözüdür: Mescidi hiçbir hayızlı kadına ve cünübe helal kılmıyorum. (Ebu Davud, Taharet, 232)

 

Bu hadisi Ebu Davud, Hz. Aişe'den rivayet etmiştir. İbnü'lKattan da hadisin hasen olduğunu söylemiştir.

 

"Mescitte durmak" ve "mescitte dolaşmak" ifadeleri ile "mescitten transit olarak geçip gitmek" dışarıda bırakılmıştır. Bunun delili yukarıdaki ayettir.

 

b. Cünüp kimsenin mescitte beklemeksizin geçip gitmesi

 

1. Cünübün mescitten geçmesinin mekruh olmadığı durum

 

Cünüp kimsenin mescitten geçmesi haram olmadığı gibi, şayet bir amacı için buradan geçiyorsa örneğin evine daha yakın yol mescitten geçtiği için buradan geçiyorsa mekruhluk da söz konusu olmaz.

 

2. Cünübün mescitten geçmesinin mekruh olduğu durum

 

Şayet kişinin mescitten geçmesinin bir amacı yoksa [bunun mekruh olup olmadığı konusunda mezhep içinde farklı görüşler vardır]:

 

[Birinci görüş]: er-Ravda ve Aslu'r-ravda adlı eserlerde belirtildiğine göre bu mekruh olur.

 

[İkinci görüş]: el-Mecmu'da "bu, evla olanı terk etmektir, mekruh değildir" denilmiştir.

 

[Üçüncü görüş]:•Bu durumda mescitten geçmenin haram olduğu da söylenmiştir.

 

[Bana göre] başka bir yol bulunması durumda ilk görüşün kabul edilmesi, başka bir yol yoksa ikinci görüşün kabul edilmesi gerekir. (Not: Metnin aslında bu cümle üçüncü görüşten önce zikredilmiş olmakla birlikte biz buraya yerleştirilmesini daha uygun gördük. (çev.))

 

3. Cünübün mescitten geçme şekli

 

Cünüp mescitten geçip giderken acele etmesi gerekmez, normal bir şekilde yürümesi yeterlidir.

 

4. Mescitlere özgü bazı hükümler

 

Mescidin hava boşluğu da mescit hükmüne sahiptir. Bununla birlikte kişi mescidin hava boşluğunda tükürse ve tükürük dışarı düşse bu haram olmaz. Bu, mescitte iken kişinin elbisesine tükürmesi gibidir. (Kıyas)

 

"Müslüman" ifadesi ile cünüp olan kafir dışarıda bırakılmaktadır.

Er-Ravda ve Aslu'r-Ravda adlı eserlerde daha doğru olarak görülen görüşe göre cünüp olan kafirin mescitte durması mümkündür; çünkü o mescidin saygın bir yer olduğuna inanmamaktadır. Ancak kafir bir kadın hayız ve lahusa olur da kendisinden çıkması muhtemelolan kanın mescidi kirletmesinden korkulursa bu durumda müslüman kadın gibi onun da mescitte kalması haram olur.

 

Kafir biri cünüp olmasa bile mescide giremez. Ancak müslüman olmak ve Kur'an dinlemek gibi bir ihtiyaç sebebiyle girebilir. Bir müslüman izin verse bile yeme-içme için mescide giremez. Ancak kafirin bir davası varsa ve hakim, davaları mescitte görüyorsa o zaman girebilir.

 

"Nebi (s.a.v.) dışında" ifadesi ile Nebi (s.a.v.) bu hükmün dışında bırakılmıştır; onun mescide cünüp girmesi haram değildir.

 

Et-Telhis yazarı şöyle demiştir: "Nebi' e (s.a.v.) özgü hükümler arasında "mescide cünüp girmek" de zikredilmiştir" . Nevevi de bu görüşe meyletmiştir.

 

"Mescit" ifadesi ile medreseler, tekkeler, bayram namazlarının kılındığı namazgahlar vb. dışarıda bırakılmış olmaktadır. Yine bir kısmı şayi hisseli vakıf olarak mescide vakfedilmiş arazi -de hükmün kapsamından çıkmaktadır. Ancak İsnevı "bu arazinin içinde bulunma, tahiyyetü'l-mescid namazı kılma vb. hükümler açısından mescit gibi değerlendirilmesi, itikafın sahıh olmaması açısından ise mescid dışında değerlendirilmesi gerekir" demiştir. Yine bu arazide imama uyan kişi ile imam arasında üç yüz arşından fazla mesafe bulunması halinde namaz sahıh olmaz. Arazi bu açıdan mescit gibi değerlendirilmez.

 

"Özürsüz olarak" ifadesi ile özür durumu dışarıda bırakılmaktadır. Kişi mescitte iken ihtilam olsa;

 

> Kapının kapalı olması sebebiyle dışarı çıkması mümkün olmasa,

> Mescitten dışarı çıkması durumunda canına, organına veya organının işlevine bir zarar geleceğinden korksa, 

> Veya malına bir zarar geleceğinden korksa mescitte durması haram olmaz. Ancak -er-Ravda' da belirtildiği ne göre- bu durumda mescidin toprağı dışında bir toprak bulabiliyorsa teyemmüm yapması farz olur. Eş-Şerhu's-sağfr'de "teyemmüm yapması güzelolur" denilmesi bununla çelişmez; çünkü farz zaten güzeldir. Üstelik bu "güzelolur" ifadesinin aslının "farz olur" şeklinde olduğu, yanlışlıkla o şekilde yazıldığı da söylenmiştir. Şayet mescidin toprağı dışında toprak bulamazsa onunla teyemmüm yapması dÜz olmaz. Bu hükme aykırı davranarak teyemmüm yaparsa -gasp edilen toprakla teyemmüm yapma örneğinde olduğu gibi- bu teyemmüm geçerli olur. (Kıyas) "Mescidin toprağı" ile kastedilen mescidin vakfına dahil olan topraktır, rüzgar vb. etkenlerle mescide sonradan giren toprak değildir.

 

Cünüp kimse yalnızca mescitte su bulsa, şayet toprak varsa teyemmüm yaparak mescide girer ve zor olmayacaksa mescitten suyu alarak çıkar. Bu zor olursa mescitte yıkanır. Nevevi el-Mecmu'da Beğavi'nin "bu durumda kişi teyemmüm yapar mescitte yıkanmaz" görüşünü naklettikten sonra mescitte yıkanma görüşünün itimad edilen görüş olduğunu söylemiştir. el-Envar adlı eserde yer alan "cünüp kişinin su almak için mescide girmesi ve bu süre zarfında mescitte kalması caizdir" şeklindeki genel ifade de bu şekilde anlaşılmalıdır.

 

Not:

Cünüp olmayan kimsenin, -bekar da olsa- mescitte uyumasında bir sakınca yoktur. Bilindiği üzere ashab-ı suffe ve başka bazı kimseler Nebi (s.a.v.) zamanında mescitte uyuyoriardı.

 

Şayet mescit, namaz kılanları almayacak şekilde daralıyorsa veya namaz kılanların yanılmalarına yol açıyorsa bu durumda mescitte uyumak haram olur. Bu, el-Mecmu'da geçmektedir. Orada devamla şöyle denilmektedir: "Mescitte yellenmek haram olmamakla birlikte bundan sakınmak daha iyi bir davranıştır. Çünkü Nebi (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: "İnsanların rahatsız olduğu şeylerden melekler de rahatsız olur". (Ebu Avane, Müsned, 1, 412)

 

BİR SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN

 

C. KUR'AN OKUMAK