MUĞNİ’L-MUHTAC

NAMAZ  /  RÜKÜNLER

 

DOKUZ, ON ON BİRİNCİ RÜKÜNLER: TEŞEHHÜD, OTURMA, NEBİ (s.a.v.)'E SALAVAT OKUMA

 

B. NAMAZDA OTURUŞUN ŞEKLİ

 

Kişi her nasıloturursa bu caizdir.

 

A. İLK OTURUŞUN ŞEKLİ

B. SON OTURUŞUN ŞEKLİ

C. MESBUK VE YANILAN KiŞİNİN OTURMA ŞEKLİ

D. OTURUŞTA ELLERİN VE PARMAKLARIN DURUMU

E. OTURUŞTA PARMAKLARIN HAREKETİ

 

A. İLK OTURUŞUN ŞEKLİ

 

İlk oturuşta yayılma oturuşu [sol ayağını yayarak üzerine oturmak] sünnettir.

Kişi namazdaki oturuşlarda her nasıloturursa otursun bu caiz olur; ancak ilk teşehhüdü okumak için oturduğunda yayılarak oturması sünnettir.

 

[Bu şu şekilde olur]: Kişi sol ayağının topuğu üzerine oturur, sağ ayağını diker, sağ ayağının parmaklarını kıbleye doğru döndürür.

 

Yayılma oturuşu el-Muharrer'de belirtildiği üzere şu şekilde olur: Kişi sol ayağını ayaküstü yere gelecek şekilde yere paralelolarak uzattıktan sonra sol ayağının topuğu üzerine oturur. Sağ ayağını dikerek, parmaklarını kıbleye dönük olacak şekilde yere dayar.

 

 

B. SON OTURUŞUN ŞEKLİ

 

Son oturuşta teverrük oturuşu sünnettir. Bu oturuş da yayılma oturuşu gibi olmakla birlikte [aradaki fark şudur]: Kişi sol ayağını sağ yanından dışarı doğru çıkarır, kalçasını yere bitiştirir.

 

Son oturuşta ve onunla birlikte bulunan okuyuşlarda teverrük oturuşu sünnettir. Bu oturuş da -yukarıda geçen- yayılma oturuşu gibidir. Aradaki fark şudur: Burada kişi sol ayağını bedeninin sağ tarafından dışarı çıkarır, kalçasını da yere bitiştirir. Bunun sünnet olduğunun delili Buhari'nin rivayet ettiği hadistir.(Buhari, ezan 828)

 

Son oturuşla diğer oturuşlar arasında fark olmasının hikmeti şudur: Son oturuşun aksine diğer oturuşlarda namaz kılan kişi her an ayağa kalkmak üzere tetikte beklemektedir, yayılma oturuşu ayağa kalkmaya daha uygundur.

 

 

C. MESBUK VE YANILAN KiŞİNİN OTURMA ŞEKLİ

 

Daha doğru olan görüşe göre mesbuk ve yanılan kişi yayılma oturuşu yaparlar.

[Mesbuk ve namazda yanılan kişinin nasıl oturacağı konusunda mezhep içinde iki görüş bulunmaktadır]

 

[Birinci görüş]: Daha doğru olan görüşe göre mesbuk, imamının son oturuşunda yayılma oturuşu yapar; çünkü o ayağa kalkmak için beklemektedir. Namazında yanılan [ve sehiv secdesi yapacak olan] kişi de -sehiv secdesi yapmamayı aklından geçirmiyorsa- yani sehiv secdesi yapmak istiyorsa veya herhangi bir şeyaklından geçirmemişse yayılma oturuşu yapar; çünkü bu oturuştan sonra secde yapmaya muhtaçtır.

 

Mesbuk'un niçin yayılma oturuşu yaptığı açık olarak anlaşılmaktadır.

Yanılan kişiye gelince; bunun sebebi çoğunlukla yanılan kişinin sehiv secdesi yapması yaygındır, bunu gerektiren sebep de bulunmaktadır. Ancak bu kişi sehiv secdesi yapmak istemezse, hareket söz konusu olmayacağı için teverrük oturuşu yapar.

 

 

D. OTURUŞTA ELLERİN VE PARMAKLARIN DURUMU

 

1. Rafii'ye göre

 

Kişi her iki teşehhüdde sol elini dizlerinin uçlarına parmaklarını bitiştirmeksizin açık vaziyette koyar.

 

Kişi her iki teşehhüd oturuşunda sol elini sol diz kapağının ucuna; parmak uçları diz kapağına gelecek şekilde koyar. Bu esnada parmaklarını yayar.

 

[*] - Bunun delili Müslim' deki hadistir. (Müslim, Mesacid, 1309)

 

Kişi parmaklarını bitiştirmez, orta bir şekilde açar. Parmakların açılmasının emredildiği her durumda kişi bu şekilde yapar.

 

2. Nevevi'ye göre

 

Ben [Nevevi] derim ki: Daha doğru olan parmakları bitiştirmektir. Allah daha iyi bilir.

Nevevi'ye göre parmakları birleştirmek daha doğrudur; çünkü parmakları açma durumunda başparmak kıbleye dönmemiş olur; bütün parmakların kıbleye yönelmiş olması için kişi parmaklarını kapatır.

 

Namazda oturan ve fakat teşehhüd okuyamayan kimselerin de böyle yapması sünnettir. Yine sağ yanına veya sırt üstü yatarak namaz kılmanın caiz olduğu durumlarda kişi böyle yapar. Buna temas eden kimseyi görmedim.

 

 

E. OTURUŞTA PARMAKLARIN HAREKETİ

 

Kişi sağ elinden serçe parmağını ve yüzük parmağını büker. Daha doğru olan görüşe göre orta parmak da böyledir.

 

İşaret parmağını uzatarak salar. illlallah derken işaret parmağını kaldırır, hareket ettirmez. Daha güçlü olan görüşe göre -parmakları ile otuz beş sayısını gösteren kimsenin yaptığı gibi- başparmak işaret parmağına bitiştirilir.

 

1. Parmakların bükütmesi

 

Kişi sağ elini sağ dizine koyduktan sonra sağ elinden serçe parmağını ve yüzük parmağını büker.

 

[Orta parmak da bükülecek midir? Bu konuda iki görüş vardır]

 

[Birinci görüş]: Daha güçlü görüşe göre orta parmak da böyledir.

 

Bu konuda delil Müslim'in rivayet ettiği hadistir.(Müslim, mesacid 1311)

 

[İkinci görüş]: Kişi orta parmak ile başparmağı halka yapar. Bunun delili Ebu Davud'un Nebi (s.a.v.)'in fiilinin böyle olduğu şeklindeki rivayetidir. (Ebu Davud, Salat, 991)

 

2. Parmaklarla halka yapılmasının keyfiyeti

 

Parmakların nasıl halka yapılacağı konusunda da iki görüş vardır:

 

[Birinci görüş]: Daha doğru olan görüşe göre iki parmak başları birleştirerek halka yapılır.

[İkinci görüş]: Orta parmağın ucu başparmağın boğumuna koyu larak halka yapılır.

 

3. işaret parmağının durumu

 

a) işaret parmağını illallah derken kaldırmak

 

Kişi her iki görüşe göre de işaret parmağını salar. Bu parmağa "müsebbiha / [tesbih eden] parmak" adı verilmiştir. Bunun sebebi kelime-i tevhid ve tenzihte bu parmakla işarette bulunulmasıdır. Buna "sebbabe / [sövme]" parmağı adı da verilmiştir; çünkü kişi tartışırken ve söverken bu parmağı ile işarette bulunur.

 

Kişi [teşehhüdün sonunda yer alan kelime-i şehadeti söylerken illlallah dediği sırada -Mehamlli ve diğer alimlerin de dediği gibi biraz eğerek- işaret parmağını kaldırır. Bunun delili Müslim'in -parmağı eğmeyi zikretmeksizin- naklettiği hadistir.

 

Parmağı kıble yönüne doğru yükseltirken bununla tevhid ve ihlasa niyet etmesi, -Nasr el-Makdisi'nin dediği üzere- parmağı dik tutup dizine koymaması sünnettir.

 

Bu hareketin işaret parmağına özgü kılınmasının sebebi işaret parmağının kalple irtibatının bulunmasıdır. Bu parmak adeta kalbin kendini toparlamasının sebebidir. Bu hareketin hikmeti Yüce Mabud'un tek olduğuna işaret etmek; böylece onun birliğini hem söz hem fiil hem de inançla ifade etmektir.

 

Bir kimsenin sağ elinin işaret parmağı kopuk bile olsa sol elin işaret parmağı ile işarette bulunması mekruhtur. Veliyyü'l-lraki şöyle demiştir: "Sol elin işaret parmağına müsebbiha adı verilmesi bile tartışılacak bir durumdur; çünkü bu parmak tenzihte kullanılan bir alet değildir."

 

Kişi işaret parmağını kaldırmaya illallah ifadesinin hemzesi ile başlar; çünkü bu Allah'ın birliğinin ortaya konulduğu ifadedir. [Zayıf] bir görüşe göre teşehhüdün bütününde kişi işaret parmağı ile işarette bulunur.

 

b) işaret parmağı hareket ettirilir mi?

 

[İllallah derken yukarı kaldırılan işaret parmağı hareket ettirilir mi? Bu konuda üç görüş vardır]

 

[Birinci görüş]: [Mezhepçe kabul edilen görüşe göre] Kişi işaret parmağını kaldırdığında onu hareket ettirmez; çünkü Nebi (s.a.v.) bunu yapmıyordu. Bunu Ebu Davud, Abdullah

b. Zübeyr'den rivayet etmiştir.

 

[İkinci görüş]: [Zayıf] bir görüşe göre işaret parmağı hareket ettirilir; çünkü Vail b. Hucr'un rivayet ettiğine göre Nebi (s.a.v.) bunu yapardı.

 

Beyhaki her iki hadisin de sahih olduğunu söylemiştir.

 

Şarih Celaleddin el-Mahalli şöyle demiştir: İşaret parmağının kaldırılmayacağını söyleyen ilk hadis, kaldırılacağını söyleyen ikinci hadise tercih edilmiştir. Çünkü alimlerimizin bu konuda temel bir kuralı bulunmaktadır.

 

Şarih Celaleddin el-Mahalli bununla "namazda hareket etmeme" kuralını kastetmiş olmalıdır.

 

[Üçüncü görüş]: [Zayıf] bir başka görüşe göre işaret parmağını hareket ettirmek haram olup bu namazı bozar.

 

İlk görüşe göre işaret parmağını hareket ettirmek mekruh olmakla birlikte namazı bozmaz.

 

c) Başparmağı işaret parmağma bitiştirmek

 

[Başparmak işaret parmağına birleştirilir mi birleştirilmez mi? Bu konuda Şafii'ye ait iki görüş bulunmaktadır]

 

[Birinci görüş]: Daha güçlü görüşe göre -parmaklarıyla 53 sayısını gösteren kişinin yaptığı gibi- başparmak işaret parmağına eklenir. Kişi başparmağını işaret parmağının ele birleştiği yere koyar.

 

[*] - Bunun delili Müslim'in rivayet ettiği şu hadistir: Nebi {s.a.v.} namazda oturduğunda sol elini sol dizine, sağ elini sağ dizine koyar ve sağ eli ile 53 rakamını gösterecek şekilde işaret yapıp, işaret parmağı ile işaret ederdi. (Müslim, Mesacid, 1310)

 

[İkinci görüş]: Parmaklarıyla 23 sayısını gösteren kişinin yaptığı gibi başparmağını işaret parmağını orta parmağının üzerine koyar. Bunu da Müslim, Abdullah b. Zübeyir'den rivayet etmiştir.

 

Fakıhler İbn Ömer'in rivayetine dayanarak birincisini ikincisine tercih etmişlerdir.

 

Nevevi el-Mecmu'da "53 sayısını gösteren kişinin yaptığı gibi" ifadesine itiraz etmiştir; çünkü matematikçilere göre elle 53 sayısını göstermek için serçe parmağını yüzük parmağının üzerine koymak gerekir.

 

Fakihlerin burada kastettiği bu değildir; onların kastettiği serçe parmak ve yüzük parmağında olduğu gibi başparmağı avuca koymaktır. Bu şekilde yapıldığında aslında 59 sayısı ortaya çıkmaktadır; ancak alimler rivayeti dikkate alarak 59 değil 53 demişlerdir.

 

El-İklid'de Nevevi'nin itirazına şöyle cevap verilmiştir:

53 sayısını göstermek için serçe parmağını yüzük parmağının üzerine koymak, Mısır'lı kıbtllerin uyguladığı bir yoldur. Onlardan başkaları 53 sayısını bu şekilde göstermezler.

 

El-Kifdye'de de şöyle denilmiştir: Bunun şart koşulmaması öncekilerin yöntemidir.

 

İbnü'l-Ferkah şöyle demiştir: Serçe parmağını yüzük parmağının üzerine koymanın şart koşulmaması bazı matematikçilerin yöntemidir. Bu yönteme göre 59 başka bir şekilde yapılır. Yahut da elle gösterilen bir şekil iki farklı rakamı ifade ediyor olabilir. Bu ikisinden hangisinin kastedildiği bir karine ile bilinir.

 

Bil ki bu konudaki görüş ayrılığı hangi şeklin daha faziletli olduğu

konusundadır. Kişinin;

> Başparmağı da işaret parmağı gibi salması,

> Başparmağı orta parmağın üzerine koyması,

> Başparmakla orta parmağı -daha önce geçen iki şekilden birine göre- halka yapması,

> Başparmağın başını orta parmağın iki boğumu orasına koymasına gelince;

 

Kişi bu şekillerden hangisini yaparsa yapsın sünnete uymuş olur; çünkü bunların tümü ile ilgili haberler bulunmaktadır:

 

Öyle anlaşılıyor ki Nebi (s.a.v.) bazen bir türlü bazen de başka türlü yapmıştır. Yine öyle görünüyor ki en çok devam ettiği uygulama birincisidir. Bu yüzden birincisi en faziletlisidir. İbnü'r-Rif'a "alimler birincisini sahih görmüşlerdir; çünkü onu rivayet edenler diğer ravilerden daha fakihtir." demiştir.

 

BİR SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN

 

C. OTURURKEN NEBİ (SALLALLAHU ALEYHİ VE SELLEM)'E SALAvAT OKUMAK