MUĞNİ’L-MUHTAC

NAMAZ  /  RÜKÜNLER

 

DOKUZ, ON ON BİRİNCİ RÜKÜNLER: TEŞEHHÜD, OTURMA, NEBİ (s.a.v.)'E SALAVAT OKUMA

 

E. NEBİ (SALLALLAHU ALEYHİ VE SELLEM)'E SALAVAT OKUMANIN ŞEKLİ

 

Nebi {s.a.v.)'e ve ailesine salavat okumanın en azı: Allahümme salli ala Muhammedin ve alihi şeklinde yapılır.

 

Son oturuşta Hamfdün Mecid ifadesine kadar eklemek sünnettir.

 

A. NEBİ (SALLALLAHU ALEYHİ VE SELLEM)'E SALAVAT OKUMANIN EN AZ ŞEKLİ

B. SON OTURUŞTA SALAVATI HAMİDÜN MECİD İFADESİNE KADAR OKUMAK

C. İLK OTURUŞTA SALAVATI UZUN OKUMAK

 

A. NEBİ (SALLALLAHU ALEYHİ VE SELLEM)'E SALAVAT OKUMANIN EN AZ ŞEKLİ

 

Zayıf olan görüşe göre son oturuşta Nebi {s.a.v.}'in ailesine salavat okumak farz, ilk oturuşta ise sünnettir. Tercih edilen görüşe göre son oturuşta bu sünnettir.

 

Nebi (s.a.v.)' e ve ailesine salavat okumanın en az şekli Allahümme salli ala Muhammedin ve alihi şeklindedir. Çünkü "ona salat ve selam edin" [Ahzab, 56] ayetinde emredilen salat en azından bu şekilde yerine getirilmiş olur.

 

[Soru]: Bu ifade söylendiğinde ayette emredilen iş yapılmamış olur; çünkü ayette selamdan da bahsedilmektedir, oysa ifadede bu yer almamaktadır?

 

[Cevap]: Bu, teşehhüddeki esselamu aleyke ifadesi ile yerine getirilmiş olmaktadır.

Ve ala ali Muhammed demek yukarıdakinden daha mükemmeldir.

 

Nevevi'nin ifadesinden "Muhammed" sözcüğünü zikretmenin gerekli olduğu anlaşılıyorsa da bu gerekli değildir. Kadı Hüseyin bunu açık olarak ifade etmiştir. Kişi sallallahu ala Muhammed demiş olsa veya sallallahu ala Resulih, ale'n-nebiyyi demiş olsa yeterli olur. Ancak sallallahu aleyh demek yeterli değildir.

 

Yine et-Tahkik ve el-Ezkar' da doğru kabul edilen görüşe göre sallallahu ala Ahmed demek de yeterlidir.

 

 

B. SON OTURUŞTA SALAVATI HAMİDÜN MECİD İFADESİNE KADAR OKUMAK

 

Son oturuşta salavatı Hamfdün Mecid ifadesine kadar okumak sünnettir.

Salavat'ın bir bütün olarak okunuşu şu şekildedir: Allahümme salli ala Muhammedin ve ala ali Muhammed, kema salleyte ala İbrahime ve ala ali İbrahim, ve barik ala Muhammedin ve ala ali Muhammed, kema barekte ala İbrahime ve ala ali İbrahim, İnneke Hamidün Mecid.

 

EI-Ezkar'da ve diğer kitaplarda en faziletli salavatın şu olduğu söylenmiştir: Allahümme salli ala Muhammedin abdike ve Resulike'n-nebiyyi'l-ümmiyyi ve ala ali Muhammedin ve ezvacihi ve zürriyyetihi, kema salleyte ala İbrahime ve ala ali İbrahim, ve barik ala Muhammedini'n-nebiyyi'l-ümmiyyi ve ala ali Muhammedin ve ezvacihi ve zürriyyetihi, kema barekte ala İbrahime ve ala ali İbrahime fi'l-alemine inneke hamidün mecid.   Et-Tahkik'te de böyledir.

 

EI-Mühimmat'ta şöyle denilmiştir: Muhammed kelimesinden önce seyyidina denilmesi meşhurdur. Bunun zikredilmesinin daha faziletli olup olmadığı araştırılması gereken bir husustur. Ezberimde yer aldığına göre Şeyh İzzeddin b. Abdüsselam bu konuyu "edebe riayet etmek mi yoksa emre uymak mı daha faziletlidir?" meselesine bağlamıştır. İlki kabul edilirse seyyidind denilmesi müstehap olur, ikincisi kabul edilirse müstehap olmaz.

Alimlerin ifadesinden onların ikinci görüşü [seyyidina dememeyi] esas aldıkları anlaşılmaktadır.

 

Rafii, Saydalanı'den şunu nakletmiştir: Bazıları salavata şunu da eklemektedir: Verham Muhammeden kema terahhamte ala İbrahim veya şöyle kema rahimte ala İbrahim.

Bu, rivayetlerde yer almamaktadır.

Nevevİ bunun bid'at olduğunu söylemiştir.

 

 

C. İLK OTURUŞTA SALAVATI UZUN OKUMAK

 

Salavat'ı hamidun mecid ifadesine kadar okumak son oturuşta sünnettir, ilk oturuşta değildir. Nitekim ilk oturuşta Nebi {s.a.v.)'in ailesine salavat okumak da sünnet değildir; zira ilk oturuş [ikinciye nispetle] hafif kılınmıştır.

 

Ezrai şöyle demiştir: Bu hüküm tek başına namaz kılan ve namazın uzatılmasına razı olan bir topluluğa imam olan kimse hakkında geçerli olup diğerleri hakkında geçerli değildir. Hatta Cüveyni'nin muhtasarında ve diğer eserlerde İmamın ilk oturuşta Allahümme salli ala Muhammedin ve ala ali Muhammed ifadesi dışında bir şey söylememesinin sünnet olduğu belirtilmiştir.

 

Ezrai böyle demişse de alimlerin sözlerinin zahirinden buna muhalif bir anlam anlaşılmaktadır.

 

Zemahşerl'nin de belirttiği üzere Hz. İbrahim'in ailesi; Hz. İsmail, Hz.İshak ve bu ikisinin çocuklarıdır.

 

Not:   Muhammed b. Ebu Bekir el-Barizı şöyle demiştir: Hz. İbrahim (a.s.)'den sonra gelen bütün peygamberler (Allah'ın selamı onların üzerine olsun) Hz. İshak'ın (a.s.) soyundandır; Hz. Muhammed {s.a.v.} ise Hz. İsmail'in (a.s.) soyundandır. Salavat duasında yalnızca Hz. İbrahim'in zikredilmesinin sebebi şudur: Allah'ın salat etmesi demek rahmet göstermesi demektir. Hz. İbrahim dışında rahmet ve bereketin kendisinde toplandığı başka bir peygamber yoktur. Nitekim Yüce Allah şöyle buyurmuştur: "Allah'ın rahmeti ve bereketi sizin üzerinize olsun ey ehl-i beyt! Şüphesiz ki Allah övgüye layık ve şanı yüce alandır." [Hud, 73] İşte bu yüzden Nebi {s.a.v.} daha önce İbrahim'e verildiği şekilde bu ayette sözü geçenlerin kendisine verilmesini istemiştir.

 

[Soru]: Hz. Muhammed'in {s.a.v.} en üstün peygamber olduğu sabittir. Şu halde onun hakkında İbrahim' e salat edildiği gibi salat edilmesini istemek nasıl söz konusu olabilir?

 

[Cevap]: Cümle Allahümme salli ala Muhammed ifadesi söylendiği anda bitmektedir. Bundan sonraki ve ala ali Muhammed yeni bir cümledir. Hamıd yaptıkları övülen, Mecid ise tam şeref sahibi demektir.

 

BİR SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN

 

F. SON OTURUŞTA SALAVATTAN SONRA DUA OKUMAK