MUĞNİ’L-MUHTAC

NAMAZ  /  VAKİT-BAZI MESELELER

 

C. NAMAZI İLK VAKTİNDE KILMANIN SÜNNET OLUŞU

 

Namazı ilk vaktinde kılmak sünnettir.

Bir görüşe göre yatsı namazını geciktirmek daha faziletlidir.

 

A. TÜM NAMAZLARI İLK VAKTİNDE KILMANIN SÜNNET OLUŞU

 

Vakitler konusunda en faziletli davranış namazı ilk vaktinde kılmaktır. Nitekim Nevevi "namazı ilk vaktinde kılmak sünnettir" demiştir.

 

Bu hüküm, kişi vaktin girdiğini kesin olarak bildiğinde böyledir.

Yatsı namazı da buna dahildir.

 

[*] - Bunun delili şu hadistir: Nebi (s.a.v.)' e en faziletli amelin ne olduğu sorulduğunda şöyle cevap verdi: Namazı ilk vaktinde kılmaktır. (Ebu Davud, Salat, 426; Tirmizi, Salat, 170)

 

Hadisi Darekutni ve başka hadisçiler rivayet etmiştir. Hakim enNisaburi bu hadisin Buhar! ve Müslim'in şartlarına göre sahih olduğunu söylemiştir. Aynı hadis Buhari ve Müslim'de "namazı vaktinde kılmaktır" şeklinde geçmektedir. (Buhari, Mevakitü's-salat, 504; Müslim, iman, 249)

 

[*] - İbn Ömer'den rivayet edildiğine göre Nebi (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: Namazı vaktin başında kılmak Allah (celle celalühü)'ın rızasıdır. Namazı vaktin sonunda kılmak ise Allah (celle celalühü)'ın affedeceği bir durumdur. (Tirmizi, EbvAbü's-salat, 172)

 

Bu hadisi Tirmizi rivayet etmiştir.

 

İmam Şafii (r.a.) şöyle demiştir: Allah (celle celalühü)'ın rızası yalnızca iyilik edenler içindir. Allah'ın (celle celalühü) affı ise kusurlu davrananlar içindir.

 

Kişi namaz vakti girdiğinde vaktin başında namaza hazırlık için abdest alma, ezan okuma, elbise giyme, açlığını bastıracak birkaç lokma yeme -hatta daha önce geçtiği üzere doyacak kadar da yiyebilir-, namazdan önceki sünneti kılma ile uğraşarak farzı geciktirse veya ihtiyaç olmadığı halde bu kadar süre geciktirse sonra namaza başlasa "vaktin başında namaz kılma fazileti"ni elde etmiş olur. Kişi, normalin üzerinde olacak şekilde acele davranmakla yükümlü tutulmaz. Yine [bu paragrafta sayılanların yanında], kısa süreli konuşmak, sıkışmış ise tuvaletini yapmak, abdest almak için su temin etmek gibi şeylerle [kısa süreli olarak] uğraşması da mümkündür.

 

Bir görüşe göre yatsı namazını geciktirmek daha faziletlidir.

Bir görüşe göre; tercih edilen vakti [vakt-i ihtiyar] geçmediği sürece yatsı namazını geciktirmek daha faziletlidir.

 

[*] - Bunun delili Buhari ve Müslim' deki şu hadistir: Allah Resulü (s.a.v.) yatsı namazını geciktirmeyi severdi. (Buhari, Mevakitü's-salat, 599; Müslim, el-Mesacid, 1451. )

 

Ezraİ şöyle demiştir. İmam Şafii' nin yeni kitaplarının pek çoğunda bu görüş açık olarak ifade edilmiştir.

 

Nevevi el-Mecmu'da "bu görüş delil yönünden daha güçlüdür" demiştir.

 

Yatsı namazını, tercih edilen vakte kadar geciktirmenin hikmeti öğle namazının gündüzün ortasında olması gibi yatsının da gecenin ortasında kılınmasıdır.

 

Meşhur olan görüşe göre ise hadislerin genel ifadeleri sebebiyle yatsıyı ilk vaktinde kılmak daha faziletlidir. Ayrıca Nebi (s.a.v.)'in sürekli uygulaması da bu şekildedir.

 

Bazı alimler Şafii'ye ait iki görüşü farklı iki durumla ilişkilendirerek şu şekilde yorumlamışlardır: "İlk vaktinde kılmak daha faziletlidir" görüşü kişinin uyumaktan korkması durumundadır. "Geciktirmek daha faziletlidir" görüşü ise uyumaktan korkmadığı durumdadır.

 

B. "NAMAZI İLK VAKTİNDE KILMANIN SÜNNET OLUŞU" HÜKMÜNDEN İSTİSNA EDİLEN DURUMLAR

 

Bazı durumlar, namazı ilk vaktinde kılmanın sünnet oluşu hükmünden istisna edilir. Nevevi bunu şu sözleri ile açıklamıştır:

 

1. Şiddetli sıcaklarda öğle namazının geciktirilmesi

 

Şiddetli sıcaklarda öğle namazının serinlik vaktine kadar geciktirilmesi sünnettir.

 

a. Şiddetli sıcaklarda öğle namazım serin vakte kadar geciktirmenin hükmü

 

Şiddetli sıcaklarda öğle namazının kılınmasının serinlik vaktine kadar, -yani cemaate gelenlerin, gölgesinde yürüyebileceği kadar duvarların gölgesinin olduğu vakte kadar- geciktirilmesi sünnettir.

 

[*] - Bunun delili Buhar! ve Müslim'deki şu hadistir: Sıcak şiddetli olduğunda namazı serinlik vaktine bırakın. (Buhari, Mevakitü's-salat, 539; Müslim, el-Mesacid, Buhari, Mevakitü's-salat, 5334)

 

[*] - Buhari'nin bir rivayeti ise şöyledir: Sıcak şiddetli olduğunda öğle namazını serinlik vaktine bırakın. Çünkü sıcağın şiddeti cehennemin şiddetindendir. (139)

 

Yani sıcağın şiddeti cehennemin hareketinden ve alevlerinin yayılmasındandır. Allah (celle celalühü) bizi cehennemden korusun! (Amin)

 

Şiddetli sıcakta öğle namazının geciktirilmesinin hikmeti şudur: Böyle sıcaklarda namazı ilk vaktinde kılmak kendini vererek namaz kılmayı [yani huşuyu] ortadan kaldıran veya huşunun tam olmasını engelleyen bir zorluk durumudur. Bu yüzden geciktirilmesi sünnettir. Bu, yemek hazırlanıp da canı yemek çeken kimsenin veya tuvaleti gelen kimsenin namazı yemekten ve tuvaletini yaptıktan sonraya kadar geciktirmesine benzer. (Kıyas) -- Buna aykırı olarak rivayet edilen hadisler mensuhtur.

 

Doğru olan görüşe göre şiddetli sıcakta öğle namazı vaktin yarısından sonraya kadar geciktirilmez.

 

"Namaz" ifadesi ile ezan dışarıda bırakılmıştır.

"Öğle" ifadesi ile diğer namazlar dışarıda bırakılmıştır. Cuma namazı da olsa diğer namazların serinlik vaktine kadar geciktirilmesi sünnet değildir. Cuma namazı dışındaki namazlarda ise zaten yukarıdaki gerekçe [aşırı sıcak] yoktur. Cuma namazının geciktirilmemesi konusunda delil ise Buhar! ve Müslim'in Seleme'den rivayet ettikleri şu hadistir: Biz Allah Resulü (s.a.v.) ile beraber Cuma namazını güneş batıya dönünce kılardık. (Buhari, Megazi, 4168; Müslim, Cum'a, 1989)

 

Ayrıca Cuma namazını geciktirme durumunda tembellik sebebiyle Cuma namazını kaçırma ihtimali söz konusudur. Yine insanların Cuma namazına erken gitmeleri istenmiştir, bu yüzden insanlar sıcaktan dolayı rahatsız olmazlar.

 

[Soru]: Buhar! ve Müslim'de Nebi (saljallahu aleyhi ve sellem)'in Cuma namazını serinlik vaktine bıraktığına dair rivayet vardır. (Buhari, Mevakıtü's-salat, 535; Müslim, el-Mesacid, 1399)

 

[Cevap]: Bu konudaki bütün delilleri bir noktada birleştirmek için şunu söyleyebiliriz: Nebi (s.a.v.) bunu, söz konusu fiilin caiz olduğunu göstermek için yapmıştır. Ayrıca bu haberi İsmaili Sahih adlı eserinde öğle namazı diye rivayet etmiştir. Şu halde iki rivayet arasında çelişki vardır. Çelişki durumunda, kendisi ile çelişen bir başka delil bulunmayan Seleme'nin rivayet ettiği hadis esas alınır.

 

b. Öğle namazının serinlik vaktine kadar geciktirilebileceği durumlar

 

[Öğle namazının serinlik vaktine kadar geciktirilmesi] daha doğru görüşe göre sıcak bölgelerde ve cemaatin uzaktan geldiği mescitlerde kılınan namazlardadır.

 

[Öğle namazının serinlik vaktine kadar geciktirilebileceği yerler konusunda iki görüş vardır]: [Birinci görüş]: Daha doğru görüşe göre bu, sıcak bölgelerde -Buveytf'de belirtildiği ne göre Hicaz ve Irak'ın bir bölümü gibi- mescit, tekke ve medrese gibi cemaatle namaz kılınan yerlerde, cemaatin uzaktan güneşte yürüyerek geldiği durumlara özgüdür.

 

Bu görüşe göre şu durumlarda öğle namazı serinlik vaktine kadar geciktirilmez:

 

> Sıcak bir bölgede bile olsa havanın sıcak olmadığı zamanlarda,

> Hava sıcak bile olsa havanın normalde ılık veya soğuk olduğu bölgelerde,

> Kişinin tek başına namaz kıldığı durumda, O Kişinin evinde cemaatle kıldığı durumda,

> Cemaatin hazır bulunup dışarıdan kimsenin gelmediği durumda,

> Cemaate dışarıdan bir kimse gelse bile yakından geldiği durumda,

> Cemaate uzaktan bir kimse gelse bile yürümek için gölge bulabildiği durumda,

 

Çünkü söz konusu durumlarda namazı ilk vaktinde kılmakta bü-

yük bir zorluk yoktur.

 

Cemaatin uzaktan geldiği mescitte hazır bulunan imamın, Hz. Peygamber (s.a.v.)'e uyarak namazı serinlik vaktine kadar geciktirmesi sünnettir.

 

Nevevi'nin sözünden şu sonuç çıkmaktadır: Mescitte namaz kılmak için bekleyen kişinin öğle namazını geciktirmesi sünnet değildir. Rafii'nin sözü ise bunun sünnet olduğu izlenimini doğurmaktadır. İsnevi, Rafii'nin sözünün daha yerinde olduğunu söylemiştir.

 

Uzaklığın ölçüsü, mescide giden kişinin güneşten etkilenebileceği mesafedir.

 

[İkinci görüş]: Diğer bir görüşe göre öğle namazını serinlik vaktine kadar geciktirmenin sünnet oluşu metinde belirtilen durumla sınırlı değildir. Konu ile ilgili hadisin ifadesi genelolduğundan yukarıda sayılan durumlarda da öğle namazını geciktirmek sünnettir.

 

Nevevi "mescit" sözcüğü yerine "musalla / namazgah" ifadesini kullansaydı benim yukarıda belirttiğim medrese, tekke vb. yerleri de kapsaması açısından daha iyi olurdu. Ancak "mescit" sözcüğü ile "namaz kılmak için toplanılan yer" kastedilmişse o zaman diğer yerleri de kapsar.

 

2. "Namazı ilk vaktinde kılmanm sünnet oluşu" hükmünden istisna edilen diğer durumlar

 

[Şu kişiler de "namazı ilk vaktinde kılmanın sünnet oluşu" hükmünden istisna edilir. Yani bunlar namazlarını ilk vakitlerinde kılmayıp geciktirebilirler]:

> Şeytan taşlayan kişi,

> Namazın ilk vaktinde yolculuğuna devam eden yolcu,

> Vaktin sonuna doğru; su, avretini örtecek örtü, birlikte namaz kılacağı cemaat veya namazı ayakta kılabilecek kudreti bulabileceğini düşünen kimse,

> Bulutlu bir günde namaz vaktinin girip girmediğini anlayamayan kişinin namazın girdiğinden kesin emin oluncaya kadar veya daha fazla geciktirirse namazın vaktinin çıkacağına kanaat getirmesi,

> Sürekli bir özrü [abdestsizlik durumu] bulunan kimsenin özrünün sona ereceğini ümit etmesi,

> Arafatta vakfe yapan kişi, akşam namazı vaktinde konaklamış olsa bile, şayet namazların kısaltılabileceği mesafede bir yolcu ise, akşam namazı ile yatsıyı Müzdelife' de cem ederek kılmak için akşam namazını ge ciktireb ilir,

 

> Cuma namazını kılmama konusunda özrü bulunan kişi şayet özrünün sona ermesini ümit ediyorsa öğle namazını, cumayı kılmaktan tamamen ümidini keseceği vakte kadar ertelemesi.

 

BİR SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN

 

D. NAMAZIN BİR REKATININ VAKİT İÇİNDE KILINMASI