MUĞNİ’L-MUHTAC

NAMAZ  /  VAKİT-BAZI MESELELER

 

G. NAMAZ KILMANIN MEKRUH OLDUĞU VAKİTLER

 

Şu durumlarda namaz kılmak mekruhtur:

 

1. Cuma günü hariç güneşin tepede olduğu zaman,

2. Sabah namazından sonra güneş bir mızrak boyu yükselinceye kadar,

3. İkindiden sonra güneş batıncaya kadar.

 

Ancak [bu vakitlerde şöyle] bir sebeple namaz kılmak mekruh

olmaz:

 

ı. Kaza namazı kılmak,

2. Güneş tutulması namazı kılmak,

3. Tahiyyetü'l-mescid namazı kılmak,

4. Şükür secdesi yapmak.

 

Yine sahih olan görüşe göre Mekke' deki Harem bölgesinde söz konusu vakitlerde namaz kılmak mekruh değildir.

 

A. MEKRUH VAKİTLER

B. MEKRUH VAKİTLERDE DE KILINABİLECEK NAMAZLAR

 

A. MEKRUH VAKİTLER

 

1. Güneşin tam tepede olduğu vakit [istiva vakti]

 

Nevevi er-Ravda'da ve el-Mecmu'un bu konusunda güneşin tam tepede olduğu vakitte namaz kılmanın tahrimen mekruh olduğu görüşünün doğru görüş olduğunu söylemiştir.

Et-Tahkık'te ve el-Mecmu'un taharet konusunda ise bunun tenzihen mekruh olduğu görüşünün doğru görüş olduğunu söylemiştir.

 

[*] - Bunun delili Müslim'in Ukbe b. Amir'den rivayet ettiği şu hadistir: Allah Resulü (s.a.v.) üç vakitte namaz kılmamızı ve ölüleri gömmemizi yasaklardı: Güneş doğarken yükselinceye kadar, güneş tam tepedeyken batıya yönelinceye kadar ve güneş batmaya meylettikten sonra batıncaya kadar. (Müslim, Salatü'l-müsafirin, 1926)

 

Güneşin batıya yönelmesi ile mekruhluk sona erer.

 

Güneşin tam tepede olduğu vakit kısa süreli olup bir namaz kılacak kadar süreyi kaplamaz, güneş batıya dönünceye kadar bu vakit nerede ise hissedilmez. Ancak bu vakitte namaz için tekbir alınmışsa o namaz sahih olmaz.

 

Cuma günü güneş tepede iken namaz kılmak ise mekruh olmaz. [ *] - Çünkü Ebu Davud ve diğer hadisçilerin rivayetlerine göre Cuma günü istisna edilmiştir.

 

Daha doğru görüşe göre kişi Cuma namazına gelmiş olsun ya da olmasın Cuma günü o vakitte kıldığı namaz sahih olur.

 

Bir görüşe göre ise bu, yalnızca Cuma namazına gelenler hakkındadır. Bir grup alim bu görüşü doğru kabul etmiştir.

 

Bir başka görüşe göre ise bu, Cuma namazına gelen, sonra kendisini uyku bastıran, bunu def etmek için iki rekat namaz kılan kimseye özgüdür.

 

2. Güneş doğduktan sonra bir mızrak boyu yükselinceye kadar

 

Kişi sabah namazını kılmış olsun ya da olmasın güneş doğduktan sonra ve sabah namazının eda edilmesinden sonra güneş bir mızrak boyu yükselinceye kadar namaz kılmak mekruhtur. Mızrak boyu yükseklik göz görüşü iledir, aksi takdirde mesafe uzaktır.

 

3. ikindiden sonra güneş batıncaya kadar

 

Kişi ikindiyi kılsın yahut kılmasın güneşin sararmasından sonra ve -öğle namazı ile cem edilerek kılınmış olsa bile- ikindi namazının eda yoluyla kılınmasından sonra güneş batıncaya kadar namaz kılmak mekruhtur.

 

Sabahtan ve ikindiden sonra namaz kılmanın yasaklanması ile ilgili Buhari ve Müslim'de Ebu Hureyre'den rivayet edilen bir hadis bulunmaktadır. Yine Güneş doğarken ve sarardıktan sonra namaz kılmanın yasak olduğuna dair de Müslim'de yukarıda geçen hadis bulunmaktadır. Bu iki hadiste mızraktan söz edilmemektedir. "Mızrak boyu" şeklindeki ölçü yaklaşık bir ölçüdür.

 

Nevevİ'nin ifadelerini açıklarken benim yaptığım üzere namaz kılmanın mekruh olduğu vakitlerin sayısını beş olarak belirtmem, alimlerin çoğunluğunun görüşüdür. Rafii el-Muharrer'de bu görüşü esas almıştır. Bu görüş, metinde olduğu gibi namaz kılmanın mekruh olduğu vakit sayısını üçle sınırlı görmekten daha yerinde bir görüştür. Çünkü güneş doğuncaya kadar sabah namazını kılmayan veya güneş sararıncaya kadar ikindi namazını kılmayan kişinin güneş yükselinceye veya batıncaya kadar namaz kılması mekruhtur. Bu, alimlerin çoğunluğunun görüşünden anlaşılmakla birlikte el-Minhac metninden anlaşılmamaktadır.

 

Ayrıca ilk ibareye göre güneşin sararmaya başladığı vakitte nafile namaz kılmak iki sebeple mekruh olurken, ikinci ibareye göre bir sebeple mekruh olmaktadır.

 

Muhtemeldir ki Nevevİ "sabahtan sonra" ve "ikindiden sonra" ifadelerinin bunu kapsadığını zannetmiş olabilir, oysa bu düşüncedeki kusuru yukarıda gördün.

 

İsnevı şöyle demiştir: Namaz kılmanın mekruh olmasının vakitlerle sınırlı olması ile kastedilen aslı vakitlere nisbetledir. Namaz için kamet edildiğinde, imamın Cuma günü hutbe vermek için minbere çıktığı sırada nafile namaz kılmanın mekruh olduğu konusu ileride gelecektir.

 

İlk itiraz yalnızca "bu vakitlerde namaz kılmak tenzihen mekruhtur" görüşünü kabul ettiğimizde geçerli olur.

 

Fakihlerden biri yukarıdakilere ilaveten iki mekruh vakit daha eklemiştir:

 

1. Fecrin doğuşundan sonra sabah namazı kılınıncaya kadar başka namaz kılmak,

2. Güneşin batışından sonra akşam namazı kılınıncaya kadar başka namaz kılmak.

 

Bu görüşteki zat "bu vakitlerde namaz kılmak doğru görüşe göre tahrimen mekruhtur" demiş, bunu İmam Şafii'nin ifadeleri arasında nakletmiştir.

 

Mezhepte meşhur olan görüş buna aykırıdır.

 

Alimlerimiz şöyle demiştir: Kişi namaz kılınması mekruh olan vakitlerde namaz kıldığında kendisine tazir cezası uygulanır. "Bu vakitlerde namaz kılmak tahrimen mekruhtur" görüşünü benimsediğimizde kılınan namazlar namaz yerine geçmez.

 

Daha doğru görüşe göre "tenzihen mekruh" görüşünü tercih ettiğimizde de böyledir.

 

[Soru]: "Kılınan namaz namaz yerine geçmez" görüşünü kabul etmek mekruhluğun tenzihen değil tahrimen olmasını gerektirir. Çünkü namaz yerine geçmeyecek fiilleri yapmaya teşebbüs etmek ittifakla haramdır; zira bu ibadetle oynamaktır.

 

[Cevap]: Kılınan namazın namaz yerine geçmediği görüşünü kabul etmek bu vakitte namaz kılmanın tahrimen mekkuh olmasını gerektirmez. Çünkü usul ilminde genel bir kuralalarak kabul edildiği üzere "tenzihen olan mekruhluk namazın kendisine ait olunca bu tıpkı tahrimen olan mekruhluk gibi namazın sahih olması ile tezat teşkil eder."

 

 

B. MEKRUH VAKİTLERDE DE KILINABİLECEK NAMAZLAR

 

Normalde namaz kılmanın mekruh olduğu vakitlerde, sebebi namazın kendisinden sonra gelmeyen şu namazları kılmak mekruh olmaz, sahihtir:

 

1. Kaza namazı

 

Mekruh vakitlerde kaza namazı kılınabilir; çünkü kaza namazının sebebi, namaz kılmanın mekruh olduğu vakitten daha önce gerçekleşmiştir. Bu kaza farz olsun. nafile olsun fark etmez. Hatta kişi bu vakitlerde, kılmayı adet edindiği nafile namazları da kılabilir.

 

[*] - Bunun delili şu hadistir: Bir namazı unutan veya uyuyarak namazı kaçıran kişi için o namazın keffareti, hatırladığında onu kılmasıdır. (Buhari, Mevakitü's-salat, 597; Müslim, el-Mesacid, 1566)

 

[*] - Buhari ve Müslim'de rivayetedilen bir hadise göre Nebi (s.a.v.) ikindi namazından sonra iki rekat namaz kılmış ve şöyle demiştir: Bu ikisi, öğleden sonra kılınan iki rekatlık namazdı. (Buhari, Sehv, 1223; Müslim, Salatü'l-müsafirin, 1930)

 

[*] - Müslim' de şöyle bir rivayet vardır: Nebi (s.a.v.) dünyadan ayrılıncaya kadar bu iki rekatı kılmayı bırakmadı. (Müslim, Salatü'l-müsafirin, 1932)

 

Bu, Nebi (s.a.v.)' e özgü hususlardan biridir. Mekruh vakitlerden birinde namazını kaza eden kimse buna devam edip bunu vird edinemez.

 

2. Mekruh vakitlerde kılınabilecek diğer namazlar

 

Namaz kılınması mekruh olan vakitlerde şu namazlar kılınabilir:

 

1. Güneş tutulması namazı,

2. Yağmur duası namazı,

3. Tavaf namazı,

4. Tahiyyetü'l-mescid namazı,

5. Abdest alınınca kılınan iki rekatlık namaz,

6. Şükür secdesi,

7. Tilavet secdesi: Bu, el-Muharrer'de belirtilmiştir.

 

Bu namazlar mekruh vakitlerde kılınabilir; çünkü bunların bir kısmının sebepleri vakit öncesinde gerçekleşmiştir. Örneğin abdestten sonra kılınan iki rekatlık namaz ve tahiyyetü'l-mescid namazı böyledir. Bir kısmının ise vakte bitişik sebebi vardır. Örneğin iki rekatlık tavaf namazı, cenaze namazı, yağmur duası namazı ve güneş tutulması namazı böyledir. Ayrıca güneş tutulması namazı ve tahiyyetü'lmescid namazı bu vakitte kılınmadığında kaçırılabilir.

 

[*] - Buhari ve Müslim' de şu hadis vardır: Kab b. Malik, güneş doğmadan önce sabah namazından sonra şükür secdesi yaptı. (Buhari, Meğazi, 4418; Müslim, Tevbe, 6947)

 

[*] - Yine Buhari ve Müslim, Ebu Hureyre' den şunu rivayet etmişlerdir: Nebi (s.a.v.), Bilare (r.a.) şöyle buyurdu: Müslüman olduktan sonra yaptığın ve ençok ümit beslediğin amelin nedir bana söyle. Çünkü ben cennette önümde senin ayak seslerini işittim.

 

Bilal: Şundan daha çok ümit beslediğim bir amelim yok: Ben her abdest aldığımda gece ve gündüzün hangi vakti olursa olsun bu abdestim ile Allah (celle celalühü)'ın nasip ettiği kadar [nafile] namaz kllarım.(Buhari, Teheccüd, 1149; Müslim, Fedailü's-sahabe, 6274)

 

Sonradan gerçekleşen bir sebebi olan namazlara gelince; örneğin iki rekatlık istihare namazı ve ihram namazı gibi namazlar, tıpkı sebebi olmayan namazlar gibi mekruh vakitte kılınırsa namaz olarak kabul edilmez. Çünkü istihare ve ihram namazının sebebi kendilerinden sonra gelmektedir.

 

Yani önce istihare namazı kılınıp sonra istihare duası edilmekte, önce ihram namazı kılınıp sonra ihrama girildiğinden önce namaz sonra sebep gelmektedir. Oysa yağmur duası namazı, güneş tutulması namazı, mescid selamlama namazı, şükür secdesi gibi durumlarda önce yağmursuzluk, güneşin tutulması,

mescide girme, şükrü gerektiren bir durumun gerçekleşmesi söz konusudur. Yani namazı gerektiren sebep namazdan önce gerçekleşmektedir. (Çev.)

 

"Önce gelme", "sonra gelme" ve "birlikte gerçekleşme" ifadeleriyle kastedilen nedir?

 

[Bu konuda iki görüş vardır:]

 

[Birinci görüş]: Namazın, namaza sebep olan olay ile ilişkisidir.

Bu, el-Mecmu'da belirtilmiştir.

 

[İkinci görüş]: Aslü'r-Ravda'da belirtildiği ne göre ise bununla kastedilen; namazın, mekruh vakitler ile olan ilişkisidir.

 

İsnevi'nin belirttiğine göre ilk görüş daha güçlüdür. İbnü'r-Rif'a da bu görüşü kabul etmiştir.

 

İlk görüşe göre cenaze namazı ve onunla birlikte zikredilen diğer namazların sebebi namazdan önce gerçekleşmektedir. İkinci görüşe göre ise cenaze namazı sebebinden sonra gerçekleşebilir. Vakit içinde veya vakitten önce gerçekleşmesine göre cenaze namazı vakte bitişik de olabilir.

 

Cenaze namazı ve onunla birlikte zikredilen diğer namazların sahih olması için, özellikle mekruh vaktin seçilmiş olmaması gerekir, aksi takdirde namaz sahih olmaz. Örneğin;

 

> Kaza namazının veya cenaze namazının kasten geciktirilerek mekruh vakitte kılınması,

> Tahiyyetü'l-mescid namazı kılmak amacıyla mescide namazın mekruh olduğu vakitte girilirse bu durumda kılınan namaz sahih olmaz.

 

> Yine kişi mekruh vakitte secde yapmak için secde ayetini okursa yapılan secde sahih olmaz.

 

> Kişi mekruh vakit öncesinde secde ayeti okumuş olsa bile mekruh vakitte secde etmek için bunu geciktirirse secde geçerli olmaz.

 

[*] - Bunun delili sahih haberlerdir. Bu haberlerden biri şu hadistir: Namaz kılmak için güneşin doğduğu ve battığı vakitleri [özel olarak] seçmeyin. (Buhari, Mevakitü's-salat, 582; Müslim, Salatü'l-müsafirin, 1922; Nesai, Mevakit,570. )

 

[Soru]: Subki'nin dediğine göre bu durumlarda mekruh olan şey kişinin tahiyyetü'l-mescid kılmak için mescide girmesi veya kaza namazını kılmayı bu vakte ertelemesidir. Ancak bu vakitte kılınan namazın kendisi nasıl mekruh olabilir! Bu namaz kasten kılınmamışsa o vakitte kılması farz bile olabilir. Hatta ikindi namazını güneşin sarardığı vakte kadar ertelemek mekruh olmakla birlikte ertelenmiş bu namazın o vakitte eda olarak kılınmasının mekruh olduğu söylenemez, aksine o vakitte kılınması farz hale gelmiştir.

 

[Cevap]: Zikredilen durumlarda kılınan namazların tümü de yukarıdaki hadislerde olduğu üzere mekruhtur. Eda edilen ikindi namazının sahih olmasının sebebi namazın vakti içinde kılınmış olmasıdır. Tahiyyetü'l-mescid ve kaza namazı ise böyle değildir. Namazın mekruh vakitte kılınmasının farz hale gelmesi, zikredilen şeylerin sahih olmasını da gerektirmez. Çünkü kişi namazı bu vakte kadar ertelemekle dinin bu hükmüne karşı çıkmış olur. Ayrıca bir şeyin yapılmasına engelolan durum ile o şeyin yapılmasını gerektiren durum aynı anda bir olayda bir araya gelse, engelleyen duruma öncelik verilir. (Genel kural)

 

Nebi {s.a.v.)'in ikindi namazından sonra iki re kat nafileye devam etmesi konusunda verilen cevap yukarıda geçmişti.

 

Kişi namaz kılmanın mekruh olduğu vakitte camiye, tahiyyetü'lmescid namazı kılmak için girmemiş olsa veya tahiyyetü'l-mescid namazı kılmanın dışında bir amaçla girmiş olsa veya hem başka bir iş hem de tahiyyetü'l-mescid namazı kılmak için girmiş olsa bu namazı kılmak mekruh olmaz, hatta sünnet olur.

 

[*] - Bunun delili Buhar! ve Müslim' deki şu hadistir:   Biriniz mescide girdiğinde iki rekat namaz kılmadan oturmasın. (Buhari, Salat, 444; Müslim, Salat, 1652)

 

Bu hadis, yukarıda geçen vakitlerde namaz kılmayı yasaklayan hadisin genel ifadesini sınırlamaktadır [tahsis etmektedir].

 

[Soru]: Güneşin doğduğu ve battığı vakitte namaz kılmayı yasaklayan hadis, herhangi bir namaz sınırlaması yapmayıp tüm namazları yasağa dahil temiş, vakitleri ise sınırlandırılmıştır.

 

"Tahiyyetül mescid" ile ilgili hadiste ise namaz sınırlandırılmış, buna karşılık vakit sınırlaması yapılmamıştır. Bu durumda ikinci hadisin birinciyi sınırlandırdığı [tahsis ettiği] görüşü niçin tercih edilmektedir?

 

[Cevap]: Bu hadisin tahsis edilmesi, yukarıda geçen ikindi namazı ve sabah namazı ile ilgili hadislerden kaynaklanmıştır. Yine sabah ve ikindiden sonra cenaze namazının kılınmasının caiz olduğu konusundaki icma(İcma 26)  ile tahsis edilmiştir. Tahiyyetü'l-mescid namazı ile ilgili hadis ise genelolarak kalmıştır. Bu sebeple Nebi (s.a.v.) Cuma günü hutbe sırasında mescide giren şahıs oturduktan sonra ona tahiyyetü'l-mescid namazı kılmasını emretmiştir. Şayet bu namaz herhangi bir vakitte terk edilecek olsaydı tam da o vakitte terk edilmesi gerekirdi; çünkü Cuma hutbesi sırasında tahiyyetü'l-mescid namazı hariç başka namaz kılmak yasaktır. Ayrıca Nebi (s.a.v.) hutbe sırasında dışarıdan gelen kişi oturduktan sonra onunla konuşmuştur. Bütün bunlar tahiyyetü'l-mescid namazının her vakit kılınabileceğini göstermektedir. Bu, el-Mecmu'da zikredilmiştir.

 

Ruyani ise şöyle demiştir: Kişi namaz kılmanın caiz olduğu bir vakitte secde ayeti okusa sonra mekruh vakitte secde etse yeterli olmaz.

 

Yani secde etmek için mekruh vakti bekleyerek bunu yaparsa yeterli olmaz. Aksi takdirde "mekruh vakitte ayet okuyup da secde etmek" yeterli olduğuna göre bu secde haydi haydi yeterli olur.

 

3. Mekke hareminde namaz kılmak

 

[Mekruh vakitte Mekke'deki harem bölgesinde namaz kılmanın caiz olup olmadığı konusunda iki görüş vardır]:

 

[Birinci görüş]: Doğru olan görüşe göre namaz kılmanın mekruh olduğu vakitte Mekke hareminde namaz kılmak mekruh değildir.

 

[*] - Bunun delili şu hadistir: Ey Abdi Menaf oğulları! Gece veya gündüzün hangi vakti olursa olsun bu evi [Kobe'yi) tavaf etmek isteyen ve namaz kılmak isteyen hiç kimseye engelolmayın. (Ebu Davud, Menasik, 1894; Tirmizi, Hac, 868; Nesai, Mevakit, 584; İbn Mace, İkametü's-salat ve's-sünneti fiha, 1254)

 

Bu hadisi Tirmizi ve diğerleri rivayet etmiş, Tirmizi "hasen sahih" olduğunu söylemiştir.

 

Ayrıca o bölgede namaz kılmanın fazla sevabı bulunduğundan bu hiçbir durumda mekruh olmaz. Bununla birlikte Muhamı'nin Mukni' adlı eserinde belirtildiğine göre, ihtilaftan kurtulmak için bu vakitte namaz kılmak "evla olana aykırı kabul edilir" .

 

[İkinci görüş]: Hadislerdeki genel ifadeler sebebiyle bu vakitlerde Harem bölgesinde namaz kılmak da mekruhtur. Yukarıdaki hadisteki namaz "tavaf namazı" şeklinde anlaşılmıştır.

 

İmam [Cüveynl] şöyle demiştir: Bu, uzak bir görüştür. Çünkü bu iki rekatlık namazın sebebi tavaftır, bu durumda istisna yapmaya ihtiyaç yoktur.

 

Bir başka görüşe göre ise bu istisna yalnızca mescid-i harama özgüdür.

 

Bir başka görüşe göre ise Mekke'ye özgüdür.

 

"Mekke haremi" ifadesi ile Medine haremi dışarıda kalmıştır; orada namaz kılmak diğer yerlerdeki gibidir.

 

BİR SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN

 

I. NAMAZ KİMLERE FARZDIR?