MUĞNİ’L-MUHTAC

CEMAATLE NAMAZ

 

6. NAMAZIN CEMAATLE İADESİ

 

Burada iade kelimesi ile terim anlamı değil sözlük anlamı yani "tekrar kılma" kastedilmektedir. Terim anlamıyla iade "eksik olarak iade edilen bir ibadetin vakit içinde kamil bir şekilde yeniden yapılması" dır.

 

Tek başına namaz kılan kişinin -daha doğru görüşe göre cemaat de böyledir- vakit içinde yetişeceği bir cemaatle bu namazı tekrar kıl• ması sünnettir. Şafil'nin yeni görüşüne göre bu durumda ilk namaz farzdır. Daha doğru görüşe göre ikinci namazda farza niyet eder.

 

A. İADENİN HÜKMÜ

B. İLK KILINAN VE İADE EDİLEN NAMAZLARIN KONUMU

 

A. İADENİN HÜKMÜ

 

a) Tek başına namaz kılan kişinin,

 

b) -daha doğru görüşe göre cemaatle kılan da böyledir-

vakit içinde yetişeceği bir cemaatle bu namazı tekrar kılması sünnettir.

 

Tek başına farz bir namazı eda eden kimsenin, yine daha doğru görüşe göre cemaatle namazı eda eden kimsenin- vakit içinde yetişeceği bir cemaatle bu namazı bir defa daha kılması sünnettir. İkinci vakit kerahet vakti de olsa, ikinci namazın imamı birinci namazın imamından daha düşük seviyeli de olsa böyledir.

 

[*] - Bu hükmün delili şudur: Nebi (s.a.v.) sabah namazını kıldı, namaz kılmayan iki kişi gördü. Onlara "niçin bizimle namaz kılmadınız?" diye sordu. Onlar "biz konaklama yerinde namaz kılmıştık" dediler. Nebi (s.a.v.) şöyle buyurdu: "Konaklama yerinde namaz kılıp da cemaatle namaz kılınan bir mescide geldiğinizde onlarla birlikte kılarsamz bu sizin için nafile bir namaz olur"{Tirmizi, salat, 219. Tirmizi: ''hasendir'')

 

[*] - Bir başka rivayet şöyledir: Nebi (s.a.v.) ikindi namazını kıldırdıktan sonra bir adam mescide geldi. Nebi (s.a.v.) "Kim bu adamla birlikte namaz kılarak ona sadaka vermek ister?" buyurdu. Bir kişi o adamla birlikte namaz kıldı. (Tirmizi, salat, 220. Tirmizi: ''hasendir'')

 

ilk hadiste Nebi (s.a.v.)'in "konaklama yerinde namaz kıldığınızda" ifadesi tek başına namaz kılmayı da cemaatle kılmayı da kapsar.

 

Daha doğru olan görüşün karşısındaki görüşe göre yalnızca tek başına namaz kılan kişi bu namazı cemaatle iade edebilir. Çünkü . cemaatle namaz kılan kişi zaten cemaat sevabını aldığından onun tekrar cemaat yapmasının anlamı yoktur. Tek başına kılan ise böyle değildir.

 

Bu görüşe, söylenenlerin öyle olmadığı ifade edilerek karşı çıkılmıştır.

 

Not:  Nevevi'nin "cemaatle bu namazı tekrar kılması sünnettir" ifadesinden anlaşıldığına göre "kişinin bu namazı tek başına iadesi sünnet değildir." Oysa bu kastedilmemiştir. Hatta ilk namazı cemaatle kılmış olsa bile kişinin namazı tek başına iade etmesi müstehaptır.

 

Şu durumda da kişinin namazı tek başına iade etmesi müstehaptır: Kişi vaktin farzını kılmaya başladıktan sonra üzerinde kaza borcu bulunduğunu hatırlasa, vaktin farzını tamamlar, sonra kaza n9mazını kılar, daha sonra Kadı Hüseyin'in belirttiğine göre vaktin farzını iade etmesi müstehaptır.

 

Bizim yukarıdaki "farz namaz" ifademiz;

a) "adak namazı"nı dışarıda bırakmaktadır; çünkü bunda cemaat sünnet değildir.

b) Cenaze namazını da dışarıda bırakmaktadır; çünkü cenaze namazı kılınarak nafile ibadet yapılmaz.

 

c) cemaatin sünnet olmadığı nafile namazı da dışarıda bırakmaktadır.

Cemaatin sünnet olduğu nafile namaza gelince kı yasa göre -el-Mühimmat'ta belirtildiği üzere- iadenin sünnet olması bakımından bu namaz da farz gibidir.

 

Cuma namazı ise iade edilmez; çünkü bu yalnızca bir kere kılınır, tekrar tekrar kılınmaz. Cemaatin bir araya toplanmasındaki zorluk sebebiyle birden fazla kılınabileceği düşünüise -elMuhimmdt'ta belirtildiğine göre- kıyasa göre bu durumda Cuma namazı da diğer namazlar gibi olur.

 

Kişi bir yerde namaz kıldıktan sonra başka bir yere yolculuk yapsa ve insanları o namazı kılarken bulsa hüküm yine böyle olur.

 

İadenin sünnet olması "kişi ilk namazı kılmakla yetinse bu caiz olur" denilebilecek durumda olur. Soğuk sebebiyle veya suyun genellikle bulunabildiği bir yerde su olmaması sebebiyle teyemmüm yapan kişi ise bundan farklıdır.

 

Ezrai iki meseleyi daha istisna etmiştir:

1) Çıplak kişinin durumunda olduğu gibi kişinin tek başına namaz kılması daha faziletli ise.

2) Özür sahibi kimse Cuma günü öğle namazını kıldıktan sonra, başka özürlülerin öğle namazını cemaatle kıldığını görse bu namazı onlarla birlikte iade etmesi müstehap değildir.

 

Ezrai bu kişinin namazı iade etmemesi muhtemeldir, demiştir.

 

Ancak söz konusu durumda daha iyisi namazı iade etmektir.

 

Namazın iadesi yalnızca imam kendisine uyulması mekruh olmayan bir kimse ise söz konusu olur.

 

"Vakit içinde namazın yalnızca bir kere iadesi müstehaptır" şeklinde yukarıda geçen açıklama imam Cüveyni'nin işaret ettiği bir husustur. Başkasının güçlü görüşleri de bu sonuca götürmektedir. Şafii Muhtasaru'l-Müzeni'de bunu açıkça belirtmiştir. Bazı son dönem alimlerinin görüşlerinin aksine itimad edilecek görüş de budur.

 

el-Mühimmat'ta şöyle denilmiştir: Alimlerin "namazın iadesi, ikinci cemaatte ancak birinciye gelmeyen bir kimse bulunduğunda olur" şeklindeki tasavvurları güçlüdür. Aksi takdirde namazın iadesi bütün vakti kapsar.

 

el-Mecmu ve diğer eserlerdeki ifadelerden yukarıda zikredilen şartın göz önünde bulundurulmadığı anlaşılmaktadır. "Aksi takdirde namazın iadesi bütün vakti kapsar" şeklindeki gerekçe de Cüveyni'nin sözü ile ortadan kalkmaktadır.

 

Nevevi'nin "iade" ifadesi terim anlamında değil sözlük anlamında kullanılmıştır. Terim anlamında "iade"; eksik bir eda ile yapılan şeyin sonradan tam olarak yapılmasıdır.

 

İadenin müstehap olması için vaktin devam etmesi gerekir. Vakit geçtikten sonra namazın iadesi kesin olarak sünnet değildir. Bunu el-Mufn yazarı, el-Müzakere yazarına tabi olarak zikretmiştir.

 

 

B. İLK KILINAN VE İADE EDİLEN NAMAZLARIN KONUMU

 

A. İLK KILINAN VE İADE EDİLEN NAMAZLARIN HANGİSİ FARZDIR?

 

Şafii'nin yeni görüşüne göre bu durumda ilk namaz farzdır.

 

[Bir defa kılınan namaz iade edildiğinde bu namazların hangisi farzdır? Bu konuda dört görüş bulunmaktadır.]

 

[Birinci görüş]: İmam Şafii (r.a.)'nin yeni görüşüne göre her iki durumda da  (Tek başına kılan kimsenin cemaatle iade etmesi halinde, gerekse bir cemaatle kılanın bir başka cemaatle iade etmesi halinde)  ilk kılınan namaz farzdır.

 

Bunun delili daha önce geçen hadistir. Ayrıca yükümlülük ilk namazla yerine getirilmiştir.

 

[İkinci görüş]: İmam Şafii (r.a.)'nin eski görüşüne ve el-İmla'daki açık ifadesine göre bu iki namazdan biri farzdır. Bu iki namazdan dilediğini Allah için farz olarak kabul eder.

 

[Üçüncü görüş]: [Zayıf] bir görüşe göre her ikisi de farzdır; birincisinin farz yükümlülüğünü sona erdirmesi ikinci namazın farz olmasına engel değildir. Bu şuna benzer: Cenaze namazını bir grup kıldığında diğerlerinden sorumluluk kalkar. Diğer grup cenaze namazını kıldığında onların kıldığı namaz da farzk olarak gerçekleşir. Farz-ı kifayelerin tümünde durum böyledir.

 

[Dördüncü görüş]: [Zayıf bir] başka görüşe göre bunlardan hangisi daha mükemmelse farz odur. Birincisi kazayı gerektirmeyecek şekilde kılınmışsa farz odur, aksi takdirde mezhepte kabul edilen görüşe göre ilk namazdan müstağni kılan ikinci kılınan namaz farzdır.

 

B. NAMAZI İADE EDERKEN NEYE NİYET EDİLİR?

 

Daha doğru görüşe göre ikinci ilamazda farza niyet eder.

[Kişi namazı iade ederken ikinci kıldığı bu namazda neye niyet eder? Bu konuda iki görüş vardır]

 

[Birinci görüş]: İmam Şafii (r.a.)'nin yeni görüşü esas alındığında daha doğru olan görüşe göre kişi, vaktin farzını kılarken cemaat sevabı alabilmek için ikinci namazda farza niyet eder. Böylece namazı ilk olarak cemaatle kılmış gibi olur.

 

Cüveyni bunu problemli bularak şöyle demiştir: İkinci namazın farz olmadığı kesin olduğu halde kişi nasıl ikinci namazda farza niyet edebilir? Burada uygun görüş kişinin mesela "öğleye" veya "ikindiye" şeklinde niyet etmesi ve niyet ederken farziyete hiç temas etmemesidir. Bu durumda çocuğun kılacağı öğle namazı nafile olduğu gibi bu şahsın ikinci olarak kıldığı öğle namazı da nafile olur.

 

Subki buna şu şekilde cevap vermiştir:

Burada kastedilen kişinin "farz olan namazın iadesine niyet etmesi" dir. Bu niyet sayesinde ilk defa nafile olarak kılınan bir namazın iade edildikten sonra farza dönüşmediği anlaşılmış olur.

 

Razi şöyle demiştir:

Kişi ikinci namazı kılarken "mükellefe farz olan namaza" niyet eder "kendisine farz olan namaza" niyet etmez. Nitekim çocuğun namazı da böyledir.

 

Er-Rovdo'da Cüveynl'nin görüşü tercih edilmiştir.

Hocam Remli el-Minhac'daki ifade ile er-Rovda' daki ifadeyi şu

şekilde birleştirmiştir:

 

EI-Minhac'daki ifade şu ihtilaf konusu sebebiyle öyle zikredilmiştir: Namazı iade eden kişinin farzı ilk namaz mıdır, ikinci namaz mıdır yoksa Allah için hangisini dilerse farz sayabilir mi?

 

Er-Ravda'daki ifadeye gelince bu sahih olan görüş, yani "ilk namazın farz ikincisinin nafile olduğu, ikinci namazda farziyete niyet etmenin şart olmadığı" görüşü dikkate alınarak söylenmiştir.

Bu, güzel bir birleştirmedir.

 

Nevevi er-Rovdo' da şöyle demiştir: Namazını kılmış olan kişi, aynı namazı tek başına kılan birini gördüğünde o kişinin cemaat sevabını alması için onunla birlikte namazı kılması müstehap olur.

 

Nevevi buna el-Mecmu'da daha önce geçen Tirmizi hadisini delil getirmiştir. Nevevi bu hadisi yorumlarken şöyle demiştir:

 

Bu hadiste şu hususlar yer almaktadır:

 

a) Namazı ilk olarak cemaatle kılan bir kimsenin, daha sonra aynı namazı sayısı az da olsa ikinci bir cemaatle tekrar kılması müstehaptır.

 

b) Kişinin kendisinin namazı tekrar kılma konusunda bir özrü söz konusu olduğunda, namazı tek başına kılacak olan bir kimseyle birlikte namaz kılması için başkalarına aracılık etmesi müstehaphr.

 

c) Bir imam ve ona uyan bir kişi ile cemaat gerçekleşir.

d) Yol üzerinde bulunan [sürekli birilerinin gelip gittiği] mescitte tekrar tekrar cemaatle namaz kılmak mekruh değildir.

 

İmam Şafii {r.a.)'nin yeni görüşü esas alındığında; kişi ilk olarak kıldığı namazda bir eksiklik bulunduğunu hatırlasa namazını iade etmesi gerekli olur. Nevevi bunu Ruusu'!-mesail adlı eserinde Kadı Ebu't-Tayyib'ten nakletmiş, onaylamış ve gerekçesini de şu şekilde açıklamıştır: İkinci namaz tamamen nafiledir.

 

Gazali'nin fetvasına ve Subki'nin de muhtemel gördüğü görüşe göre bu durumda namazı iade etmesi gerekmez. Bu, "farz bu ikisinden birisi olup hangisi olduğu belli değildir" diye yorumlanır.

 

BİR SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN

 

7. CEMAATE GİTMEMEK İÇİN MAZERET SAYILAN HALLER