MUĞNİ’L-MUHTAC

NAFİLE NAMAZ / CEMAAT’İN SÜNNET OLMADIĞI

 

D. TAHİYYETÜ'L-MESCİD [MESCİD SELAMLAMA] NAMAZI

 

A. HÜKMÜ

B. REKAT SAYISI

C. HANGİ DURUMLARDA TAHİYYETU'L-MESCİD YERİNE GELMiŞ OLUR?

D. MESCİDE HER GİRİŞTE TAHİYYETÜ'L-MESCİDİN YENİLENMESİ

E. TAHİYYETÜ'L-MESCİDİ KILMA İMKANlNIN KAÇMASI

 

A. HÜKMÜ

 

Cemaatle kılınması sünnet olmayan nafile namazlardan biri de, Mescid-i Haram dışında bir mescide giren kimse için tahiyyetü'l-mescid namazıdır.

 

Bu namaz camiye her giren kimse için oturmadan önce iki rekattır.

Farklı girişler arasında az zaman farkı bulunsa bile veya birbirine bitişik bir mescidden diğerine girmiş olsa bile hüküm böyledir.

 

[*] - Bu namaza dair delil Buhari ve Müslim'in rivayet ettikleri şu hadistir: Biriniz mescide girdiğinde iki rekat kılmadan oturmasın. (Buhari, salat, 444; Müslim, salatü'l-müsafirin, 1652. )

Bu hadis sebebiyle, kişinin özürsüz olarak bu namazı kılmadan oturması mekruhtur.

 

Gerek Nevevl'nin gerekse diğer alimlerin ifadesinden ilk anda anlaşıldığına göre bu namazın sünnet olması açısından kişinin oturmayı istemesi ile bunu istememesi arasında, mescide abdestli giren ile mescidde abdest alan arasında fark yoktur. Ancak Şeyh Nasr bunu "oturmak isteyen" kimse ile kayıtlamıştır. Yukarıdaki hadisten ilk anda anlaşılan anlam da bunu desteklemektedir. Zerkeşi ise şöyle demiştir:

 

Zahir olan odur ki hadiste belirtilen kayıt yaygın durumu dikkate alınarak ifade edilmiştir.

Bu görüş güçlüdür. Çünkü bu namazın kılınması emri, genel olarak mescide girmeye bağlıdır. Bunun amacı içine girilen mekana saygı göstermek ve dinin şiarını yerine getirmektir. Bu şuna benzer: Mekke'ye girmek isteyen kimse orada ikamete niyet etsin ya da etmesin ihrama girmesi sünnettir. (Kıyas)

 

 

B. REKAT SAYISI

 

Bu iki rekattır.

 

Nevevi el-Mecmu'da şöyle demiştir: Tek selam la kılınması halinde birden fazla rekatla da kılınabilir. Bu durumda söz konusu namaz, tahiyyetü'l-mescidin iki rekatını içerdiğinden bu namazın tümü tahiyyetü'l-mescid olur.

 

el-Mühimmat'ta şöyle denilmiştir: Nevevi'nin sözünden şu anlaşılır: "Kişi arada selam verirse bu olmaz." Bununla birlikte bu durumda namazın olması muhtemeldir.

Bu durumda namazın olmaması daha güçlü görüştür.

 

 

C. HANGİ DURUMLARDA TAHİYYETU'L-MESCİD YERİNE GELMiŞ OLUR?

 

Farz namazia veya kılınacak başka nafile namazia da yerine gelmiş olur.

Kişi tahiyyetü'l-mescide niyet etmese bile bir başka farz veya nafile namaz kılmakla bu namaz da kılınmış olur. Çünkü bu namazın kılınmasının amacı mescidde hiçbir namaz kılmaksızın beklememektir. Şu durum bundan farklıdır: Cünüplükten kurtulma niyetiyle yıkanma halinde bu gusül Cuma ve bayram günü yapılması sünnet olan gusül yerine geçmez.

 

Bazıları farklı görüş belirtse de, İbnü'I-Verdl'nin el-Behce adlı eserinde belirtildiği ne göre bu durumda tahiyyetü'l-mescid namazının fazileti de elde edilir.

Doğru görüşe göre bir rekat namaz kılmakla yerine gelmiş olmaz. Bunun sebebi yukarıda geçen hadistir.

 

Ben [NevevI] derim ki: [Tahiyyetü'l-mescid namazı] cenaze namazı, tilavet secdesi ve şü

kür secdesi yapmakta da yerine gelmiş olmaz.

 

Doğru görüşe göre yukarıda geçen hadis sebebiyle bu sayılanların hiçbiri ile tahiyyetü'l-mescid namazı yerine gelmiş olmaz.

 

Diğer görüşe göre ise bu dördünün biri (= Bir rekat namaz, cenaze namazı, tilavet ve Şükür secdesi) ile tahiyyetü'l-mescid yerine gelmiş olur. Çünkü haberde bahsedilen "mescide saygı" bu şekilde gerçekleşmektedir.

 

 

D. MESCİDE HER GİRİŞTE TAHİYYETÜ'L-MESCİDİN YENİLENMESİ

 

Daha doğru görüşe göre mescide her girişte, bu girişler birbirine yakın olsa bile tahiyyetü'l-mescid namazı tekrarlanır. Allah daha iyi bilir.

 

[Mescide her girişte tahiyyetü'l-mescid yeniden kılınır mı? Bu konuda mezhep içinde iki görüş vardır]

 

[Birinci görüş]: Daha doğru görüşe göre mescide her girişte, bu girişler birbirine yakın olsa bile [dinin] tahiyyetü'l-mescid kılma talebi tekrarlanır. Çünkü tıpkı arada uzun zaman olması durumunda olduğu gibi namazı gerektirici durum bulunmaktadır.

 

[İkinci görüş]: Her girişte bu namazı kılma talebi, zorluk sebebiyle tekrarlanmaz.

 

 

E. TAHİYYETÜ'L-MESCİDİ KILMA İMKANlNIN KAÇMASI

 

1. Kişi mescide girip de oturduğunda, aradan kısa bir zaman bile geçmiş olsa bu namazı kılma imkanı kaçar. Ancak et-Tahkik'te tek görüş olarak belirtildiğine göre kişi yanılarak oturmuş ve aradan az bir zaman geçmişse bu namaz kılınabilir.

 

2. Hocam Remli'nin fetvasına göre uzun süre ayakta bekleme durumunda da bu namaz kaçırılmış olur.

3. Kişi ayakta iken bu namazı kılmaya başlasa sonra namazı oturarak tamamlamak istese kıyasa göre bu olabilir.

4. Kişi mescide sürünerek girdiğinde de bu namazı kılması istenır.

5. Mescid-i Haram'a girildiğinde bu namazı kılmak sünnet değildir; çünkü orada önce tavaf yapılarak ibadete başlanır.

 

6. Aynı şekilde bir mescide girildiğinde kamet getirilmişse veya getirilmesi yakınsa, yani kişi bu namaza başladığında namazın başlama tekbirini kaçıracaksa tahiyyetü'l-mescidi kılması sünnet değildir.

 

7. Kişi, Cuma günü imam hutbeyi bitirdikten sonra mescide girse veya imam hutbenin sonunda iken girse tahiyyetü'l-mescid namazını kılmak sünnet olmaz. Bunu Şeyh Ebu Muhammed söylemiştir. Bu iki meselenin "namaza kamet getirilmesi yakınsa" şeklinde [bir önceki maddede] belirtilen duruma girdiği söylenebilir.

 

8. el-Mühimmat'ta itiraz edilse de Zevaidü'r-Ravda adlı eserin Cuma namazı konusunda yer aldığına göre Cuma günü hatip mescide girse ve hutbenin vakti girmiş olsa onun tahiyyetü'l-mescid kılması sünnet değildir.

 

9. Kişi mescide girdiğinde imam farz namaza başlasa bu namaz kılınmaz.

10. er-Revnak'ta belirtildiğine göre kişi revatib sünnetlerden birini kaçırmaktan korkarsa tahiyyetü'l-mescidi kılmaz.

11. Mescide abdestsiz olarak girmek mekruhtur. Şayet kişi bu şekilde girerse şöyle demesi uygun olur: Sübhanallah velhamdülillah ve la i!ahe illallah vallahu ekber. Bu ifadeler, fazilet bakımından iki rekat namaza eşittir.

 

12. Nevevi'nin el-Ezkar'ında şöyle denilmektedir: Alimlerimizden kimileri şöyle demiştir:

Mescide girip de abdestsizlik, meşguliyet vb. sebeplerle tahiyyetü'l-mescid namazı kılamayan kimsenin dört defa şöyle demesi müstehaptır: Sübhanallah velhamdülillah ve la ilahe illallah vallahu ekber.

 

Bunu yapmakta bir sakınca yoktur. İbnü'r-Rif'a bu ifadelere Ve id havle ve Id kuvvete illa billah ifadesini de eklemiştir.

 

Not:

1) Bu dört kelimenin söylenmesi müstehap görülmüştür; çünkü bunlar insanlar dışındaki hayvanlar ve cansız varlıkların namazıdır. Yüce Allah "Onu övgü ile tesbih etmeyen hiçbir şey yoktur" [İsra, 44] buyurmaktadır. Burada kastedilen yukarıdaki dört kelimedir. Bunlar şu ayetlerde bahsedilen "hoş sözler", "sevabı baki Salih ameller", "karz-ı hasen" ve "zikrü'l-kesır"dir: 'Allah'a güzel bir şekilde borç verecek olan kimdir?" [Bakara, 245], 'Allah'ı çokça zikredin ki kurtuluşa eresinİz" [Enfal, 45]

 

2) İsnevi şöyle demiştir: Selamlamalar dörttür:

a) Mescidi, tahiyyetü'l-mescid namazıyla,

b) Kabe'yi tavafla,

c) Harem bölgesini ihramla,

d) Mina'yı şeytan taşlamakla. Bazıları buna şunları da eklemiştir:

Müslümanla karşılaştığında selam vermekle, hatip açısından Cuma günü hutbe vermekle. Buna göre mescid-i haramda selamlama tavafla yapıldığı gibi Cuma günü hatip açısından da hutbe ile yapılmaktadır.

 

BİR SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN

 

E. REVATİB SÜNNETLERİN VAKTİ