MUĞNİ’L-MUHTAC

NAMAZ  /  NECASETTEN TAHARET

 

K. PİRE KANI VE SİNEK PİSLİĞİNİN HÜKMÜ

 

Az miktardaki pire kanı ve sinek pisliği affedilir [mazur görülür].

Daha doğru olan görüşe göre çok miktarda olursa affedilmez.

Yine ter ile yayılan az miktar da affedilmez.

Burada azlık ve çokluk adetle bilinir.

 

Ben [NevevI] derim ki: Muhakkik alimlerce daha doğru kabul edilen görüşe göre burada mutlak olarak affedilir. Allah daha iyi bilir.

 

A. AZ MİKTARDAKİ PİRE KANI VE SİNEK PİSLİĞİ

B. ÇOK MİKTARDAKİ PİRE KANI VE SİNEK PİSLİĞİ

 

A. AZ MİKTARDAKİ PİRE KANI VE SİNEK PİSLİĞİ

 

el-Mecmu'da belirtildiğine göre; az miktardaki pire, bit ve tahtakurusu gibi haşeratın kanı ile sinek vb. kanı olmayan hayvanların pislikleri dince mazur görülür.

Az miktardaki yarasa sidiği de affedilir.

 

Kıyasa göre yarasanın dışkısı ve sineğin idrarı da böyledir; çünkü yukarıda bahsedilen durumların tümü insanların sıklıkla karşılaştığı, kaçınmaları zor olan durumlardır.

 

[*] - Ahmed b. Hanbel, Bezdır ve İmam Buhari -el-Edebü'l-müfred adlı eserinde- Enes'ten (r.a.) şunu rivayet etmişlerdir: Nebi (s.a.v.) pireye söven bir adamı duyunca şöyle buyurdu: Ona söume; çünkü o Allah'ın peygamberlerinden birini namaza kaldırmıştır.(Beğavi, Şerhu's-sünne, 490; Heysemi, Mecmeu'z-zevaid, VIII, 77)

 

"Pire kanı" denilen şey, aslında pirenin insandan emdiği kanı püskürtmesidir. Çünkü pirenin kendi kanı yoktur. Bunu İmam Cüveyn! ve diğer alimler belirtmiştir.

 

 

B. ÇOK MİKTARDAKİ PİRE KANI VE SİNEK PİSLİĞİ

 

[Çok miktardaki pire kanı ve sinek pisliği elbise veya bedene bulaştığında bu dince mazur görülür mü? Bu konuda mezhep içinde iki görüş vardır]

 

[Birinci görüş]: Daha doğru olan görüşe göre;

 

[1] - Çok miktardaki pire kanı ve sinek pisliğinin bulaşması nadiren gerçekleşen bir durum olduğundan ve bundan kaçınması kolayolduğundan bu pislik mazur görülmez.

 

[2] - Yine Az miktarda olduğu halde terle yayılan pire kanı ve sinek pisliği de affedilmez; çünkü bu, pislik hem bulunduğu yerin dışına taşmış, hem de bu konuda genel bir zorluk söz konusu değildir.

 

[Çokluk ve azlı k nasıl bilinir? Bu konuda farklı görüşler vardır]

 

[Birinci görüş]: [Mezhepte genel kabul gören görüşe göre] çokluk ve azlı k adetle bilinir. Buna göre genellikle bulaşan ve kaçınılması zor olan pislik -miktarı çok olsa bile- azdır. Bu da zamana ve mekana göre değişir. Bu konuda namaz kılan kişinin görüşü esas alınır. O, bu konuda inceleme / araştırma yapar.

 

[İkinci görüş]: [Zayıf] bir görüşe göre herhangi bir inceleme ve araştırma yapmaksızın bakan kişinin görebileceği miktarda olan pislik çoktur, bunun altında olan pislik ise azdır.

 

Az mı çok mu olduğunda şüphe edilen az hükmünde kabul edilir. [İkinci görüş]: Yukarıda zikredilen(Birinci görüşün altında zikredilen) her iki durum da dince mazur görülür. Çünkü bu cins pisliklerden genellikle kaçınmada zorluk vardır. Bu yüzden bunun genel ve yaygın olmayanı genelolan gibi kabul edilir. Bu şuna benzer: Yolculuk halinde bulunan kişi bir zorluk çekmese bile -yukarıdaki gerekçeden hareketle- yolcuya ait ruhsattan yararlanır. (Kıyas)

Ayrıca bunun azı ile çoğunu ayırt etmek de ayrı bir zorluk getirmektedir; çünkü bu insanların devamlı yüzyüze geldiği bir durumdur. Bu yüzden Nevevi "muhakkiklerce daha doğru kabul edilen görüşe göre, bu pislik mutlak olarak affedilir" demiştir. Yani belirtilen necaset az olsun, çok olsun, ter ile yayılsın, ya da yayılmasın dince mazur görülür. Nevevi el-Mecmu'da "daha sahih olan görüşün bu olduğuna dair mezhebimiz alimleri ittifak etmiştir" demiştir.

 

Yukarıda bahsi geçen konu "giyilen elbiseye kasıtsız olarak pire kanı ve sinek pisliği bulaşması" ile ilgilidir.

 

> Kişi pire kanının bulunduğu bir elbiseyi, üzerindeki elbisenin yenlerinde veya namaz kılacağı seccadesinde taşısa ve üzerinde namaz kılsa, yahut bunu giyse,

> Kişi pisliği kasten bulaştırsa, örneğin elbisesinde veya bedeninde bulunan pireyi öldürerek bulaştırsa,

 

Bu durumlarda et-Tahkik ve diğer eserlerde belirtildiğine göre sadece pislik az miktarda olursa affedilir. Rafii, oruç konusunda buna temas etmiştir.

 

Pire kanından sonra zikredilenler ve birazdan gelecek olanlar da pire., kanı ile aynı hükümlere tabidir.

 

Kadı'nın [Kadı Hüseyin] belirttiğine göre Elbisesinin normalin Üzerindeki fazlalıklarında pislik olması, -yukarıda geçen- pisliği taşıma E-z ayn' hükümlere tabidir [dince affedilmez]. Çünkü kişi elbisesini bu k:ıdar ı ızatmak zorunda değildir.

 

EI-Mühimmat'ta şöyle denilmiştir: Bundan anlaşıldığına göre; kişinin elbisenin kollarını parmakIarına sarkacak kadar uzun yapması, süslenme vb. bir amaç olmaksızın bir elbise üzerine başka bir elbise giymesi durumunda o fazlalık üzerindeki pire kanı vb. necaset mazur görülmez.

 

Bu, birinci görüşe göre değil ancak ikinci görüşe göre zahir bir durumdur.

Burada bahsedilen "dince affedilme / mazur görülme" namaz konusu ile ilgilidir. Buna göre üzerinde pire kanı vb. bulunan elbise az miktarda suyun içine düşse Mütevelli "suyun necis olduğuna hükmedilir" demiştir.

 

BİR SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN

 

L. VÜCUTTAN ÇIKAN KANLARIN HÜKMÜ