MUĞNİ’L-MUHTAC

NAMAZ  /  BOZAN ŞEYLER-BAŞKA FİİL

 

B. NAMAZDA İKEN, NAMAZ FİİLLERİNDEN OLMAYAN BİR FİİL YAPMAK

 

A. HÜKMÜ

B. ÇOK FİİL İLE AZ FİİL AYRIMlNDA ÖLÇÜ NEDİR?

C. NAMAZDA İKEN ÇOK MİKTARDA SIÇRAMAK / ZIPLAMAK

D. NAMAZDA İKEN HAFİF HAREKETLER YAPMAK

E. NAMAZI BOZAN BİR FİİLİ YANILARAK YAPMAK

F. NAMAZDA İKEN BİR ŞEY YEMEK

G. NAMAZDA İKEN NAMAZ KILAN KİŞİNİN, ÖNÜNDEN GEÇMEK İSTEYENE ENGEL OLMASININ HÜKMÜ

 

A. HÜKMÜ

 

Kişi yürümek, vurmak vb. gibi namaz fiilleri cinsinden olmayan bir fiili namazda iken yapsa [burada iki durum söz konusu olur]

 

[Birinci durum]: [Namazda çok miktarda fiil yapmak]

 

[Çok miktarda yapılan fiil için de iki ihtimal söz konusudur]

 

[Birinci ihtimal]: [İhtiyaç olmaksızın çok miktarda fiil yapmak]

 

Şayet -namaz cinsinden olmayan fiili- çok miktarda yaparsa namaz bozulur. Bunu yanılarak bile yapsa hüküm böyledir. Çünkü bunu yapmaya ihtiyac! yoktur.

 

[İkinci ihtimal]: [İhtiyaç sebebiyle çok miktarda fiil yapmak]

 

Ancak korku namazında veya binek üzerinde kılınan nafile namazda kişinin elini ve ayağını hareket ettirmesi vb. gibi namazda ihtiyaç duyulan bir fiil yapılmışsa, çok miktarda bile yapılmış olsa bunun namaza zararı olmaz.

 

[İkinci durum]: [Namazda az miktarda fiil yapmak]

 

Kişi, namaz cinsinden olmayan bir fiili namazda az miktarda yapması halinde bunu kasten yapmış olsa bile namazı bozulmaz.

 

Namazda "namaz dışı bir fiil yapmak" ile "konuşmak" arasında şu açıdan fark vardır: Namazda az miktarda konuşmak da çok miktarda konuşmak da namazı bozduğu halde, fiilin ancak çok olması namazı bozmaktadır; çünkü fiilden uzak durmak imkansızdır veya çok zordur. Bu sebeple namazı ihlal etmeyen miktarına göz yumulmuştur. Konuşmak ise böyle değildir.

 

[Bu hükmün delilleri şu hadislerdir]

 

[*] - Buhari ve Müslim şunu rivayet etmiştir: Nebi (s.a.v.) torunu Ümame'yi taşıyarak namaz kılmıştı. Secde yaptığında onu yere koyuyor, ayağa kalkarken tekrar kucağına alıyordu.(Buhari, edeb, 5996; Müs!im. Mesacid, 1212)

 

[*] - Nebi (s.a.v.) namazda iken yılan ve akrebin öldürülmesini emretmiştir.(Ebu Davud, el-amel fi's-salat, 921; Tirmizi, salat, 390; Nesai, Sehv, 1201; İbn Mace, İkametü's-salat, 1245. )

 

[*] - Nebi (s.a.v.) namazda iken ayakkabılarını çıkarmıştır. (Ebu Davud, salat, 650)

 

 

B. ÇOK FİİL İLE AZ FİİL AYRIMlNDA ÖLÇÜ NEDİR?

 

[Bu konuda farklı görüşler vardır]

[Birinci görüş]: Daha doğru görüşe göre çokluk ve azlık örf ile bilinir. İnsanların az fiil olarak gördüğü ayakkabı çıkarmak, hafif bir elbiseyi giymek, bit öldürmek -ki bunun kanı da dinen affedilmiştir- azdır. Ancak kişi öldürdüğü bitin derisini namaz içinde taşırsa bu namazını bozar.

 

Nevevi buna örnek olarak şunları zikretmiştir: Namazda iki adım atmak veya iki defa vurmak az bir fiildir. Peşpeşe üç kere bir fiili yapmak ise çoktur.

 

Namazda orta büyüklükte iki adım atmak veya orta şiddette iki defa vurmak yahut selama işaretle karşılık vermek az fiil olarak kabul edilir. Bunun delili yukarıda geçen "ayakkabı çıkarma" ile ilgili hadistir.

 

Bu sayılanlardan [vurma ve yürüme] üç veya daha fazla fiili peşpeşe yaparsa; bu fiil ister peşpeşe adımlar atmak gibi aynı cinsten olsun, isterse adım atmak, vurmak ve ayakkabı çıkarmak gibi farklı cinslerden olsun, atılan üç adım tek bir adım büyüklüğünde olsun ya da olmasın İmam Cüveynl'nin dediğine göre bunlar çok fiil olarak kabul edilir.

 

[İkinci görüş]: [Zayıf] bir görüşe göre "az fiil" kişinin iki elini kullanmaya gerek duymaksızın yaptığı fiillerdir. "Çok fiil" ise iki elini kullanmaya muhtaç olduğu fiillerdir. Örneğin izarını ve sarığın! bağlamak çok fiildir.

 

[Üçüncü görüş]: Çok fiil bir rekat boyunca süren, az fiil bu kadar sürmeyen fiillerdir.

Bunun dışında başka görüşler de ileri sürülmüştür.

 

"Peşpeşe olursa" ifadesi ile üç defa ayrı ayrı fiil yapması dışarıda bırakılmıştır. Buna göre kişi ikinci adım ile birinci arasında ara verse ~ veya ikinci adımla üçüncü adım arasında ara verse, "Ümame'yi taşı~ makla ilgili hadis" sebebiyle bunun namaza zararı olmaz. Beğavl'ye göre iki fiil arasında bir rekat bulunması gerekir.

 

Kişi üç fiil yapma niyetiyle bir fiil yaparsa İmranı'nin belirttiğine göre namazı batıl olur. Buna kıyasla kişi iki harf konuşma niyeti ile bir harf konuşsa namazı bozulur mu bozulmaz mı? Buna temas eden birini görmedim. Zahir olan namazın bozulmasıdır.

 

Kişi aynı fiili tekrarlamaya devam ederse bu "çok fiil" sınırına ulaşan bir hareket midir yoksa -İmam Cüveynl'nin dediği gibi- "aslolan bunun olmamasıdır" prensibinden hareketle bunun bir zararı yok mudur? [bu konuda belirtildiği şekilde iki görüş vardır].

 

 

C. NAMAZDA İKEN ÇOK MİKTARDA SIÇRAMAK / ZIPLAMAK

 

Namazda iken çok sıçramak!zıplamak namazı bozar.

Namazda iken sıçramakla namaz bozulur, çünkü bu hareket namaza aykırıdır.

 

"Çok sıçramak" ifadesi ilk anda insanın aklına az miktarda sıçramanın namazı bozmadığını getirmekteyse de kastedilen bu değildir. Nitekim İbnü'l-Mukrı bu ifade yerine şu ifadeyi kullanmıştır: "Namazda zıplamak vb. gibi fahiş bir fiil yaparsa" demiştir.

 

 

D. NAMAZDA İKEN HAFİF HAREKETLER YAPMAK

 

Daha doğru olan görüşe göre tesbih yaparken parmağını hareket ettirmek vb. gibi peşpeşe yapılan hafif hareketler ve kaşınmak namazı bozmaz.

 

Namazda iken;

> [rüku ve secdedeki] tesbih sırasında, elleri bağlarken veya elleri çözerken, elleri hareket ettirmeksizin parmakları ardı ardına hareket ettirmek,

> kaşınmak,

> dilini, kirpiklerini, dudaklarını veya cinselorganını birkaç kez ardı ardına hareket ettirmek vb. fiiller namazı [bozar mı? Bu konuda mezhep içinde iki görüş vardır]

 

[Birinci görüş]: Daha doğru olan görüşe göre bunlar namazı bozmaz; çünkü bunlar namazdaki huşuu ve gösterilmesi gereken saygıyı zedelememektedir.

 

[İkinci görüş]: Bununla namaz bozulur; çünkü bunlar peşpeşe yapılan çok hareketlerdir.

Bu açıdan namazda peşpeşe çok adım atmaya benzer. (Kıyas)

 

Kişi elini üç kere hareket ettirse namazı bozulur. Zerkeşi ise bunun aksine görüş belirtmiştir. İmam [Cüveyni]'nin eli hareket ettirmekle parmakları hareket ettirmeyi eşit kabul etmesinden de Zerkeşi ile aynı görüşte olduğu anlaşılmaktadır.

 

Harezmı'nin Kafı adlı eserinde de belirttiği gibi kişinin uyuz hastalığı varsa ve namazda kaşınmadan duramıyorsa elini üç kere ardı ardına hareket ettirmesi namazını bozmaz.

 

Kişi namazda iken bir kitap açarsa ve içinde yazılanları [okumaksızın sırf bakarak] anlarsa yahut mushaftan bazen sayfalarını çevirerek bile olsa okursa bu namazını bozmaz. Çünkü bu "az" ve "devamlı olmayan", kişinin namazdan yüz çevirdiği izlenimini vermeyen bir harekettir.

 

Çok yapıldığında namazı bozan bir fiili bir ihtiyaç olmaksızın az yapmak mekruhtur. Ancak mendup olan bir şey için bunu yapmak mekruh değildir; örneğin yılan veya akrep öldürmek için hareket yapmak mekruh değil hatta menduptur.

 

Not:  "Adım atmak" denildiğinde bir ayağı ileri atmak mı, yoksa hem bu hem de diğer ayağı onun yanına kadar getirmek mi anlaşılır? İbn Ebı Şerif Şerhü'l-İrşad adlı eserinde "her ikisi de muhtemel olmakla birlikte ikincisi doğruya daha yakındır. Her iki ayağı peşpeşe öne doğru veya arkaya doğru diğerinin yanına atmak tartışmasız iki adım kabul edilir." demiştir.

 

Bu konuda yerinde olan görüş Hocam Remll'nin belirttiği şu görüştür: Diğer ayağı öbürünün yanına getirmek de mutlak olarak bir adım kabul edilir. Çünkü Arapça' da hatve bir defa ayağını atmaya, hutbe ise iki ayak arasında taksim edilen fiile denir.

 

 

E. NAMAZI BOZAN BİR FİİLİ YANILARAK YAPMAK

 

Daha doğru görüşe göre yanılarak bir fiili çok yapmak kasten yapmak gibidir.

[Namazı bozan bir fiili yanılarak yaptığında namaz bozulur mu?  Bu konuda iki görüş vardır]

 

[Birinci görüş]: Daha doğru olan görüşe göre fahiş bir mı olması veya çok olması sebebiyle namazı bozan bir fiili yanılarak yapmak da tıpkı kasten yapmak gibi namazı bozar. Bu fiili çok ve fahiş şekilde yapmak, bu fiilde yanılma nadir olduğu için namazı bozar; ayrıca bu namazın düzenini bozar.

 

[İkinci görüş]: Nevevl'nin et-Tahkik'te tercih ettiği görüşe göre bu fiili yanılarak yapmak "kasten az miktarda yapmak" ile aynı hükme tabidir. Subkı ve diğerleri, daha önce geçen Zülyedeyn hadisi sebebiyle bu görüşü tercih etmişlerdir.

 

Bir fiili haram olduğunu bilmeksizin yapmak da yanılarak yapmak gibidir.

 

 

F. NAMAZDA İKEN BİR ŞEY YEMEK

 

Az miktarda bir şey yemekle namaz bozulur.

 

1. Haram olduğunu bilerek ve unutmaksızın kasten yemek

 

[Namazda iken az bir şey yemek namazı bozar mı? Bu konuda farklı görüşler vardır]

[Birinci görüş]: [Mezhepte esas kabul edilen görüşe göre] namazda iken az miktarda bir şey yiyince namaz bozulur; çünkü bir şey yemek, namaz kılmaya tamamen aykırı bir fiilelir. Zira bir şey yemek, kişinin namazdan yüz çevirdiğini [onunla ilgisinin kalmadığını] gösterir.

 

[İkinci görüş]: [Zayıf] bir görüşe göre diğer az fiiller namazı boz

madığı gibi az miktarda yemek de namazı bozmaz.

 

Çok miktarda yemenin namazı bozacağı ittifakla kabul edilmiştir.

Azlık ve çokluğu belirlemede örf dikkate alınır.

Bir şey yemede namazı bozan şey bizatihi yeme fiili midir? Yoksa boğazdan aşağıya [oruçlu iken] orucu bozan şeyin geçmesi midir? Bu konuda mezhep içinde iki görüş vardır. İkincisi daha doğrudur. İleride çiğnemenin de bir fiil olduğu gelecektir.

 

2. Haram olduğunu bilmeksizin veya unutarak bir şey yemek

 

Ben [Nevevi] derim ki: Kişi unutarak veya bunun haram olduğunu bilmeyerek yemişse bozulmaz. Allah daha iyi bilir.

 

[a] - Az miktarda yemek

 

Kişi namazda olduğunu unutarak veya yeni Müslüman olması yahut alimlerden uzak olması sebebiyle yemenin haram olduğunu bilmediğinden namazda bir şey ye se az miktarda yemekle namazı kesin olarak bozulmaz. Çünkü bu namaza aykırı bir fiil değildir.

 

[b] - Çok miktarda yemek

 

Unutarak veya hükmünü bilmeyerek namazda iken çok miktarda yemeye gelince [bu konuda iki görüş vardır]. Daha doğru olan görüşe göre, kişi [peşpeşe yemeyip] ayrı ye se bile namaz bozulur. Oruç ise bundan farklı olup bozulmaz.

 

Alimler ikisini şöyle ayırmıştır: Namazın insana ibadeti hatırlatan bir şekli vardır, oruç ise böyle değildir.

 

Bu gerekçe "haram olduğunu bilmeme" konusunda uygun bir ayrım değlidir. Bu konuda ikisi arasında uygun ayrım şudur: Namaz düzenli fiillere sahip bir ibadettir. Namaz içinde [onunla ilgisi olmayan] çok fiiller yapmak namazın düzenini bozar. Oruç ise böyle değildir; oruç [yemek, içmek ve cinsel ilişkiden] uzak durmaktır.

 

Bu konuda kendisine zorla bir şey yedirilen kişi, diğer şahıslarla aynı hükme tabidir. Çünkü namazda iken böyle bir durumla karşılaşmak nadir gerçekleşecek bir olaydır.

 

3. Namazda iken şekerin eriyen kısmını yutmak

 

Kişinin ağzında bir şeker olsa ve onun eriyiğini yutsa, daha doğru görüşe göre namazı bozulur.

 

Namazda iken kişinin ağzında şeker olsa ve erise, kişi de şekerin eriyiğini çiğnemeksizin emerek yutsa [namazı bozulur mu? Bu konuda iki görüş vardır]

 

[Birinci görüş]: Daha doğru görüşe göre namazı bozulur, çünkü bu namaza aykırı bir harekettir.

[İkinci görüş]: Çiğneme söz konusu olmadığı için namaz bozulmaz.

 

Çiğneme sonucunda çiğnenen şeyden boğaza bir şey gitmemiş olsa bile bu mı çok fiil kabul edilir, çok olması halinde namazı bozar. (Bu ifadeden namazda sakız çiğnemenin namazı bozacağı anlaşılmaktadır. (çev.)

 

 

G. NAMAZDA İKEN NAMAZ KILAN KİŞİNİN, ÖNÜNDEN GEÇMEK İSTEYENE ENGEL OLMASININ HÜKMÜ

 

Bir duvara, direğe veya dikili sopaya doğru namaz kılan kimsenin veya yere bir yaygı sermiş yahut da önüne çizgi çekerek namaza durmuş kimsenin önünden geçmek isteyen kişiyi engellemeye çalışmak sünnettir.

 

Doğru olan görüşe göre bu durumda namaz kılanın önünden geçmek haramdır.

 

1. Namazda kişinin önünden geçmek isteyene engel olmanın hükmü ve şartları

 

1. Namaz kılan kişinin duvar, direk, inşa edilmiş ağaç sütun vb. bir şeye yönelerek namaz kılması sünnettir.

2. Şayet birinci mertebede gelen bu tür bir sütre yoksa önüne diktiği bir sopaya dönük olarak namaz kılması sünnettir.

 

[*] - Bunu Buhari ve Müslim rivayet etmiştir. (Buhari, salat, 494; Müslim, Salat, 1115)

 

[*] - Ayrıca Nebi (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: Bir ok dikmek şeklinde de olsa namaz kılarken bir sütre edinin. (Hakim, salat, I, 252. Hakim, hadisin Müslim'in şartlarına uygun olduğunu söylemiştir. )

 

3. Kişi ikinci mertebede zikredilen sütreyi de bulamamışsa o zaman seccade vb. bir yaygı yayarak namaz kılması sünnettir.

 

4. Şayet üçüncü sırada gelen seccadeyi de bulamamışsa önüne -er-Ravda'da belirtildiği ne göre- uzunlamasına bir çizgi çizerek namaz kılması sünnettir.

 

[*] - Ebu Davud şunu rivayet etmiştir: Biriniz namaz kıldığında yüzü hizasına bir şey koysun. Bir şey bulamazsa sapa diksin, yanında sopası yoksa çizgi çizsin. Bundan sonra [çizginin önünden] geçen kimsenin ona zararı olmaz. (Ebu Davud, salat, 689)

 

Seccade sermek de çizgi çizmeye kıyas edilmiştir. (Kıyas)

Bu, çizgi çizmekten önce zikredilmiştir; çünkü amacı gerçekleştirmede daha güçlüdür.

 

5. Zikredilen şeylerin uzunluğu, hatta çizilecek çizginin uzunluğu yaklaşık olarak bir ziraın üçte ikisi kadardır. Bu çizgi ile kişi arasında en azından üç zira olmalıdır.

 

6. Kişi yukarıda zikredilen tertip üzere bir sütreye yönelerek namazkıldığında onun -ve İsnevi'nin fıkhi bir çıkarım olarak belirttiğine göre diğerlerinin- kendisiyle sütre arasından geçmeye çalışan kimseyi engellemesi sünnettir.

 

Seccade ve çizgi ile kastedilen bunların en öte kısmıdır.

 

[*] - Bu konuda delil Buhari ve Müslim'in rivayet ettiği şu hadistir: Biriniz kendisini insanlardan örtecek bir şeye yönelerek namaz kddığında bir şahıs kendisi ile sütre arasından geçmek isterse onu uzaklaştırsın, vazgeçmezse onunla mücadele etsin; çünkü o şeytandır. (Buhari, salat, 509; Müslim, Salat, 1129)

 

2. Önüne sütre koyan kişinin sütre ile kendisi arasından geçmenin hükmü

 

[Kişi önüne sütre koyarak namaza durmuşsa, bir başkasının bu kişi ile sütre arasından geçmesinin hükmü nedir? Bu konuda mezhep içinde iki görüş vardır]

 

[Birinci görüş]: Bu durumda -başka bir yol bulamasa bile- kişinin namaz kılanın önünden geçmesi haramdır.

 

[*] - Çünkü Nebi {s.a.v.} şöyle buyurmuştur: Namaz kılanın önünden -yani onun ile sütre arasındaki yerden- geçen kimse bunun günahını bilseydi kırk yılonun önünde durması geçmesinden daha hayırlı olurdu. (Buhari, Salat, 510; Müslim, Salat, 1132)

 

Bu hadisi Buhari ve Müslim rivayet etmiş olmakla birlikte "günah" ve "yıl" kelimeleri onlarda değil Bezzar'da geçmektedir.

 

Bu hadis, geçene engelolmanın farz olmasını gerektirir. Bunu İsnevı dile getirmiştir. Bu hükmün gerekçesi "kişinin önünden geçmenin haram olması", "namaz kılanın buna engelolabilecek durumda olması"dır. Bu, saldırgan hayvanı def etmek gibi değildir.

 

Geçmek isteyene engelolmayı farz görmeyenler şu hadisi delil

getirmektedir: Sen Allah 'zn mazlum kulu ol, zalim kulu olma.(Aclunı, Keşfu'l-hafa, II, 193)

 

[Şafil'den] nakledilen görüş bunun farz olmadığı yönündedir.

 

Bu konu şu şekilde bilmece olarak da sorulmaktadır: "Bizim mezhebimizde, haram olduğu halde tepki gösterilmesi gerekmeyen fiil hangisidir?"

 

Hocamız Zekeriya el-Ensarı şöyle demiştir: Namaz kılanın önünden geçmek isteyenin engellenmesinin farz olmamasının sebebi şu olabilir: Bu hareket namazdaki huşCı ve okuduklarını düşünme amacıyla tamamen çelişmektedir. Ayrıca geçmenin haram olup olmadığında da görüş ayrılığı vardır.

 

Namaz kılan kimsenin önünden geçmenin haram olması şu şartlara bağlıdır:

 

1. Namaz kılan kişi namaza durmakla yolu tıkamamış olması gerekir. Şayet yalartasında durmak vb. yolu tıkayan bir şekilde namaza durmuşsa onun önünden geçmek ne haram ne de mekruh olur. Bunu el-Kifaye yazarı alimlerimizin görüşlerinden çıkarmıştır.

 

2. Namaz kılanın önündeki saflarda bir boşluk olmamalıdır. Şayet ön saflarda boşluk varsa kişinin buraya giderken namaz kılanın önünden geçmesi haram olmaz, hatta -er-Ravda' da belirtildiği ne göre- safları yararak oraya gitmesi gerekir.

 

3. Yine er-Ravda'da belirtildiğine göre kişi sütresiz namaz kılsa veya sütreden uzakta dursa yani sütre yukarıda belirtilen şartlarda olmasa, kişi ihmalkar davrandığından önünden geçen kimseyi engelleyemez. Önünden geçmek de haram olmaz. Bununla birlikte bunu terk etmek daha iyidir. Diğer kitaplarda geçen "haram değildir ama mekruhtur" ifadesi "şiddetli olmayacak derecede mekruhtur" anlamına yorulur.

 

Nevevi er-Ravda'da şöyle demiştir: Kişi sütreye doğru namaz kıldığında sütreyi sağ ön veya sol ön kısmına koyması, tam yüzünün karşısına koymaması sünnettir. Önünden geçmek isteyen kişiyi uzaklaştırırken -tıpkı saldırgan hayvanı def etmede olduğu gibi- tertibe riayet ederek en kolaydan başlayarak bunu yapar. Bu uzaklaştırma sonucunda geçmek isteyen şahıs ölürse kanı hederdir.(Yani Bundan dolayı ne kısas ne de diyet gerekir. (çev)

 

Alimlerimiz şöyle demiştir: Kişi, önünden geçmek isteyen şahsı namaz kıldığı yerden ayrılmadan eliyle uzaklaştırmaya çalışır. Bunun için yürümesi helal değildir. Çünkü yürümek, önünden yürünmesinden daha kötü bir durumdur.

 

Bu ifadeden "namazı bozmasa bile birini uzaklaştırmak için bir veya iki adım atmak haramdır" gibi bir anlam çıkıyorsa da bu kastedilmiş değildir. Alimlerimizin "helal değildir" ifadesi ile kastettiği "yapıp yapmama bakımından eşit olacak derecede helal değildir" demektir. Yani mekruhtur.

 

EI-Envar'da belirtildiğine göre kişi, önünden geçmek isteyen kişiyi üç defa ardarda engellemeye çalışsa namazı bozulur. Bununla "elleri çırparak uyarmak" arasındaki fark daha önce geçmişti.

 

Geçen açıklamalardan Nevevi'nin bu konudaki sözlerinde bir zorlamanın bulunduğu anlaşılmaktadır. Çünkü o, duvara veya diğer nesnelere dönerek namaz kılmanın hükmünü zikretmemiştir. Onun sözü "önüne bir şey koyan ile koymayanın eşit olduğu" izlenimini vermektedir. Yine o sütrenin uzunluğunu, kişi ile sütre arasında olması gereken mesafeyi ve diğer bazı hususları açıklamamıştır.

 

Not:  Namazda önüne sütre koymaya ilişkin bazı hükümler

 

1. Kişinin önüne koyduğu sütreyi rüzgar vb. devirse, onun namazda olduğunu bilen kimsenin önünden geçmesi, sütre varken geçmesi gibidir. Bilmeyen kimsenin durumu ise böyle değildir.

 

2. Kişi sütresiz olarak namaz kılarken başkası onun önüne sütre koysa, İbnü'I-Üstaz'ın dediği gibi zahir olan bu durumda kişinin önünden geçmenin haram olduğudur. Burada kişinin ihmalkarlığı değil, önünde sütre bulunması dikkate alınır.

 

3. Nevevi el-Mecmu'da şöyle demiştir: Kişinin önünde kendisine dönmüş olan ve kendisinin de gördüğü bir erkek veya kadın varken namaz kılması mekruhtur.

 

4. Kişinin önünden kadın, köpek veya eşek geçtiğinde namazı bozulmaz. Bu hükmü gösteren sahih hadisler bulunmaktadır.

 

[*] - Müslim'deki şu hadise gelince; Kadın, köpek ve eşek [in kişinin önünden geçmesi onun] namazı[nı] keser. (Müslim, salat, 1139)

 

Bu hadiste kastedilen namazdaki huşuun kesilmesidir; çünkü kişi önünden geçenle meşgulolur.

 

5. Zahir olan görüşe göre saflar birbiri için sütre sayılmaz.

 

BİR SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN

 

NAMAZIN MEKRUHLARI 1. NAMAZDA YÜZÜNÜ SAĞA SOLA ÇEVİRMEK