YOLCULUKTA NAMAZ |
A. YOLCULUKTA KISALTARAK
KILINABİLECEK NAMAZLAR
Yalnızca uzun-mübah
yolculukta eda edilen dört rekatlık namaz kısaltılabilir, hazarda (ikamet
durumunda) iken kazaya kalmış namazlar kısaltılamaz.
Kişi yolculukta kazaya
kalan namazı daha güçlü görüşe göre yolculukta kısaltarak kaza eder, hazarda
kısaltarak kaza edemez.
A. DÖRT REKATLI BİR
NAMAZ OLMASI
B. FARZ NAMAZI OLMASI
C. YOLCULUKTA EDA
EDİLMESİ
D. YOLCULUĞUN UZUN
OLMASI
E. YOLCULUĞUN MÜBAH
OLMASI
F. HAZARDA KAZAYA
KALMIŞ BİR NAMAZ OLMAMALI
A. DÖRT REKATLI BİR
NAMAZ OLMASI
Yolculukta yalnızca dört
rekatlı namazlar kısaltılarak kılınır.
Sabah ve akşam namazlarının
kısaltılarak kılınamayacağı konusunda icma vardır. (İcma) Çünkü sabah namazı
kısaltılırsa çift rekatlı olmaz, o takdirde konulduğu mahiyetin dışına çıkmış
olur. Akşam namazını da iki rekat olarak kısaltmak mümkün değildir; çünkü akşam
namazı yalnızca tek sayıda kılınır. Bunu bir re kat da kılmak mümkün değildir;
çünkü bu durumda diğer namazlardan ayrılmış onların dışına çıkmış olur.
B. FARZ NAMAZI OLMASI
Dört rekatlık namazın
farz namaz olması şarttır. Buna göre "adak namazı" yolculukta kısaltılmaz.
Örneğin kişi dört re katlı k namaz kılmayı adadığında bunu yolculukta iki rekat
olarak kılamaz.
Yine nafile namaz da
kısaltılarak kılınmaz. Örneğin kişi öğle namazının dört rekatiık ilk sünnetini
kılmaya niyet ettiğinde bunu kısaltarak kılamaz. Çünkü Nebi {s.a.v.} döneminden
böyle bir uygulama nakledilmemiştir.
C. YOLCULUKTA EDA
EDİLMESİ
ileride geleceği üzere
hazarda kazaya kalan namaz seferde kısaltılarak kılınmaz.
Yolculukta kazaya kalan
namazın yolculukta kaza edilmesine gelince bu konu birazdan ele alınacaktır.
D. YOLCULUĞUN UZUN
OLMASI
Kısa yolculukta ve kısa
mı uzun mu olduğunda şüphe edilen yolculukta kişi güvenlik içinde ise namazını
kısaltarak kılamaz. Bu konuda görüş ayrılığı yoktur. Daha doğru olan görüşe
göre bu iki yolculukta korku durumunda da namaz kısaltarak kılınmaz. Bu konuda
sabah namazı ile diğer namazlar arasında fark yoktur.
[*] - Müslim' deki şu
hadise gelince: Allah teala namazı, peygamberinizin diliyle hazarda dört rekat,
yolculukta iki rekat, korku durumunda bir rekat olarak farz kılmıştır.
Buna şu şekilde cevap
verilmiştir: Kişi korku durumunda bir rekatı imam la bir rekatı ise kendisi
kılar.
E. YOLCULUĞUN MÜBAH
OLMASI
Burada mübah ile
"yapıp yapmamak serbest olan, her iki yönü eşit olan" anlamı kastedilmemiş,
caiz olması kastedilmiştir.
[Caiz olan yolculuğun
kapsamına şunlar girer:]
[Farz yolculuk]:
Yolculuk "hac yolculuğu" gibi farz bir yolculuk olabilir.
[Mendup yolculuk]: Nebi (s.a.v.)'in
kabrini ziyaret etmek amacıyla yolculuk yapmak gibi mendup bir yolculuk
olabilir.
[Mübah yolculuk]: Ticari
amaçla yapılan mübah bir yolculuk olabilir.
[Mekruh yolculuk]: Tek
başma yolculuk yapmak gibi mekruh bir yolculuk olabilir.
Günah olan yolculukta
namazlar kısaltılmaz.
Kişi bir başka şahsa
tabi olarak onun yolculuk yaptığı yöne doğru yola çıksa, tabi olduğu şahsın
yolculuk sebebini bilmese veya içinde ne olduğunu bilmediği bir mektubu
ulaştırmak amacıyla yolculuk yapsa, İsnevl'nin dediği gibi bu durumda uygun
olan görüş bunu mübah yolculuk kapsamında değerlendirmektir.
Yolculukta iken namazı
tam kılmak caizdir.
[*] - Beyhaki sahih bir
senetle Hz. Aişe' den (r.a.) şunu rivayet etmiştir: Hz. Aişe (r.anha): Ey
Allah'ın Resulü! Sen yolculukta namazı kısaltarak kıldın, ben tam kıldım. Sen
oruç tutmadın, ben tuttum. Nebi (s.a.v.) şöyle buyurdu: İyi yaptın ey Aişe!
(Beyhaki, salat, I, 142)
"Namaz [yolculukta]
iki rekat olarak farz kılındı" hadisine gelince; bunun anlamı "iki
rekat kılmak isteyen için" demektir. Bu yorumla iki farklı rivayet
birleştirilmiş olmaktadır.
Bir önceki hadise
"yolculukta" ifadesini bazı alimlerimize uyarak ekledim. Bazıları
"zikredilenin tam zıddı da mümkündür. (Yani hadis "namaz [hazarda]
iki rekat farz kılındı" şeklinde de anlaşılabilir.)
Çünkü hadiste ilkinin
doğru olduğuna dair bir delil yoktur" demişlerdir.
F. HAZARDA KAZAYA
KALMIŞ BİR NAMAZ OLMAMALI
Nevev! "eda
namazı" kaydı ile dışarıda bıraktığı şeyi "hazal'da kazaya kalan
namaz değil" şeklinde açıklamıştır. Yani hazal'da kazaya kalmış olan bir
namaz yolculukta kılınacağında kısaltılamaz. Çünkü bu namaz kişinin zimmetinde
[borç hanesinde] tam olarak sabit olmuştur.
Aynı şekilde yolculukta
mı hazal'da mı kazaya kaldığında şüphe edilen namaz da ihtiyat gereği
yolculukta kaza edilmez.
Ayrıca aslolan namazı
tam kılmaktır.
Kişi yolculukta kazaya
kalan namazı daha güçlü görüşe göre yolculukta kısaltarak kaza eder, hazal'da
kısaltarak kaza edemez.
Uzun ve mübah bir yolculukta
kazaya kalan namaz [yolculukta kaza edileceği zaman nasıl kaza edilir? Bu
konuda İmam Şafil (r.a.)'ye ait dört görüş bulunmaktadır]
[Birinci görüş]: Daha
güçlü görüşe göre kişi bu namazı, kazaya kaldığı yolculuktan başka bir
yolculukta kaza etse bile kısaltarak kılar. Hazal'da kaza edeceği zaman ise
kısaltarak kılamaz. Burada sebebin [kısaltma sebebinin] var olup olmadığına
bakılır.
[İkinci görüş]:
Yolculukta kazaya kalan namaz hem yolculukta hem de hazal'da kısaltılarak
kılınır. Çünkü edada ne gerekiyorsa kazada da o gerekir.
[Üçüncü görüş]: Hem
yolculukta hem de hazal'da tam kılınır; çünkü bu, yolculukta iki rekata düşmüş
bir namazdır. Vaktinde kılınmadığında yeniden dört rekata dönüşür. Bu, Cuma
namazı sebebiyle iki rekata düşen farzın Cuma kılınmadığında yeniden öğle
namazının dört rekatına dönmesi gibidir.
[Dördüncü görüş]: Kişi
yolculukta kılamadığı namazı o yolculukta kaza ederse kısaltarak kılar, aksi
takdirde kısa kılamaz.
Metni açıklamamız
esnasındaki ifadelerimizden şu anlaşılmaktadır: Metinde "yolculukta eda
edilen namaz" denilerek, kaza namazının kısaltılamayacağı belirtilmiş
olmakla birlikte -tercih edilen görüşe göre- burada bazı ayrıntılar söz
konusudur. Nitekim yolculukta kazaya kalan namaz aynı yolculukta kaza
edildiğinde bu namaz da eda namazı gibi kısaltılarak kılınabilmektedir.
Kişi namaz vakti içinde,
o namazın kılınabileceği bir süre geçtikten sonra yolculuğa çıkmış olsa bile
Şafii'nin açık ifadesine göre namazı kısaltarak kılabilir. Vakitten bir rekat
veya dört re kattan az rekat [iki veya üç rekat] kılabilecek kadar bir zaman
kaldığında şayet bunun eda olduğu görüşünü kabul edersek -ki daha doğru görüşe
göre böyledir- kişi bunu kısaltarak kılabilir. Aksi takdirde kısaltamaz.
Not: namazların birleştirilerek kılınması
konusunda şu gelecektir: Kişi namazı geciktirmeye niyet etse ve vakit sonunda
namazı tam olarak kılamayacak kadar bir süre kalsa(1) namaz kazaya kalmış
olur, birleştirilemez.
(1) EI-Mecmu'daki
ifadeden bu anlaşılmaktadır. Şarih Celaleddin el-Mahalli de er-Ravda'daki
ifadeyi bu şekilde yorumlamıştır. (Şirbinı)
Yukarıdaki mesele ile bu
mesele arasında şu fark vardır: Burada niyet zayıftır. Ancak kişi bir rekatı
vakit içinde kılarsa bu eda olur. Bundan anlaşıldığına göre bahsedilen mesele
"kişi bir re katı yolculukta iken kılarsa" şeklinde anlaşılmalıdır.
Aksi takdirde bu hazarda kazaya kalmış bir namaz olur, kısaltılarak kılınamaz.
Bunu, bildiğim kadarıyla
hiç kimse zikretmemiş olmakla birlikte düşünenlerin rahatça aynı sonuca
ulaşabileceği bir hükümdür. Ben bunu hocamız Şeyh Nasıruddin et-Tablavi'ye arz
ettim, bunu kabul etti ve güzel buldu.
BİR SONRAKİ SAYFA İÇİN
AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN