ORUÇ - FİDYE |
2. İBADET BORCU İLE ÖLEN
KİMSE ADINA FİDYE VERİLMESİ
[Üzerinde oruç kazası
bulunan] Kişi oruç tutma imkı:mını elde ettikten sonra [kazayı tutmadan] ölse
İmam Şafii (LaYnin yeni görüşüne göre onun velisi onun yerine oruç tutmaz,
geriye bıraktığı maldan her bir gün oruç için bir müd yiyecek maddesi verir.
Adak ve keffaret orucu da böyledir.
Ben [NevevI] derim ki:
Bu meselede İmam Şafii (r.a.)'nin eski görüşü daha güçlüdür. Veli, tercih
edilen görüşe göre kişinin bütün yakınlarıdır.
Ölen kişi adına
velisinin izni ile yabancı bir şahıs oruç tutarsa bu da geçerli olur. Ancak
kendi başına [velisinden izinsiz olarak] tutarsa daha doğru olan görüşe göre
geçerli olmaz.
Kişi üzerinde namaz ve
itikaf borcu bulunduğu halde ölürse bu ibadetler onun adına başkası tarafından
yapılamayacağı gibi bunlar için fidye de verilmez. İtikaflD veli tarafından
yapılabileceği ne dair de İmam Şafii (r.a. )'ye ait bir görüş vardır. Allah en
iyi bilir.
A. ÜZERİNDE ORUÇ BORCU
OLARAK ÖLEN KİMSENİN ORUCU
B. NAMAZ VE İTİKAF
BORCU İLE ÖLEN KİMSENİN DURUMU
A. ÜZERİNDE ORUÇ BORCU
OLARAK ÖLEN KİMSENİN ORUCU
1. ORUÇ BORCU İLE ÖLEN
ŞAHIS ADINA FİDYE VERMEK VE ORUÇ TUTMAK
[Ramazan ayında orucu
kazaya kalmış olan] bir kimse orucunu kaza etme imkanı bulduğu halde kaza
etmeden ölmüş olsa [bu durumda ne yapılmalıdır? Bu konuda İmam Şafii (r.a.)'ye
ait iki görüş bulunmaktadır: ]
[Birinci görüş]
1. İmam Şafii (r.a.)'nin
yeni görüşüne göre ölenin velisi ölü adına oruç tutmaz, yani tutması sahih
olmaz.
Çünkü oruç -tıpkı namaz
gibi- bedenle yapılan bir ibadet olup hayatta iken kişinin yerine başkasının
yapması caiz değildir. Aynı şekilde öldükten sonra başkasının yapması da caiz
değildir.
Bu hüküm açısından
orucun bir özürle tutulamamış olmasıyla özürsüz olması arasında bir fark
yoktur.
Nevevi "kişi
ölse" ifadesi ile "hayatta olduğu halde hastalık vb. bir sebeple oruç
tutması imkansız hale gelen kişi"yi dışarıda bırakmıştır.
Zevaidü'r-Ravda'da belirtildiğine göre bu kişi yerine başkası oruç tutamaz. Bu
konuda görüş ayrılığı yoktur. Nevevi Müslim şerhinde Maverdi ve başka alimlere
tabi olarak bu konuda icma bulunduğunu söylemiştir.
2. [Bu şekilde orucunu
kaza etmeden ölen şahsın] geriye bıraktığı malvarlığından tutamadığı her bir
gün oruç için kendi bölgesindeki en yaygın temel gıda maddesinden bir müd -yani
Bağdat rıtlı ile bir tam üçte bir rıtıl, Mısır ölçeği ile yarım kadeh- fidye
verilir.
[*] - Bunun delili şu
rivayettir: Üzerinde bir aylık oruç borcu olarak ölen kimse adına velisi her
bir gün oruç için bir fakir doyursun. (Tirmizı, Zekat, 718. Tirmizi: bu İbn
Ömer'in sözü olarak sahihtir. )
Maverdi bunu sahabe
icması olarak nakletmiştir.
[İkinci görüş]
İmam Şafii (r.a.)'nin
eski görüşüne göre ölen şahsın velisi onun adına oruç tutar, yani bunu yapması
caiz hatta menduptur. Velinin, tutulmayan oruç için fakirleri doyurması da
caizdir.
Her iki görüşe göre de
orucun tutulamaması ister bir özürle isterse özürsüz olarak gerçekleşsin ölen
şahsın velisinin tutulamayan orucu telafi etmesi gereklidir.
Her türlü adak ve
keffaret oruçları da böyledir. Bu iki tür oruçta Ramazan orucu konusunda
geçerli olan yukarıdaki iki görüş geçerlidir. Çünkü yukarıda geçen deliller
geneldir.
EI-Havi's-sağir' de ise
"adam öldürme keffareti" şeklinde sınırlandırma yapılmıştır.
Nevevi "bu meselede
İmam Şafii (r.a.)'nin eski görüşü [yani yukarıdaki ikinci görüş] yeni
görüşünden daha güçlüdür" demiştir. Çünkü bu konuda sahih rivayetler bulunmaktadır.
[*] - Buhari ve
Müs!im'de şu hadis yer almaktadır: Üzerinde oruç borcu olarak ölen kimsenin
velisi onun yerine oruç tutsun. (Buhari, Savm, 1952; Müslim, Sıyam, 2687)
Nevevi şöyle demiştir: İmam
Şafii (r.a.)'nin yeni görüşünün sünnetten bir delili yoktur.
Yemek yedirme ile ilgili
rivayet ise zayıftır. Bu zayıflığına rağmen, ölen şahsın velisinin oruç tutması
görüşünü savunanlar açısından fakirlere yemek yedirmek de imkansız
[yasaklanmış] değildir.
2. ÖLEN KİŞİ ADINA ORUÇ
TUTABİLECEK KİMSELER
a. Ölenin Velileri
Cüveynl'nin ileri
sürdüğü farklı ihtimaller arasından tercihe şayan olan görüş şudur:
İmam Şafii (r.a.)'nin
eski görüşüne göre ölen şahıs adına oruç tutabilecek olan veli ölünün bütün
yakınlarıdır. Bu şahıs ölünün asabesi, mirasçısı veya malının velisi olmasa
bile hüküm böyledir.
[*]- Bunun delili
Müslim'de yer alan şu rivayettir: Bir kadın Hz. Peygamber (s.a.v.)'e
"Annem adadığı orucu tutamadan öldü, onun yerine ben tutayım mı?"
diye sordu. Hz. Peygamber (s.a.v.) "annen yerine oruç tut"
buyurdu.{Müslim, Sıyam, 2691)
Nevevi el-Mecmu'da şöyle
demiştir: Bu hadis "ölenin malının velisi" ve "asabe"si
ihtimallerini geçersiz kılmaktadır. Oysa her ikisinin de ölenin orucunu
tutabileceği söylenmiştir.
Ölen şahsın mirasçıları,
içlerinden birinin ölen şahsın kaza orucunu tutması konusunda anlaşsalar bu
ca.iz olur. Şayet anlaşmazlığa düşerlerse Fa.rıkl'nin Fevaidü'l-Mühezzeb adlı
eserinde belirttiğine göre tutulacak oruç her bir mirasçıya miras payları
oranında dağıtılır.
b. Ölene yabancı
şahıslar
> Ölene yabancı
şahıslar ölene yakın olan velinin izni ile onun adına oruç tutsalar,
> veya kişi ölmeden
önce kendisi adına oruç tutulmasını vasiyet etmesi sebebiyle ölenin izniyle
oruç tutsalar gerek ücretle gerekse ücretsiz oruç tutsunlar bu -ölen şahıs
yerine hac yapma hükmüne kıyasla- geçerli olur.
Ezrai şöyle demiştir:
Ölen şahsın yakını olan kişide çocuk veya deli olma gibi izin vermeye engel bir
durum bulunsa veya izin vermekten ve oruç tutmaktan kaçınsa yahut da veli ölene
yakın olmasa hakim bu konuda izin verebilir mi? Bu konu araştırılmaya
muhtaçtır.
Hocamız Zekeriya
el-Ensari'nin belirttiğine göre hakimin izin verememesi görüşü daha güçlüdür;
çünkü ölen adına başkasının oruç tutması kıyasa aykırı olarak sabit olmuş bir
hükümdür, dolayısıyla hangi konuda bu hüküm verilmişse yalnızca onunla
yetinilir. Bu durumda fidye verilmesi tek seçenektir.
Nevevi el-Mecmu'da şöyle
demiştir: Hasan-ı Basri'nin bu konudaki görüşü şudur: Ölen kimsenin bir aylık
orucu için otuz kişi izinle birer gün oruç tutsalar bu yeterli olur.
Benim inandığım güçlü
görüş de budur.
[Ölen şahsın yakını
olmayan veya yakınından izin almayan kimsenin] kendi başına [ölenin kazası için]
oruç tutması [geçerli olur mu? Bu konuda mezhep içinde iki görüş
bulunmaktadır:]
[Birinci görüş]
Daha doğru olan görüşe
göre oruç geçerli olmaz; çünkü bu hadiste yer alan oruçla aynı özellikte
değildir.
[İkinci görüş]
Kişinin borcunu başkası ondan
izin almaksızın nasıl ödeyebiliyorsa bu oruç da geçerli olur.
[Soru] Nevevi hac konusunda benzer durumda ölen
şahıs adına onun velisinden izin almaksızın ve ölenin vasiyeti de olmaksızın
başkasının yaptığı haccın sahih olacağını söylemiştir. İsnevi de bunun müşkil
[sorunlu] olduğunu söylemiştir.
[Cevap] Hac ibadetine mal da girdiğinden bu ibadet
"borcun ödenmesi" ne benzemiştir. Öyleyse orucu n hacca kıyaslanması
doğru değildir.
B. NAMAZ VE İTİKAF
BORCU İLE ÖLEN KİMSENİN DURUMU
Kişi, üzerinde namaz
veya itikaf borcu olarak ölse bu ibadetler onun adına [ne velisi ne de bir
başkası tarafından] yapılamaz, bunun için fidye de verilmez. Çünkü buna dair
bir delil bulunmamaktadır. Hatta Kadı Iyaz ölen kişinin kaza namazı borcunun
başkası tarafından kılınamayacağı konusunda icma bulunduğunu nakletmiştir.
İtikaf konusunda
Buveytl'nin eserinde İmam Şafii (r.a.)'ye ait "oruca kıyasla ölen adına
itikaf yapılır" diye bir görüş bulunmaktadır. Çünkü hem oruç hem de itikaf
ibadetinde kendini tutma ve engelleme söz konusudur.
İmam Şafii (r.a.)'den
bir rivayete göre oruç borcu ile ölen şahsın velisi ölen şahıs adına her bir
gün oruç için gecesi ile beraber bir müd gıda maddesini fakirlere yedirir.
Beğavi şöyle demiştir:
Buveyti'nin naklettiği görüş esas alınarak tahric [çıkarım] yoluyla şu görüşün
ileri sürülmesi uzak bir ihtimal değildir: Namaz borcu ile ölen kişinin her bir
namazı için bir müd gıda maddesi fakirlere verilir.
"Namaz ve İtikafın
ölü adına yapılamaması" hükmünden şunlar istisna edilir:
a) İki rekatlık tavaf
namazı:
Ölen kişi adına -hac
ibadetine tabi olarak- iki rekatlık tav af namazı kılınabilir.
b) Oruçlu itikaf:
Kişi oruçlu bir şekilde
itikaf yapmayı adamış olsa Beğavi'nin et-Tehzib adlı eserinde şöyle
denilmiştir: Başkasının adına itikaf yapmak geçerli olmasa bile şayet
"[itikaf ibadetinde] oruç itikaftan ayrı olarak tutulamaz" görüşünü
kabul edersek -ki daha doğru olan görüş budur- ve "ölü adına velisi oruç
tutabilir" görüşünü kabul edersek, bu durumda veli ölü adına oruçlu bir
şekilde itikafta bulunabilir.
BİR SONRAKİ SAYFA İÇİN
AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN
3. FİDYE VERMESİ
GEREKEN KİŞİLER