MUĞNİ’L-MUHTAC

ORUÇ - KEFFARET

 

8. FAKİR KİŞİNİN, KEFFARETİNİ KENDİ AİLESİNE VERMESİ CAİZ MİDİR?

 

[Daha doğru olan görüşe göre] fakir kişinin keffaretini kendi ailesine vermesi caiz değildir.

 

[Fakir olan bir kişiye keffaret gerekli olduğunda, keffaret olarak ödenmesi gereken yiyeceği kendi ailesine verebilir mi? Bu konuda mezhep içinde iki görüş bulunmaktadır:]

 

[Birinci görüş]

 

Daha doğru olan görüşe göre; kişi zekat ve diğer keffaretlerini kendi ailesine nasıl veremiyorsa fakir olan kişi de oruç keffaretini ailesine veremez. (Kıyas)

 

[*] - Hz. Peygamber (s.a.v.)'in [konunun başında geçen bedevi ile ilgili hadiste bedeviye] "bunu ailene yedir" sözüne gelince; -Rafii'de yer aldığı üzere el-Ümm'de şöyle denilmiştir-:

 

Bunu iki şekilde yorumlamak mümkündür:

 

[1] - Adam, Hz. Peygamber (s.a.v.)'e fakir olduğunu bildirince Hz. Peygamber (s.a.v.) de bir sepet hurmayı ona sadaka olarak vermiş, bunu kendisine temlik etmiş ve ailesine tasadduk etmesini emretmiştir. Adam fakir olduğunu bildirince Hz. Peygamber (s.a.v.) hurmayı ailesine harcamasına izin vermiştir. Bunu, keffaretin ancak yeterli imkanı elde ettikten sonra ödeneceğini bildirmek için yapmıştır.

 

[2] - Hz. Peygamber (s.a.v.) keffareti o adam adına ödemek suretiyle adama bağışta bulunmuş, adamın da bunu kendi ailesine harcamasına izin vermiştir. Bunu,

keffaret yükümlüsünden başka birinin keffaret yükümlüsünün izni ile onun adına keffareti ödeyebileceğini, keffareti, yükümlünün ailesine ödeyebileceğini bildirmek için yapmıştır.

 

Bu iki ihtimalden çıkan ortak sonuç Hz. Peygamber (s.a.v.)'in bunu kişiye tatavvu [nafile] olarak bağışlamış olmasıdır. İbn Dakık elId bunun doğruya en yakın görüş olduğunu söylemiştir.

 

Şu da söylenebilir:

 

Nevevi'nin "fakirin, keffaretini ailesine vermesi caiz değildir" ifadesi hadiste bahsedilen meseleyi dışarıda bırakmak için söylenmiştir; çünkü hadiste keffareti kişinin ailesine veren şahıs keffaret yükümlüsünün kendisi değil aileye yabancı birisidir.

 

Keffarete Dair Son Hükümler:

 

[1] - Ramazan ayından birkaç gün orucu kaçıran kimsenin bunları peşpeşe kaza etmesi müstehaptır.

 

[2] - Ramazan ayından kaza borcu bulunan kimsenin nafile oruç tutması mekruhtur. Bunu Cürcanı söylemiştir.

 

[3] - Kişi "ömür boyunca Şaban ayını oruçlu geçirme" konusunda adakta bulunsa ve daha sonra esir edilse, inceleme araştırmada bulunarak Şaban ayı olduğuna inanarak Recep ayında oruç tutsa, Şaban ayında da Ramazan ayı diye oruç tutsa, Ramazan ayı çıktıktan sonra durumu anlasa, birisi Şaban, diğeri de ramazan ayı olmak üzere iki ayı kaza etmesi gerekir. Fakir doyurmasına gerek yoktur. Bunu Maverdı belirtmiştir.

 

BİR SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN

 

NAFİLE ORUÇLAR: GİRİŞ