ORUÇ - NAFİLE |
1. TEKRARLANAN NAFİLE
ORUÇLAR
A. HER HAFTA
TEKRARLANAN NAFİLE ORUÇLAR
B. HER YIL TEKRARLANAN
NAFİLE ORUÇLAR
C. HER AY TEKRARLANAN
NAFİLE ORUÇLAR
D. TEKRARLANAN NAFİLE ORUÇLARA
İLİŞKİN BAZI MESELELER
A. HER HAFTA
TEKRARLANAN NAFİLE ORUÇLAR
Pazartesi ve Perşembe
günü oruç tutmak sünnettir.
Pazartesi ve Perşembe
günü oruç tutmak sünnettir.
[*] - Çünkü Hz.
Peygamber (s.a.v.) bu iki günde oruç tutmaya özen gösterir ve şöyle söylerdi:
Bu iki gün, amellerin Allah'a sunulduğu günlerdir, bu yüzden amelimin ben
oruçluyken Allah'a sunulmasını istiyorum. (Tirmizi, Savm, 747. Tirmizi:
hasendir. )
"Amelin
sunulması" ile kastedilen "Allah'a sunulması"dır. Meleklerin
amelleri yükseltmesi ise bazen gece bazen de gündüz olur.
Bu hadisle, Ahmed b.
Hanbel'in Müsned'inde yer alan ve amellerin Şaban ayında Allah'a sunulduğunu
söyleyen şu hadis arasında çelişki yoktur: Hz. Peygamber (s.a.v.)'e ŞS.ban
ayında çok oruç tutmasının sebebi sorulunca şöyle cevap verdi: Bu ay amellerin
Allah'a sunulduğu aydır, ben de oruçluyken amelimin Allah'a sunulmasını
istiyorum. (Müsned, 5, 201)
Arada çelişki yoktur;
çünkü haftalık olarak yapılan işler detaylı olarak, yıllık olarak yapılan işler
ise toptan sunuluyor olabilir.
[*} - Süheyli'nin
belirttiğine göre Hz. Peygamber (s.a.v.) Bilal'e şöyle buyurdu: Pazartesi günü
oruç tutmayı kaçırma; çünkü o gün benim doğduğum ve peygamber olarak
gönderildiğim gündür. O günde de öleceğim. (Müslim, Sıyam, 2742)
Halim! garip bir görüş
ortaya atarak pazartesi ve Perşembe günü gibi belirli bir gün oruç tutmayı adet
haline getirmeyi mekruh saymıştır; çünkü bu hareket oruç tutulan günü ramazan
ayına benzetmektir.
Pazartesi gününe Arapça'
da [ikinci gün anlamına gelen] "isneyn" denmiştir; çünkü o gün
haftanın ikinci günüdür. Perşembe gününe de [beşinci gün anlamına gelen]
"hamis" denmiştir; çünkü Perşembe haftanın beşinci günüdür. Nevevi
bunu dilcilerden aktarmıştır. İsnevi şöyle demiştir: "Bu ifadelerden haftanın
ilk gününün Pazar günü olduğu anlaşılmaktadır." İbn Atıyye bunu alimlerin
çoğunluğundan aktarmıştır. "Adak" konusunda ise haftanın ilk gününün
Cumartesi günü olduğu gelecektir. Süheyli "doğru olan da budur, İbn Cerir
hariç alimlerin görüşü de böyledir" demiştir.
B. HER YIL TEKRARLANAN
NAFİLE ORUÇLAR
Nevevi [ilk konudan
sonra] ikinci konuya başlayarak şöyle demiştir:
[Yıl içinde] Arefe,
Muharrem ayının onuncu ve dokuzuncu günü oruç tutmak sünnettir.
1. HACDA OLMAYAN
KİMSENİN KURBAN BAYRAMININ AREFE GÜNÜ ORUÇ TUTMASI
2. AREFE GÜNÜNDEN BİR
GÜN ÖNCE ORUÇ TUTMAK
3. HACDA OLAN KİŞİNİN
AREFE GÜNÜ ORUÇ TUTMASININ HÜKMÜ
4. AŞÜRA [MUHARREM
AYININ ONUNCU] GÜNÜ ORUÇ TUTMAK
5. TASUA, [MUHARREM
AYININ DOKUZUNCU] GÜNÜ ORUÇ TUTMAK
1. HACDA OLMAYAN KİMSENİN
KURBAN BAYRAMININ AREFE GÜNÜ ORUÇ TUTMASI
Hacda olmayan kişi için
[Kurban bayramının] arefe günü yani zilhicce ayının dokuzuncu günü oruç tutmak
sünnettir.
[*] - Bunun delili
Müslim' de yer alan şu hadistir: Arefe günü oruç tutmak, Allah tarafından
geçmiş yılın ve gelecek yılın günahlarına keffaret olarak hesaplanılır.
(Müslim, Sıyam, 2738)
[*] - Müslim'in rivayet
ettiği şu hadisteki ifade dolayısıyla arefe günü yılın en faziletli günüdür:
Allah 'ın, kulu cehennemden en çok azat ettiği gün Arefe günüdür. (Müslim, Hac,
3275)
[*] - Şu hadise gelince;
Üzerine güneşin doğduğu en hayırlı gün Cuma günüdür. (Müslim, Cuma, 1973; Ebu
Davud, Salat, 1046)
Bu hadis yukarıda
zikredilenlerin ışığında "Arefe günü dışındaki günlerin en üstünü
Cuma'dır" şeklinde
yorumlanır. Cüveyni, [Arefe günü oruç tutulması halinde] bağışlanacak olan
günahın büyük günahlar değil küçük günahlar olduğunu söylemiştir.
Ez-Zehair adlı eserin
yazarı [Cüveyni'nin bu görüşü hakkında] şöyle demiştir: Bu, zorlama bir yorum
olup delili gerektirir. Hadis genel ifadelidir. Allah'ın lütfu kısıtlanamayacak
kadar geniştir.
İbnü'I-Münzir
"Ramazan ayını, inanarak ve sevabını Allah'tan bekleyerek ibadetle geçiren
kişinin geçmiş günahları affedilir" hadisi hakkında "bu, genel
nitelikli bir söz olup kişinin küçük-büyük bütün günahlarının aHolması ümit
edilir" demiştir. (Buhari, İman, 37; Müslim, Salatü'l-müsafirin, 1776)
Maverdi de şöyle
demiştir: "Günahların örtülmesinin iki yorumu vardır: Birinci affedilmesi,
ikincisi ise kişinin günah işlemekten korunmasıdır".
2. AREFE GÜNÜNDEN BİR
GÜN ÖNCE ORUÇ TUTMAK
Arefe gününden bir gün
önce yani zilhiccenin sekizinci gunu oruç tutmak da sünnettir. Nevevi bunu
er-Ravda' da belirtmiş ve bunu "hacda olmayan kimseler" ile sınırlı
görmemiştir. Bu orucu hacıların ve diğerlerinin tutması sünnettir.
3. HACDA OLAN KİŞİNİN
AREFE GÜNÜ ORUÇ TUTMASININ HÜKMÜ
Hacda olan kişinin arefe
günü oruç tutması sünnet değildir.
Oruçlu bir şekilde
[Arafatta vakfe yababilecek şekilde] güçlü olsa bile hacının oruç tutmaması
-Hz. Peygamber (s.a.v.)'e uyarak- sünnettir. Bunu Buhari ve Müslim rivayet
etmiştir. Bunun bir sebebi de kişinin [Arafafta] dua yapmak için güçlü
olmasıdır. Bu kişinin oruç tutması "daha iyi olan davranışı terk
etmek" kabilinden bir fiildir. Hatta Nevevi'nin Nüketü't-Tenbih adlı
eserinde bunun mekruh olduğu söylenmiştir. O eserde ve el-Mecmu'da
"Arafata ancak geceleyin ulaşabilen kişinin bu orucu tutması sünnettir,
çünkü bu kişi hakkında [mekruhluk] gerekçe[si] bulunmamaktadır." denilmiştir.
Bu hükümlerin tümü yolcu
ve hasta dışındaki kimseler hakkındadır. Bu ikisine gelince -İmam Şafii
(r.a.)'nin el-İmla adlı eserdeki açık ifadesine göre- onların mutlak olarak
oruç tutmamaları sünnettir.
4. AŞÜRA [MUHARREM
AYININ ONUNCU] GÜNÜ ORUÇ TUTMAK
Muharrem ayının onuncu
günü olan aşura gününde oruç tutmak sünnettir.
[*] - Çünkü Hz.
Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: Allah'ın bu orucun öncesindeki senenin
günahını affedeceğini ümit ediyorum. (Müs!im, Sıyam, 1162; Ebu Davud, Savm,
2425)
[*] - Bu günde oruç
tutmak emredildiği halde bu orucun farz olmamasının sebebi buna dair Buhari ve
Müslim'de yer alan şu rivayettir: Bugün aşura günüdür. O gün oruç tutmak size
farz kılınmadı; dileyen oruç tutsun, dileyen tutmasın. (Buhari, Savm, 2003; Müslim,
Sıyam, 2648)
Alimler aşura günü oruç
tutmayı emreden hadisleri "bu günde oruç tutmak kuvvetli müstehaptır"
şeklinde yorumlamışlardır.
Not: Arefe günü tutulan orucun iki senelik günaha
keffaret olması, aşura gününde tutulan orucun ise bir senelik günaha keffaret
olmasının sebebi şudur: Arefe günü orucu Hz. Muhammed'in (s.a.v.) ümmetine
özgüdür. Aşura günü orucu ise Hz. Musa'nın şeriatına aİt bir ibadettir. Hz.
Muhammed (s.a.v.) peygamberlerin en üstünü olduğundan onun ümmetine özgü olan
gün de iki senelik günaha keffaret olmuştur.
5. TASUA, [MUHARREM
AYININ DOKUZUNCU] GÜNÜ ORUÇ TUTMAK
Muharremin dokuzuncu
günü oruç tutmak da sünnettir.
[*] - Çünkü Hz.
Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: Seneye hayatta olursam dokuzuncu günü de
oruçlu geçireceğim. (Müslim, Sıyam, 2662)
Hz. Peygamber (s.a.v.)
ertesi yıla ulaşamadan o yıl vefat etmiştir.
Muharremin onuncu günü
ile birlikte dokuzuncu günü de oruçlu geçirmenin hikmeti [şunlardır:]
[1] - Ayın başını tespit
etme konusunda yanılma ihtimali sebebiyle ihtiyatlı davranmak,
[2] - Yahudilere
muhalefet etmek: Çünkü onlar yalnızca onuncu günü oruçlu geçirirler.
[3] - Yalnızca Cuma
gününü ibadete tahsis etmenin yasaklandığı gibi yalnızca onuncu günün ibadete
tahsis edilmesinden sakınmak.
Şayet Muharremin onuncu
gününden önce dokuzuncu günü oruç tutmamışsa on birinci gün oruç tutmak sünnet
olur. Hatta İmam Şafii (r.a.) el-Ümm'de ve el-İmla'da üç günün oruçlu
geçirilmesinin müstehap olduğunu açık olarak ifade etmiştir.
C. HER AY TEKRARLANAN NAFİLE
ORUÇLAR
[Her kamer! ayın on üç,
on dört ve on beşinci günleri olan ve geceleri dolunayla aydınlandığı için]
eyyam-ı biz ["geceleri aydınlık günler "denilen"] günlerde oruç
tutmak sünnettir.
1. GECELERİ DOLUNAYLA
AYDlNLANAN GÜNLERİN ORUCU
2. GECELERİ KARANLIK
OLAN GÜNLERİN ORUCU
1. GECELERİ DOLUNAYLA
AYDlNLANAN GÜNLERİN ORUCU
Geceleri aydınlık olan
[ay takvimine göre] ayın on üçüncü günü ve onu takip eden iki günde oruç tutmak
sünnettir.
[*] - Çünkü Nesai ve İbn
Hibban'da yer alan rivayetlere göre bu günlerde oruç tutmak emredilmiştir.
Bunun hikmeti şudur:
Kulun yaptığı bir iyilik
Allah katında [en az] on katıyla karşılık görür. Bu üç günde oruç tutmak [otuz
günde oruç tutma anlamına geleceğinden] bütün ay oruçlu geçirilmiş gibi olur.
Bu yüzdendir ki -el-Bahr ve diğer eserlerde belirtildiğine göre- dolunay
günleri dışındaki günlerde bile olsa her ay üç gün oruç tutmak sünnettir.
Subki şöyle demiştir: Şu
halde [her ayda] üç gün oruç tutmak ve bu günlerin dolunay gecelerinin günleri
olması sünnettir. Kişi bu üç günü oruçlu geçirirse iki sünneti yerine getirmiş
olur.
Bazıları "bu üç
günün ilki on ikinci gündür" dediğinden, bu görüş ayrılığından kurtulmak
için on ikinci günü de oruçlu geçirmek ihtiyata daha uygundur.
Bu günlere
"aydınlık günler" denilmesinin sebebi ayın bu günlerin başından
sonuna kadar beyaz olmasıdır.
Yukarıdaki hükümden
zilhicce ayının on üçüncü günü istisna edilir; çünkü o gün oruuç tutmak
haramdır. Bazıları o gün yerine zilhiccenin on altıncı günü oruç tutulabileceği
görüşünü ileri sürmüşlerdir.
2. GECELERİ KARANLIK
OLAN GÜNLERİN ORUCU
Karanlık gecelerin [yani
ayın hiç görülmediği gecelerin] gündüzünde, yani ayın yirmisekizinci günü ve
onu takip eden iki günde oruç tutmak da sünnettir. Hocamız Zekeriya el-Ensari'nin
de belirttiği gibi kişinin bunlarla birlikte ihtiyaten yirmiyedinci günü de
oruçlu geçirmenin uygun olduğunu söylemiştir.
Diğer günler arasından
bu günlerin seçilmesinin sebebi şudur:
[1] - Bu günlerde aydınlık
günlerin nuru, karanlık günlerin de karanlığı bütün yeryüzünü kaplar.
Birincisinde şükretmek için, ikincisinde de karanlığın açılmasını talep etmek
için oruç tutulması uygun düşmektedir.
[2] - Ayrıca bir aylık
zaman dilimi, gitmesi yaklaşan bir misafir gibidir, onu bu şekilde donatmak
[azıklandırmak] uygun düşmektedir.
D. TEKRARLANAN NAFİLE
ORUÇLARA İLİŞKİN BAZI MESELELER
1. ŞEVVAL AYINDAN ALTI
GÜN ORUÇ TUTMAK
2. SADECE CUMA GÜNÜ
NAFİLE ORUÇ TUTMANIN HÜKMÜ
3. SADECE CUMARTESİ
VEYA PAZAR GÜNÜ NAFİLE ORUÇ TUTMANIN HÜKMÜ
1. ŞEVVAL AYINDAN ALTI
GÜN ORUÇ TUTMAK
Şevval ayından altı gün
oruç tutmak sünnettir. Bunların peşpeşe tutulması daha faziletlidir.
1. Şevval ayından altı
gün oruç tutmak sünnettir.
Bu, yukarıdaki ikinci
kısma [yani her yıl tekrarlanan nafile oruçlara] girmektedir.
[*] - Bu orucu tutmanın
sünnet olduğuna dair delil Müslim'in rivayet ettiği şu hadistir: Ramazan ayını
tutan, daha sonra da buna Şevval ayından altı gün oruç ekleyen kimse bütün yılı
oruçlu geçirmiş gibi olur. (Müslim, Sıyam, 2750)
[*] - Nesa! şu rivayeti
nakletmiştir: Ramazan ayını oruçlu geçirmek on ay oruç tutmak gibidir, Şevval
ayında tutulan altı gün de iki aya karşılık gelir. Bunların toplamı bir yıllık
oruç eder. (Tahavi, Müşkilü'l-asar, 3, 189)
Yani bu, bütün yılı farz
oruçla geçirmek gibi olur. Aksi takdirde bu yalnızca Ramazan ayına ve ŞevvaI'
den tutulan altı güne özgü değildir; çünkü iyiliğe on katıyla karşılık
verilmektedir.
Not: Nevevi'nin Şevvalle ilgili kullandığı genel
ifade ister Ramazan orucunu tutmuş olsun isterse hastalık, çocuk olma ve
kafidik gibi bir sebeple Ramazan orucu tutmamış olsun herkes için Şevval
orucunu tutmanın müstehap olduğu anlamına gelmektedir ki bazı son dönem
alimlerinin de esas aldığı üzere zahir olan görüş budur. Buna karşılık pekçok
S.lim ise tıpkı konuyla ilgili hadiste yer aldığı gibi "Ramazan ayını
tutan kişinin buna Şevval ayından altı gün eklemesi" ifadesini
kullanmışlardır.
Şevvaldeki altı günü
ayrı ayrı tutmakla da sünnet yerine gelmiş olur.
2. Şevvaldeki altı
günlük orucun bayramın ardından peşpeşe tutulması, "ibadet konusunda acele
etmenin iyi bir şeyolması" ve "geciktirme durumunda kaçırma
ihtimalinin bulunması"ndan dolayı daha faziletlidir.
3. Kişi Şevval ayında
kaza, adak veya başka bir oruç tutsa bu oruçla "Şevval ayında tutulması
sünnet olan altı günlük oruç" yerine gelmiş olur mu? Buna temas eden
hiçkimseyi görmedim. Öyle anlaşılıyor ki bu oruç yerine gelmiş olur. Ancak
Ramazan ayı orucunu kaçıran ve bunu Şevval ayında kaza eden kimse için bu sevap
yerine gelmez; çünkü bu kişi hakkında yukarıda belirtilen gerekçeler söz konusu
olmaz. Bu yüzdendir ki bazı alimler şöyle demiştir: "Böyle bir durumda
kişinin zilkade ayından altı gün oruç tutması müstehap olur. Çünkü düzenli
olarak tutulan nafile orucun kaza edilmesi müstehaptır." Bu görüş,
"Şevval orucu, o ayda tutulan başka oruçla yerine gelmiş olmaz"
görüşünü kabul ettiğimizde geçerli olur. Ancak o ayda tutulan başka orucun
Şevvaldeki altı günü karşılayacağını kabul edersek -ki belirttiğimiz üzere
güçlü olan görüş budur- bu durumda Şevval orucunu kaza etmek müstehap olmaz.
Nevevi' nin" altı
gün" yerine "altı" ifadesini kullanması Arapça' daki
kullanımlardan biridir. Gün ifadesinin zikredilmemesi hadiste de yer aldığı
üzere daha fasihtir.
"Karanlık günler
orucu" konusunda da geçtiği üzere her ayın son gününü oruçlu geçirmek
sünnettir. Şayet kişi bunu karanlık günlerde yaparsa böylece iki sünneti de
yerine getirmiş olur. "Şüphe günü de ayın son günüdür, ancak o günde oruç
tutmanın hükmü böyle değildir" diyerek buna itiraz edilemez; çünkü şüphe
gününün hükmü daha önce açıklanmıştır.
2. SADECE CUMA GÜNÜ
NAFİLE ORUÇ TUTMANIN HÜKMÜ
Sadece Cuma gününü
oruçlu geçirmek mekruhtur.
[*] - Bunun delili
Buhari ve Müs!im'in rivayet ettiği şu hadistir: Sizden biri yalnızca Cuma günü
oruç tutmasın, ya öncesindeki ya da sonrasındaki günle birlikte oruç tutsun.
(Buhari, Savm, 1985; Müslim, Sıyam, 2678)
[Sadece Cuma gününü
oruçlu geçirmenin mekruh olmasının aklı gerekçesi nedir? Bu konuda farklı görüşler
ileri sürülmüştür:]
> [Bunun mekruh
olm'asının aklı delili de] kişinin Cuma gününde yapılması istenen vazifeleri
yapabilmek için oruç tutmayarak gücünü muhafaza etmesidir. Bu yüzdendir ki
Beyhakı ve bir grup alim İmam Şafii (r.a.)'nin görüşü olarak "o gün oruç
tutması halinde Cuma günü yapılması istenen şeyleri yapma konusunda zaaf
gösterecek kişi için tek başına Cuma günü oruç tutmanın mekruh olduğu"
görüşünü nakletmişlerdir.
> Bunun gerekçesinin
"Yahudilerin Cumartesi gününe duydukları saygıda aşırıya kaçtıkları gibi
[müslümanların da] Cuma gününe saygıda aşırıya kaçmamaları" olduğu
söylenmiştir.
> Bir başka görüşe
göre "kişi o gün oruç tutmanın farz olduğu inancına kapılmasın diye"
dir.
> Bir başka görüşe
göre ise "o gün bayram etme, yeme-içme günü olduğu içindir".
3. SADECE CUMARTESİ
VEYA PAZAR GÜNÜ NAFİLE ORUÇ TUTMANIN HÜKMÜ
Sadece Cumartesi veya
Pazar günü nafile oruç tutmak da mekruhtur.
[*] - Bunun delili şu
hadistir: Size farz kılınan oruç hariç Cumartesi günü oruç tutmayın. (Tirmizi,
Savm, 744; Müstedrek, Savm, 1, 435. Tirmizi: hasendir. Hakim ise Buhari ve
Müslim'in şartlarına göre sahihtir der )
[Bu hükmün akli
gerekçesine gelince;] Yahudiler Cumartesi gününü, Hristiyanlar ise pazar gününü
yüceltirler [ve o günde oruç tutarlar, müslümanların onlara benzememesi için
yalnızca o gün oruç tutmaları mekruh görülmüştür.]
Her üç günle ilgili
yukarıdaki hükümlerde "yalnızca" ifadesinin konulmasıyla "o
günlerle birlikte başka günleri oruçlu geçirmek" mekruhluk kapsamının
dışına çıkarılmıştır. Cuma gününü cumartesi ile birlikte oruçlu geçirmek,
cumartesi gününü Pazar günüyle birlikte oruçlu geçirmek mekruh değildir. Çünkü
bu günlerin hepsini birlikte tazim eden bir din yoktur.
[*] - Nesai'nin rivayet
ettiği şu hadis de bu şekilde yorumlanmıştır: Hz. Peygamber (s.a.v.)'in en çok
oruç tuttuğu günler cumartesiPazar günleriydi. Hz. Peygamber (s.a.v.) bu konuda
şöyle derdi: Bu iki gün, müşriklerin bayram günleridir. Ben [oruç tutarak]
onlara muhalefet etmek istiyorum. (Bu hadis Nesai'de geçmemektedir. Bkz.
Müsned, 6, 323)
Bazıları "bu
meselenin bir benzeri yoktur. Çünkü burada bir mekruh diğer bir mekruha
eklendiğinde mekruhluk ortadan kalkmaktadır" demişlerdir.
[Soru]: Yalnızca Cuma günü oruç tutmanın
mekruhluğunun gerekçesi "Cuma günü yapılması istenen vazifeler için gücünü
muhafaza etmek" şeklinde belirtilirse, mekruhluk açısından sadece Cuma
gününü oruçlu geçirmekle Cumaya başka bir günü eklemek arasında fark olmaz.
[Cevap] Kişi Cumaya başka günü eklediğinde eklenen
gün sayesinde Cuma günü oruç tutmaktan kaynaklanan eksilmeyi telafi eden bir
durum meydana gelmiş olur. Bunu Nevevi el-Mecmu'da belirtmiştir.
Not: Yukarıda zikredilen günlerin tek başına
oruçlu olarak geçirilmesinin mekruh olması bu günler kişinin adet olarak
tuttuğu günlere rastlamadığındadır. Şayet kişinin böyle bir adeti varsa,
örneğin bir günü oruçlu bir günü oruçsuz geçirme gibi bir adeti varsa ve oruç
günü de yukarıda belirtilen [Cuma, Cumartesi, Pazar] günler[in]den birine denk
düşmüşse -tıpkı bu durumda şekk gününde oruç tutmanın mekruh olmaması gibi-
oruç tutmak mekruh olmaz.
[*] - Bu konuda delil,
Müslim'in rivayet ettiği şu hadistir: Diğer günler arasından yalnızca Cuma
gününde oruç tutmayın, ancak bugün sizin adet olarak tuttuğunuz gün ise o zaman
başka. (Müslim, Sıyam, 2679)
Diğer günler de Cuma
gününe kıyas edilmiştir.
Diğer dinlere mensup
olan kişilerin -Nevruz ve Mihrican vb.bayram günlerini tek olarak oruçlu
geçirmek mekruh değildir.
Nevevi'nin metinde
belirtilen günlerde oruç tutmaya "mekruh" diye genel ifade kullanması
"o günde nafile oruç tutmak" şeklinde anlaşılır. Buna göre adet
olarak tutulan bir orucu tutmak ve farz oruç tutmak -hadisten de anlaşılacağı
üzere- mekruh değildir.
BİR SONRAKİ SAYFA İÇİN
AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN