MUĞNİ’L-MUHTAC

ORUÇ - NAFİLE

 

1. TEKRARLANAN NAFİLE ORUÇLAR

 

A. HER HAFTA TEKRARLANAN NAFİLE ORUÇLAR

B. HER YIL TEKRARLANAN NAFİLE ORUÇLAR

C. HER AY TEKRARLANAN NAFİLE ORUÇLAR

D. TEKRARLANAN NAFİLE ORUÇLARA İLİŞKİN BAZI MESELELER

 

A. HER HAFTA TEKRARLANAN NAFİLE ORUÇLAR

 

Pazartesi ve Perşembe günü oruç tutmak sünnettir.

Pazartesi ve Perşembe günü oruç tutmak sünnettir.

 

[*] - Çünkü Hz. Peygamber (s.a.v.) bu iki günde oruç tutmaya özen gösterir ve şöyle söylerdi: Bu iki gün, amellerin Allah'a sunulduğu günlerdir, bu yüzden amelimin ben oruçluyken Allah'a sunulmasını istiyorum. (Tirmizi, Savm, 747. Tirmizi: hasendir. )

 

"Amelin sunulması" ile kastedilen "Allah'a sunulması"dır. Meleklerin amelleri yükseltmesi ise bazen gece bazen de gündüz olur.

 

Bu hadisle, Ahmed b. Hanbel'in Müsned'inde yer alan ve amellerin Şaban ayında Allah'a sunulduğunu söyleyen şu hadis arasında çelişki yoktur: Hz. Peygamber (s.a.v.)'e ŞS.ban ayında çok oruç tutmasının sebebi sorulunca şöyle cevap verdi: Bu ay amellerin Allah'a sunulduğu aydır, ben de oruçluyken amelimin Allah'a sunulmasını istiyorum. (Müsned, 5, 201)

 

Arada çelişki yoktur; çünkü haftalık olarak yapılan işler detaylı olarak, yıllık olarak yapılan işler ise toptan sunuluyor olabilir.

 

[*} - Süheyli'nin belirttiğine göre Hz. Peygamber (s.a.v.) Bilal'e şöyle buyurdu: Pazartesi günü oruç tutmayı kaçırma; çünkü o gün benim doğduğum ve peygamber olarak gönderildiğim gündür. O günde de öleceğim. (Müslim, Sıyam, 2742)

 

Halim! garip bir görüş ortaya atarak pazartesi ve Perşembe günü gibi belirli bir gün oruç tutmayı adet haline getirmeyi mekruh saymıştır; çünkü bu hareket oruç tutulan günü ramazan ayına benzetmektir.

 

Pazartesi gününe Arapça' da [ikinci gün anlamına gelen] "isneyn" denmiştir; çünkü o gün haftanın ikinci günüdür. Perşembe gününe de [beşinci gün anlamına gelen] "hamis" denmiştir; çünkü Perşembe haftanın beşinci günüdür. Nevevi bunu dilcilerden aktarmıştır. İsnevi şöyle demiştir: "Bu ifadelerden haftanın ilk gününün Pazar günü olduğu anlaşılmaktadır." İbn Atıyye bunu alimlerin çoğunluğundan aktarmıştır. "Adak" konusunda ise haftanın ilk gününün Cumartesi günü olduğu gelecektir. Süheyli "doğru olan da budur, İbn Cerir hariç alimlerin görüşü de böyledir" demiştir.

 

 

B. HER YIL TEKRARLANAN NAFİLE ORUÇLAR

 

Nevevi [ilk konudan sonra] ikinci konuya başlayarak şöyle demiştir:

 

[Yıl içinde] Arefe, Muharrem ayının onuncu ve dokuzuncu günü oruç tutmak sünnettir.

 

1. HACDA OLMAYAN KİMSENİN KURBAN BAYRAMININ AREFE GÜNÜ ORUÇ TUTMASI

2. AREFE GÜNÜNDEN BİR GÜN ÖNCE ORUÇ TUTMAK

3. HACDA OLAN KİŞİNİN AREFE GÜNÜ ORUÇ TUTMASININ HÜKMÜ

4. AŞÜRA [MUHARREM AYININ ONUNCU] GÜNÜ ORUÇ TUTMAK

5. TASUA, [MUHARREM AYININ DOKUZUNCU] GÜNÜ ORUÇ TUTMAK

 

1. HACDA OLMAYAN KİMSENİN KURBAN BAYRAMININ AREFE GÜNÜ ORUÇ TUTMASI

 

Hacda olmayan kişi için [Kurban bayramının] arefe günü yani zilhicce ayının dokuzuncu günü oruç tutmak sünnettir.

 

[*] - Bunun delili Müslim' de yer alan şu hadistir: Arefe günü oruç tutmak, Allah tarafından geçmiş yılın ve gelecek yılın günahlarına keffaret olarak hesaplanılır. (Müslim, Sıyam, 2738)

 

[*] - Müslim'in rivayet ettiği şu hadisteki ifade dolayısıyla arefe günü yılın en faziletli günüdür: Allah 'ın, kulu cehennemden en çok azat ettiği gün Arefe günüdür. (Müslim, Hac, 3275)

 

[*] - Şu hadise gelince; Üzerine güneşin doğduğu en hayırlı gün Cuma günüdür. (Müslim, Cuma, 1973; Ebu Davud, Salat, 1046)

 

Bu hadis yukarıda zikredilenlerin ışığında "Arefe günü dışındaki günlerin en üstünü

Cuma'dır" şeklinde yorumlanır. Cüveyni, [Arefe günü oruç tutulması halinde] bağışlanacak olan günahın büyük günahlar değil küçük günahlar olduğunu söylemiştir.

 

Ez-Zehair adlı eserin yazarı [Cüveyni'nin bu görüşü hakkında] şöyle demiştir: Bu, zorlama bir yorum olup delili gerektirir. Hadis genel ifadelidir. Allah'ın lütfu kısıtlanamayacak kadar geniştir.

 

İbnü'I-Münzir "Ramazan ayını, inanarak ve sevabını Allah'tan bekleyerek ibadetle geçiren kişinin geçmiş günahları affedilir" hadisi hakkında "bu, genel nitelikli bir söz olup kişinin küçük-büyük bütün günahlarının aHolması ümit edilir" demiştir. (Buhari, İman, 37; Müslim, Salatü'l-müsafirin, 1776)

Maverdi de şöyle demiştir: "Günahların örtülmesinin iki yorumu vardır: Birinci affedilmesi, ikincisi ise kişinin günah işlemekten korunmasıdır".

 

 

2. AREFE GÜNÜNDEN BİR GÜN ÖNCE ORUÇ TUTMAK

 

Arefe gününden bir gün önce yani zilhiccenin sekizinci gunu oruç tutmak da sünnettir. Nevevi bunu er-Ravda' da belirtmiş ve bunu "hacda olmayan kimseler" ile sınırlı görmemiştir. Bu orucu hacıların ve diğerlerinin tutması sünnettir.

 

 

3. HACDA OLAN KİŞİNİN AREFE GÜNÜ ORUÇ TUTMASININ HÜKMÜ

 

Hacda olan kişinin arefe günü oruç tutması sünnet değildir.

 

Oruçlu bir şekilde [Arafatta vakfe yababilecek şekilde] güçlü olsa bile hacının oruç tutmaması -Hz. Peygamber (s.a.v.)'e uyarak- sünnettir. Bunu Buhari ve Müslim rivayet etmiştir. Bunun bir sebebi de kişinin [Arafafta] dua yapmak için güçlü olmasıdır. Bu kişinin oruç tutması "daha iyi olan davranışı terk etmek" kabilinden bir fiildir. Hatta Nevevi'nin Nüketü't-Tenbih adlı eserinde bunun mekruh olduğu söylenmiştir. O eserde ve el-Mecmu'da "Arafata ancak geceleyin ulaşabilen kişinin bu orucu tutması sünnettir, çünkü bu kişi hakkında [mekruhluk] gerekçe[si] bulunmamaktadır." denilmiştir.

 

Bu hükümlerin tümü yolcu ve hasta dışındaki kimseler hakkındadır. Bu ikisine gelince -İmam Şafii (r.a.)'nin el-İmla adlı eserdeki açık ifadesine göre- onların mutlak olarak oruç tutmamaları sünnettir.

 

 

4. AŞÜRA [MUHARREM AYININ ONUNCU] GÜNÜ ORUÇ TUTMAK

 

Muharrem ayının onuncu günü olan aşura gününde oruç tutmak sünnettir.

 

[*] - Çünkü Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: Allah'ın bu orucun öncesindeki senenin günahını affedeceğini ümit ediyorum. (Müs!im, Sıyam, 1162; Ebu Davud, Savm, 2425)

 

[*] - Bu günde oruç tutmak emredildiği halde bu orucun farz olmamasının sebebi buna dair Buhari ve Müslim'de yer alan şu rivayettir: Bugün aşura günüdür. O gün oruç tutmak size farz kılınmadı; dileyen oruç tutsun, dileyen tutmasın. (Buhari, Savm, 2003; Müslim, Sıyam, 2648)

 

Alimler aşura günü oruç tutmayı emreden hadisleri "bu günde oruç tutmak kuvvetli müstehaptır" şeklinde yorumlamışlardır.

 

Not:   Arefe günü tutulan orucun iki senelik günaha keffaret olması, aşura gününde tutulan orucun ise bir senelik günaha keffaret olmasının sebebi şudur: Arefe günü orucu Hz. Muhammed'in (s.a.v.) ümmetine özgüdür. Aşura günü orucu ise Hz. Musa'nın şeriatına aİt bir ibadettir. Hz. Muhammed (s.a.v.) peygamberlerin en üstünü olduğundan onun ümmetine özgü olan gün de iki senelik günaha keffaret olmuştur.

 

 

5. TASUA, [MUHARREM AYININ DOKUZUNCU] GÜNÜ ORUÇ TUTMAK

 

Muharremin dokuzuncu günü oruç tutmak da sünnettir.

 

[*] - Çünkü Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: Seneye hayatta olursam dokuzuncu günü de oruçlu geçireceğim. (Müslim, Sıyam, 2662)

 

Hz. Peygamber (s.a.v.) ertesi yıla ulaşamadan o yıl vefat etmiştir.

 

Muharremin onuncu günü ile birlikte dokuzuncu günü de oruçlu geçirmenin hikmeti [şunlardır:]

 

[1] - Ayın başını tespit etme konusunda yanılma ihtimali sebebiyle ihtiyatlı davranmak,

 

[2] - Yahudilere muhalefet etmek: Çünkü onlar yalnızca onuncu günü oruçlu geçirirler.

 

[3] - Yalnızca Cuma gününü ibadete tahsis etmenin yasaklandığı gibi yalnızca onuncu günün ibadete tahsis edilmesinden sakınmak.

 

Şayet Muharremin onuncu gününden önce dokuzuncu günü oruç tutmamışsa on birinci gün oruç tutmak sünnet olur. Hatta İmam Şafii (r.a.) el-Ümm'de ve el-İmla'da üç günün oruçlu geçirilmesinin müstehap olduğunu açık olarak ifade etmiştir. 

 

 

C. HER AY TEKRARLANAN NAFİLE ORUÇLAR

 

[Her kamer! ayın on üç, on dört ve on beşinci günleri olan ve geceleri dolunayla aydınlandığı için] eyyam-ı biz ["geceleri aydınlık günler "denilen"] günlerde oruç tutmak sünnettir.

 

1. GECELERİ DOLUNAYLA AYDlNLANAN GÜNLERİN ORUCU

2. GECELERİ KARANLIK OLAN GÜNLERİN ORUCU

 

1. GECELERİ DOLUNAYLA AYDlNLANAN GÜNLERİN ORUCU

 

Geceleri aydınlık olan [ay takvimine göre] ayın on üçüncü günü ve onu takip eden iki günde oruç tutmak sünnettir.

 

[*] - Çünkü Nesai ve İbn Hibban'da yer alan rivayetlere göre bu günlerde oruç tutmak emredilmiştir.

 

Bunun hikmeti şudur:

 

Kulun yaptığı bir iyilik Allah katında [en az] on katıyla karşılık görür. Bu üç günde oruç tutmak [otuz günde oruç tutma anlamına geleceğinden] bütün ay oruçlu geçirilmiş gibi olur. Bu yüzdendir ki -el-Bahr ve diğer eserlerde belirtildiğine göre- dolunay günleri dışındaki günlerde bile olsa her ay üç gün oruç tutmak sünnettir.

 

Subki şöyle demiştir: Şu halde [her ayda] üç gün oruç tutmak ve bu günlerin dolunay gecelerinin günleri olması sünnettir. Kişi bu üç günü oruçlu geçirirse iki sünneti yerine getirmiş olur.

 

Bazıları "bu üç günün ilki on ikinci gündür" dediğinden, bu görüş ayrılığından kurtulmak için on ikinci günü de oruçlu geçirmek ihtiyata daha uygundur.

 

Bu günlere "aydınlık günler" denilmesinin sebebi ayın bu günlerin başından sonuna kadar beyaz olmasıdır.

 

Yukarıdaki hükümden zilhicce ayının on üçüncü günü istisna edilir; çünkü o gün oruuç tutmak haramdır. Bazıları o gün yerine zilhiccenin on altıncı günü oruç tutulabileceği görüşünü ileri sürmüşlerdir.

 

 

2. GECELERİ KARANLIK OLAN GÜNLERİN ORUCU

 

Karanlık gecelerin [yani ayın hiç görülmediği gecelerin] gündüzünde, yani ayın yirmisekizinci günü ve onu takip eden iki günde oruç tutmak da sünnettir. Hocamız Zekeriya el-Ensari'nin de belirttiği gibi kişinin bunlarla birlikte ihtiyaten yirmiyedinci günü de oruçlu geçirmenin uygun olduğunu söylemiştir.

 

Diğer günler arasından bu günlerin seçilmesinin sebebi şudur:

 

[1] - Bu günlerde aydınlık günlerin nuru, karanlık günlerin de karanlığı bütün yeryüzünü kaplar. Birincisinde şükretmek için, ikincisinde de karanlığın açılmasını talep etmek için oruç tutulması uygun düşmektedir.

 

[2] - Ayrıca bir aylık zaman dilimi, gitmesi yaklaşan bir misafir gibidir, onu bu şekilde donatmak [azıklandırmak] uygun düşmektedir.

 

 

D. TEKRARLANAN NAFİLE ORUÇLARA İLİŞKİN BAZI MESELELER

 

1. ŞEVVAL AYINDAN ALTI GÜN ORUÇ TUTMAK

2. SADECE CUMA GÜNÜ NAFİLE ORUÇ TUTMANIN HÜKMÜ

3. SADECE CUMARTESİ VEYA PAZAR GÜNÜ NAFİLE ORUÇ TUTMANIN HÜKMÜ

 

1. ŞEVVAL AYINDAN ALTI GÜN ORUÇ TUTMAK

 

Şevval ayından altı gün oruç tutmak sünnettir. Bunların peşpeşe tutulması daha faziletlidir.

 

1. Şevval ayından altı gün oruç tutmak sünnettir.

 

Bu, yukarıdaki ikinci kısma [yani her yıl tekrarlanan nafile oruçlara] girmektedir.

 

[*] - Bu orucu tutmanın sünnet olduğuna dair delil Müslim'in rivayet ettiği şu hadistir: Ramazan ayını tutan, daha sonra da buna Şevval ayından altı gün oruç ekleyen kimse bütün yılı oruçlu geçirmiş gibi olur. (Müslim, Sıyam, 2750)

 

[*] - Nesa! şu rivayeti nakletmiştir: Ramazan ayını oruçlu geçirmek on ay oruç tutmak gibidir, Şevval ayında tutulan altı gün de iki aya karşılık gelir. Bunların toplamı bir yıllık oruç eder. (Tahavi, Müşkilü'l-asar, 3, 189)

 

Yani bu, bütün yılı farz oruçla geçirmek gibi olur. Aksi takdirde bu yalnızca Ramazan ayına ve ŞevvaI' den tutulan altı güne özgü değildir; çünkü iyiliğe on katıyla karşılık verilmektedir.

 

Not:  Nevevi'nin Şevvalle ilgili kullandığı genel ifade ister Ramazan orucunu tutmuş olsun isterse hastalık, çocuk olma ve kafidik gibi bir sebeple Ramazan orucu tutmamış olsun herkes için Şevval orucunu tutmanın müstehap olduğu anlamına gelmektedir ki bazı son dönem alimlerinin de esas aldığı üzere zahir olan görüş budur. Buna karşılık pekçok S.lim ise tıpkı konuyla ilgili hadiste yer aldığı gibi "Ramazan ayını tutan kişinin buna Şevval ayından altı gün eklemesi" ifadesini kullanmışlardır.

 

Şevvaldeki altı günü ayrı ayrı tutmakla da sünnet yerine gelmiş olur.

 

2. Şevvaldeki altı günlük orucun bayramın ardından peşpeşe tutulması, "ibadet konusunda acele etmenin iyi bir şeyolması" ve "geciktirme durumunda kaçırma ihtimalinin bulunması"ndan dolayı daha faziletlidir.

 

3. Kişi Şevval ayında kaza, adak veya başka bir oruç tutsa bu oruçla "Şevval ayında tutulması sünnet olan altı günlük oruç" yerine gelmiş olur mu? Buna temas eden hiçkimseyi görmedim. Öyle anlaşılıyor ki bu oruç yerine gelmiş olur. Ancak Ramazan ayı orucunu kaçıran ve bunu Şevval ayında kaza eden kimse için bu sevap yerine gelmez; çünkü bu kişi hakkında yukarıda belirtilen gerekçeler söz konusu olmaz. Bu yüzdendir ki bazı alimler şöyle demiştir: "Böyle bir durumda kişinin zilkade ayından altı gün oruç tutması müstehap olur. Çünkü düzenli olarak tutulan nafile orucun kaza edilmesi müstehaptır." Bu görüş, "Şevval orucu, o ayda tutulan başka oruçla yerine gelmiş olmaz" görüşünü kabul ettiğimizde geçerli olur. Ancak o ayda tutulan başka orucun Şevvaldeki altı günü karşılayacağını kabul edersek -ki belirttiğimiz üzere güçlü olan görüş budur- bu durumda Şevval orucunu kaza etmek müstehap olmaz.

 

Nevevi' nin" altı gün" yerine "altı" ifadesini kullanması Arapça' daki kullanımlardan biridir. Gün ifadesinin zikredilmemesi hadiste de yer aldığı üzere daha fasihtir.

 

"Karanlık günler orucu" konusunda da geçtiği üzere her ayın son gününü oruçlu geçirmek sünnettir. Şayet kişi bunu karanlık günlerde yaparsa böylece iki sünneti de yerine getirmiş olur. "Şüphe günü de ayın son günüdür, ancak o günde oruç tutmanın hükmü böyle değildir" diyerek buna itiraz edilemez; çünkü şüphe gününün hükmü daha önce açıklanmıştır.

 

 

2. SADECE CUMA GÜNÜ NAFİLE ORUÇ TUTMANIN HÜKMÜ

 

Sadece Cuma gününü oruçlu geçirmek mekruhtur.

 

[*] - Bunun delili Buhari ve Müs!im'in rivayet ettiği şu hadistir: Sizden biri yalnızca Cuma günü oruç tutmasın, ya öncesindeki ya da sonrasındaki günle birlikte oruç tutsun. (Buhari, Savm, 1985; Müslim, Sıyam, 2678)

 

[Sadece Cuma gününü oruçlu geçirmenin mekruh olmasının aklı gerekçesi nedir? Bu konuda farklı görüşler ileri sürülmüştür:]

 

> [Bunun mekruh olm'asının aklı delili de] kişinin Cuma gününde yapılması istenen vazifeleri yapabilmek için oruç tutmayarak gücünü muhafaza etmesidir. Bu yüzdendir ki Beyhakı ve bir grup alim İmam Şafii (r.a.)'nin görüşü olarak "o gün oruç tutması halinde Cuma günü yapılması istenen şeyleri yapma konusunda zaaf gösterecek kişi için tek başına Cuma günü oruç tutmanın mekruh olduğu" görüşünü nakletmişlerdir.

 

> Bunun gerekçesinin "Yahudilerin Cumartesi gününe duydukları saygıda aşırıya kaçtıkları gibi [müslümanların da] Cuma gününe saygıda aşırıya kaçmamaları" olduğu söylenmiştir.

 

> Bir başka görüşe göre "kişi o gün oruç tutmanın farz olduğu inancına kapılmasın diye" dir.

> Bir başka görüşe göre ise "o gün bayram etme, yeme-içme günü olduğu içindir".

 

 

3. SADECE CUMARTESİ VEYA PAZAR GÜNÜ NAFİLE ORUÇ TUTMANIN HÜKMÜ

 

Sadece Cumartesi veya Pazar günü nafile oruç tutmak da mekruhtur.

 

[*] - Bunun delili şu hadistir: Size farz kılınan oruç hariç Cumartesi günü oruç tutmayın. (Tirmizi, Savm, 744; Müstedrek, Savm, 1, 435. Tirmizi: hasendir. Hakim ise Buhari ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir der )

 

[Bu hükmün akli gerekçesine gelince;] Yahudiler Cumartesi gününü, Hristiyanlar ise pazar gününü yüceltirler [ve o günde oruç tutarlar, müslümanların onlara benzememesi için yalnızca o gün oruç tutmaları mekruh görülmüştür.]

 

Her üç günle ilgili yukarıdaki hükümlerde "yalnızca" ifadesinin konulmasıyla "o günlerle birlikte başka günleri oruçlu geçirmek" mekruhluk kapsamının dışına çıkarılmıştır. Cuma gününü cumartesi ile birlikte oruçlu geçirmek, cumartesi gününü Pazar günüyle birlikte oruçlu geçirmek mekruh değildir. Çünkü bu günlerin hepsini birlikte tazim eden bir din yoktur.

 

[*] - Nesai'nin rivayet ettiği şu hadis de bu şekilde yorumlanmıştır: Hz. Peygamber (s.a.v.)'in en çok oruç tuttuğu günler cumartesiPazar günleriydi. Hz. Peygamber (s.a.v.) bu konuda şöyle derdi: Bu iki gün, müşriklerin bayram günleridir. Ben [oruç tutarak] onlara muhalefet etmek istiyorum. (Bu hadis Nesai'de geçmemektedir. Bkz. Müsned, 6, 323)

 

Bazıları "bu meselenin bir benzeri yoktur. Çünkü burada bir mekruh diğer bir mekruha eklendiğinde mekruhluk ortadan kalkmaktadır" demişlerdir.

 

[Soru]:  Yalnızca Cuma günü oruç tutmanın mekruhluğunun gerekçesi "Cuma günü yapılması istenen vazifeler için gücünü muhafaza etmek" şeklinde belirtilirse, mekruhluk açısından sadece Cuma gününü oruçlu geçirmekle Cumaya başka bir günü eklemek arasında fark olmaz.

 

[Cevap]  Kişi Cumaya başka günü eklediğinde eklenen gün sayesinde Cuma günü oruç tutmaktan kaynaklanan eksilmeyi telafi eden bir durum meydana gelmiş olur. Bunu Nevevi el-Mecmu'da belirtmiştir.

 

Not:  Yukarıda zikredilen günlerin tek başına oruçlu olarak geçirilmesinin mekruh olması bu günler kişinin adet olarak tuttuğu günlere rastlamadığındadır. Şayet kişinin böyle bir adeti varsa, örneğin bir günü oruçlu bir günü oruçsuz geçirme gibi bir adeti varsa ve oruç günü de yukarıda belirtilen [Cuma, Cumartesi, Pazar] günler[in]den birine denk düşmüşse -tıpkı bu durumda şekk gününde oruç tutmanın mekruh olmaması gibi- oruç tutmak mekruh olmaz.

 

[*] - Bu konuda delil, Müslim'in rivayet ettiği şu hadistir: Diğer günler arasından yalnızca Cuma gününde oruç tutmayın, ancak bugün sizin adet olarak tuttuğunuz gün ise o zaman başka. (Müslim, Sıyam, 2679)

 

Diğer günler de Cuma gününe kıyas edilmiştir.

 

Diğer dinlere mensup olan kişilerin -Nevruz ve Mihrican vb.bayram günlerini tek olarak oruçlu geçirmek mekruh değildir.

 

Nevevi'nin metinde belirtilen günlerde oruç tutmaya "mekruh" diye genel ifade kullanması "o günde nafile oruç tutmak" şeklinde anlaşılır. Buna göre adet olarak tutulan bir orucu tutmak ve farz oruç tutmak -hadisten de anlaşılacağı üzere- mekruh değildir.

 

BİR SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN

 

2. TEKRARLANMAYAN NAFİLE ORUÇ