ZEKAT’IN EDASI |
3. ZEKATIN HAK
SAHİPLERİNE BİZZAT MAL SAHİBİ TARAFINDAN ÖDENMESİ
Zekat mükellefi;
a) Gizli malların
zekatını kendisi ödeyebilir. İmam Şafil (r.a.)'nin yeni görüşüne göre açık
malların zekatı da böyledir.
b) [kendisi ödeme
yerine] başkasını vekil kılabilir,
c) Devlet başkanına da
verebilir.
Daha güçlü görüşe göre
-devlet başkanının haksızlık yapan birisi olması hariç- zekatın devlet
başkanına verilmesi daha faziletlidir.
A. ZEKAT MÜKELLEFİNİN
ZEKATI KENDİSİNİN ÖDEMESİ
B. ZEKAT MÜKELLEFİNİN
ZEKATI ÖDEMEK İÇİN BAŞKASINI VEKİL KILMASI
C. ZEKAT MÜKELLEFİNİN
ZEKATI DEVLETE ÖDEMESİ
D. DEVLET BAŞKANININ
ZEKAT YÜKÜMLÜSÜNDEN ZEKATINI İSTEMEMESİ
A. ZEKAT MÜKELLEFİNİN
ZEKATI KENDİSİNİN ÖDEMESİ
1. GİZLİ MALLAR
2. AÇiK MALLAR
1. GİZLİ MALLAR
Zekatı devlet başkanı
toplamak istese bile zekat mükellefi gizli malların -yani dinarlar-dirhemler
[para], ticaret malları ve definelerin- zekatını hak sahiplerine kendisi
verebilir. Devlet başkanı bu malların kendisine teslim edilmesini isteyemez.
el-Mecmu'da belirtildiğine göre bu konuda icma bulunmaktadır. Ancak devlet
başkanı, yükümlünün zekatı ödemeyeceğini biliyorsa ona "ya zekatını kendin
öde yahut da bize teslim et" demelidir.
Nevevi'nin sözünden
"seflhin [yani malında düzgün tasarruf ta bulunamayan kişinin] de kendi
zekatını kendisinin verebileceği" gibi bir anlam anlaşılıyorsa da
-tasarrufların kısıtlanması konusunda geleceği üzere- bu anlam kastedilmiş
değildir.
2. AÇiK MALLAR
[Kişi açık olan malların
zekatını kendisi verebilir mi? Bu konuda İmam Şafil (r.a.)'ye ait iki görüş
bulunmaktadır:]
[Birinci görüş]
İmam Şafil (r.a.)'nin
yeni görüşüne göre gizli mallara kıyasla kişi açık olan malların -yani
hayvanların, onda birlik tarım ürünlerinin ve madenlerin- zekatını da kendisi
verebilir.
[ikinci görüş]
İmam Şafil (r.a.)'nin
eski görüşüne göre bu malların zekatının devlet başkanı veya onun vekiline
[tayin ettiği görevliye] verilmesi gerekir. Çünkü ayette [Hz. Peygamber
(s.a.v.)'e hitaben] "onların mallanndan sadaka aif" [Tevbe, 103]
buyrulmuştur. Bu ayetten bunun farz olduğu anlaşılmaktadır.
Yukarıdaki görüş
ayrılığı "devlet başkanı açık malların kendisine [veya atadığı görevlilere]
verilmesini emretmediğinde" geçerlidir. Şayet bunu emretmişse -haksızlık
yapan bir devlet başkanı bile olsayöneticiye itaat edilmesi gerektiğinden bunun
verilmesi gerekir. Gizli mallar ise bundan farklı olup devlet başkanının bu
konuda yetkisi bulunmamaktadır.
Bu meselede "zalim
devlet başkanının zalim olmayan gibi değerlendirilmesi"nin sebebi, onun
hükmünün geçerli olması ve zulmü sebebiyle otomatik olarak yöneticilik
görevinden azlolmuş olmamasıdır.
Zekatla yükümlü olan
kimseler açık malların zekatını devlet başkanına vermekten kaçınırlarsa -biz bu
malları hak sahiplerine kendimiz vereceğiz deseler bile- devlet başkanı onlara
karşı savaş ilan eder; çünkü bu hareketleri ile yönetime itaat etmekten
kaçınmışlardır.
B. ZEKAT MÜKELLEFİNİN
ZEKATI ÖDEMEK İÇİN BAŞKASINI VEKİL KILMASI
Zekat yükümlüsü olan
kişi hem açık hem gizli mallarının zekatını kendi ödeyebileceği gibi başkasını
da vekil kılabilir; çünkü bu bir malı haktır; tıpkı insanlara olan borçların
edasında olduğu gibi bunların edası için başkasını vekil kılmak caizdir.
Nevevi'nin ifadeyi genel
tutmasından kişinin kafir, köle, sefih ve mümeyyiz çocuğu bu konuda vekil
kılabileceği anlaşılmaktaysa da -el-Bahr'da belirtildiğine göre- kafir ve
çocuğun ve kil kılınabilmesi için kendilerine verilen malın belirlenmiş olması
gerekir. Beğavı bunun benzerini çocuk konusunda zikretmekle birlikte kafirle
ilgili buna temas etmemiştir.
C. ZEKAT MÜKELLEFİNİN
ZEKATI DEVLETE ÖDEMESİ
1. HÜKMÜ
Zekat yükümlüsü olan
kişinin kendisi veya vekili zekatı devlet başkanı veya zekat memuruna
verebilir; çünkü devlet, zekatta hak sahibi olanların vekili olduğundan zekatı
ona vermek caizdir. Ayrıca Hz. Peygamber (s.a.v.) de ondan sonraki halifeler de
zekat toplamak üzere zekat memurlarını etrafa göndermişlerdir.
2. FAZİLETİ
[Gizli mallarda zekatı
kişinin kendisinin ödemesi mi yoksa devlet başkanına teslim etmesi mi daha
faziletlidir? Bu konuda İmam Şafii (r.a.)'ye ait üç görüş bulunmaktadır:]
[Birinci görüş]
a. Devlet başkanı adil
ise
Daha güçlü olan görüşe
göre zekat! devlet başkanına teslim etmek, mal sahibinin veya vekilinin zekatta
hak sahibi olanlara bizzat ödemelerinden daha iyidir; çünkü devlet başkanı hak
sahiplerinin kimler olduğunu daha iyi bilir, onların tümünü kuşatır. Ayrıca
zekat! bunlara verme durumunda kişi zekat yükümlülüğünü yerine kesin olarak
getirmiş olur. Zekatı kendisinin ödemesi durumunda ise bu kesinlik söz konusu
değildir; çünkü hak sahibi olmayan birine vermiş olabilir.
Devlet başkanı ve zekat
memuru bir arada bulunursa zekatın devlet başkanına verilmesi daha uygun olur.
Bunu Maverdı söylemiştir.
b. Devlet başkanı zalim
ise
Ancak devlet başkanı
zalim ise kişinin zekat! kendisinin dağıtması daha faziletlidir; çünkü bu
durumda kişi kendi fiilini kesin olarak bildiği halde başkasının fiili
konusunda [yani zalim olan devlet başkanının zekat! hak sahiplerine verip
vermediği konusunda] kesin bilgi sahibi değildir.
[İkinci görüş]
[Devlet başkanı ister
adil ister zalim olsun] mutlak olarak zekat! devlet başkanına vermek daha
faziletlidir.
[Üçüncü görüş]
Mutlak olarak kendisinin
dağıtması daha faziletlidir. Böylece zekatını kendi akrabalarına, komşularına
ve zekatta daha fazla hak sahibi olanlara verebilir ve zekat dağıtmanın
sevabını elde eder.
Nevevl'nin
-eş-Şerhu'l-kebır, eş-Şerhu's-sağır, er-Ravda ve el~ Mecmu'da olduğu gibi-
[birinci görüşü ifade ederken] "daha doğru olan görüşe göre" demesi
daha uygun olurdu.
Yukarıdaki görüş
ayrılığı "gizli mallarda" dır. Açık mallara gelince -Nevevi'nin el-Mecmu'da
belirttiğine göre- devlet başkanı zalim bile olsa zekatın ona verilmesi mal
sahibinin kendisinin veya vekilinin vermesinden daha faziletlidir.
D. DEVLET BAŞKANININ
ZEKAT YÜKÜMLÜSÜNDEN ZEKATINI İSTEMEMESİ
Devlet başkanı zekatı
zekat yükümlüsünden istemezse, mal sahibi olan kişi zekat memurunun gelmesini
ümit ettiği sürece bekler. Kişi, memurun gelmesinden ümidini kesse ve zekatını
kendi dağıtsa memur da daha sonra gelmiş olsa, memurun onun sözünü kabul etmesi
gerekir. Mal sahibinin [yalan söylemiş olabileceği] konusunda ith am söz konusu
ise ona yemin ettirilmesi müstehaptır.
Kişinin zekatı
kendisinin ödemesi veya devlet başkanına vermesi, vekile vermesinden daha
faziletlidir. Bu konuda görüş ayrılığı yoktur.
Not: Bu konuda "devlet başkanının adil
olması" ile kastedilen; -elKitaye' de Maverdi' den nakledildiğine göre-
başka konularda haksızlık yapsa bile zekatın dağıtımı konusunda adil
davranmasıdır. Bu sözün zahirinden anlaşıldığına göre söz konusu ifade bu
meselede alimlerimizin adalet ve zulüm ile neyi kastettiklerinin yorumudur.
BİR SONRAKİ SAYFA İÇİN
AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN