HAC-UMRE / İHRAM |
3. İHRAM NİYETİNE İLİŞKİN
BAZI MESELELER
A. MUTLAK İHRAM MI
MUAYYEN İHRAM MI DAHA FAZİLETLİDİR?
B. MUTLAK İHRAM NİYETİNi HAC-UMRE İBADETLERİNDEN BİRİNE YÖNLENDİRMEK
C. İHRAMA GİRERKEN BİR
BAŞKASININ NİYETİNİ ESAS ALARAK NİYET ETMEK
A. MUTLAK İHRAM MI
MUAYYEN İHRAM MI DAHA FAZİLETLİDİR?
İhrama niyet ederken
belirleme yapmak daha faziletlidir. [Zayıf] bir görüşe göre ise belirleme
yapmamak daha faziletlidir.
[İhrama girerken ne için girildiğini belirlemek mi yoksa
belirlememek mi daha faziletlidir? Bu konuda İmam
Şafii (r.a.)'ye ait iki görüş bulunmaktadır:]
[Birinci görüş]
Ne için ihrama
girildiğini belirlemek belirlememekten daha faziletlidir. Bu görüş İmam Şafii
(r.a.)'nin el-Ümm'de kendi
ifadesi olarak nakledilmiştir. Bunun delili kişinin ne için ihrama girdiğini
kendisinin bilmesidir. Alimler bunun [şüpheden]
kurtulmaya daha uygun bir davranış olduğunu söylemişlerdir.
[İkinci görüş]
Bir başka görüşe göre
ise ne için ihrama girildiğini belirlememek belirlemekten daha iyidir. Bu görüş
el-İmla'da İmam Şafii (r.a.)'nin ifadesi olarak
aktarılmıştır. Bunun gerekçesi şudur:
Kişi hastalık vb. gibi
beklenmeyen bir durumla karşılaşabilir ve niyetini belirlemesi halinde
ihramını, kaçırmaktan korkmayacağı bir ibadete yönlendirme imkanı
bulamaz.
B. MUTLAK İHRAM NİYETİNi HAC-UMRE İBADETLERİNDEN BİRİNE YÖNLENDİRMEK
1. HAC AYLARıNDA MUTLAK OLARAK iHRAMA NiYET
EDEN KişiNiN İHRAMINI YÖNLENDİRMESİ
2. HAC AYLARI DIŞINDA
MUTLAK OLARAK İHRAMA NİYET EDEN KİŞİNİN İHRAMINI YÖNLENDİRMESİ
1. HAC AYLARıNDA MUTLAK OLARAK iHRAMA NiYET
EDEN KişiNiN İHRAMINI YÖNLENDİRMESİ
Kişi hac aylarında
mutlak olarak ihrama girse -yalnızca lafızIa de-
ğil- niyetiyle bunu;
[a] - Hac ibadetine
yönlendirebilir.
[b] - Umreye
yönlendirebilir.
[c] - [Hac ve umreyi
birlikte yapmaya yönlendirebilir mi? Burada iki durum söz konusudur:]
[ca]
- Vakit umreyle birlikte hac yapmaya müsaitse:
Bu durumda her ikisine
birden yönlendirebilir. Daha sonra da [yönlendirdiği] ibadetin fiilleriyle meşgulolur. "Daha sonra" ifadesi daha önce yerine
getiren fiillerin yeterli olmadığını göstermektedir. Ancak, kişi tavaf
yaptıktan sonra niyetini hacca yönlendirse yaptığı tavaf kudüm tavafı yerine
geçer. Kudüm tavafı haccın sünnetlerinden olsa bile hüküm böyledir. Kişi bu
tavaftan sonra sa'y yapsa sa'y
tavafa tabi olarak gerçekleştiğinden yeterli olması mümkündür. Bunun aksi de
mümkündür ki daha uygun olan görüş budur. Çünkü sa'y
haccın bir rüknüdür, başkasına tabi olarak da gerçekleşmiş olsa bu konuda
ihtiyata riayet edilmesi gerekir.
[cb]
- Vakit umreyle birlikte hac yapmaya müsait değilse:
[Bu konuda iki görüş
vardır:]
[Birinci görüş]:
Vakit her ikisine müsait
değilse, örneğin hac vakti kaçmışsa kişi ihramını -Rılyanl'nin
belirttiğine göre- umreye yönlendirir.
[İkinci görüş]:
Kadı Hüseyin'den
nakledildiğine göre ise burada iki ihtimal vardır:
[Birinci ihtimal]: Kişinin
hac aylarından önce mutlak ihrama girmesi durumunda nasıl ki ihramı umreye
yönelirse burada da ihramın doğrudan umreye yönelik olması mümkündür.
[İkinci ihtimal]: Kişi
bulunduğu hal üzere kalır, niyetini dilediğine yönlendirebilir. Şayet niyetini
umre olarak beliderse umreye devam eder. Niyetini hac
olarak beliderse haccı kaçırmış kimsenin durumuna
düşer.
Birinci görüş daha
yerindedir.
Vakit daralmışsa uygun
olan görüş, İsnevi'nin de dediği gibi -ki alimlerimizin sözlerinden anlaşılan da budur- kişinin
niyetini dilediği ibadete yönlendirebileceğidir. Şayet hacca yönlendirirse o
esnada hac için ihrama giren kimse durumunda olur. Kadı Hüseyin şöyle demiştir:
"Kişi mutlak olarak ihrama girdikten sonra henüz ihramını hangi ibadete
yönlendireceğine karar vermeden önce ihramını bozsa, ihramını hangisine
yönlendirirse o ibadeti bozmuş kabul edilir".
2. HAC AYLARI DIŞINDA
MUTLAK OLARAK İHRAMA NİYET EDEN KİŞİNİN İHRAMINI YÖNLENDİRMESİ
Kişi hac ayları dışında
mutlak olarak [yani hac için mi yoksa umre için mi ihrama girdiğini
belirtmeksizin] ihrama girse [hangi ibadete başlamış
kabul edilir? Bu konuda mezhep içinde iki görüş bulunmaktadır:]
[Birinci görüş]
Daha doğru olan görüşe
göre ibadeti umre olarak başlamış olur, kişi hac ayları gelince bunu hacca
çeviremez. Çünkü ihrama girilen vakit umreden başkasına elverişli değildir.
[İkinci görüş]
İbadet hem hac hem de
umre olarak başlamış olur, kişi bu niyetini umreye yönlendirebilir. Hac ayları
girdikten sonra da dilerse hac~ umre birlikte dilerse yalnızca birine
yönlendirebilir. Hac ayları başlamadan önce niyetini hacca yönlendirirse bu
durumda hac aylarından önce ihrama giren kişi gibi olur, doğru görüşe göre
ihramı umre için geçerli olur.
C. İHRAMA GİRERKEN BİR
BAŞKASININ NİYETİNİ ESAS ALARAK NİYET ETMEK
1. Bir örnek vermek
gerekirse Amr adındaki bir şahıs ihrama girerken
"Zeyd ne için ihrama giriyorsa ben de onun için
ihrama giriyorum" veya "ben de Zeyd'in
ihramı gibi ihrama giriyorum" dese bu aciz olur.
[*] - Çünkü Ebu Musa el-Eş'ari ihrama
girerken "Resulullah (s.a.v.)'ın ihramı gibi ihrama giriyorum" diyerek niyet etti.
Bu durumu ona anlatınca Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurdu: Aferin! Kabe'yi tavaf et, Safa-Merve arasında sa'y
yap, sonra ihramdan Çık. (Buhari, Hac, 1559; Müslim, Hac,
2948)
[*] - Hz. Ali de böyle
yapmıştır.
Bu hadislerin her ikisi
de Buhari ve Müslim'de yer almaktadır.
2. [Yukarıdaki gibi
ihrama giren şahıs için şu ihtimaller söz konusudur:]
[a] - Zeyd'in ihrama girmemiş olması
[Zeyd ihrama girmemişse Amr'ın ihramı
gerçekleşmiş olur mu?
Bu konuda iki görüş
bulunmaktadır:]
[Birinci görüş]
Şayet Zeyd ihrama girmemişse veya Zeyd kafir olup yalnızca görünüşte ihram fiillerini görünüşte
yapmışsa yahut da fasid bir şekilde ihrama girmişse
diğer şahsın ihramı mutlak olarak gerçekleşir. Çünkü özel bir şekilde ihrama
girmeye niyet etmiştir. Bu şekil geçersiz olunca geriye ihramın kendisi kalmış,
bunun Zeyd'e izafe edilmesinin bir anlamı
kalmamıştır.
[İkinci görüş]
[Zayıf] bir görüşe göre
şayet kişi Zeyd'in ihrama girmediğini biliyorsa
kendisinin "Zeyd'in ihramı gibi ihrama
giriyorum" demesi halinde ihramı başlamış olmaz. Bu, "Zeyd ihramlı ise ben de ihrama girdim" dediği durumda Zeyd'in ihramsız olmasına benzer.
Daha doğru olan görüş
[yani bir üst paragraftaki görüş sahipleri] ise arada şu farkın bulunduğunu
belirtmiştir:
[Zayıf görüşte]
kendisine kıyas yapılan şey "ihramın bizzat kendisinin bir şarta
bağlanması"dır. Bu şekilde niyet eden kişi niyetini kesinleştirmemiştir.
Kıyas ettiğimiz durumda ise kişi ihrama girme niyetini kesinleştirmiştir.
[b] - Zeyd'in ihrama girmiş olması
Zeyd sahih bir şekilde ihrama girmişse [kendi ihramını ona
bağlayan kişinin] ihramı da gerek belirlenmeme gerekse belirlenme bakımından Zeyd'in ihramı gibi gerçekleşir.
1. Şayet Zeyd mutlak olarak ihrama girmişse Amr'ın
ihramı da mutlak olarak gerçekleşir ve Zeyd'in
ihramını dilediği ibadete yönlendirme hakkı bulunduğu gibi Amr'ın
da buna hakkı olur. Amr'ın ihramı Zeyd'in
yönlendirdiği ibadete yönlendirmesi zorunlu değildir.
2. [a] - Şayet Zeyd, Amr ihrama girmeden önce
kendi ihramını hacca yönlendirse, Amr'ın ihramı
mutlak olarak gerçekleşir.
[b] - Aynı şekilde Zeyd umre için ihrama girdikten sonra buna haccı eklese Amr'ın ihramı umre için geçerli olur, kıran haccı ihramı
olmaz. Bu durumda umreye haccı eklemesi zorunlu değildir.
Ancak yukarıdaki her iki
durumda Amr niyet ederken kendi ihramını Zeyd'in ihramına benzetmeyi kastetmişse o zaman ilk durumda
hac ihramına girmiş, ikinci durumda ise kıran haccı ihramına girmiş olur.
Yukarıdaki birinci
durumda Zeyd ihramını hacca yönlendirmeden önce ve
ikinci durumda umreye haccı eklemeden önce Amr ihrama
girse ve girerken de kendi ihramını Zeyd'in şu andaki
ve gelecekteki ihramının durumuna benzetmeyi kastederse [ne
olur? Bu konuda farklı görüşler vardır:]
> Er-Ravda' da Beğavı' den görüş bunun
sahih olmasını gerektirir ki bu itim ad edilen görüştür.
> Ezrai
bunun itiraza açık olduğunu söylemiştir; çünkü bu, kişinin ihramını gelecekte
olan bir şeye bağlaması gibidir. Ancak kişinin ihrama girerken niyetini
kesinleştirdiği söylenirse o zaman olur. Bu, ihramın kendisi konusunda değil
keyfiyeti konusunda affedilebilecek bir durumdur.
Bu mesele "Amr ihrama girerken kendi ihramını Zeyd'in
şu andaki ihramına veya ilk ihrama girişi esnasındaki ihramına benzetmeyi"
aklına getirmemiş olması halinde söz konusudur.
Şayet kendi ihramını Zeyd'in şu andaki ihramına veya ihrama ilk girişi anındaki
ihramına benzetmek aklına gelmişse o takdirde kesin olarak aklına gelen şey
dikkate alınır.
3. Zeyd,
Amr'a ne için ihrama girmiş olduğunu söylese ve Amr ise Zeyd'in bundan farklı bir
şey için ihrama girmiş olduğunu düşünse -Ziyadetü'r-Ravda'da daha doğru olduğu belirtilen görüşe göreZeyd'in haber verdiğine uygun hareket etmesi gerekir;
çünkü Zeyd'in ne için ihrama girdiği ancak kendisi
tarafından yapılacak bir açıklamayla bilinebilir.
4. Amr,
ihramını Zeyd'in gelecek zamanda ihramını
yönlendireceği şeye bağlasa, örneğin "Zeyd
ihrama girdiğinde" veya "Zeyd ihrama
girdiği zaman" dese yahut "Zeyd ihrama
girerse ben de ihramlı olayım" dese kendisinin ihramı kesin olarak
başlamış olmaz. Bu, "Aybaşı geldiğinde ihramlıyım" demeye benzer ki
bu durumda ihram mutlak olarak sahih olmaz. Çünkü ibadet, var olması veya
olmaması ihtimale bağlı olan şeylere bağlanamaz.
Şayet "Zeyd ihramhysa ben de ihramh olayım" dediğinde Zeyd
ihramhysa Amr'ın ihramı
başlamış olur, aksi takdirde başlamış olmaz. Bu, Zeyd'in
ihramına bağh olarak bu şekilde gerçekleşir.
Rafii şöyle demiştir: Önceki durumda da Amr'ın
ihramının tıpkı bu ikinci durumdaki gibi sahih olması mümkündür. Ancak diğeri
ihramı gelecek zamana bağlamak, bu ise şimdiki zamana bağlamaktır. AkitIerden ta' Ilki [bağlamayı]
kabul edenler her ikisine de [hem şimdiki hem de gelecek zamana bağlamaya]
uygundur.
Buna şöyle cevap
verilmiştir: Bir şeyi mevcut bir şeye bağladığımızda, bağlanan şey mevcut
olduğundan aldanma ihtimali daha azdır. Bu, "Zeyd'in
ihramı gibi ihrama girdim" demeye genel itibarıyla yakın bir durumdur.
Gelecek zamana bağlamak ise bundan farklıdır.
5. Zeyd'in
ölmesi, delirmesi veya uzak bir yerde bulunması vb. bir sbebeple
ihramını bilmek -yani ister ihrama girip girmediğini, isterse ihramının
durumunu bilmek- mümkün değilse Amr kendisini kıran haccı
yapıyormuş gibi kabul ederek kıran haccına niyet eder. Zeyd'in
ihramının ne olduğunu araştırması gerekmez.
Zeyd ne için ihrama girdiğini unutmuşsa yine böyle yapılır.
Çünkü her iki durumda da ihrama kesin olarak maşlama
söz konusudur; kişi bu ihramdan ancak ihramın meşru kılındığı fiili yaparak
çıkabilir.
Bu mesele, namazı kaç rekat kıldığında şaşıran kimsenin [en az sayıyı esas alıp]
inceleme-araştırma yapamamasına benzemektedir.
Temiz ve kirli kapların
birbirine karışması veya kıble yönünün karıştırılması durumunda ise kişi
inceleme-araştırma yapmak zorundadır. Yukarıdaki meselelerle bu meseleler
arasında şu fark vardır:
Kaplar ve kıble
meselesinde ibadetin edası ancak haram olan bir fiili yani kıble yönünden başka
bir yöne dönme ve necis olan suyu kullanma sonrasında
kesin olarak gerçekleşmektedir. Bu yüzden orada araştırma yapmak caizdir.
Burada ise ibadetin edası herhangi bir haram fiili işlemeye gerek olmaksızın
gerçekleştirilebilmektedir.
Belirtilen durumda kişi,
başlamış olduğu ihramdan kesin olarak çıkmak için hem umre hem de hac
fiillerini yapar. Böylece haccın fiillerini yaptıktan sonra hac borcundan
kurtulur. Çünkü kişi ya hac için ihrama girmiş veya haccı umreye eklemiştir.
Belirtilen durumda kişi umre borcundan kurtulmuş olmaz; çünkü hac için ihrama
girmiş olma ihtimali vardır.
Umreyi hacca ekleyemez.
Bu durumda kişinin kurban kesmesi gerekmez; çünkü elde ettiği şey yalnızca hac
yapmış olmaktır. Umrenin yerine gelmiş olması ihtimali kurban kesmeyi
gerektirmez; çünkü şüphe durumunda bir şeyi farz kılmak söz konusu olamaz.
Bununla birlikte kurban kesmesi müstehap olur.
Kişi yalnızca hac yapma
niyetinde bulunsa ve haccın amellerini yerine getirse bu yaptığı fiiller hac
yerine geçer, kurban kesmesi gerekmez. Haccın yerine gelmesi için yapılması
gereken şey hacca veya kırana niyet etmektir. Mezhep içindeki bir görüşe göre
kişinin umre borcundan da kurtulabilmesi için kırana niyet etmesi daha iyidir.
Kişi niyet etmeksizin
yalnızca hac fiillerini yapsa, ihramdan birinci çıkış gerçekleşir, bununla ne
hac ne de umre borcu düşer; çünkü kişi yaptığı şeyde şüphe içindedir.
Kişi niyet etmeksizin
yalnızca umre fiillerini yapsa, umreye niyet etse bile ihramdan birinci çıkış
gerçekleşmez; çünkü hacca niyet etmiş olması mümkündür. Bu durumda kişi haccın
vakti devam ettiği halde hac fiillerini tamamlamamıştır.
6. Kişi "Zeyd ve Bekir'in ihrama girdiği gibi ihrama giriyorum"
dese [bakılır:]
[a] - Şayet her ikisinin
ihramı aynı ise kişi de onların ihramı gibi ihrama girmiş olur.
[b] - İkisinin ihramı
aynı değilse kıran haccına başlamış olur, bu durumda her ikisinin yaptığı
fiilleri [yani haccı ve umreyi] yapar.
[c] - Şayet iki kişinin
ihramı fas id ise -geçenlerden anlaşılacağı üzere-
kendisinin ihramı mutlak olarak gerçekleşir.
[d] - İkisinden yalnızca
birisi ihrama girmişse; Hocamız Zekeriya el-Ensarl'nin
belirttiğine göre kıyasa uygun olan görüş şudur: Şayet ihramın bağlandığı
şahsın ihramı sahihse bu kişinin ihramı da sahih olur, diğer kişinin ihramı fasid ise bu kişinin ihramı mutlak olur.
BİR SONRAKİ SAYFA İÇİN
AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN