MUĞNİ’L-MUHTAC

HAC-UMRE / TÜRLERİ

 

G. TEMETTU KURBANINI KESEMEYECEK DURUMDA OLAN KİŞİNİN ORUÇ TUTMASINA İLİŞKİN HÜKÜMLER

 

Kişi bunu kesmesi gereken yerde keserneyecek durumda olursa üçü hacda olmak üzere on gün oruç tutar.

 

Bu orucun arefe gününden önce tutulması müstehapbr.

 

Kişi orucun kalan yedi gününü de daha güçlü görüşe göre ailesinin yanına döndüğünde tutar.

 

Üç günlük orucu peşpeşe tutmak menduptur. Yedi günlük orucu peşpeşe tutmak da menduptur.

 

Hacda tutulması gereken üç günlük oruç kaçırılırsa daha güçlü görüşe göre kişinin bu orucu kaza ederken bununla diğer yedi günlük orucun arasını ayırması gerekir.

 

1. Kişi temettu için kesilmesi gereken kurbanı kesmekten aciz olursa [hüküm ne olur? Kurban kesmekten aciz olmak iki şekilde olabilir:]

 

[a] - Hakikaten aciz olma: Örneğin kişi kesecek kurbanı bulamayabilir veya kurban satın alabilecek parayı bulamayabilir.

 

[b] - Dinen aciz kabul edilme: Örneğin kişi emsal fiyatından daha pahalıya kurban bulmuş olabilir, yahut kişi kurbana yahut parasına kendisi muhtaç olabilir yahut da kişi malını / parasını kaybetmiş olabilir ki bunlar kişinin dinen aciz sayıldığı durumlardır.

 

İşte kişi kurbanın kesileceği bölgede yani harem bölgesinde bu belirtilen sebeplerle kurban keserneyecek durumda olursa, kendi bölgesinde veya başka bir yerde kurbanı kesebilecek durumda olsun yahut olmasın bunun yerine oruç tutar. Bu mesele yemin keffaretinden farklıdır; çünkü hedy kurbanının kesim yeri yalnızca harem bölgesidir. Yemin keffareti ise belirli bir bölgeye özgü değildir.

 

2. Kurban kesmekten aciz olan kişinin bunun yerine on gün oruç tutması gerekir. Bu orucun üç günü hacda tutulur. Çünkü ayette "Kurban kesmeye gücü yetmeyen kimse ise üç gün hac sırasında, yedi gün de evine döndükten sonra tam on gün oruç tutmalıdır." [Bakara, 196] buyrulmuştur.

 

3. "Hacda oruç tutmak" hac için ihrama girdikten sonra oruç tutmak anlamına gelir. Kurban kesmenin aksine kişi hac için ihrama girmeden oruç tutamaz. Çünkü oruç -tıpkı namaz gibi- bedenı bir ibadet olduğundan vaktinden önce yapılması caiz değildir. Kurban kesrnek ise malı bir ibadet olup zekata benzer.

 

Not:  Nevevi'ye şu mesele bir itiraz olarak ileri sürülebilir: Kişi içinde bulunduğu an itibarıyla hedy kurbanını keserneyecek durumda olmakla birlikte orucu bitirmeden önce bunu bulabileceği biliniyorsa daha güçlü görüşe göre kişi "kurban kesme yerinde kurban kesmekten aciz olduğu halde" oruç tutabilir. Kişi kurban bulabilme ümidini taşısa bile bu durumda oruç tutması caiz olmaktadır.

 

Böyle bir durumda beklemesinin müstehap olup olmadığı ile ilgili "su bulmayı ümit eden kişinin teyemmümle namaz kılmakta acele etmeyip suyu beklemesinin müstehap olup olmadığı" konusundaki görüşler geçerlidir.

 

4. Kurban kesme imkanına sahip olmayan kişinin Arefe gününden önce oruç tutması müstehaptır. Çünkü hac yapan kişinin arefe gününü oruçsuz geçirmesi sünnettir.

 

Buna göre kişi zilhicce ayının altıncı günü ihrama girer ve o günü ve takip eden iki günü oruçlu geçirir.

 

5. Kişi üç günlük orucun sığabileceği bir zaman diliminde ihrama girdiyse bu üç günlük orucun kurban bayramından önce tutulması farzdır. Şayet teşrik günlerinden sonraya bırakırsa günaha girer ve doğru görüşe göre bu oruç kaza orucuna dönüşür. Kişi [farz olan] tavafı geciktirip de kendisi hakkında "bu kişinin haccı devam ediyor" denilebilecek bir durumda bulunsa bile hüküm böyledir. Çünkü kişinin tavafı bu kadar geciktirmesi nadir görülen bir durumdur, ayette kastedilen de bu değildir.

 

6. Orucu geciktirme konusunda "yolculuk halinde olmak" bir özür kabul edilmez; çünkü kişi yolcu durumunda olsa bile bu orucun hacda tutulması nassla belirlenmiştir. Dolayısıyla yolculuk bir özür olamaz. Ramazan ayı orucu ise bundan farklıdır.

 

7. Bu orucun kurban bayramı gününde tutulması caiz değildir. Nevevi'nin ilgili yerde açıklayacağı üzere İmam Şafii (r.a.)'nin yeni görüşüne göre teşrik günlerinde tutulması da caiz değildir.

 

8. Kişi hacda tutması gereken üç günlük orucu tutma imkanını kaçırdığında bunu kaza etmesi gerekir, kurban kesmesi gerekmez.

 

9. Kişinin kurban bayramından önce üç günlük orucu tutabilecek şekilde önceden ihrama girmesi farz değildir. Son dönem alimlerinden birisi ise bunun aksine bunu farz görmüştür. Bu farz değildir; çünkü orucun farzk olma sebebinin gerçekleşmesiyle tutulması da farz olmaz.

 

10. Kişinin o yıl hacccetmemesi caizdir.

 

11. Maddi durumu yerinde olanların terviye gününde yani zil~ hicce ayının sekizinci günü ihrama girmesi sünnettir. Bu konuda hem sünnet vardır, hem de Buhari ve Müslim'de belirtildiğine göre Hz. Peygamber (s.a.v.) bunu emretmiştir.

 

Zilhicce'nin sekizinci gününe terviye [araştırma] günü denilmiştir, çünkü insanlar o gün suyu araştırır. O gün insanlar Mekke' den Mina'ya intikal ettikleri için o güne "nakil günü" anlamında "yevmü'nnakle" de denilmektedir.

 

12. Kişi bu üç günlük oruçtan sonra [tutacağı yedi günlük orucu ne zaman tutar? Bu konuda İmam Şafii (r.a.)'ye ait iki görüş bulunmaktadır:]

 

[Birinci görüş]

 

Daha güçlü görüşe göre şayet vatanınalailesinin yanma dönmek istiyorsa vatanına ve ailesinin yanına döndüğünde yedi günlük oruç tutar.

 

Bunun delili daha önce geçen ayetteki "yedi gün de evine döndükten sonra" ifadesidir.

 

[*] - Ayrıca Buhari ve Müslim'in rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: Hedy kurbanı bulamayan kimse üç gün hacda yedi gün de ailesinin yanına dönünce oruç tutsun. (Buhari, Hac, 1691; Müslim, Hac, 2972)

 

Bu orucu yolda tutmak caiz değildir.

 

Kişi Mekke' de ikamet etmek istiyorsa el-Bahr' da belirtildiğine göre bu orucu Mekke' de tutar.

 

[İkinci görüş]

 

Kişi bu orucu haccı bitirince tutar. Çünkü "dönmek" ile kastedilen budur. Sanki kişi haccı bitirdiğinde daha önce yöneldiği şeyden dönmüş olur. Diğer üç imarnın görüşü de bu şekildedir. İmam Şafii (r.a.)'nin el-İmld'daki ifadesi de bu şekildedir.

 

13. Gerek kaza gerekse eda olsun üç günlük orucun peşpeşe tutulması menduptur.

 

Yedi günlük orucun da böyle tutulması aynı şekilde mentuptur. Çünkü böyle yapmak farz olan bir şeyi derhal yerine getirmeye koşmak anlamına geldiği gibi bunu farz kılanların görüş ayrılığından da kurtulmayı sağlar. Şu var ki kişi zilhicce ayının altıncı günü ihrama girmişse "üç günlük orucun peşpeşe tutulmasının bizatihi gerekli olmasından dolayı değil" ancak vaktin daralması sebebiyle bu üç günlük orucu peşpeşe tutmalıdır.

 

14. Kişi, hacda tutması gereken üç günlük orucu bir özür sebebiyle veya başka bir sebeple kaçırdığında daha güçlü görüşe göre -yukarıda belirttiğimiz gerekçeden dolayı- bunun kazası gerekir.

 

15. Kişinin bu üç günlük kaza orucuyla hacdan dönünce tutması gereken yedi günlük orucun arasını ayırması gerekir. Bunu da nasıl ki eda yoluyla üç günlük orucu tutttuğunda [üç gün ile yedi gün arasına] bir gün bayram, üç teşrik günü, yaygın olan adete göre kişinin ailesinin yanına dönebileceği kadar yolculuk süresi giriyorsa bu kadar ara vererek yapar.

 

[Bu şarta uymaksızın] kişi on gün peşpeşe oruç tutsa üç günlük oruç yerine gelmiş kabul edilir. Araya zaman girmediği için diğer yeri gün dikkate alınmaz.

 

Diğer görüşe göre ise iki orucun arasını ayırmak gerekmez.

 

Not:  Benim yaptığım açıklama olmazsa Nevevi'nin ifadesinden ilk anda üç günlük oruçla yedi günlük orucun arasının -bir gün süreyle bile olsa- herhangi bir şekilde ayrılmasının yeterli olduğu anlaşılmaktadır. Bu, el-İmlfı adlı eserde İmam Şafii (r.a.)'nin kendi ifadesi olarak yer almaktadır.

 

BİR SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN

 

H. KIRAN HACCI YAPAN KİMSENİN KURBAN KESMESİ