MUĞNİ’L-MUHTAC

İFLAS / TEFLİS

 

4. KISITLAMA GETİRİLEN ŞAHSIN BORCUNUN HÜKMÜ

 

[Borçlu şahsın] tasarruHarı kısıtlandığında alacaklıların hakkı borçlunun malına ilişir.

 

1. Gerek alacaklıların talebi ile gerekse böyle bir talep olmaksızın borçlu kimsenin malvarlığı üzerindeki tasarruHarına kısıtlama getirildiğinde alacaklıların hakkı, bu hak gerek mal gerek zimmet gerekse menfaat şeklinde olsun -tıpkı rehinde olduğu gibi- mala ilişir. Bu sebeple borçlunun malvarlığı üzerinde alacaklılara zarar verecek şekilde tasarrufu yürürlük kazanmaz, sonradan meydana gelen borçlar önceki borçlarla aynı statüde olmaz.

 

Alimlerin ifadeleri "vadeli borçlar"ı da kapsar, bu borçlardan ibra geçerli olmaz. İsnevı ise zahir olan görüşün buna aykırı olduğunu söylemiştir.

 

Bulkini şöyle demiştir: Bir kimse ihtiyaç duyacağı bir tasarruf ta bulunup da [öldüğünde] mirasçısı o tasarrufu onaylarsa bu onay geçerli olur; çünkü daha doğru görüşe göre bu onay, tasarrufa yürürlük kazandırmaktır.

 

2. "Alacaklıların hakkı" ifadesi; zekat, adak ve keffaret gibi Allah haklarını dışarıda bırakmaktadır; çünkü er-Ravda ve eş-Şerhu'l-kebir'in yeminler bölümünde tek görüş olarak belirtildiği üzere Allah hakları kişinin malına ilişmez. Allah hakları "derhal yerine getirilmesi gereken ve gerekmeyen" diye herhangi bir kayıtla kayıtlanmamıştır. ~ Bu da daha önce geçen hususu desteklemektedir. Buna göre kul hakkı Allah hakkından önce gelir. Bu meseleye "kimin zekat vermesi gerekir?" konusunda işaret edilmişti.

 

Not:  Nevevl'nin genel nitelikli ifadesinin kapsamından şu husus istisna edilir: Kişi bir alım-satım yaptıktan sonra muhayyerlik durumundayken tasarruflarına kısıtlama getirilse alacaklıların hakkı akit konusu mala ilişmez. Bu durumda daha doğru görüşe göre maslahata aykırı olsa da kişinin satım akdini feshetmesi veya onay vermesi caiz olur.

 

BİR SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN

 

5. KISITLAMA KARARINA ŞAHİT TUTULMASI