GASP |
GASP DIŞINDA TAZMİNİ
GEREKTİREN DİĞER DURUMLAR
Alimlerimiz
"gasp" konusunu ele alırken, gasp söz konusu olmadığı halde tazminin
gerekli olduğu durumları da hükme bağlamışlardır ki bunlar iki tanedir: Birisi
"bir malı telef etmek" gibi doğrudan tazmin sebebi iken, diğeri ise
"kafesin kapısını açmak" gibi dolaylı tazmin sebebidir. NeveVi' de bu
iki meseleyi ele almıştır.
A. TAZMİNİ GEREKTİREN ŞEYİ DOĞRUDAN
YAPMAK
B. TAZMİNİ GEREKTİREN ŞEYE SEBEP OLMAK
A. TAZMİNİ GEREKTİREN
ŞEYİ DOĞRUDAN YAPMAK
Bir kimse, sahibinin
elinde olan bir malı telef etse bunu tazmin eder.
Bir kimse, sahibinin
elinde olan bir malı telef etse bunu tazmin eder. Bu konuda icma vardır. Şu
durumlar bu hükümden istisna edilmiştir:
> Alacaklı olan bir
kimsenin, borcunu ödememekte direten bir kimseden kendi hakkıyla aynı cinste
olan bir malı alabilmek için kapısını kırması, duvarını delmesi,
> Saldırgan bir
kimseyi önlemek ancak hayvanını öldürmek, silahını kırmak vb. şeylerle mümkün
olduğunda bunları yapmak,
> Şarabı dökmek ancak
kabını kırmakla mümkün olduğunda kabı kırmak,
> Adil bir devlet
nizamına karşı isyankar kimsenin savaş açması sonucu karşılıklı olarak telef
edilen şeyler,
> Harbtlerin bizim
mallarımızı telef etmesi, kölenin efendisinin malını telef etmesi.
> Mürted, muharib,
namazı terk etmiş bir köleyi veya saldırgan bir hayvanı sahibinin elinde iken
öldürmek,
> Bir kimse demirei
demir döverken onun dükkanına girse, bir kıvılcım sıçrayarak giren kişinin
elbisesini yaksa, bu kişi demireinin izniyle girmiş olsa bile elbise tazmine
konu olmaz.
Metinde geçen
"telef etmek" ifadesi kendiliğinden telef olmayı dışarıda
bırakmaktadır ki bu durumda tazmin söz konusu olmaz. Örneğin bir kimse, yanında
sahibi bulunan bir atı hazırlarken at telef olsa, -Nevevt'nin kira bölümünde de
belirttiği üzere-kişi tazminle yükümlü olmaz. Ancak telef sebebi kendisinden
kaynaklanmışsa tazmin eder. Örneğin kişi yüz tane şeyi taşımak için bir hayvanı
kiraladığı halde bundan daha fazla bir şey taşır ve hayvan da yanında sahibi
olduğu halde bu sebeple telef olursa, taşıyan kimse, fazlalık kısma düşen payı
tazmin eder. Bu konuda geniş açıklama "kira" bölümünde gelecektir.
B. TAZMİNİ GEREKTİREN
ŞEYE SEBEP OLMAK
Bir kimse yere atılmış
halde duran tulumun ağzını açsa ve bu açma sebebiyle tulumun içindeki dışarı
çıksa yahut dikili halde duran tulumun ağzını açması sebebiyle tulum yere düşse
ve içindeki dışarı çıksa [içinden çıkan şeyi] tazmin eder. Tulum, sonradan çıkan
bir rüzgarın esmesi sebebiyle düşerse onu açan kişi tazminle yükümlü olmaz.
Kişi içinde kuş bulunan
bir kafesi açsa ve onu korkutsa, kuş da kafesten uçsa, açan kişi tazmin eder.
Yalnızca açmış olsa daha güçlü görüşe göre açar açmaz kuş uçarsa tazminle
yükümlü olur, bir süre bekledikten sonra uçarsa tazminle yükümlü olmaz.
1. Bir kimse,
[a] - Başkasına ait olan
ve yere bırakılmış olan bir tulumu açsa ve bu açma sebebiyle tulumun içindeki
dışarı çıkarak telef olsa,
[b] - Dik olarak
bırakılmış bir tulumun ağzını aç sa ve açarken tutup çekmesi sebebiyle tulum
yere düşse ve tulumun içindekiler dışarı çıkarak telef olsa,
[c] - Yahut [açtığı]
tulumun içine su damlaması, alt tarafının ıs-• Ianması gibi bir sebeple telef
olsa -damlama, aradan zamanın geçmesiyle güneş veya sıcaktan erime yahut rüzgar
sebebiyle olsa ve içindekiler akarak telef olsa,
Bu durumlarda tulumu
açan kişi tulumun içindekini tazmin eder; çünkü ilk iki durumda bizzat telef
işlemini gerçekleştirmiş, diğer durumlarda ise idaf onun fiilinden
kaynaklanmıştır. Bütün bu durumlarda ister tulum sahibi orada bulunup telafi
etme imkanına sahip olduğu halde bunu yapmamış olsun isterse orada bulunmasın
hüküm aynıdır. Bu şuna benzer: Bir kimse başkasının kölesini öldürürken veya
elbisesini yakarken köle ve elbise sahibinin buna karşı koyma imkanı olduğu
halde karşı koymasa, öldüren ve yakan kişi tazminle yükümlü olur. Bunu Kamulı
söylemiştir.
Nevevi "tulumun
içindeki şey, açma sebebiyle dışarı çıksa" derken tulumun içindeki katı
bir şeyin ateş yaklaştırılması sebebiyle dışarı çıkması meselesini dışarıda
bırakmıştır; çünkü daha doğru görüşe göre bu durumda tazmin yükümlülüğü ateş
yaklaştıran kişiye ait olur.
2. Kişinin tulumu
açmasından sonra tulum;
[a] - Rüzgar, deprem,
kuş konması vb. bir sebeple,
[b] - Yahut -Maverdi ve
başkalarının tek görüş olarak belirttiğine göre- bilinmeyen bir sebeple yere
düşse,
[Bu iki durumda] kişi
tazminle yükümlü olmaz; çünkü telef onun fiiliyle gerçekleşmemiştir.
Zira ilk durumda rüzgar
vb. şeyleri o meydana getirmemiştir. İkinci durumda ise tazmini gerektiren
şeyin ne olduğu konusunda şüphe bulunmaktadır. Güneşin tulumdaki şeyi eritmesi,
ilk mesel ed eki hükümden şu açıdan farklıdır: Güneşin doğması kesin bir
durumdur. Bu sebeple -rüzgar esmesi meselesinin aksine- tulumu açan kişi bunu
[yani güneşin tulumun içindeki şeyi eritmesini] amaçlamış olabilir.
Not: a. Nevevi'nin sözünden anlaşıldığına göre
kişi başkasının tulumunu açarken rüzgar esiyar olsa bu kişi [tulumun rüzgar
sebebiyle açılması ve içindekinin dökülüp telef olması durumunda] tazminle
yükümlü olur. Yukarıda zikredilen farktan ve alimlerin "bir kimsenin kendi
arazisinde yaktığı ateşi rüzgarın başka yere taşıması sonucu bir şeyin yanarak
telef olması" meselesinde rüzgarın ateş yakma esnasında var olması ile
sonradan ortaya çıkması arasında ayrım yapmalarından anlaşılan görüş de bu
şekildedir.
b. Tulumu bir kimse
açsa, başka bir şahıs ise ters çevirse ve tulumun içindeki dışarı çıkarak telef
olsa, tulumu açan kişi değil ters çeviren kişi tazminle yükümlü olur.
c. Kişi başkasına ait
üzüm asmasının yaprağını koparsa ve güneşin üzüm asmasına çarpması sonucu üzüm
telef olsa koparan kişi tazmin eder.
d. Kişi başkasına ait
bir koyunu kesse ve koyunun kuzusu da [annesini ememediği için] telef olsa,
yahut bir güvercini öldürse, yavrusu da ölse kuzuyu ve yavruyu da tazmin eder;
çünkü bunların yaşamalarına sebep olan şey telef olmuştur.
[İtiraz]: Bir kimse bir koyun sürüsünü sahibi ile
birlikte -haksız yere bile olsa- hapsetse ve koyunlar telef olsa tazminle
yükümlü olmaz. Bu konu da böyle olmalıydı.
[Cevap]: 1. Burada telef olan şey, boğazlanan
hayvanın bir parçasıdır yahut parçası gibidir. Sürüyle birlikte sürü sahibini
hapsetme meselesi ise böyle değildir.
2. Burada gasıp,
yavrunun tek yiyeceği olan şeyi, annesini öldürmek suretiyle telef etmiştir.
e. Bir kimse hurma
ağaçlarına veya ekinlerine su vermek istediği halde başka bir şahıs haksız yere
sulamayı engellese ve bu sebeple ürün telef olsa, er-Ravda'da belirtildiğine
göre -sürüyü sahibiyle birlikte hapsetme durumunda olduğu gibi- suyu engelleyen
şahıs tazminle yükümlü olmaz. El-Envar'da ise buna aykırı olarak tazminle
yükümlü olacağı belirtilmiştir.
f. Bir kimse bir geminin
bağını çözse ve gemi de bu çözme sebebiyle batsa, tazminle yükümlü olur.
Sonradan ortaya çıkan rüzgar vb. bir şeyle batsa -yukarıda belirttiğimiz
gerekçeyle- tazminle yükümlü olmaz. Şayet sonradan ortaya bir durum çıkmadığı
halde telef olmuşsa tazminin gerekip gerekmediği konusunda iki görüş bulunmaktadır.
Bunların -ZerkeşI'nin de belirttiğine göre- daha doğru olanına göre batmayı
gerektiren şeyin ne olduğu konusunda şüphe bulunduğu için tazmin söz konusu
olmaz.
3. Bir kimse içinde kuş
bulunan bir kafesi açsa ve kuşu korkutsa, kuş da hemen kafesten uçup gitse
-Maverdi'nin belirttiğine göretazminle yükümlü olduğu konusunda icma vardır.
Çünkü tıpkı bir insanı zorlama durumunda olduğu gibi burada da kuşu kaçmaya
zorlayan kişi odur.
4. Kişi yalnızca kuşun
kafesini açmış olursa [kuş kafesten uçtuğunda kuşun değerini tazminle yükümlü
olur mu? Bu konuda İmam Şafii (r.a.)'ye ait üç görüş bulunmaktadır:]
[Birinci görüş]
Daha güçlü görüşe göre
kuş derhal uçarsa tazminle yükümlü olur; çünkü kuşun derhal uçması, açan kişinin
onu kaçırdığını düşündürmektedir.
Kuş bir süre durduktan
sonra uçarsa tazminle yükümlü olmaz; çünkü bir süre durması, kuşun kendi
isteğiyle uçtuğunu göstermektedir.
[İkinci görüş]
Kişi herhalükarda
tazminle yükümlü olur; çünkü kafesi açmasaydı kuş uçmayacaktı.
[Üçüncü görüş]
Hiçbir şekilde tazmin
etmez; çünkü kuşun uçması kendi isteğiyle olmuştur, kafesi açan kişi yalnızca
kuşun uçmasına sebep olmuştur. Kuşun uçması kendisinin doğrudan
gerçekleştirdiği bir fiildir. Doğrudan yapılan fiil sebebiyet verme yoluyla
olan fiilden önceliklidir.
Görüş aynlığı şu
konularda da geçerlidir:
> Kişi bir hayvanın
bağını çözse veya bir hayvana kapıyı açsa, hayvan da çıksa ve zayi olsa,
> Kişi deli bir
kölenin bağını çözse veya ona kapıyı açsa ve köle çıkıp zayi olsa.
Ancak -kaçmış bile olsa-
akıllı kölenin durumu böyle değildir; çünkü bu kölenin kendi başına hareket
etmesi sahihtir. Belirtilen fiilden sonra kölenin çıkması onun fiili olarak
kabul edilir.
5. Bir kimse başkasına
ait bir kuş kafesinin kapısını açsa [bakılır:]
> Kuşun kafesini açar
açmaz bir kedi -kafese girmeksizin bile olsa veya Hocamız Zekeriya el-Ensarf
'nin de belirttiği gibi kafese girdiği daha önce bilinmiyar bile olsakuşu
kaparak öldürse,
> Yahut kuş uçarak
bir duvara çarpıp ölse,
> Veya kafesten
çıkarken suluğu veya kafesi kırsa,
Bu durumlarda kişi telef
olan şeyi tazmin eder; çünkü bu, kendi fiilinden kaynaklanmaktadır. Ayrıca ilk
durumda onun fiili, kediyi kuşa doğru salmak gibidir. Bu gerekçeden
anlaşıldığına göre bu hüküm "kedi orada hazır bulunduğu durumda"
geçerli olur. Aksi takdirde -tulumun ağzını açtıktan sonra rüzgarın eserek
tulumun içindekini dışarı çıkarması durumunda olduğu gibi- tazmine gerek olmaz.
6. Kuş kafesin en uzak
yerinde olsa, yavaş yavaş yürüyerek gelip kafesten uçsa, Kadı Hüseyin'in
belirttiğine göre "kafes açılınca derhal çıkmış gibi" kabul edilir. O
şöyle demiştir: "kafes açık olsa, bir insan kafesin kapısının yanında
yürürken kuş ondan korkup dışarı çıksa bu kişi tazminle yükümlü olur."
7. Bir kimse bir çocuğa
veya deliye elindeki kuşu salmasını emretse, muhatap olan kişi de onu salsa,
Maverdi ve Ruyani'nin belirttiği üzere bu, kuşun kafesini açmak gibi kabul
edilir.
Not: a. Bir kap içinde bulunan yulafın bağını
birisi çözse ve bir hayvan bunu derhal yese, bağı çözen kişi yulafın değerini
tazmin eder.
[İtiraz] Maverdi şunu açık olarak ifade etmiştir:
"Bir kimse bir hayvanın yularını çözse, hayvan da yulafı yese veya bir
kabı kırsa, bu yeme ve kırma işi ister hemen çözülme sonrasında isterse daha
sonra yapılsın kişi tazminle yükümlü olmaz." Bizim meselemizde de hüküm
böyle olmalıydı!
[Cevap] Diğer meselede tazmin olmamasının sebebi
şudur: Kişi -bizim meselemizin aksine- telef olan şey üzerinde değil telef eden
üzerinde tasarruf ta bulunmuştur.
b. Hayvan geceleyin
kapısının açılmasının ardından bulunduğu yerden çıksa ve ekinleri yahut başka
bir şeyi telef etse, İbnü'l-Mukrl'nin el-Envar'daki görüşün aksine belirttiğine
göre tazminle yükümlü olmaz. Çünkü kişinin başkasına ait hayvanı bunu yapmaktan
engelleme yükümlülüğü yoktur.
c. Bir kimsenin duvarına
kuş konsa, kişi kuşu kovsa ve kuş telef olsa tazminle yükümlü olmaz; çünkü kuşu
duvarından kovma yetkisi vardır. Kuşa-evinin hava boşluğunda bile olsa- bir şey
fırlatarak öldürse bunu tazmin eder; çünkü kuşu evinin hava boşluğundan kovma
yetkisi yoktur.
d. Bir kimse bir malın
korunduğu yeri açsa, başka bir şahıs da orada bulunan malı alsa, yahut kişi
hırsızlara bir malın yerini gösterse hırsızlar da malı çalsa, açan ve gösteren
kişi tazminle yükümlü olmaz; çünkü bu kişi mala el koymamıştır. İlk durumda
kapıyı açarak telefe sebebiyet vermesi durumu, diğer şahsın doğrudan telef
etmesiyle ortadan kalkmıştır. Ancak başka bir şahıs oradaki malı onun emriyle
alırsa, bu kişi yabancı bir şahıs ise veya ona itaat etmeyi gerekli gören bir
şahıs ise bu durumda alan şah sa değil bunu emredene tazmin gerekli olur.
e. Bir kimse bir ev
yapsa, rüzgar başkasına ait bir elbiseyi oraya getirse, elbise kaybolsa, ev
sahibi tazminle yükümlü olmaz; çünkü elbiseye el koymamıştır.
BİR SONRAKİ SAYFA İÇİN
AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN
GASIBIN ELİNDEKİ
MALI BAŞKASININ ALMASI